Lara Fabian merak edilenleri anlattı

Güncelleme Tarihi:

Lara Fabian merak edilenleri anlattı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2016 15:04

Darbe girişimi sonrası Türkiye programını iptal etmeyen Lara Fabian, Antalya ve Çeşme’deki konserlerinden sonra Türk hayranlarına aralıkta İstanbul’da tekrar buluşma sözü verdi. Sanatçıyla, Belek’te kaldığı Maxx Royal Oteli’nde buluştuk.

Haberin Devamı

Anne babanın biri Sicilyalı, biri Flaman. Belçika’da büyüyor ama şöhreti yakalamak için Kanada’ya kanat açıyor. Şimdi hem Belçika hem Kanada vatandaşı. Ama kariyerine ilk adımı ne Belçika ne de Kanada adına atıyor. Dördüncü olduğu Eurovision’da Lüksemburg adına yarışıyor. İngilizce, İtalyanca ve Fransızca şarkı söylüyor.

Bütün bu zenginlik müziğini nasıl etkiliyor? “Her yerden, her şeyden bir parça var içinde” diyor. Bence dünyanın birbirinden çok farklı ülkelerinde albümlerinin 20 milyondan fazla satmasının altında da, yabancı dilden pek hazzetmeyen Türk dinleyicisinin Fransızca şarkılarını ezbere söylemesinin ardında da bu yatıyor.

MENAJERİ BİR TÜRK

“Artık dünyanın hiçbir yeri güvenli değil. Türkiye, Belçika ya da Fransa... Başınıza gelebilecek kötü bir şey varsa en beklemediğiniz anda, en beklemediğiniz yerde de olabiliyor” diyor; Joan Baez, Sting gibi sanatçılar Türkiye programlarını iptal ederken, neden Türkiye’ye geldiği sorulduğunda.

Bir de özel düşkünlüğü var Türkiye’ye, Boğaz’a ve Türklere. Elvan Tığlıoğlu’nun kıyafetleri baş tacı mesela. Demet Gaitova’nın da aksesuvar tasarımları... “Nasıl keşfettiniz onları?” diye soruyorum, Türklerle sandığımızdan daha içli dışlı olduğu ortaya çıkıyor: “Menajerim Mert Ersin’in sayesinde.” Türkiye’ye bu kadar düşkün ama her gelişinde aynı şeyi tekrarlıyor; vakti olmadığı için yeterince göremediğini... “E yine koştur koştur Antalya-İzmir yapacaksınız” diyecek oluyorum; “Merak etmeyin, aralıkta İstanbul konseri var. Bu kez doyacağım İstanbul’a!” diyor.

Haberin Devamı

Lara Fabian merak edilenleri anlattı


ŞOV DEVAM EDİYOR

Bir annesi var, tek çocuk olduğu için çok düşkün olduğu, ağır hasta. Acil şifalar diliyorum; elimi, iki elinin arasına alıp teşekkür ediyor. Gözlerini kapayıp bir süre öylece tutuyor. Acısını hissedebiliyorsunuz o anda, fakat o bir sanatçı ve her ne olursa olsun ‘şov devam ediyor’.

HER ŞEYDEN ÖNCE O BİR ANNE

Piyanonun başında bir kedi gibi: Hızlı ama zarif, enerjik ama doğuştan olgun. Tuhaf bir ahenk var aralarında. Bazen hangisi hangisini çalıyor, ses kimden çıkıyor karıştırıyorsunuz. Dünyaya bu iş için geldiği ve doğru şeyin peşinden gittiği o kadar belli ki. Ama o galiba her şeyden önce bir anne ve bir kadın: “Diğerlerinden farklı, özel biri olacağınızı ilk ne zaman anladınız?” diye soruyorum, hiç düşünmeden verdiği cevabı: “Kocamla tanıştığım gün”. Peki ya aldığı en değerli hediye? Cevap, aynı katilikte: “Kızım...”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!