Zor kazanan adamın hikayesi

Bundan yaklaşık 10 ay önce, 19 Eylül’de Başakşehir Roma’ya 4-0 yenildiğinde öfkeli bir yazı kaleme almıştım. Öfkem elbette skora değildi, o aralar bazı Türk takımlarında Avrupa’da rotasyon gibi bir sersemlik baş göstermişti.

Haberin Devamı

Başakşehir’in de Roma kafilesinde 2-3 sağlıklı isim yer almayınca, buna sitem etmiştim yazımda. Sabahın erken saatlerinde aradı Okan Hoca... Asla rotasyon gibi bir düşüncesi olmadığını, o iki ismin Roma’ya özel sebeplerle gelmediğini, Avrupa’da gruptan çıkacaklarını, ligde şampiyonluk hedeflediğini ve hatta gelecekte İtalya’da çalışmayı hayal ettiğini anlattı birer birer. Telefonu kapattığımda şunu anladım: Okan Buruk’a o denli sitem etmemin sebebi, ondan gerçekten çok umutlu olmamdı. Çünkü (futbolcu) Okan, hiçbir şeyi kolay kazanmamıştı. O bir ‘zor kazanandı’. 17 yaşında büyük bir yıldız adayı olarak sahaya ayak basmış, 18’inde A milli olmuş, sonra ayağı kırılmıştı. Ayağı iyileşmiş ama mantalitesi bozuk bir şekilde dönmüştü futbola.

Artık yetenekli bir futbolcu gibi değil, kendini ispat etmeye çalışan bir orta sınıf gibiydi. Her topa saldırıyor, lüzumsuz kartlar görüyordu. Yıllarca yedek oturdu. Kendi kalibresinin çok altında adamların yedeğiydi üstelik. Ama yılmadı. Yeteneklerini tekrar hatırladı, 6 sene sonra milli takıma döndü. Sağ açıktı, ön libero oldu. Çok yetenekliydi ama kariyerinin büyük bölümünü ‘futbol hamallığından’ kazandı.

Haberin Devamı

Zor kazanan adamın hikayesi

ELAZIĞ İLE DÜŞTÜ

Antrenörlük kariyeri de oyunculuk kariyerinden farksızdı. ‘Star futbolcu’ muamelesiyle doğrudan büyüklerde işe başlamadı.

Elazığ ile küme düştü. Göztepe’yle ikinci ligde savaştı. Akhisar’la Süper Lig’e döndü. Rize’yle devam etti düşük bütçe mucizeleri yaratmaya. Hiçbir şeyi kolay kazanmadı. Hep zor kazandı Okan Hoca. Bence bu şampiyonluğun da sırrı buydu: Emekçi Mahmut’la da, yıldız Demba Ba ile de, star adayı İrfan’la da, ikinci şans oyuncusu Crivelli ile de empati kurabildi Okan Hoca. Çünkü zamanında Mahmut’u da, Crivelli’yi de yaşamıştı kariyerinde. Dibi de, zirveyi de görmüştü.
Nasıl Roma’da fark yedikten sonra Avrupa Ligi’nde gruptan çıkacağını biliyorsa, muhtemelen Elazığ ile küme düştüğünde de bir gün Süper Lig şampiyonu olacağını biliyordu bu adam. Epureanu’sundan Mert’ine, Visca’sından İrfan’ına hepsine canı gönülden tebrikler. Ama bugün en büyük tebrik, zor kazanan adama...

Yazarın Tüm Yazıları