Okan Buruk’u gördüm…

Selçuk İnan golü attığında, ülkenin Güney Doğusundan da; “Gooolll” diye bağırdıklarını hayal ettim…

Haberin Devamı

‘Şölen başladı’ başlığı ile bir yazı hazırlıyordum…
Basketbol ve voleybolda Avrupa ligleri başladı…
Ülkemiz, tam 28 takım ile temsil ediliyor…
Salı günü başlayan, hafta sonuna kadar süren bir heyecan bizleri bekliyor…
Hafta sonunda futbol görevi devralıyor…
Soluk kesen bir serüven yeniden başlıyor…
Siz de izleyin…” Diyecektim…

***
• “Özellikle kadın voleybol ve erkek basketbolda Türkiye ligi, Avrupa’nın en kaliteli iki liginden biri oldu…
• Hayal ettiğiniz yıldızlar, salonlarımızda…
• Euro ligde 4 de 4 yaptık… Biraz az Türk oyuncu oynattık, bu takımlar bizim mi? dedik Ancak dört galibiyet ile başladık…
• Avrupa şok; Karşıyaka sezona Barcelona’yı devirerek başladı…
• Euro lig temsilcileri Karşıyaka taraftarı ile tanıştı…
Türkiye’de basketbolun bu kadar bilerek izlendiğine ilk kez tanık oldular…”
Diyecektim…

Haberin Devamı

****
Utandım…
Yüzlerce gencimizi bir hiç uğruna toprağa verdiğimiz, giderek ölümleri kanıksadığımız, gerçek katilleri bulamadığımız, büyük rant oyunlarının gençlerimizin canı ile oynandığı bir dönemde;
“Şölen mi olur?” dedim…
Bir mahallede cenaze var ise düğün yapılmayan bir gelenekten geliyoruz biz… .
Bugünlerde “Şölen de neymiş?” Dedim…

***
Sonra, sporun “birleştirici” yönünü düşündüm…
Selçuk İnan golü attığında ülkenin Güney Doğusundan da;
“Gooolll” diye bağırdıklarını hayal ettim…
Spor, afyon mudur? Yoksa ülkenin birleştirici tutkalı mıdır?
Diye sordum kendime…
Açıkçası veremedim cevabını…

***
Daha sonra; Artık spor, ”bizi birleştireceğine ayrıştırıyor” diye düşündüm…
• “Fatih Terim bu takımın başında ise bu takım benim Milli takımım değil” diyenleri düşündüm…
• Konya stadında saygı duruşundaki ıslıkları, düşündüm.
• “Islıklayanlar, Milli takımın taraftarı ise ben İzlandalıyım”, diyenler geldi aklıma…

----Hayır dedim… “Artık sporda bizi birleştiremez, hatta ayrımın arenası olmuş” diye hüzne kapıldım

***
Sonra, Okan Buruk çıktı karşıma…
Televizyona konuk etmişler anlatıyor…
İçimi bir sevinç kapladı…
Neden bu kadar çok sevmişim ben Okan’ı
---- Hatırlamaya çalışıyorum…
Ayağı kırıldığı maç geldi aklıma…
İçim buruldu…
Baktım arşive; 1993 yılı Galatasaray-Trabzonspor maçıymış…
Ben, Ali Sami Yen’deydim…
Ne işim var diye düşündüm?
Şimdi gitmiyorum Fenerbahçe’den başka bir takımın maçına…
Nereden, nereye gelmişim…
Aradan 18 yıl geçmiş, zaman beni hırçın bir taraf yapmış,
Utandım…
“Acaba hangi takımı tuttum?” diye düşündüm…
Bulamadım bir cevap kendime…

Haberin Devamı

***
İnanın, O “Ahhhh” sesini oturduğum yerden duydum…
Okan’ın ağabeyi de yanımda bir yerlerdeymiş… Tribünden tel örgülere doğru haykırarak koşmasını unutamıyorum…
Okan henüz 18 yaşında… Paf takımından gelmiş… Genç Milli takım ile Serpil Hamdi Tüzün hoca yönetiminde, Avrupa Şampiyonu olmuşlar…
A takımında oynadığı ilk maçında iki gol atmış…
Ülke olarak yeni bir yıldızımız geliyor diye bakıyoruz…
Belki ben de Okan’ı izlemeye gitmişim Mecidiyeköy’e…
Okan sedye ile çıkarılırken, gözyaşlarımı tutamadım…

***
Okan’ı gördüm televizyonda…
Baktım deli gibi seviyorum…
Okan, benim oyuncum…
Nasıl oldu da şimdi Galatasaraylı bir futbolcuya; “Benim diye bakamıyorum” böyle…
Yine utandım…
Sadece ben olsam çabuk toparlarım kendimi…
Ülke olarak bu hale gelince iş çok vahim…
“Bizi bu hale getirenler utansın!” diyeceğim…
---- Demem…
Benim halimden kim sorumlu gözükürse gözüksün, gerçek sorumlu benimdir…
Bir başkasını suçlamam, en basit hali ile beni küçültür…
Demek ki sorunu çözecek olan yine benim…
Bir köşeye oturup sadece okumayın lütfen!
Sorun sizsiniz!
Yani sorunu çözecek sizsiniz!
Yani biziz!
Kimselerden beklemeden çözmeliyiz!
Utanarak, sıkılarak ama çözmeliyiz!

Yazarın Tüm Yazıları