90'ınızda 30 gibi görünmenin sırrı

Güncelleme Tarihi:

90ınızda 30 gibi görünmenin sırrı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2008 10:30

Araştırmacılar kemik yaşını gösteren yeni bir biyolojik belirteç geliştirdiler. Bu yeni belirteç kişilerin bedensel işlevlerinin durumunu ve ömürlerini tahmin etmede kullanılabilecek. Normalden hızlı yaşlandığı tespit edilen bir kişiye önerilen egzersizler ve vitaminlerle kişinin 90’lı yaşlarında dahi 30’lu yaşlarındaki bedene sahip olmasının önü açılacak.

Bilim ve Teknik Dergisi’nin Mayıs Sayısı’nda yer alan Tel Aviv Üniversitesi’nde yürütülen bir çalışma, kişilerin nasıl yaşlanacağının öngörülmesinin onları daha uzun ve sağlıklı yaşamasını sağlayabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar 400 Rus ailesinden 18 ile 89 yaşları arasındaki 787 erkek ve 18 ile 90 yaşları arasındaki 723 kadının kemiklerini inceledi. Bu çalışmanın sonucunda erkeklerin ve kadınların farklı yaşlanma örüntüleri olduğu ortaya çıktı.Erkeklerin genlerinin işleyişi daha çok yaşlanma hızını etkilerken, kadınların genleriyse kemiklerdeki belirgin değişikliklerin hangi yaşlarda ortaya çıkacağını gösterdi.

Araştırmacılar da geliştirdikleri kemik yaşını gösteren yeni biyolojik belirteçle, genlerin bedensel yaşlanma üzerinde güçlü etkisi olduğunu gösterdi. OSS olarak adlandırılan bu yeni belirteç ile kişilerin bedensel işlevlerinin durumu ve ömürleri tahmin edilebilecek. Yani eğer bir doktor hastalarının normalde yaşlanmaları gerektiğinden daha hızlı yaşlandığını saptayabilirse, onlara önereceği vitamin desteği ya da egzersiz gibi bir takım önlemlerle bu süreci yavaşlatıp normale çekebilecek. Araştırmacılar bu konuda, “Her ne kadar gri saçlar, kırışıklıklar ya da cildin esnekliği gibi çeşitli biyobelirteçler kişilerin biyolojik yaşantılarına ilişkin fikir verse de bunları sayısal olarak göstermek çok zor oluyordu. Ama yeni biyobelirteç OSS ve erken tedaviler sayesinde insanlar 90’lı yaşlarındayken bile bedenleri tıpkı 30’larındaymış gibi olacak” diyor. Biyolojik yaşlanmanın önümüzdeki yıllarda, özellikle insanların daha önceden hiç olmadığı kadar uzun yaşadığı Batı’da giderek önem kazanan bir araştırma alanı olacağı da ileri sürülüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!