Sinemada gruplaşmalar var

Güncelleme Tarihi:

Sinemada gruplaşmalar var
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2005 00:00

Bu akşam Kanal D’de başlayacak olan ‘Masum Değiliz’ dizisinin başrol oyuncusu Aydan Şener’le konuştuk. Dizide eşini öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Ceyda adlı bir kadını canlandıran Aydan Şener hem dizi hem de sinema dünyası hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Şener; ‘Sinema sektöründe büyük gruplaşmalar var’ diyor.

-Masum Değiliz’de çok farklı bir rolde karşımıza çıkacaksınız değil mi?

Evet, eşini öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Ceyda adlı bir kadını canlandırıyorum. Dramatik yönü çok ağır bir karakterle izleyicinin karşısına çıkacağım. Entrikası, macerası ve gerilimi bol bir dizi çekiyoruz. İzleyiciyi dizide büyük sürprizler bekliyor. Galiba bu dizi izleyiciyi ekran başına çivileyecek.

-İçinize sinmediği halde rol aldığınız projeler oldu değil mi?

Tabii ki oldu. İsimlerini vermek istemiyorum ama birkaç projede içime sinmediği halde yer aldım. Daha doğrusu benim her açıdan içime sinen az sayıda dizim oldu. Doğrusu ekonomik nedenlerden dolayı istemediğim işlerde yer aldım. Çünkü bizim ülkemizde oyuncular dışarıdaki gibi çok büyük paralar kazanmıyor. Amerika’da bölüm başına 1 milyon dolar alan oyuncular var.

-Bu kadar yüksek olmasa da bizde de sansasyonlara karışmış isimler gerçek oyunculara kıyasla büyük paralar kazanıyor.

Evet gerçek oyunculara nazaran çok yüksek paralar kazananlar var. Aslında bu duruma kırıldığımı söylersem haksızlık etmiş olurum. Çünkü ben de iyi paralar kazandım ve kazanıyorum. Tabii ki, hak etmediği halde sırf magazin basınında gündemde olduğu için büyük paralar kazananlar da var. Ancak bu isimler de kalıcı olmuyor.

-Televizyona bir buçuk yıl ara verdiniz. Bu sürede neler yaptınız?

İçime sinen bir proje olmadığı için bol bol dinlendim. Sürekli göz önünde olmak gibi bir derdim olmadığı bu süreç benim için problem yaratmadı. Unutulmuyorum ki... Beş sene bir şey yapmasam da insanların bana olan ilgisi hep yüksek.

-Çalıkuşu aradan yıllar geçse de hálá beğeniyle izleniyor. Bu dizinin şimdikilerden farkı nedir?

Yedi bölümlük Çalıkuşu’nu dört ayda çekmiştik. Şimdilerde ise iki-üç güne bir bölüm sığdırılıyor. Zaman sınırlaması olduğu için eskiden daha rahat çalışılıyordu. Artık setler eskisi gibi eğlenceli değil. Artık TV dünyasında büyük bir savaş ortamı var. Herkes bir başkasının dizisinin tutmamasını istiyor.

-Rol arkadaşlarınız dizi seçimlerinizde ne kadar önemli?

Kaliteli isimlerle çalışmak çok önemli. Bu dizide, Cem Özer ve Mustafa Uğurlu’yla çalışmaktan çok mutluyum. Aynı tenis maçı gibi karşında iyi bir oyuncu olmazsa kendi kendine debelenip durursun.

-Neden sizi hiç sinema filminde göremiyoruz?

İlk çıktığım dönemde arabesk film furyası vardı. İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay ya da Müslüm Gürses’in sevgilisi rolleri teklif ediliyordu. Ben de halkın çok sevdiği bir işle bir yere gelmiştim, o tür rollerde oynamak istemedim. Bu durum hep yanlış anlaşıldı, evliliğimden dolayı sinemada rol almadığım söylendi. 90’ların başında ise karamsar sanat filmleri çekildi. Hiç içime sinen bir rol teklifi gelmedi. Açıkçası sinemada da kariyer yapmak istiyorum ama teklif gelmiyor.

-Neden?

Sinema sektöründe büyük gruplaşmalar var. Sırf bir sinema filminde oynamak için olmadık bir işte de yer almam.

-Altın Portakal’daki ödül dağılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Altın Portakal’da da gruplaşmalar olduğunu düşünüyorum. Duygusal hareket ediliyor. Doğrusu herkesin hakkıyla ödül aldığına inanmıyorum.

-Bu grubun dışında kalmak sinema filmlerinde oynamayı güçleştiriyor mu?

Ben kendi içime dönük yaşıyorum. Çok fazla sinema çevresinin içinde bir insan değilim. İşimi yapar, evime giderim. Çok ayrı bir arkadaş grubum ve ayrı bir dünyam var. Sanırım rol kapmak için insan ilişkileri de önemli. Ben o konularda çok zayıfım. Biraz yabani bir tarafım var. Mesafeli ve utangaç bir yapıya sahibim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!