Sinema

Güncelleme Tarihi:

Sinema
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2007 00:00

Haberin Devamı

Aksiyon ve maceraya doyacaksınız

Shoot’em Up

Yön: Michael Davis

Oyn: Paul Giamatti, Clive Owen, Monica Bellucci, Stephen McHattie

Daha önceki filmlerinde sert mizaçlı karakterleri canlandırmasıyla tanınan karizmatik aktör Clive Owen, Hepsini Vur’da dünyadaki en masum şeyi, yeni doğmuş bir bebeği korumakla yükümlü bulan Bay Smith’i canlandırıyor. Smith, ateşli bir çatışmanın ortasında bebeği doğurtur. Kısa süre sonra anlar ki, kimliği bilinmeyen bir güç bu bebeğe ilişkin tüm izleri silmek üzere, Hertz denen birinin liderliğindeki gizemli ve sonu gelmeyen bir tetikçiler ekibi göndermiştir. Sayısız kurşun ve akla gelebilecek her türlü ateşli çatışma arasında, Smith, DQ adında (Monica Bellucci) bir hayat kadınıyla güç birliği yaparak, oluşturdukları bu geçici ailenin tüm üyeleri kurşunlara hedef olmadan önce bebeğin hayatının neden tehdit altında olduğunu anlamaya çalışır. Herkes bebeğin ölmesini istemektedir. Esas soru ise şudur: Neden?

Hepsini Vur, hem çıkış öyküsü hem de proje aşamasıyla ilginç bir yapım. Yönetmen, son filmini John Woo’nun ünlü Hard Bolied filminde Chow Yun-Fat’in oynadığı Tequila Yuen karakterinin hastaneden bir elinde silah bir elinde bebekle çıkıp ortalığı cehenneme çevirdiği final sahnesinden esinlenerek çekmeye karar vermiş. İlk iş olarak kafasındaki 11 aksiyon sahnesi için 15’er dakikalık animasyonlar hazırlamış. Ve bu animasyonlar sayesinde yapımcıları filmi çekmeye ikna etmiş. Davis, filminde sadece John Woo’dan değil, spagetti western’in babası Sergio Leone’den de beslenmiş. Woo-Leone esin kaynaklı bir filmde tahmin edeceğiniz gibi aksiyon tavan yapıyor. Kurşunların yağmur gibi aktığı, yakın plan dövüş sahneleriyle dolu Hepsini Vur, aksiyon tutkunlarını fazlasıyla memnun edecek. Tabii Clive Owen gibi ultra cool aktörün filme katkısını unutmamak gerek. Filmin güzel kadın kontenjanında Monica Bellucci var.

Not: Filmdeki bebek rolü için iki çift ikiz, bir üçüz ve beş yapay robot bebek kullanılmış.

Jason Bourne yolun sonuna geldi

The Bourne Ultimatum

Yön: Paul Greengrass

Oyn: Matt Damon, David Strathairn, Paddy Considine, Julia Stiles

Jason Bourne’nun tek isteği ortadan kaybolmaktır. Ancak kaybolmayı başaramadığı gibi kendisini yaratanlar tarafından ele geçirilir. Hafızasını ve sevdiği tek insanı kaybetmiş olan Bourne, iyi eğitimli yeni kuşak katillerin yoğun ateşi altındadır. Artık sadece tek bir hedefi vardır: Başlangıca dönmek ve kendisinin kim olduğunu bulmak. Jason Bourne, gerçek kimliğini bulma sürecinde bu kez Moskova, Paris, Londra, Tanca (Fas) ve New York hattında mekik dokuyacak, yine ensesinde

yüzlerce polis, federal ajan ve Interpol ajanları olacak.

İlk iki filmiyle büyük beğeni toplayan ve dünya çapında tam 500 milyon dolar hasılat elde eden Bourne serisinin merakla beklenen üçüncü filmi Son Ültimatom’da yönetmen koltuğunda yine Paul Greengrass oturuyor.

İlk iki filmde olduğu gibi Ültimatom da, yine 1960’lı 70’li yılların gerilim dolu o çok özlediğimiz casusluk öykülerini hatırlatan atmosferde ilerliyor. Tempo hiç düşmüyor. Jason Bourne, hem peşindeki ajanları atlatmanın yollarını arıyor hem de kendi gerçek kimliğine adım adım yaklaşıyor. İlk iki filmde Jason Bourne’un kimliğine dair bitmek bilmeyen, izleyicileri sürekli beyin jimnastiğine zorlayan sorular nihayet üçüncü filmde cevap buluyor. Kısacası Jason Bourne yolun sonunu görüyor. Ancak yapımcıların işi belli olmaz, ilk iki filmi 500 milyon dolar hasılat elde eden ve son filmi şu anda sadece ABD’de 210 milyon dolar hasılata ulaşan bu altın yumurtlayan tavuğu kesmekte tereddüt edebilirler. Son Ültimatom, tartışmasız haftanın en iyisi.


Geçmişin izinde

Evening


Yön: Lajos Koltai

Oyn: Meryl Streep, Patrick Wilson, Glenn Close, Toni Collette

Hatıraların gücüne yenik düşen Ann Lord, kızlarına (evli ve çocuklu Constance ile bekar Nina) uzun zamandır sakladığı bir sırrını anlatır. Kimseyi sevmediği kadar sevdiği bir adamdan bahsettiğinde ikisi de yatağın baş ucundadır. Ama kimdir bu "Haris"? Kızlar annelerinin bu adamla ne yaşadığını merak etmişlerdir. Constance ve Nina, Ann’in ve kendi yaşamlarının sırlarını anlamaya çalışırken anneleri de zihninde 50 sene önceki bir yazın hafta sonuna, Ann Grant olduğu zamanlara döner...

Büyük usta Istvan Szabo’nun görüntü yönetmeni Lajos Koltai, 60’lı yaşlarda başladığı yönetmenlik kariyerine sağlam adımlarla devam ediyor. İlk filmi Fateless ile 2006’da En İyi Yabancı Film dalında Macaristan’ı temsil eden Koltai, ikinci filmi Gün Batımı’nda Susan Minot’un aynı adlı romanını sinemaya uyarladı. Filmin en büyük kozu, Minot’un Evening romanını senaryolaştıran Pulitzer Ödüllü The Hours’ın yazarı Michael Cunningham. Senaryo yazımında Susan Minot’un da yardımcı olduğunu not düşelim.

Rusya’nın gişe canavarı

Day Watch

Yön:
Timur Bekmambetov

Oyn: Konstantin Khabensky, Mariya Poroshina, Vladimir Menshov, Galina Tyunina

Hollywood’a transfer olan ünlü Rus yönetmen Timur Bekmambetov’un, bilimkurgu yazarı Sergei Lukyanenko’nun aynı adlı üçlemesinden sinemaya aktardığı ikinci film. Günümüz Moskova’sında geçen bir fantastik gerilim. Moskova’da karanlık ve aydınlık güçler arasındaki savaş devam etmektedir. Bu kanlı savaşı durdurmak, tüm dünyayı yok olmaktan kurtarmak için bir kahraman ortaya çıkar...

Gündüz Nöbeti, Rusya box office’inde 4 hafta boyunca bir numarada kaldı ve bu sürede tam 29.5 milyon dolar hasılat elde etti. Bu gişe hasılatı Rus sinema endüstrisi için bir rekor sayılıyor. Görsel efektleri, karanlık öyküsü ve etkileyici aksiyon sahneleriyle öne çıkıyor.

Türkiye’nin AB macerası espri konusu oldu

Avrupalı


Yön: Ulaş Ak Oyn: Cem Davran, Yasemin Kozanoğlu, Sema Öztürk, Aydemir Akbaş

Filmde, bir Türk ailesi ile Yunan ailesi arasında yaşanan yasa dışı ve duygusal ilişkiler üzerinden, Türkiye’nin Avrupalılık macerası işleniyor. Cem Davran, bir Türk kızı ile Yunan kızı arasında seçim yapmakta zorlanırken, arkası kesilmeyen komik olayların birbirini kovalıyor. Filmin altını çizdiği konu ise, Avrupalılara kendimizi beğendirmeye çalışırken yitirdiğimiz öz değerler.

Kahpe Bizans ve Balalayka’dan sonra yeni bir sinema filminde rol almayan Cem Davran’ın başrolünü oynadığı Avrupalı, çekim aşamasında magazin basınına yansıyan erotik sahneleriyle adını duyurmuştu. Ancak film sadece güzel kızların cirit attığı erotik sahnelerden oluşmuyor. Brüksel’deki Avrupa Birliği Parlamentosu’nda başlayıp İstanbul’un ara sokaklarında yol alıyor. Dün Gece Bir Rüya Gördüm filminden tanıdığımız Ulaş Ak’ın yönetmenliğini üstlendiği Avrupalı, tam bir kapalı kutu. İnşallah son dönemde izlediğimiz yerli fiyaskolardan biri olmaz.

Güzel ile Janjan’ın aşkı

Janjan

Yön: Aydın Sayman

Oyn: Berk Hakman, Selen Seyven, Çetin Öner, Levent Yılmaz

Janjan, yoksul ve mütevazı Anadolu kasabasında yaşayan genç ve zararsız bir delidir. Evinde barındığı Murtaza Efendi, ömrünün son demlerinde başlık parası olarak arazisini vererek köyden genç ve çok güzel bir kızı eş olarak alır. Kızla bir türlü birlikte olamayan Murtaza Efendi kasabada alay konusu olurken, tüm delikanlılar için Güzel adlı kız bir ilgi alanı olmuştur. Ancak Murtaza Efendi kızı sokağa çıkarmamaktadır ve onu rahatlıkla görebilen tek kişi Janjan’dır. Kasabanın gençleri seks hakkında hiçbir şey bilmeyen Janjan’ı kızla sevişmesi için kışkırtmaya başlar. Güzel’e karşılaştığı andan beri tarif edemediği sıcak duygular besleyen masum Janjan’ın aklı karışır. Çok geçmeden ikili ilişkiye girer ancak bu kez sevgililerin karşısına toplum baskısı çıkar.

Bol ödüllü Sır Çocukları’nı Ümit Cin Güven ile birlikte çeken Aydın Sayman, 1989’da Güneşteki Leke’den sonra ikinci yönetmenlik denemesiyle karşımızda... Kütahya’nın Eskigediz beldesinde çekilen filmde, Kırık Kanatlar dizisiyle yıldızı parlayan Berk Hakman ile Ezel Akay’ın yeğeni olan, Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü’de rol alan Selen Seyven başrolleri paylaşıyor. 44. Antalya Film Festivali’ne seçilen 12 filmden biri. Masum bir aşk ilişkisi yaşayan gençlerin, topluma karşı verdikleri savaşı ele alıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!