Kaybederken sevdim

Beş maç oynadık, üçünü kaybettik… Kazandığımız maçlar, zaten kazanmamız gereken maçlardı…

Haberin Devamı

Ülke seviyesi olarak kaybettiğimiz takımların, en az ikisini yenmemiz gerekiyordu…
Ancak kaybettik…
Ama ben çok sevdim bu takımı…
Seyirci de sevdi…
Ülke olarak sevdik…
Kaybettiler ama sevdik…
Yenildik ama sevdik…
Demek ki her şey sonuç değil…

****

İçim sıkılıyordu…
Ülkeye baktığımda kara bulutlar görüyordum…
Gazeteye, televizyona, sosyal medyaya, futbola, etrafımda konuşan insanlara, nereye bakarsam bakayım;
“O ve ben” veya “onlar ve biz” görüyordum…
Hayatın her alanında, forma giymiş insanlar görüyordum…
Sayıyı atan oyuncu kendi takımında ise alkışlayan, hatayı yapan oyuncu başka takımda oynuyorsa, en ağır eleştiriyi yapan yorumcu ve taraftarlar görüyordum…
Ödül alan sanatçıya, “ bizden mi?”, “onlardan mı?” Diye bakan bir toplum olduk biz…
Futbol takımında kendi takımından oynayan oyuncuları sayıp ona göre tutup tutmamaya karar veren bir toplum olduk, biz…
Turizm geliri düştüğünde, enflasyon arttığında, bir bölümümüz sevinen bir ülke olduk biz…
Velhasıl tuhaf bir ülke olduk biz…

***

Haberin Devamı

Bu takım bana iyi geldi arkadaşlar…
Kaybettiler ama çok sevdim…
Formalarına bakmadık… Onlar da bakmadı…
Pası alamayan adam kapris yapmadı… Oyuna giremeyen adam mimikler yapmadı… Televizyona çıkıp, pek de gelişmemiş aklı ile akıl oyunları yapmaya kalkmadı(!)
Son topa kadar mücadele ettiler…
Olmadı…
Birçoğunuz anlamıştır ama yazayım;
Basketbol Milli takımımızı anlatıyorum!
Teşekkürler ediyorum onlara…
En başta da, koçları Ufuk Sarıca’ya…

***

Bu yazdıklarımdan sanmayın ki, işimiz bitti…
Bir üst tura çıktık. Son 16 ya kaldık…
Pazar günü İspanya ile eleme maçı oynayacağız…
Ama ben bu gece orada değilim…
Sevdim ben bu “Milli takımı”
Işık verdi bu takım…
Umut verdi bu takım…
Son dönemdeki tek Milli sesimizdi…

***

CEDİ ve FURKAN’a

Bu topraklarda yetiştiniz…
Yeni takımımızın temel çekirdeği oldunuz…
Sahada sonuna kadar mücadele ettiniz…
Olabildiğini gösterdiniz… Üretebildiğimizi ispatladınız…
Genç yaşta çocuklarımıza örnek oldunuz…
Sınırsız yabancının, “oyuncu yetişmesine” engel olduğu görüşünü, yerle bir ettiniz…
Milli takımımıza hayat verdiniz…
Şimdi sizi NBA’ye uğurluyoruz…
Oradaki başarınız, bu ülkenim gururu olacak… Hep birlikte sizin için dua edeceğiz…
Sizden bir isteğim var…
Bu Ay Yıldızlı forma için sizi çağırdığımızda, koşarak gelmenizi istiyorum!
Bugün o gurur ile giydiğiniz forma için hep aynı heyecanı duymanızı istiyorum!

***

Haberin Devamı

Dirk Nowitzki, Dünyanın sayılı oyuncularından biri oldu ama hiçbir zaman Almanya formasını giyerken burun kıvırmadı…
20 yaşında ne ise, 37 yaşında da Almanya için topun peşinden parkeye atladı…
NBA de MVP oldu, “hiç sakatım” demedi.
Tam 19 yıl Milli formayı giydi…
Gasol İspanya için hala ter döküyor, bir turnuva bile kaçırmadı…
Amerika’da oynamadığı kadar arzu ile oynuyor…

Sizlerde bu ülkenin Nowitzki’si ve Gasol’u olun!
“Cedi’miz ve Furkan’ımız” diyelim…
Bu ülkenin buna ihtiyacı var!

***
Yaşam uzun değil…
Basketbol yaşamı ise en fazla 10-15 sene…
Çok para kazanabilirsiniz… Çok ünlü bir basketbolcu olabilirsiniz… Ancak dönüp geleceğiniz yer, yine bu topraklar…
NBA yüzüğünü takan adam bizi pek bağlamaz…
O formayı ilk günkü heyecanı ile giyen adamı biz, bağrımıza basarız…
Yetiştiğiniz topraklara borcunuz var!
Yetişecek gençlere örnek olmak gibi bir göreviniz var!
En önemlisi bu ülkenin size, Ufuk Sarıcalara, Melihlere, Erkanlara, Sinanlara, Doğuşlara ihtiyacı var!
Yeniden ve hep birlikte olmaya ihtiyacımız var!

 

Yazarın Tüm Yazıları