Yengeçler’in hayatına girilmez

Güncelleme Tarihi:

Yengeçler’in hayatına girilmez
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 1998 00:00

Yaemin BORANZodyağın en anlaşılmaz burcu hangisidir diye sorulacak olsa, tereddütsüz ‘‘Yengeç’’ diye cevap verilirdi, sanırım. Aslında tamamen anlaşılmaz değildir. Son derece sevecen, cana yakın, şefkatli, kararlı, istediğini istediği gibi yapan, sezgilerine danışan, dostlarına yüreğini açan biridir. Yani çok anlaşılırdır. Zaten onları anlaşılmaz kılan da bu özellikleridir. Böylesine anladığınız, tanıdığınız, bildiğinizi sandığınız Yengeç, aniden ve hiç bir şekilde nedenini çözemeyeceğiniz biri olup çıkabilir ve o kırılmaz kabuğunun en derinlerine çekilip asla içinden çıkamayacağınız ve çıkartamayacağınız bir dünyada yaşamaya başlayabilir. Onun için çok anlaşılır olan fakat, sizin anlamanızın mümkün olamayacağı bir hayat seçebilir. Gene sevecendir, cana yakındır ama bir gariptir, bir tuhaftır. Bunu kendi kendinize bilirsiniz ancak, bu acayipliğin ne olduğunu bir türlü çözemezsiniz. Üstelik soramazsınız da... Mutlaka bir şeylere alınmıştır, gücenmiştir, yargılamıştır, karar vermiştir ve uyguluyordur. Niye alındığını, neler olduğunu anlamanız mümkün değildir. Ve davranışlarından bir şeyler çıkartmanız da mümkün olmayacaktır. Çünkü, onun hayatına giremez, onun baktığı gibi göremez, ve bunun sonucunda da anlayamazsınız. Hele aşık bir Yengeç'i anlamak, çok bilinmeyenli bir denklemi çözmekten daha zordur. İster kadın olsun ister erkek aşık bir Yengeç, kendi duygu havuzunda boğulurken size dönüp ‘‘Nasıl istersen?’’ diyebilir. Hem de hiç istemediği bir halde. Hem de için için kahrolurken bildiğiniz gibi yapmanız için neredeyse sizi teşvik eder bir görünüm sergiler. Öte yandan yapmamanız için düpedüz dualar edip yakarmaktadır ve bundan kimsenin haberi olmamaktadır. Sadece kendi için yaşayan biri gibi davranır. Sanki, kendisinden başka hiçbir şeyin önemi yokmuş gibi. Doğuştan var olan kabuğunu daha da kalınlaştırmanın yollarını arar gibi. Haksız da sayılmaz. Çünkü, kabuğun altındaki o kadar yumuşak, o kadar kırılgandır ki, ne kadar kolay incindiğini sadece kendi bilir ve kabuğunu kalınlaştırdıkça kalınlaştırır. Giderek ulaşılmaz olur. Daha doğrusu siz öyle sanırsınız. Halbuki onun bütün derdi anlaşılmaktır. Bütün bunların sadece bir kabuk olduğunu içindekinin ne derece naif olduğunu anlayacak birilerine ihtiyacı vardır. Ve bunu bildirmenin çeşitli yollarını da bulur. Tabii anlayana sivri sinek saz misali anlatır. Şiirler, şarkılar, resimler ve anlaşılmaz sürprizlerle kendisini ifade etmeye çalışır. Tıpkı Yengeç burcunun idarecisi olan Ay gibidirler. Nasıl ki, Ay'ın bir görünür yüzü vardır. Işıklı, duyguları harekete geçiren, anlaşılır ve aydınlık yüzü ile bilinmeyen tamamen karanlıkta kalan diğer yüzü. Zaten karanlıkta kalan yüzünü bilmek ve anlamak hiç bir biçimde mümkün değildir. Fakat, görünen ve bilinen yüzünün de çok anlaşılır olduğu söylenemez. Tıpkı, Ay'ın hareketleri gibi büyüyen, küçülen ve tamamen kaybolan ışıltıları gibi Yengeçler de davranışların da hareketlilik gösterir. Ve onlarla birlikte yaşasanız bile hayatının içine girmeyi başaramazsınız. Sadece hayatına girmiş görünürsünüz. O sizi istediği kadar içeriye alır ve kabuğunun arasından ışıltılarını gösterir. Fakat, tamamen kendi gizemli dünyasında yaşar. Anlam verdiğiniz ve yorumladığınız kimi davranışlarının kökeninden bambaşka şeyler çıkabilir. (Tabii gösterirse...) Bir Yengeç'e ulaşmayı başardığınız zaman inanılmaz bir romantizmle karşılaşabilir ve ayaklarınız yerden tamamen kesilebilir. Çünkü, bir Yengeç isterse, karşısındaki kim olursa olsun, isterse katı bir toprak bile olsun, kendi gizemli dünyasında öyle bir uçurur ki, dünyanın bütün gerçeklerini tamamen unutabilirsiniz. Ayaklarınız tekrar yere dokunduğunda yaşadığınızın bir rüya olup olmadığını anlamanız hayli zaman alabilir. Çünkü, Yengeçler'in gerçeklerle düşleri birbirine kaynaştırmakta özel bir yetenekleri vardır. Ve zodyağın hiç bir burcu bu konuda daha kabiliyetli değildir, diyorum, Yasemin'ce...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!