Sıradaki büyük kim?

SANIRIM tarihin en büyük teknik adam değişiminin yaşandığı yılın içindeyiz:

Haberin Devamı

2016 takvim yılı içinde Bayern Münih Ancelotti’ye, Manchester City Guardiola’ya, Chelsea Conte’ye emanet edilecek. Manchester United’ın Mourinho’yla imzalayacağı konuşuluyor, Real Madrid-Allegri sürprizi gerçekleşirse Juventus da hoca arayışına girecek. Wenger’in Arsenal hikâyesinin sonuna geldiğine inananlar az değil. Bu büyük teknik adam rotasyonunun içinde şimdilik Ancelotti, Guardiola, Mourinho gibi doğal büyükler var; ama hiç şüphesiz ki bu listenin içine yeni büyükler de dahil olacak.

Peki sıradaki büyük kim?

2016-17 sezonuyla beraber Simeone, Allegri, Tuchel gibi doğal adayların dışında hangi teknik adamların ismini Mourinho’nun, Ancelotti’nin, Guardiola’nınkiyle beraber anmaya başlayacağız?


1-) RONALD KOEMAN
SOUTHAMPTON’ın menajeri Ronald Koeman’ın en büyükler liginde yer almak için lüzumundan fazla beklediğini düşünenlerdenim doğrusu. 2007’de henüz 44 yaşındayken rotası Valencia değil de daha stabil bir kulüp olsaydı, bugün muhtemelen onu da devler arasında anıyor olacaktık. Çalıştığı ilk 3 büyük ekip Ajax-Benfica ve PSV’yi Devler Ligi’nde son 8’e sokmuştu Valencia’ya yolu düşmeden önce. 

İki sezondur çalıştığı Southampton’la Pochettino’dan aldığı mirasa ihanet etmedi; halen Avrupa yarışını sürdürüyor. Arsenal’i geçen yıl Lig Kupası’ndan eleyip bu yıl da 4’lük yaptığı için Emirates’in doğal adaylarından biri olarak kabul ediliyor. 

Wenger’e büyük saygı duymakla birlikte, idealizmle inatçılık arasındaki ince çizgide yürüdüğünü gözlemliyorum üzülerek. Wenger’in son durağının Real Madrid, Koeman’ın yeni rotasının Arsenal olması güzel olmaz mı sizce de?


2-) MAURICIO POCHETTINO
SOUTHAMPTON’ın başarısını anıp Pochettino’yu ıskalamak Arjiantinli genç dâhiye büyük haksızlık olur. Kötü bir sezonun son bölümünde Espanyol’un başına geçirildiğinde 9 takım arkadaşının hocalığını yapmıştı Pochettino. O olgunluk sınavını başarıyla vermekle kalmadı, bugün Kane, Dier, Alli gibi yıldızlara forma veren hoca konumuna çıktı.

Maçların sonunda yorgunluğa yenik düşen pres mantalitesi, bu yıl Premier Lig’in en çok atıp-en az yiyen takımını yaratınca saygının en büyüğünü hak eder konuma geçti. Önümüzdeki iki ayda evine bir şampiyonluk madalyası götürüp götüremeyeceği bilinmez, ama haziranda bambaşka bir kontrat bekliyor olabilir onu.


3-) PAL DARDAI
HENÜZ 40 yaşında... 24 yıllık meslek hayatının 18’ini geçirdiği Berlin’de çalışmayı sürdürüyor, Hertha dışında çok fazla tecrübesinin olmaması tabii ki endişe verici. Bu sezon Hertha’nın inanılmaz kısıtlı kadrosuyla başardıkları göz önüne alınınca, kısa vadede olmasa bile orta vadede büyükler ligine katılabileceği izlenimi veriyor Dardai. 30 yıllık aradan sonra büyük turnuvaya katılma hakkı elde eden Macar Milli Takımı’nın temellerini atan da oydu, şimdi aynı gerçekçi futbol anlayışını Hertha’da sürdürüyor. Son derece atletik ve zeki bir takım Hertha. Belki topla yüzde 60 oynamıyorlar ama kazandıklarında 3-4 pasla gole gidecek set çalışmalarına ve üretkenliğe sahipler. Eğer büyük aksilik yaşamazlarsa gelecek yıl doğrudan Devler Ligi gruplarında yer alacak Hertha’nın çok can yakacağını tahmin etmek güç değil.


4-) PAULO SOUSA
2014-15’te Avrupa’nın top 15 liginde yalnızca 5 yabancı koç şampiyonluk yaşadı: İspanyol Guardiola, Portekizli Mourinho, Villas-Boas, Vitor Pereira ve Paulo Sousa... Portekizli koçların kıta sathına yayılan etkinliğinin altında iki güçlü faktör var: Biri, herkesin yeni Mourinho’yu araması. İkincisi de bu koçların Brezilya futboluna olan doğal hakimiyeti. Geçtiğimiz yaz Basel’i şampiyon yapıp Fiorentina’nın yolunu tutan Sousa da büyük futbolculuk kariyerinin de getirdiği avantajla erken yaşta güçlü takımları çalıştırma şansı buldu ve daha 45 yaşında tecrübeli teknik adam konumunda şimdi. Halen Fiorentina patronlarıyla takımı bir kademe daha yükseltecek transferler yapılmadığı için soğuk savaş yaşıyor ve ayrılması an meselesi. Sousa ve Donadoni halihazırda Serie A’nın hak ettiği değeri göremeyen iki menajeri...


5-) MARC WILMOTS
BU basamak için Frank De Boer, Jurgen Klinsmann, Röger Schmidt gibi isimleri de düşündüm ama tercihimi potansiyel Euro 2016 etkisi yönünde kullanmayı uygun buldum. Her büyük turnuva sonrası olduğu gibi Fransa 2016’nın ardından da birkaç menajer güçlü spotların altına çıkacak ve rüya gibi transferler yapacaklar muhtemelen. Löw tabii ki doğal favori. Eğer 10 yaş daha genç olsaydı Terim için de böyle bir kontrat son derece olasıydı. Ama elindeki kadronun potansiyeline ve şu anda İtalya, İspanya, Portekiz gibi devlerin doğal favori konumunu kaybetmiş olmalarına bakılırsa Euro 2016’nın esas çıkışını Belçika yapacak gibi. Bu da 47 yaşındaki Wilmots’un önünü açabilir. Futbolculuk kariyerinde 4 Dünya, 1 de Avrupa Şampiyonası bulunan Wilmots, bu Belçika’yla 2014’te başardığının bir kademe ilerisine gidebilir.








Yazarın Tüm Yazıları