Uyuşturucunun tadını bilirim

Güncelleme Tarihi:

Uyuşturucunun tadını bilirim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 2008 00:00

Teoman, Boxer dergisine verdiği röportajda ilginç itiraflarda bulundu.

Ünlü rock'çı, "Uyuşturucunun tadını bilirim ama bana uygun şeyler değil onlar. Benim ilacım alkoldür... Viski ve rakı içerim. Shot yapmayı seviyorum" dedi.

Müziğiyle olduğu kadar hızlı gece hayatı ve aşklarıyla da magazin gündeminden hiç düşmeyen Teoman, ünlü erkek dergisi Boxer’a verdiği röportajda siyasetten özel yaşamına kadar birçok konuda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. İşte o röportajdan ilginç bölümler...

Uyuşturucunun tadını bilirim
Şöhret olmadan önce daha fazla kişiyle birlikte oldum.

İlk başlarda gece dışarı çıkma nedeni daha çok cinseldi. Sonra o nedenler daha aza inerken, gece hayatına bağımlılık ortaya çıktı. Arkadaşlarla oturup konuşuyoruz. "Ayıp değil mi kardeşim? 40 yaşına geldik, oturalım evimizde!" diyoruz. Eskiden zamparalık için çıkardık, şimdi öyle değil. Artık yan tesirine alışmışız.

Aslında evlenmek istemiyorum ama çocuk istiyorum.

Seksi değil, diğer ilişki formlarını da seviyorum. Erkeklerle beraber olmaktansa kadınlarla beraber olmak hoşuma gidiyor. Ama sevgililiklerim de tek gecelik ilişkilerle başladı benim.

YERLERİ SİLDİM BULAŞIK YIKADIM

Uyuşturucunun tadını bilirim, ama bana uygun şeyler değil onlar. Benim ilacım alkoldür... Viski ve rakı içerim. Shot yapmayı seviyorum.

Teşvikiye’deki evimden Cihangir’deki evime geçtim. Diğer ev, parti mekánı gibi olmuştu son zamanlarda. Kimin kaldığını bilmiyordum. O yaşam tarzı beni yordu. Artık öyle yaşamak istemiyorum.

25 yaşında yurtdışına çıktım. Param yoktu, kız arkadaşımda kalıyordum. Geçinebilmek ve ders almak için bir kafede bulaşık yıkadım, yemek yaptım, yerleri sildim. Tek tabanca çalışıyordum. Bir patron vardı bir de ben. Ayak işlerini yapıyordum.

AKP hakkında bir sürü suçlama var, onları henüz bilmiyoruz ama bir şeyden eminim. Estetikle ilgili büyük bir kaygım var. Taşra estetiğini Türkiye’ye, özellikle de İstanbul’a getirdiler. Zaten estetikten bahsedeceksek, bir partinin ambleminde ampul olur mu?

 Şunu da görmezden gelemeyiz; Türkiye yavaş yavaş muhafazakárlaşıyor. Yine de bir İran olamayız.                             


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!