Olay sözler: Yanal, F.Bahçe'nin...

Güncelleme Tarihi:

Olay sözler: Yanal, F.Bahçenin...
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2018 08:30

Gazetemiz yazarlarından Kanat Atkaya, Mehmet Arslan, Uğur Vardan ve Uğur Meleke, Futbol Konseyi'nde spor gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Haberin Devamı

Kanat Atkaya

ERSUN YANAL, KULÜBE ARTIK DAYATILMIŞTI

Ersun Yanal’a görev verilmesi, artık şart olarak dayatılacak noktaya getirilmişti Fenerbahçe cephesinde. Ali Koç ve ortaya koyduğu vizyonu benimsedi camia ve kredisi de çok fazla. Ancak Ersun Yanal hamlesi ve devre arasındaki olası transferler de ilaç olmazsa,
tepkiler yön değiştirebilir.

DAMİEN COMOLLİ RUHEN GİTTİ SADECE BEDENEN BURADA

Damien Comolli, bedenen burada olsa da, kâğıt üzerinde sözleşmesi sürse de ‘gittiğini’ herhalde herkes gibi kendisi de biliyor. Bence devre arasında Comolli’yi ‘usule uygun’ olarak ve belki de oluşacak maddi tazminat davası gibi ‘tatsız gelişmeleri’ önleyerek gönderecek bir çözüm
arayışındalar.

STOPER, ÇİFT YÖNLÜ ORTA SAHA VE DE VOLKAN DEMiREL

F.Bahçe’nin omurga hattında her noktaya transfer gerekiyor gibi duruyor. Stoper, orta sahada ‘çift yönlü eleman’ ve santrfor acil ihtiyaç gibi durmakta. Kale konusunda da Volkan Demirel’in ‘yeniden
transfer’ edileceğini düşünenlerdenim, en azından bu sezon sonuna kadar.

Haberin Devamı

VAR SiSTEMİ OTURANA KADAR HERKESİN CANI YANACAK

Galatasaray’ın başka konularla da birlikte bu konudaki isyanı sırasında karşı bildiri yayınladı diğer kulüpler. Herkes sırayla yanıyor, bazıları daha fazla yanıyor işte. Sistem oturana kadar, iyi niyet konusunda kamuoyunun güveni kazanılana kadar da böyle devam edecektir. 3-4 pozisyon öncesine dönmek gibi uygulamalar VAR’ın olumsuz hanesine yazacaktır.

GALATASARAY, İÇ VE DIŞ HER KAVGAYA DALIYOR

Galatasaray henüz işin teknik yanına odaklanamayacak vaziyette. Dışarıda ve içeride bulduğu her kavgaya dalıyor, olmadı kendi kendine sorun çıkartıyor. Abdurrahim Albayrak’ın açıklaması Galatasaray taraftarını çok rahatsız etti. Basın sözcülüğü görevini daha dengeli demeçler verebilecek bir isime yönlendirecektir camia.

İKİSİNİN BUGÜNKÜ HALLERİYLE ÇOK ZOR

Maçların oynanacağı şubat ayına kadar iki kulüp de yansımasının olumlu olacağını umduğu değişiklikler yapacaktır. Ancak şu hallerinden bahsediyorsak iki takımın da rakipleri karşısında tur atlama ihtimali daha düşük. Bu vaziyette sadece şansa güvenebilirler ve şansın da hakikaten büyük ikramiye gibi bir şey olması lazım!

Haberin Devamı

HAFTANIN ENLERİ:

Haftanın olayı: Zirve adaylarınınki de dahil 5 maçın berabere bitmesi.
Haftanın takımı: Evkur YENİ Malatyaspor
Haftanın hocası: Erol Bulut
Haftanın futbolcusu: Khalid Boutaib
Haftanın hakemi: Mete Kalkavan

Uğur Meleke

KOÇ BİR DERS ÇIKARMIŞTIR

Aziz Yıldırım, bu kulübü 20 yıl yönetip 6 şampiyonluk görmüş. F.Bahçe’nin 60 senelik ortalaması da zaten aşağı yukarı bu... Yetmemiş, tarihte en fazla G.Saray şampiyonluğu gören isim olup, kulübü de 600 küsur milyon Euro borçla bırakmış. Böyle bir enkazı devralan yeni başkan her kim olursa olsun, en az bir dönem kredisi vardır bence. Ersun Yanal konusundaki keskin açıklamalarıysa bence de Koç’a itibar kaybettirmiştir. Sanırım kulüp yöneticiliğinde hiçbir meseleyi kişiselleştirmemek gerektiği dersini çıkarmıştır buradan başkan.

Haberin Devamı

ALTI-YEDİ TRANSFERİ İSABETSİZ

F.Bahçe bu sezon 11 transfer yaptı; 6-7’si kesinlikle isabetsiz. Slimani, Benzia, Frey ve Reyes’i getiren bir sportif direktörün geleceği dünyanın her yerinde tartışılır; F.Bahçe’de de tartışılması doğal. Comolli kendi ağzıyla, “Lille Başkanı beni aradı, kimi transfer etmek istersin diye sordu. Ben de hiç düşünmeden Benzia dedim” diye anlatmıştı. Keşke biraz düşünseymiş. O Lille’den çok daha iyi futbolcular getirebilirdi.

ÖN TARAFA 3 OYUNCU LAZIM

F.Bahçe’nin en temel sorunu, ön taraftaki kalite eksikliği. Fenerbahçe’de koşucu var, mücadeleci var, savaşçı var ama yetenekli futbolcu çok az. Oysa iyi futbol, iyi futbolcuyla oynanır ve devre arasında bence ön tarafa en az 3 yetenekli oyuncu bulmalılar. Öncelikle muhakkak iyi son vuruşçu bir santrfor bulmalılar. Ayew-Valbuena’yla rekabet edebilecek bir kenar hücumcusu daha olmalı. Orta sahada da ön liberolar gırla gidiyor, iki yönlü sadece Eljif var. İki yönlü orta saha oyuncusu takviyesi de yapılmalı.

Haberin Devamı

BEN TATMİN OLMADIM

Pozisyonun süresinden ziyade, atağın kesilip kesilmediği konusunda ben tatmin olamadım. Ofsaytla gol arasında geçen 18 saniye içinde Toure’nin bir bilinçli uzaklaştırması var. Ama IFAB, VAR protokolüne, atağın devamlılığının kesilmesi için ‘savunmanın topu baskı olmadan çıkarması’ koşulunu koymuş. Orada da Toure topu uzaklaştırırken üzerinde baskı olduğu düşünüldüğü için atağın devam ettiği kararı çıktı. Kitaba göre hakemin iptal kararı doğru görünüyor ama dediğiniz gibi o protokoldeki ‘baskı altında değilken topu çıkarma’ kısmı bana hiç adil gelmiyor.

BiZ, ‘GOMİS’İ ZORLA GÖNDERDİK’ DERLER Mİ?

 Teknik heyet ne söyleyebilir ki; “Meseleleri kişiselleştirerek Gomis’i zorla gönderdik, suçlu biziz” diyemediklerine göre! Cezalı olmaları işlerine geliyor belki de şu anda! Albayrak’ın açıklamasının ise G.Saray’ın ne genetiğini, ne kültürünü, ne de bugünkü vizyonunu yansıttığını düşünmüyorum. Geçen yılın şampiyonu, bu yıl da ilk 8 haftanın lideri G.Saray, ikinci 8 haftanın sonunda Başakşehir’in 8 puan gerisindeki yerini koruduğuna mı sevinecek? Bu açıklama Cengiz tarafından yapılsaydı çok infial yaratırdı ama Albayrak’ın kulübün ortak aklını temsil ettiğini hiç düşünmedim, bugün de düşünmüyorum.

Haberin Devamı

DEPLASMANDA ATILACAK GOL SONUCU BELİRLER

F.Bahçe, son 3 yılda 3. kez şubatta Rusya’ya gidiyor. Ligleri şubatta tatil olan Ruslar’a karşı oraya daha iyi bir fizik seviyeyle giderseniz şansınız var demektir. Benfica da 2 yıl içinde 3. kez bir Türk takımıyla eşleşiyor. Lizbon’da harika bir atmosfer yaratıyorlar, o yüzden ilk maçta İstanbul’da iyi bir sonuç almak önemli. Zor gol atıpzor yiyen bir ekip. Aynen ağustostaki F.Bahçe eşleşmesi gibi bir fark, hatta deplasman golü sonucu belirleyebilir. G.Saray, ocakta yeni bir Gomis bulabilirse turu geçebilir.

HAFTANIN ENLERİ:

Haftanın olayı: Ligin ilk yedisinden sadece birinin kazanıp; son yedisinden sadece birinin kaybetmesi

Haftanın takımı: Atiker Konyaspor
Haftanın hocası: Hakan Keleş
Haftanın futbolcusu: Adis Jahovic
Haftanın hakemi: Fırat Aydın

UĞUR VARDAN

YANAL BAŞARAMAZSA ÇÖKÜŞ KAÇINILMAZ  

Evet, Ali Koç vizyonundan taviz verdi. Bunu zaten seçildikten sonra Ersun Yanal’a ilişkin yaptığı konuşmalarda görmek mümkün. Taraftar istedi, Yanal göreve getirildi. Elbette koşullar da bu tercihi neredeyse tek seçeneğe dönüştürdü. Futbolda çareler tükenmez, dolayısıyla Yanal son şans değildir elbet ama eğer başarılı olmazsa Koç cephesi için çöküş önlenemez bir hal alır sanki.

COMOLLI, ŞU AN KAĞIT ÜZERİNDE VAR

Comollı, Koç’un hayalindeki Batılı modelin ifadesiydi. Doğru isim midir, orası tartışılır ama modelin tarifi buydu. Yanal’ın gelmesiyle birlikte model kendi içinde bir tür iflas bayrağını çekse de Comolli’nin halen süren mevcudiyeti, sanırım “En azından kâğıt üzerinde ilkelere bağlı kaldık” hissiyatı yaratıyor. Şu an öncelikle konu geminin yüzdürülmesi. Comolli’nin kaderini de galiba geminin rotası belirleyecek...

BU EKONOMİDE BÜYÜK DEĞİŞİM ZOR

Sayı vermek çok manalı gelmese de belli başlı yerlere ihtiyaç duyulduğu açık. Defans da, orta saha da, forvet de sorunlu; kale için tekrar Volkan seçeneği dönme ihtimali olduğundan dolayı orayı saymıyorum! Yani neredeyse bütün takım sorunlu. Lakin bu ekonomik koşullarda böylesi bir kabuk değiştirme yapılabilir mi, o da çok zor görünüyor. Yanal’ın umut aşılaması normal ama işinin çok zor olduğu da aşikâr.

RUH MU ADALET Mİ? ADALET DİYORUM

Uygulamadan çok genel tabloya bakmaktan yanayım. Evet, VAR oyunun ruhunu öldürüyor, futbolun geçmişteki doğasında olmayan yeni psikolojik eşikleri aralıyor ama gelinen noktada da bizi şu önemli ikilemle baş başa bırakıyor: Ruh mu, adalet mi? Ben de başta VAR’a temkinli yaklaşıyordum ama galiba adalet, hayatın diğer alanlarında olduğu gibi futbolda da her şeyden önemli. Varsın takımların ve tribünlerin enerjisini alsın; bunlar zamanla alışılacak şeyler ama önemli olan adaletsizliğe alışmamak. Dolayısıyla şu andaki uygulamanın doğru olduğu kanısındayım.

ASLINDA BİR AÇIKLAMA VAR: OCAK AYI VE DIŞ MİHRAK!

Hayır, teknik heyetin bu konuda açıklaması var: ‘Ocak ayını bekleyin...” Yönetimin ise savunması çoktan belli: ‘Bizi yok etmek isteyen dış mihraklar’... Valla G.Saray’da yönetim ve teknik heyet el birliğiyle bu vasat takımı yarattı, taraftarı Eren, Onyekuru, Ömer, Muğdat ve hatta artık miadını doldurduğunu forma giydiği her maçta gösteren Selçuk gibi isimlere mahkûm etti. Örneğin F.Bahçe’ye göre işler daha kolay, çünkü ‘İlk 11’e monte edilecek birkaç isimle tekrar hayat belirtisi elde edilebilir ama öyle isimleri sezon ortasında (yani teknik heyetin tarifi olan ocakta) form ve uygun ekonomik kriterler eşliğinde bulmak zor.

İŞİMİZ İKİ CEPHEDE DE ZOR

Elbette an itibariyle işleri çok zor lakin maçların oynanacağı döneme kadar yapılacak hamleler, umut yüzdelerini artırabilir. Zenit konusunda Rusya Ligi’nin tatile girmesinin bir avantaj olarak öne sürüldüğünü kimi yorumlarda okudum, gördüm, duydum lakin aynı şey Malmö için de geçerliydi ama gelip Beşiktaş’ı yendiler. Neyse, bunlar psikolojik avuntular, gerçeğe dönersek işimiz iki cephede de zor. Mesela geçmişin G. Saray’ı için Avrupa, daha önce de söylediğim gibi ‘özel ihtisas alanı’ydı ama günümüzün takımı için aynı duygu, temenni ve teşhiste bulunmak zor

HAFTANIN ENLERİ:

Haftanın olayı: Haftaya beraberliklerin damga vurması. 9 maçın 5’i berabere bitti.
Haftanın takımı: Evkur yeni Malatyaspor
Haftanın hocası: Erol Bulut
Haftanın futbolcusu: Uğurcan Çakır
Haftanın hakemi: Fırat Aydınus

Mehmet Arslan

VERDİĞİ TAVİZE ÜZÜLÜYORUM

Türk futbolu dibe vurdu, hem sportif hem de ekonomik anlamda. Futbol yeni bir vizyonu, yeni bir lideri bekliyordu. Genç, eğitimli ve tutkulu bir lider. F.Bahçe bu lideri Ali Koç’un kimliğinde buldu. Koç ya hem F.Bahçe’ye hem de Türk futboluna yeni bir yol bulacak, ya da yeni bir yol yapacaktı. Ezberlediğimiz yollardan daha farklı bir yol. Bu beklentiyle başkan oldu. Ve bu vizyonla yeni bir yol haritası çizdi. Sportif olarak sonuçlar başarılı olmayınca da çabuk vazgeçti. İşte tam da bu noktada liderliğini görmeliydik Koç’un. Attığımız her 10 adımın 9’unda düşmeyi göze alamazsak bugün yürümeyi öğrenememiş olacaktık. Tekrar bildiğimiz çözüm yoluna sarıldı Koç ve yönetimi. Taraftarın isteği ile “Planlarımda yok” dediği Yanal ile anlaştı. Yanal’a asla karşı değilim. Çok da başarılı biri. Ben Koç’un verdiği tavize üzülüyorum. Diliyorum ki Koç planlarını sadece bir süreliğine ertelemiştir. Futbolda en çok ihtiyacımız olan şey bize ezberimizi bozduracak başkanlar ve hocalar çünkü. Herkesin kolaylıkla alacağı kararları alan değil, cesaretle doğru karar ve uygulayan liderler gerekli.

GİDİCİ OLDUĞUNA İNANMIYORUM

Bunu biliyor olsaydım sen sormadan çok önce haber yapardım. Ama Comolli’nin gidici olduğuna inanmıyorum. Planlarını ‘(belki de bir süreliğine) askıya alarak Koç bir taviz verdi. Comolli’nin gönderilmesi bu planların tamamen değişmesi anlamına gelir. Comolli belki gider ama yerine mutlaka yeni bir sportif direktör gelecektir. Kurulan sistemi bu kadar kolay değiştirmemeli Fenerbahçe.

YANAL’A KALSA 7-8 OYUNCU

Yanal’a bıraksanız “En az 7-8 oyuncu” der. Ama bu şartlarda hem akılcı hem de ekonomik düşünmek zorunda F.Bahçe. Erzurum maçının ilk devresindeki oyunu maçın 70 dakikasına yayacak fizik kaliteye ihtiyacı var F.Bahçe’nin öncelikle. Daha sonra da en az iki kaliteli oyuncuya. Biri forvete diğeri de orta alana. 3-4 oyuncu ile daha iyiye ulaşabilir.

KURAL KESİNLİKLE DEĞİŞMELİ

Kesinlikle gitmesi gerekir. Maçtan sonra Şenol Güneş bunu çok güzel açıkladı: “Ya 5 dakika uzasaydı pozisyon?” 5 dakika geriye gidip ofsayt diye golü iptal edecektik. Bu doğru değil. Kesinlikle buna bir çözüm bulunmalı. Ya ‘ofsayt’ diye oyun durmalı. Ya da belirli bir zaman geçtikten sonra, örneğin 30 saniye ofsayta dönüp bakılmamalı. Sanıyorum ki bu konuda önümüzdeki dönemlerde bir karar alınacaktır.

ALBAYRAK KONUŞMASA İYİYDİ

Herkes iletişimi konuşmak olarak algılıyor. Gerçek iletişim nerede susacağınızı bilmektir. Sayın Albayrak konuşmasa çok daha iyi ederdi. Çünkü her konuşmadan sonra bir de o konuşmanın açıklamasını yapmak için konuşuyor. İki sıkıntıyı bir arada yaşıyor Albayrak. Bir G.Saray taraftarını tatmin edecek açıklama yapmak. İki, Fatih Terim’i üzmeyecek bir açıklama olmasına dikkat etmek. Ama asıl konuşması gerekenler, yani teknik heyet tek kelime etmiyor. Haftalardır kazanma alışkanlığını yitiren bu takımın tek derdi hakemler mi? Bunu teknik heyetten duymaya ihtiyacı var Galatasaraylılar’ın.

NE YAZIK Kİ FAVORİ DEĞİLİZ

İki maçlı eleminasyon. Bu ne demek? Her takım her takımı eleyebilir ve yenebilir. Bizim tur şansımız işte bu söz kadar. Favori değiliz ne yazık ki. Bu sezon için bir söz etmiştim ligin başında. “Artık paralı transferler yok. Bu sezon teknik adamların yaratıcılığını göstermesi gereken sezon olacak” diye. Görüyorum ki, antrenörlük adına tam bir fiyasko yaşıyoruz. Ne yeni bir oyun sistemi, ne gelişme genç gösteren oyuncular, ne de takımlar var. Antrenmana, çalışmaya ve gelişmeye inanan antrenörlerle yönetimlere ihtiyacımız var.

HAFTANIN ENLERİ:

Haftanın olayı: Süper Lig’in 18 takımının da yerli hocaya dönmesi. Artık ‘yabancı hoca’ mazeretleri kalmadı hiçbirinin...
Haftanın takımı: Evkur Malatyaspor
Haftanın hocası: Mehmet Özdilek
Haftanın futbolcusu: Adis Jahovıc
Haftanın hakemi: Fırat Aydın

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!