Sinema

Güncelleme Tarihi:

Sinema
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 25, 2005 00:00

Ray Charles’ın dramatik yaÅŸam öyküsüdramARayRay Yön: Taylor Hackford Oyn: Jamie Foxx, Regina King, Kerry WashingtonDört yaşında kilisede piyano çalmaya baÅŸladı. BeÅŸ yaşında, kardeÅŸi George’un çamaşır kazanında boÄŸularak ölmesine tanık oldu ve bu trajik olayın etkisiyle göz tansiyonuna yakalandı. Yedi yaşına geldiÄŸinde tamamen kör oldu. 15 yaşında annesini kaybedince iyice karanlığa gömüldü. 20 yaşında Kuzey Florida barlarında dört dolara piyano çalmaya baÅŸladı. 600 dolar biriktirince soluÄŸu Seattle’da aldı. Ahmet Ertegün’ün (Filmde Curtis Armstrong canlandırıyor) yeni kurduÄŸu Atlantic Records’la sözleÅŸme imzaladı ve yıldızı parladı. Bu dönemde esrarla da sıkı bir dostluk kurdu. Gospel (dinsel müzik) müziÄŸiyle o dönem ‘Şeytani müzik’ olarak kabul edilen blues’u harmanladı ve yıl 1956’yı gösterdiÄŸinde çıkardığı I Got A Woman ile soul efsanesini baÅŸlattı. Irk ayrımcılığına karşı çıktığı için büyük kulüplerde çalması yasaklandı. Hatta Georgia eyaletinde ömür boyu yasaklı sanatçı ilan edildi. Ä°ki resmi evlilik yaÅŸadı ve sevgilileri dahil hayatına giren kadınlardan 12 çocuÄŸu oldu. 10 Haziran 2004’te, 73 yaşında karaciÄŸer rahatsızlığından hayata gözlerini yumduÄŸunda, geride 12 Grammy ödülü, 75 albüm, 12 çocuk, 20 torun, beÅŸ torun çocuÄŸu ve soul müzik efsanesini bıraktı. Soul müziÄŸin babası Ray Charles’ın hayatını merak ediyorsanız altı Oscar adaylı ‘Ray’i kaçırmayın deriz. ‘Subay ve Centilmen’, ‘Şeytanın Avukatı’ filmlerinden tanıdığımız Taylor Hackford’un yönetmenliÄŸini üstlendiÄŸi filmde, Ray Charles’ı Jamie Foxx oynuyor. Foxx’un bu role tercih edilmesindeki en büyük neden üç yaşından beri piyano çalması ve tıpkı Ray Charles gibi bir dönem Gospel müziÄŸi yapan bir grupta yer alması. Jamie Foxx’un, karşısında piyano çaldığı Ray Charles’tan bizzat geçer not aldığını da belirtelim. Jamie Foxx, Johny Deep’le birlikte En Ä°yi Erkek Oyuncu dalında Oscar’ın en büyük adayı. Filmin kamera arkası da saÄŸlam isimlerden oluÅŸuyor. Görüntü yönetmenliÄŸini Piyanist ile Oscar’a aday gösterilen Pawel Edelman üstlendi. Kurgu masasında Star Wars ile Oscar kazanan Paul Hirsch yer alıyor. Yedi yaşından beri görmeyen bir insanın kafasındaki en renkli imajların en canlı ÅŸekilde perdeye taşınması gerçekten orijinal bir fikir. Filmin diÄŸer artı yönleri ise Ray Charles’ın ÅŸarkılarının adeta kronolojik bir sıra içerisinde perdeye yansıması ve efsane müzisyenin Amerikan popüler kültürü içerisindeki yerinin, dönemin toplumsal olaylarına deÄŸinilerek anlatılması. Ray Charles’ın hayat hikáyesinin haklarını 1987 yılında satın alan ve uzun bir süre yapımcı bulamayınca filmin büyük bir kısmını kendi çabalarıyla çeken Hackford, eleÅŸtirmenlere bakılırsa kariyerinin en iyi filmiyle karşımızda. Zaten En Ä°yi Yönetmen dalında Oscar’a aday gösterilmesi de bu baÅŸarının bir kanıtı. ‘Ray’, haftanın en iyisi.Amerikan politikasının kirli yüzüDRAMAGÃœMÜŞ ÅžEHÄ°RSilver City Yön: John Sayles Oyn: Chris Cooper, Richard Dreyfuss, Cajardo Lindsey...Bağımsız Amerikan Sineması’nın en önemli isimlerinden John Sayles’in hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmenliÄŸini üstlendiÄŸi Gümüş Åžehir, Amerikan siyasetinin perde arkasında yaÅŸananları ele alan politik bir hiciv. Colorado Senatörü Jude Pilager’ın (Michael Murphy) oÄŸlu Dicky Pilager (Chris Cooper) valilik seçimleri için büyük bir kampanya yürütmektedir. Çevreci bir reklam filminin çekimlerinde ortaya çıkan ceset, Dicky Pilager’ı zor durumda bırakır. Olayı araÅŸtıran dedektif Danny O’Brien, cesedin Pilager Ailesi’nin düşmanlarından birine ait olduÄŸuna dair bilgiler elde eder. Dicky bir an önce adını temize çıkartmak zorundadır. Dicky’nin kampanya yöneticisi Chuck Raven, bir gazeteciye rüşvet vererek parti liderini aklama operasyonuna baÅŸlar. AraÅŸtırmalarına devam eden Danny, büyük bir siyasi skandalın ipuçlarını elde eder. Oy satan lobiciler, kirli iliÅŸkilere bulaÅŸmış medya, yaptıkları çevre katliamını siyasi partilere verdikleri maddi desteklerle örtbas etmeye çalışan büyük ÅŸirketler vs... Gümüş Åžehir, Amerika’nın politik arenasında yaÅŸanan büyük yozlaÅŸmayı perdeye taşıyor. En dikkat çekici yönü ise baÅŸ karakterinin ABD BaÅŸkanı Bush’la büyük benzerliklere sahip olması. ÖrneÄŸin Dicky Pilager da büyük skandalların yaÅŸandığı bir dönemde balık tutmayı seviyor ya da konuÅŸmaları anlamsız birer kaotik bilmeceye dönüşüyor. Hem giÅŸede hem de festivallerde fazla bir baÅŸarı elde edemeyen Gümüş Åžehir’in Oscar adaylı filmlerin arasında pek ÅŸansı yok gibi.Sıradışı bir boks filmi kan yok, gözyaşı bolMilyonluk bebekMillion Dollar Baby Yön: Clint Eastwood Oyn: Clint Eastwood, Hilary Swank, Morgan Freeman 74 yaşındaki Clint Eastwood’un oyuncu olarak 57., yönetmen olarak da 25. filmi Milyonluk Bebek, haftanın ikinci Oscar adayı filmi. En Ä°yi Film, En Ä°yi Yönetmen, En Ä°yi Kadın Oyuncu baÅŸta olmak üzere yedi dalda Oscar’a aday gösterilen Milyonluk Bebek’in senaryosunu Paul Haggis, boks ringlerinde doktorluk yapan F. X. Toole’un Rope Burns adlı kitabındaki bir hikáyeden yola çıkarak kaleme almış. Milyonluk Bebek, Clint Eastwood’un kendi deyimiyle ‘Günahlarından arınmaya çalışan bir adam’la, yitik yaÅŸamını boks ringlerinde düzlüğe çıkarmaya çalışan genç bir kızın çakışan yaÅŸamlarını konu alıyor. Frankie Dunn (Clint Eastwood) baÅŸarılı boksörler yetiÅŸtirmiÅŸ, ama bir öğrencisinin ringde gözünü kaybetmesinden sonra suçluluk duygusuyla yaÅŸayan yaÅŸlı bir boks antrenörüdür. Frankie’nin bu trajik olaydan sonra, öğrencilerine önce hayatta kalmayı öğretmesi, birçok yetenekli sporcunun elinden kaçmasına neden olmuÅŸtur. Tek dostu ise, tek gözünü kaybettiÄŸi için boksa veda eden Scrap’tır (Morgan Freeman). Frankie kızıyla da büyük sorunlar yaÅŸamaktadır. Bir gün karşısına 30 yaşında Maggie Fitzgerald adlı bir kadın (Hilary Swank) çıkar. Frankie’ye göre Maggie’nin 30 yaşında boksa baÅŸlaması intihar etmekten farksız bir eylemdir... GiÅŸede pek baÅŸarılı olamasa da eleÅŸtirmenlere göre Milyonluk Bebek, Clint Eastwood’un yönetmenlik kariyerindeki en iyi film. Erkekler AÄŸlamaz’la En Ä°yi Kadın Oyuncu dalında Oscar kazanan Hilary Swank, bu filmle ikinci kez aynı ödüle aday gösterilmeyi baÅŸardı. Genelde oyuncularla ilgili ÅŸu kadar ay antrenman yaptığı gibilerinden abartılı bilgiler verilir, fakat Swank ciddi ciddi boks eÄŸitimi almış. Kızgın BoÄŸa’da Robert De Niro gibi 20 kilo almasa da dört ay boyunca haftanın altı günü dört saat boks ve ağırlık eÄŸitiminden geçmiÅŸ. Filmin sanat yönetmenliÄŸini Henry Bumstead üstlenmiÅŸ. Sıkı durun, Bumstead’ın yaşı 89. Filmin ilk bölümündeki yüksek tempo, ikinci bölümde yerini mendil ıslatan dramatik sahnelere bırakıyor. Final bölümü ise tartışmalara açık. Kısacası karşımızda kan gövdeyi götüren bir boks filmi yok. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!