Paparazzi mecburi hizmette

Güncelleme Tarihi:

Paparazzi mecburi hizmette
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2005 01:39

Bu sene hafızanızda en çok yer eden magazin fotoğrafları neler? Metin Şentürk’ün jet ski kullanması mı, Hülya Avşar’ın teknede bikinili hali mi, Sezen Aksu’nun doğum günü partisinden sızan fotoğraflar mı? O fotoğrafların ortak imzası, paparazzi. Uzaktan bakınca; deniz, kum, eğlence...

Bodrum ve Çeşme’de yaz ayları... Onlara sorarsanız, her yıl üç ay güneşin altında askerlik. Ne aile, ne sevgili... Ne ev yemeği, üç ay dürüm, çiğ böreğe talim. Pancar motorla motoyat takibi, iskeleye yüzerek ünlü kontrolü, çalılıklarda tam siper... Yamaçtan yuvarlanmak, tartaklanmak, yara, bere... Günde kilometrelerce sahil voltası, beach’ler arası, git gel, git gel. Öyle özenilir, çekilir bir hayat değil plaj magazinciliği. Paparazzi mecburi hizmette desek, yeri.

BODRUM

Göltürkbükü sezonu 5 Haziran’da açılıyor, 11 Eylül’de bitiyor. Paparazziler bu dönemde otellerde kalıyor.

Haftasonu muhabiri Suat Ekiz hariç, diğerlerinin hepsi bekár ve hepsi de bu işi kadınların ve evlilerin yapamayacağında hemfikir.

Tatil deyince tercihleri Karadeniz sahilleri. Kimisi bütün tatilini evde geçirmek istediğini söylüyor.

İçki içmiyorlar, boş vakitleri olduğunda da sessiz yerlere kaçıyorlar. Meselá Kelebek muhabiri Cenker Tezel sadece soyut resim yapıyor.

Bütün o kıyametlerin koptuğu, kim kiminle ne yapmış, kim kime ne demiş, kim ne giymişlerin konuşulduğu yer Bodrum Türkbükü. Pardon, Göltürkbükü. Ne oluyorsa bütün bu bir kilometrelik sahil şeridinde olup bitiyor.

Çağla Şikel ayağı yerden kesilmiş tam denize atlarken poz mu veriyor, bir başkası iskelede bikinisini değiştirirken mi yakalanıyor, işte her şey birbirine bir metrelik mesafelerde iskeleden icat beach’lerde gerçekleşiyor.

Göltürkbükü’nün kadrolu paparazzileri metrekare başına üç ünlünün düştüğü bu alanı günde defalarca turlayıp ‘malzeme’ topluyorlar. Öyle sandığınız gibi güneşlenenlerin burnunun dibine girip fotoğraf çekmiyorlar. Ellerindeki koca koca objektifler, yeni çıkan sivilcenize kadar detay veriyor zaten.

VALLAHİ HABERSİZ ÇEKMİŞLER YALANI

Göltürkbükü’nde onların 24 saat tetikte olduğunu sağır sultan bile biliyor. Hadi sağırsınız diyelim, sadece beş dakikada önünüzden geçen fotoğraf makineli timi görmeyecek kadar da kör değilsinizdir. ‘Ay ben güneşleniyordum, vallahi habersiz çekmişler’ yakınmalarının da bu durumda hükmü kalmıyor. Kısaca kendini göstermek isteyenler önce sabah, akşam, öğle farklı farklı giyinecek kadar beach alışverişi yapıp, sonra da soluğu Göltürkbükü’nde alıyor.

Bir de bu kadar paparazzinin ayan beyan ortada olduğu bu yerde paparazzilere karşı sıkı güvenlik önlemleri alanlar var. Onlar dikkatleri tam üzerlerine çekenler. Haftasonu dergisi muhabiri Suat Ekiz, anlatıyor: ‘Birisi çekilmemek için önlem alıyorsa, bize ben buradayım mesajı veriyor demektir. Her gün gittiğimiz bir mekana ertesi gün 10 tane güvenlik koyuyorlar, sonra da bugün buraya girme diyorlar. Demek biri var ki, girme diyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar mutlaka çekeriz. Ama buraya öyle insanlar geliyor ki, geldiğinin farkına bile varmıyoruz.’

PARMAK ARASI TERLİKLE KOVALAMACA

Paparazzileri asıl zorlayan ünlülerin teknelerle, yatlarla koylara açılması. Birbirinden süratli tekneleri, balıkçı tekneleriyle yakalamaya çalışıyorlar. Şans eseri kovaladıkları teknelerin etrafında in cin top oynayan küçük adalar varsa ne álá. O zaman balıkçı teknesini o adaya çektiriyor ve ünlünün bulunduğu yatı en iyi görebilecek açıyı bulmak için kayalıklara, yabani otlara, akrep ve yılanlara aldırmadan mevzilerini almaya başlıyorlar. Öyle tam teçhizat değil üstelik; bir şort, bir parmak arası terlik. Bu durumlarda yaralar, çizikler, ezikler alışıldık...

‘Danışıklı dövüş olayları oluyor mu’ diye sorduğunuzda, ‘O teklifi yapanlar zaten malzeme değil, malzeme olmaya çalışıyordur. İtibarı olan hiçbir ünlü bunu yapmaz’ diyorlar.

Telefonları bir dakika susmuyor. Hepsi bir ‘istihbarat’ geldiğinde diğerlerini atlatmak zorunda olduklarından bulunduğu yerden uzaklaşarak konuşuyor. Esnafın yüzde ellisinde telefonları var. Haber kaynakları çok geniş: Garsonlar, mısırcılar, lokmacılar, mekan sahipleri, dedikoduya meraklı sıradan insanlar, ünlülerin yanında güneşlenenler, otel çalışanları, otoparkçılar, hatta bazen yerel yöneticiler, mülki amirler...

Hiçbiri paparazzi kelimesini kabul etmiyor. Biz magazin muhabiriyiz, diyorlar. Bunun kanıtı olarak da paparazziler gibi bir kareye bir milyon dolar değil, en bulunmaz kareye bir maaş prim almalarını gösteriyorlar.

AHLAKSIZ TEKLİFLER ALIYORUZ

Çektiğimiz bir fotoğrafı basmayalım diye para teklif eden çok oldu. Böyle bir şey olursa ya duymamazlığa geliriz ya da müdürümüzün telefonunu verir, niye yayınlanmasını istemediğini ona anlatmasını söyleriz. Bu tür teklifleri kabul etsek, hiçbirimiz bugün burada olmazdık. Bazen de yemek, içki ısmarlayıp tavlayacaklarını sanan olur. Tam tersi durumlarla da karşılaşmıyor değiliz. Fotoğrafları yayınlansın diye para veya yatma teklif edenlere bile rastlarız.

ÖNDER SARIAHMET (26, Vatan)

Çağla Şikel’in ayakkabısı üç asgari ücretse, çekerim de yazarım da, bizim haberlerimizde de bir sosyal mesaj var

Her sene üç ay, annemi, babamı, sevgilimi, görmüyorum. Yani her yıl üç ay askerlik yapıyorum. Buradaki muhabirlerin çoğunun en az 10 yıllık Bodrum deneyimi var. Gazetedeki arkadaşlarım arasında, senin yerinde olsam, diyen çok. Hemen yerimi değiştirmeye hazırım. En basitinden insan üç gün ev yemeği yemeyince, ev yemeğini özler. Bizim halimizi düşünsünler. Her gün gözleme, çiğ börek yemekten helak oluyoruz.

Maça Kızı’nın iskelesi biraz saklı bir iskeledir. Yürüme yoluyla oraya ulaşamıyoruz. Her seferinde balıkçı teknesi tutmak masraflı. Suyu sevmediğim halde, günde beş kez Maça Kızı’nın iskelesine kadar yüzüp, etrafı kolaçan etmek zorundayım. İskelede önemli birini görürsem, bu kez geri dönüp tekne tutuyor, o zaman fotoğrafını çekiyorum. Ayrıca ben yaptığımız bütün haberlerde bir sosyal mesaj olduğunu düşünüyorum. Çağla Şikel’in giydiği ayakkabı üç asgari ücrete denk geliyorsa çekerim de, haberini de yaparım.

Bir arkadaşımız bir ünlünün peşindeyken sevgilisini bir başkasıyla yakaladı

Tarkan’ı izlemek için ıssız bir adaya çıkmıştık, adadaki başı boş keçiler bizi öyle bir kovaladı ki, neye uğradığımızı şaşırdık.

Ebru Gündeş mayolu fotoğrafımı çekenlere 1 milyon dolar vereceğim demişti. Sabah altıda takibe başladık. Tekneye binince, balıkçı teknesi ile izledik. Yaklaşınca su yatağına geçtik. Ama bizim gibi koşturmayan bazı magazinciler, Ebru Gündeş’e ‘Seni takip ediyorlar, çekerlerse biz zor durumda kalırız, dikkat et yakalanma’ diye telefon açtılar. Ama yine de çektik.

Muazzez Abacı makyajsız fotoğraf çektirmezmiş. Çektim diye üstüme saldırdılar.

Bir arkadaşımız bir ünlünün peşinde fotoğraf çekmeye çalışırken, kendi kız arkadaşını bir başkasıyla yakaladı.

CENKER TEZEL (29, Kelebek)

Mazhar Alanson magazini eleştirir ama geçenlerde gördüm elinde beş magazin dergisi vardı

Altı yıldır Türkbükü’ndeyim. Bazı televizyonlardaki magazin programlarını seyrederken kendimi çok kötü hissediyorum. 15 yaşındaki bir kızın eteğinin altından külodunu çekmek magazin değil. Elimizde mikrofon o bar senin bu bar benim dolaşmak, sanatçının elimizdeki mikrofonu alıp kafamıza vurması, sonra da ikisinin de buna gülmesi kabul edeceğimiz görüntüler değil. Biz bu işi çok ciddi yapıyoruz. Sezen Aksu’yu çekeceğim diye çalılıklardan aşağı sekiz metre yuvarlandım. Mazhar Alanson magazini o kadar eleştiriyor ama daha geçenlerde eşiyle uçağa binerken elinde beş magazin dergisi vardı, güldüm. Bizi nedense Yeşilçam figüranları gibi ezik gösteriyorlar. Biz gerçekten zor şartlar altında çalışıyoruz ama mutluyuz, yaptığımız işi yaparken eğleniyoruz da.

ÖNER ÖNGÜN (24, Sabah)

Biz Tom Hanks’i denizde ararken o sokakta lokma yiyormuş, kaçırdık

Beş yıldır buraya geliyorum. Bazen öyle insanlarla karşılaşıyoruz ki, galiz küfürler ediyorlar. Bu durumda gazeteci cevap vermez diye bir şey yok. Ben cevabımı veririm. Takip anında eğlenmiyorum. En sinirlendiğim şey, kraldan çok kralcı insanlar. Birini teknede çekiyoruz, adam bizi görüyor gidiyor zodyakla teknedekilere sizi çekiyorlar, diye haber veriyor. Bizim işte şans önemli. Geçen yıl biz Tom Hanks’i denizde ararken, o sokakta lokma yemiş. Haberini aldık ama denizden dönene kadar kaçırdık. Uma Thurman’ın geldiğini biliyorduk ama bulamıyorduk. Buralarda turlarken bir baktım karşımdan geliyor, çektim. Biz burada paparazzilik işler yapıyoruz ama paparazzi değiliz. Gerçek paparazziler bir yere bağlı olarak çalışmazlar, onlar bir fotoğraf için milyon dolarlar kazanırken, biz çektiğimiz en şahane fotoğraf için en fazla bir maaş prim alırız.

SUAT EKİZ (33, Haftasonu)

Biz niye tukakayız anlamıyorum ne görüyorsak onu çekiyoruz

14 yıldır, yazları sürekli Bodrum’a gelip çalışıyorum. Son beş senedir de karargáhımız Göltürkbükü. Sabah 10’dan, akşam altıya kadar güneşe maruz kalıyoruz. Mahkumlar gibi 1 kilometrelik yolda o güneşin altında 10 kez volta atıyoruz. Sadece Göltürkbükü olsa iyi, Bodrum büyük bir yarımada, her yerini turlamamız lazım. Günde 200 kilometre yol yapıyoruz. İnsan evine bir hafta gitmeyince özler, biz üç ay otel odasında kalıyoruz. Takip ettiğimiz teknelerin kaptanları dalga çıksın diye öyle manevralar yapıyor ki, geçen yıl gelen devasa bir dalgadan bütün makinem, objektiflerim mahvoldu.

Tarkan’ı Ahmet Ertegün’ün teknesinde çekeceğiz diye bütün gece uykusuz kaldık. Zaten sıcak, bir de virajlı yollarda araba kullanıyoruz, bu yüzden pek çok arkadaşımız kaza geçirdi.

Biz niye tukaka olduk anlamadım. Ne görüyorsak onu çekiyoruz. Herkes bize çamur atıyor ama magazin muhabirinin öyle bir yelpazesi var ki, futbolcu, siyasetçi, sanatçı, işadamı, modacı, işletmeci, mekancı, şoför, garson, hepsini tanıyoruz. Diğerleri sadece ilgi alanlarındaki kişileri tanıyor. Magazini küçümseyenlere sadece Haftasonu’nun bu güne kadar iki bakan devirdiğini hatırlatırım.

BİR GÜN ÇEKTİRİR DİĞER GÜNLER RAHAT EDER

Çağla Şikel bir hafta gelir, mutlaka bir gününü bize ayırır poz verir, denize atlar. Onu çektiğimiz için rahat bırakırız, o da diğer günler rahat rahat tatilini yapar. Demet Şener, İbrahim Kutluay buraya geldiklerinde bizim onları görebileceğimiz yerlerde denize girerler ama ertesi gün bilinmedik bir koya giderler. Nasılsa çektik diye rahat bırakırız. Bu kişiler ünlü olmanın diyeti olduğunu bilen ve ödeyen insanlar.

ORKUN BULUT (23, Haftasonu, Hello)

Daha önce 2,5 yıl Çeşme’de çalıştım, iki yıldır da Bodrum’dayım. Burada haber almak aslında çok kolay, herkes ağzından bir şey kaçırıyor. İnsanlar dedikodu yapmaya meraklı. Yakalanmak isteyen herkes buraya gelir. Bazen telefon açıp, ben buralardayım, diyen oluyor.

REKOR SAYIDA ÇEKTİKLERİ

Çağla Şikel, Süreyya Yalçın (Aziz Yıldırım’ın yeğeni)


EN SEVMEDİKLERİ

Sürekli küfrettiği için ismini vermedikleri üç büyük kulüpten birinin başkanı.

Gazetecilere dayak attığı için Sezen Aksu’nun sevgilisi Önder Fırat.

Yine çok küfür ettiği için Nurettin Hasman.

EN ZORLANDIKLARI

Çok sıkı takip sonrası fotoğrafını çektikleri için Tarkan.

EN İYİ İŞLERİ

Metin Şentürk’ü jet ski, Hülya Avşar’ı bikiniyle çekmek. Seda Sayan ve eski sevgilisi Gökhan Şükür’ü ayrı ayrı yerlerde sevgilileriyle çekmek.

EN ÇOK ÇEKMEK İSTEDİKLERİ

Britney Spears ve Christina Aguilera‘yı üstsüz çekmek.

Necmettin Erbakan’ı sliple çekmek.

Semra Özal’ı pembe tanga ile görüntülemek.

Bill Clinton ile Tuğba Özay’ı birlikte çekmek.

Hükümet düşürecek bir fotoğraf çekmek .

Tayyip Erdoğan ile tamamen magazin üzerine bir röportaj.

Pierce Brosnan’ı yatta çekmek.

ÇEŞME

REKOR SAYIDA ÇEKTİKLERİ

Doğa Rutkay, Cem Yılmaz, Serdar Ortaç, Deniz Akkaya

EN SEVMEDİKLERİ

Önder Fırat

EN ZORLANDIKLARI

Yılmaz Erdoğan, Hande Yener, Sezen Aksu

EN İYİ İŞLERİ

Sezen Aksu’nun doğum günü fotoğrafları


Çeşme, İzmirliler’in zaten hep gözbebeğiydi. Son beş yıldır İstanbulluların da keşfetmesiyle popülerliği arttı. Bir de rüzgarıyla ünlü Alaçatı, Çeşme’ye büyük sükse kattı. İzmirli paparazziler eskiden sadece İzmir sosyetesinin peşindeyken, artık İstanbul’dan gelen ünlülerin de peşine düşer oldu.

HÜLYA AVŞAR’IN BİKİNİLİ FOTOĞRAFI KAPIŞTIRDI

ÇEŞMELİ PAPARAZZİLER DEDİKODU YAPTI:

Hülya Avşar, Bodrum’a gitmiş bütün gazetecilere de gelin beni çekin, diye haber vermiş. O fotoğrafı çekmeyeni dövüyorlardı.

BODRUMLU PAPARAZZİLER CEVAP VERDİ?

Herkes Hülya Avşar’ın günahını alıyor. Helin Avşar’ı su kayağı yaparken gördük. Sonra bir baktık, açıklardan bir yerden zodyakla Zehra’yı da almış geliyor. Hemen Hülya Avşar’ın yakında bir yerde olduğunu anladık. Helin Avşar’ı Zehra ile görmesek o fotoğraf çekilmezdi. Sonra Zehra’yı yine aynı zodyakla açıklara götürdü. Zodyakın gittiği yönü takip ettik. Sonra biz de teknelerle açıldık ve açıklarda Hülya Avşar’ı çektik. Önce gizli çekiyorduk, bizi farkedince de saklanmadı poz verdi.

ÇEŞMELİ/BODRUMLU PAPARAZZİ FARKI

Göltürkbükü’ndeki paparazziler İstanbul’dan geliyor. Çeşme’de görev yapanlar İzmirli.

Göltürkbükü’ndekiler 3 ay aralıksız orada konaklıyorlar. Çeşme’dekiler perşembe akşamı gelip, pazar akşamı İzmir’e dönüyorlar.

Çeşme’dekiler mekanlarda Göltürkbükü’ndekilerden çok daha fazla rahat davranabiliyor. Zaten o yüzden ‘Biz Miami Vice’ız, burada çalı falan yok’ diyorlar.

CESUR SERT (32, Doğan Haber Ajansı)

Askerde gibi çentik atıyorum, kız arkadaşımı 42 gündür görmedim

13 yıldır Çeşme’ye geliyorum. Gazeteden bize, ‘Zaten Çeşme’desiniz bir de tatile mi göndereceğiz sizi’ diyorlar. Bu yıl ilk kez 23 Temmuz’da o da sadece iki dakika denize girebildim. 144 gün askerde gibi çentik atıyoruz burada. Ne sevgilimizi ne ailemizi görüyoruz. Kız arkadaşımı 42 gün görmedim. Bu gidişle buralara birimiz belediye başkanı birimiz muhtar, birimiz kaymakam olacak. Benim özel işim olacaksa, başkaları çekmesin diye taş koyarım. Mesela Tarkan’ı çekmiştik balık yerken, başkaları da gelir çektirmeyin bana özel olsun dedim. Ebru Gündeş de aynı şekilde, tamam dedi. Hatta denemek için bir başka arkadaşı gönderdik, hakikaten çektirmedi. Yanımda iki telefon taşıyorum, telefonumda 1000 kişinin kaydı var. Günde 600’e yakın telefon görüşmesi yapıyorum.

SERHAN ŞARMAN (32, Akşam, Alem)

Mekana makinesiz gireriz, varsa çekilecek birileri kapıda makine ile bekleriz

Dokuz yıldır buradayım. Çeşme’nin çalışma şartları Bodrum’a göre daha rahat. Makineyle girilmeyen yerlere makinesiz girip bakıyoruz, varsa birileri, dışarıda çekmek için bekliyoruz. Bodrum’da köşe bucak kaçanlar Çeşme’de daha rahat davranıyor. Meselá Nur Taşkent’i karpuz tarlasında sevgilisiyle el ele dolaşırken çektik, siz nereden çıktınız, diye şaşırdı. Kafam artık müzik ve ses kaldırmıyor, o yüzden ben tatilimi kesinlikle Çeşme’de geçirmem.

KİM BU KAR MASKELİ PAPARAZZİ!

‘Yapılan işler paparazzilik ama biz paparazzi değiliz’ diyor. 11 yıldır Çeşme’de çalışıyor: ‘Ebru Destan güya yakalanmak istemiyor ama gidiyor Çeşme’nin göbeğinde restoranda yemek yiyor. Alakasız insanlardan telefon geliyor, biz onu çektik diyoruz, o zaman yanında şu da var, diye ısrar ediyorlar. Beni haberli çekme de uzaktan çekersen çek diyenler oluyor.’ Bilici, okuyucunun böyle danışıklı çekimleri bal gibi anladığını söylüyor. Kendisi de bizim için, kar maskeli paparazzi pozunu şakadan veriyor.

Bir baktık Hande Yener’in sevgilisi karate yapa yapa üstümüze geliyor

Çeşme’de ilk defa denize girelim dedik. Hep beraber kumsala gittik. Denize girdik çıktık, bir baktık yanımızda Teoman sevgilisiyle güneşleniyor. Makinelerimiz gazetelerin altında olduğu için görmediler. Birimiz gazeteyi okur gibi tutuyor, indirince de diğerimiz fotoğrafını çekiyorduk.

En zorlardan biri Candan Erçetin’dir. Bir balık restoranına gitmiş, restoranın sahibi bizi aradı. Sen birlikte fotoğraf çek, dedik. Fotoğraf konusunda öyle hassas ki, onu bile kabul etmemiş. Konserde bile tek şarkılık fotoğraf çekimine izin verir. Son konseri bomboştu. Hakkında kötü yazmayalım diye, tam altı şarkılık fotoğraf çekimine izin verdi. Ama biz yine de Çeşmeliler Candan Erçetin’i yalnız bıraktı diye haber yaptık.

Hande Yener’i bir kumsalda şezlongta çektik. Koşturarak yanımıza geldi. Sevgilisi de arkadan karate hareketleri yapa yapa geliyordu. Eyvah ikinci bir Önder Fırat olayı olacak dedik. Nerede çalışıyorsunuz dedi, bir şey uydurduk. Ne fotoğrafı çekiyorsunuz dedi, plaj fotoğrafı dedik. Beni tanıyor musunuz diye sordu, pardon kimsiniz dedik, tamam o zaman dedi ve gitti.

Sezen Aksu’nun doğum gününden fotoğraf çektirmeyi başardık. Önder Fırat o fotoğraflar yüzünden bize sinirlendi, sonra gidip Bodrum’dakileri dövdü.

ÜNAL GÜMÜŞTEKİN (34, Sabah, Şamdan Plus, Kumsal)

Haber olmak istemeyen gazetecilerin olduğu yere gelmez

14 yıldır Çeşme’ye gidip geliyorum. Her yıl iki ay 20 gün Çeşme’deyim. İzmirli olduğumuzdan ünlüler bizi taşralı görüyor herhalde ve burada rahat davranıyorlar. Yakalanınca da kıyameti koparıyorlar. Deniz Seki, Alaçatı’da sevgilisiyle çektik diye ortalığı ayağa kaldırdı. Burada gazeteci olduğunu biliyorsunuz, görürse çekeceğini de biliyorsunuz, o zaman gidin başka bir yerde tatil yapın.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!