Tan Taşçı'ya helal olsun! Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

Güncelleme Tarihi:

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2021 07:06

Tan Taşçı hırs yaptı, Tarkan’ın Harbiye Açıkhava’daki 15 konserlik rekorunu kırmak için gün sayıyor. 16 konserle Harbiye serisini tamamlayacak şarkıcı. Nedir bu sene Harbiye’deki Tan rüzgârının nedeni sizce? Tarkan seneye bu rekoru kırar mı?

Haberin Devamı

- Ömür Gedik: Tan hırs yapacak biri değil. Hayatı sakin ve geldiği gibi yaşayan biri. Kendisine, sahnesine olan talep artınca Harbiye konser sayısı da arttı haliyle. Konserler öyle çoğalsın ki herkes birbirini geçsin, ne güzel olur. Tan’ı keyifle izliyoruz, Tarkan’ı da çok özledik.
- Onur Baştürk: Tan’ın şarkılarının bir damarı var ve bu damar seviliyor. Onun etkisi bence. Zeynep Avcı’nın söylediği “Yalan” şarkısının getirdiği ekstra bir rüzgâr da var, o da etkili olmuştur. Ama bence seyirci Tan’ın sahnesini de seviyor, tıpkı Kenan Doğulu gibi. O yüzden bir giden tekrar gidiyor. O nedenle peş peşe konser verebiliyor.
- Savaş Özbey: Bu işler hırs değil, arz-talep meselesi. İnsanlar konserlerine akın etmedikçe istediğin kadar hırs yap, n’olacak? Tan’ın konser performansları çok iyi. Ama bu yılki başarısında bunun kadar pandemide sanatçılara hasret kalınmasının da etkisi var. Aynı hasret Tarkan’ın performansıyla birleşseydi ne olurdu, tahmin etmek zor değil.
- Orkun Ün: Ben çok utanıyorum ya. Tan, Harbiye serüvenine başladığında yaz başıydı ve ben “Bu konser alanı nasıl doluyor, bedava bilet mi dağıtılıyor” diye yazmıştım. Tan benim için her zaman iyi bir sanatçıydı ama bana daha ufak ve kapalı salonların sanatçısı gibi gelirdi. Ardından sanki bana inat yaparmış gibi konser ardına konser verdi Tan ve hepsinde biletler 2-3 gün öncesinden tükendi. Kolay değil 16 konser vermek, kolay değil Yıldız Tilbe’yi, Tarkan’ı geride bırakmak. Helal olsun Tan’a.

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi


Jennifer Lopez ve Ben Affleck: Eninde sonunda evlenecekler!
Biliyorsunuz Jennifer Lopez ve Ben Affleck 17 sene önce ayrılmıştı. Yıllar sonra ilişkileri yeniden başladı. Çiftin havalimanında ayrılırken liseli âşıklar gibi dakikalarca öpüştüğü görüntüleri gördük. “Bu ne vıcık vıcık ilişki” diyen de var, “Vay be aşka bak” diyen de. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

- Ömür Gedik: Ah ya nasıl bakalım, imrenerek bakıyoruz. Her yaşta liseli âşık gibi olabilmek ne güzel. Böyle yeniden aşkı bulanlar kaçırmasın, her yerde öpüşebilirler.
- Onur Baştürk: JLo ve Ben Affleck’in öpüş koklaş görüntüleri baydı. Açıkça gösteriş yapıyorlar ve reklam kokuyor ilişkileri.
- Savaş Özbey: Jennifer Lopez’in eski menajeri Rob Shuter, onu “herkesten daha yakın tanıyan kişi” olarak biliniyor. Daily Mail’e verdiği son röportajında Jennifer ile Ben’in eninde sonunda evleneceğini söyledi.
Çiftin ayrılık sebebini de Ben Affleck’e yükledi; “Kaçıp giden Ben’di” dedi. Bence bir bildiği var da konuşuyor. O da Jennifer’ın o zaman bu zaman hâlâ Ben’e tutuk olduğu.
- Orkun Ün: Ayrı geçen yıllar nasıl canlarını sıkmış, nasıl mutsuz olmuşlar ve nasıl özlemişler birbirlerini... Ben iddia ediyorum bu iş evliliğe gider. İkinci birliktelikte, araya o kadar zaman girdikten sonra birbirine böylesine ‘güzel’ bakan çift çok az gördüm ben.

Çocukları oyuncak ettiniz kendinize!
Tülin Şahin ve Pedro de Noronha’nın arapsaçına dönen ilişkilerinde arada kalan, çocukları Siena oldu. Şahin, 2 yaşına basan kızına doğum günü partisi yaptı ama babasını çağırmadı. Baba Pedro isyan edip “Kimsenin pazarlama aracı olmayacaksın, annen sana doğum günü yapmaktan çok kendi reklamını yaptığı bir parti düzenlemiş” dedi. Haklı mı?
Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

Haberin Devamı

- Onur Baştürk: Baba Pedro isyanında haklı ama arada resmi bir evlilik olmadığı için söz hakkı Tülin Şahin’de gibi görünüyor. Kızına istediği gibi doğum günü yapar ve isterse babasını çağırmayabilir. Doğrusu, karışık bir mesele. Pedro o sahte düğünü yaparken düşünecekti “Ben bu yaptığım şeyden emin miyim” diye. Artık çok geç.
- Ömür Gedik: Bu işin annesi babası, kadını erkeği kalmadı. Herkes kendine oynuyor, ne ayıp yahu! Bir kendinize gelin Allah aşkına. Çocukları oyuncak ettiniz kendinize. Ayça Bingöl’ün “Doğurmak değil yetiştirmek önemli. Bence ebeveynlik ehliyeti bağlanmalı. Herkesin ebeveyn olmasını doğru bulmuyorum” cümlelerinin altına ben de imzamı atıyorum.
- Orkun Ün: Ömür ne güzel söylüyorsun, “ebeveynlik ehliyeti gündeme getirilsin” diyerek. Keşke. Fakat beyhude bu isteklerimiz gibi geliyor bana. Neyse... Bu işin annesi babası yok, ortada bir çocuk kalıyorsa biz her zaman çocuğun yanında oluruz elbette. Ama sanki alışılagelmişin dışında bir durum yaşanıyor gibi bu sefer. Tülin Şahin doğum günü yapıyor ve o partiyi baba Pedro’nun söylediği gibi sanki kızı için değil de kendi için vermiş gibi duruyor. Hafta içi de yazdım, yine söylüyorum; Tülin Şahin gözümüzün önünde Özcan Deniz’leşiyor ama farkında değil. Yazık...
- Savaş Özbey: Çocuk ne ister? Annesi, babası, ailede sevdiği diğer insanlar, akranları, arkadaşları yanında olsun. Çocuğun mutluluğu için bir araya gelip birkaç saatliğine de olsa bu ortamı sağlayamamak en hafifinden beceriksizlik. Ama Ömür’ün ebeveynlik ehliyeti çözümüne de katılmıyorum. Sanki çocuk yapacakları zaman başvursalar, Pedro de Noronha’ya mı verilmeyecekti ehliyet, Tülin Şahin’e mi?

Haberin Devamı

İnsan çocuğunun
annesine bunu der mi!
Feryal Gülman, 8 yıldır boşanmadığı eşi Kemal Gülman ve onun sevgilisiyle uçakta pişti oldu! Kendisinden 58 yaş küçük sevgisiyle eşine yakalanan Kemal Gülman, havalimanında gördüğü basın mensuplarını Feryal Gülman’ın çağırdığını düşünerek “Bu kadın belasını arıyor” dedi. Nedir yorumunuz?

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

- Savaş Özbey: Üslubunu dışarıda tutuyorum ama Kemal Gülman bunun bilerek yapıldığını düşünmekte haklı. Çünkü olacak ihtimal mi: Kendisi, sevgilisi ve boşanmakta olduğu eşi aynı şehirden kalkan aynı uçakta, aynı sefere ve aynı sıra koltuklara düşüyorlar... Ama bazen de tesadüf tesadüftür işte. O kabinin içinde o 3 saat nasıl geçmiştir, her üçü için de çok zor durum.
- Onur Baştürk: Haberlere göre hiç konuşmamışlar. 3 saatlik yolculuk boyunca gerçekten hiçbir şey konuşmadan mı oturmuş boşanamayan Gülman çifti? Buna pek inanmadım. İnsan dayanamaz, bir noktada iki çift laf eder diye düşünüyorum. Öyle cool bir şekilde durdularsa gerçekten bravo.
Kemal Gülman’ın “Bu kadın belasını arıyor” demesini ise hiç yakıştıramadım. Tehditkâr bir ifade. Feryal Gülman’ın “Gazetecileri ben çağırsaydım en azından bir ruj sürerdim” savunması da komik. “Uçaktayken nasıl gazeteci çağırayım?” demiş ama uçaktan inip pasaport geçişi ve bagajı alana kadar o kadar çok zaman geçiyor ki, o esnada gazetecilere haber vermek çok kolay...
- Ömür Gedik: Ne demek “bu kadın belasını arıyor”! İnsan bir kadına, eski eşine, çocuğunun annesine bunu der mi? Feryal Hanım 40 yaşına geldiğinde Kemal bey kendisine “Seni bozduralım, iki tane 20’lik alalım” demiş. Niyetini daha o zamanlarda belli etmiş yani. Bunu duydum iyice delirdim zaten...
- Orkun Ün: Ben tüm bunlara değil de Kemal Gülman ile sevgilisi arasındaki 58 yaş farka takılıyorum. Gerçekten pes! Bunun adı aşk mı? Hayır. Tutku mu? Asla. Sevgi mi? Alakası yok. Kemal Bey bu uçak piştisiyle büyük bir gol yedi. Feryal Hanım “Zina davası açabilirim” dedi. Artık mahkemede anlatsın dursun derdini.

Haberin Devamı

En zengin mi
en yakışıklı mı?
Geçen hafta Los Angeles’ta düzenlenen bir galada karşılaşan Jeff Bezos, kız arkadaşı Lauren Sanchez ve Leonardo DiCaprio ayaküstü sohbet etti. Kısa sohbet sırasında Sanchez’in DiCaprio’ya hayran hayran bakması, sosyal medyada haftanın konusu oldu. Sizce aralarında bir kıvılcım var mı? Şunu da soralım; dünyanın en zengini mi, yoksa dünyanın en yakışıklısı mı?

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

- Ömür Gedik: Jeff Bezos, sosyal medya hesabından şakayla karışık Leonardo’yu uçurumun kenarına çağırarak tavrını koydu, bu kıvılcımı ateşe dönmeden söndürdü. Zaten Sanchez öyle bakmış olsa da Leo pas vermezdi bence. Bir şey çıkmaz o işten. “Dünyanın en zengini mi, en yakışıklısı mı?” sorusuna gelince. Parayı ben kazanırım, zengine gerek yok. Yakışıklı, hayvansever ve zeki olsun yeter.
- Savaş Özbey: Bunun C şıkkı yok mu, hem en zengin hem de en yakışıklı olsa? Ama Bezos’un “Dikkat uçurum!” yazısının yanında poz verip altına da “Gelsene Leo, sana bir şey göstereceğim” yazmasından sonra gülerek anladık ki zengin ve yakışıklılık yetmiyor, zekâ ve komiklik de lazım. Leonardo’nun niyeti varsa bile korkmuştur zaten.
- Onur Baştürk: Evet hayran hayran bakmış, ama o 1 saniyelik bir an. Fotoğrafta öyle görünüyor sadece.
Biraz “Ünlü hayranlığı” gibi görünüyor o bakış. Arada bir elektrik olduğunu sanmam. Bu insanlar birbirlerini tanıyor ediyor zaten. Ayrıca Leo dünyanın en yakışıklısı değil, o eskide kaldı. Ve tabii ki dünyanın en zengini olmak ister herkes, yakışıklısı değil!
- Orkun Ün: Ben de flört olarak görmüyorum bu mevzuyu. Bence hanımefendide Leonardo DiCaprio hayranlığı var. Üstelik bu hayranlığın dozu biraz yüksek. Yoksa sen kalk, dünyanın en zengin üç insanından biri olan sevgilinin yanında başkasıyla flört et. Yoooook artık...

Haberin Devamı

Okul da, veliler de, Orkun da hatalı
Orkun Işıtmak bir anaokulunda video çekti. “1 günlüğüne anaokulu öğretmeni oldum” başlığıyla yayınladığı video çok büyük tepki çekti. Orkun o videoda çocuklara “Artık öğretmeniniz yok, ben varım” da dedi, “Squid Game”i de hatırlattı. Ne diyorsunuz olanlara? Bu olayda suçlu sizce Orkun mu, okul mu, yoksa aileler mi?

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

- Orkun Ün: “Ben izleneyim paramı kazanayım da gerisi boş” düşüncesiyle yapılmış bir video olmuş. Çocuklara korkunç sözler söylüyor Orkun. Bizler için normal olan bazı sözler çocuklarda travma yaratabilir. Bunu nasıl bilmez, hayret ettim. Sonrasında yaptığı açıklamaya ne demeli? “Videoyu kaldırdım, eleştirenleri vicdanıyla baş başa bırakıyorum” falan filan. Yahu özür dile özür!
- Ömür Gedik: “Squid Game” ve çocukları yan yana düşünmek bile istemiyorum. Bu nedenle Orkun’un kötü niyetle olmasa da yanlış yaptığını düşünüyorum. Suçlu yok ama hatalı var diyelim. Ve galiba okul da, veliler de, Orkun da hatalı. Olan çocuklara olmuş.
- Savaş Özbey: Okullar, kreşler, orada çocuklarla kurulacak ilişki netameli konu. Bu olayda da başta okul yönetimi, Orkun Işıtmak ve veliler hatalı. Barış Manço’nun “Adam Olacak Çocuk”ta tutturduğu kıvamı yakalamak öyle herkesin harcı değil. Sonra çocuğunuzu “Squid Game” esprisiyle baş başa buluverirsiniz böyle.
- Onur Baştürk: Ben abartılı buldum Orkun Işıtmak’a gelen tepkileri. Çektiği videoda da bir şey yok. Bir tek “Squid Game” kısmı yanlış geldi bana. Esas suç, daha çok izlensin ve tık alsın diye ilginç içerik tuzağına düşmüş olmak.

Haberin Devamı

2.5 milyon dolar az mı?
Bülent Ersoy’un hayatını belgesel yapmak isteyen bir dijital platform, Diva’ya 2.5 milyon dolar önermiş. Ersoy teklifi doğruladı ama “Söz konusu benim hayatım. Ben neler yaşadım, 2.5 milyon az, daha fazlasını istedim” dedi. Hayatı belgesel olur mu Ersoy’un? Ne diyorsunuz?

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

- Onur Baştürk: Hem de ne belgesel olur! Türkiye’nin birçok döneminin özeti gibi olur belgesel. Keşke yapılsa, keşke Bülent Ersoy paradan çok içeriğin iyi olmasına önem verse. Her şey para değil.
- Ömür Gedik: 2.5 milyon dolar az mı! Bir insanın hayatının belgesel olabilir zenginlikte olması bence çok değerli. Teklifi edenlerin bu kadar para vermeleri de projeye önem verdiklerini ve düzgün bir iş yapacaklarını düşündürüyor. Diva bir daha düşünsün. Güzel teklif bence.
- Savaş Özbey: Tabii ki olsun, bugüne kadar düşünülmemesi eksiklik. İyi yapılabilirse Türkiye’nin yakın tarihine de ışık tutan çok da ilginç bir belgesel olacağına eminim. Bülent Ersoy’un 2.5 milyon doları az bulmasına gelince... Mesela keşke böyle başlasa belgesel. Tam da bildiğimiz, tanıdığımız Diva işte.
- Orkun Ün: Hayatı belgesel olacak sayılı sanatçılardandır Bülent Ersoy. Var mı itirazı olan? Yaşadığı zorluklar, içinden geçtiği psikolojik süreçler vesaire... Ben ilgiyle izlerim. O yüzden yapılmalı belgeseli. Hatta yaşarken olması da çok kıymetli. Fiyata gelince... Yüksek bütçelere itiraz eden biriyim ama söz konusu bir kişinin ‘hayatı’ olunca orada kendimi frenliyorum. Çünkü bir yaşama paha biçemezsiniz.

9 yaşındaki çocuğun
mektup özlemi
Tuba Büyüküstün “Kızlarımın biri teknoloji uzmanı, diğeri benim gibi ve çok acı çekiyor. ‘Neden kimse birbirine mektup yazmıyor’ diye ağlıyor” şeklinde bir açıklama yaptı. ‘Z’ kuşağından 9 yaşındaki bir kızın ‘mektup’ hassasiyetine ne diyeceksiniz?

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

- Onur Baştürk: Mektup yazmayı nereden öğrenmiş ve bu mektup özlemine 9 yaşındaki bir çocuk nasıl sahip olabilir diye sormak istiyorum. Gerçekten ilginç çünkü. Reenkarnasyondan yola çıkarak şöyle söyleyebilirim: Belki de önceki hayatından hatırlıyor mektup yazmayı, kim bilir?
- Orkun Ün: Onur’un düşündüğünü ilk başta ben de düşündüm. “9 yaşında, mektup ne alaka?” dedim. Ama sanırım Tuba kızlarını yetiştirirken sık sık eskilerden bahsediyor. O yüzden 9 yaşındaki kızı mektup yazmış kadar olmuştur. Ben çok ‘tatlı’ buldum bu isyanını. Bu yaşta böyle bir olaya özlem duyan ileride ne güzel sever, ne güzel şefkat gösterir, ne iyi bir insan olur düşünsenize. Off çok melankolik oldum farkındayım.
- Savaş Özbey: Bu hız ve iletişim devrinde, bu kadar hassas ve nostaljik olması değerli ama baş edilmesi zor bir haslet. Umarım hiç kaybetmeden güzel yanlarını yaşayabilir ve hayat karşısına hep muhatabına özen gösteren, acele yüzünden duyarlılığı ıskalamayan, geçmişin ve devamlılığın kıymetini bilen, kendi gibi insanlar çıkarır.
- Ömür Gedik: Geçenlerde köşemde pandemide mektup yazmaya başlayanların sayısının arttığını yazmıştım. Dünya genelinde böyle bir eğilim var. İnsanlar kağıdı kalemi alıp birbirlerine mektup yazmaya başladılar. Tuba’nın kızının mektup yazmak istemesi de çok güzel. Hiç üzülmesin yeni trende uyan ve onunla mektuplaşacak birini bulur yakında.

Aldatmanın dönemi mi olurmuş?
“Önümüzdeki 2 yıl boyunca aldatma mevzuları artacak” diyorlar. Özellikle ünlüler arasında aldatan da aldatılmayan da kalmayacakmış! Bunu söyleyenler ise astrologlar, kişisel gelişim uzmanları, yazarlar. Siz ne diyorsunuz bu iddiaya?

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

- Onur Baştürk: Gayet manasız bir öngörü. Aldatmaları istatistiksel verilere dayandırmak da çok zor olduğuna göre artacak ya da azalacak demek mümkün değil. Aldatmak isteyen her zaman aldatır, nokta.
- Savaş Özbey: Astroloğa gidip futbolcu eşi Özer Hurmacı’yı kendisini aldatmakla suçlayan Mihriban Hurmacı geldi aklıma. Hem fala inanıp hem de falsız kalamayan bunca insan varken, astrologlar yanlış anlamaya müsait konularda biraz daha mı dikkatli konuşmalı acaba?
- Orkun Ün: Zaten birçok aldatma olayını bilmiyoruz ki. Neler yaşanıyor ruhumuz duymuyor bazen. Ünlüsü ünsüzü de yok bu işin. Hatta bence, böyle konular konuşuldukça aldatma potansiyeli barındıran insanlar cesaretleniyor. “Amaaan herkes yapıyor, ben de yapsam ne olacak ki” diye düşünüyorlar. Bu konuda garipsediğim; “Önümüzdeki dönem aldatmaya çok gebe” tarzında beylik laflar. Yahu neyin dönemi? Aldatmanın dönemi mi olurmuş?
- Ömür Gedik: Ben bu iddiayı geçenlerde Orkun’un köşe yazısında okuduğumda da bunu söyleyenlerin yıldızlara bakarak değil, düz mantık yürüterek böyle konuştuğunu düşünmüştüm. Pandemide sıkışan hayatlardan, ilişkilerden tabii ki fireler olacak. İlişki firesi de kendini aldatmayla gösteriyor. Göz önünde olan ünlüler olduğu için de onların aldatmalarını konuşacağız. Bunu görmek için astrolog, kişisel gelişim uzamanı olmaya gerek yok.

Seksiliğin yeni tanımı:
Eli yüzü düzgün eğlenceli erkek
People dergisi, bu yıl Amerikalı oyuncu Paul Rudd’u “yaşayan en seksi erkek” seçti. Oyuncu bu unvanla çok dalga geçti. Sizin yorumunuzu alalım...

Tan Taşçıya helal olsun Magazin Konseyi ile haftanın gündemi

- Onur Baştürk: Ben de en az Paul Rudd kadar şaşırdım bu unvana. Bence onun seçilmiş olması “seksi erkek” tanımını da değiştirdi. Sıkıcı görünen ama sempatik bir adam çünkü Rudd. Fiziği de yüzü de aman aman değil.
- Savaş Özbey: People dergisinin daha önce seçtiği Brad Pitt, George Clooney, Tom Cruise gibi isimlerin üzerine Paul Rudd seksiliğin geçmişten geri gelmiş yeni tanımı gibi: Eli yüzü düzgün, eğlenceli ve güldüren erkekler. Zaten Rudd da “yaşayan en seksi erkek” unvanından çok bu durumla dalgasını geçen espriler ve hareketleriyle dolduruyor ekran ve magazin sayfalarını.
- Orkun Ün: Paul Rudd en seksi erkek seçildiğini öğrenince “Bunu duyan insanlar ‘Neeee!’ diyecekler, çok şaşıracaklar” demiş, ben en çok ona güldüm. Ayrıca tüm erkekler için bir umut ışığı yaktı People dergisi Rudd’u seçerek. Demek ki neymiş; yeni dünya düzeninde, öyle kaslı, öyle sarı dalgalı saçlı, öyle upuzun boylu kavruk tenli olmaya falan gerek yokmuş...
- Ömür Gedik: Paul Rudd unvanı aldı ama bu aralar Leonardo Di Caprio kadar konuşulmadı. Acilen kendisine hayran hayran bakacak birini bulması ve bir davette Leo’nunkine benzer bir olaya karışması lazım.

Ne çok hayran biriktirmiş
Moda dünyasından acı bir haber geldi bu hafta. Uzun süredir kanserle mücadele eden Bahar Korçan yaşamını yitirdi. Neler söylemek istersiniz ünlü modacıyla ilgili?
- Onur Baştürk: Bahar Korçan sadece bir moda tasarımcısı değildi. Aynı zamanda sıkı bir hikâye anlatıcısıydı. Her koleksiyonu bir felsefeye, bir sorgulamaya dayanır, kıyafetler aracılığıyla bize yeni hikâyeler sunardı. “Bir araya getiren” özelliği de vardı Bahar’ın. Moda Tasarımcıları Derneği’nin kurucularındandı. İlk yıllarında İTÜ Taşkışla’da düzenlenen Moda Haftası’nın en çok koşturanı, en çok “akıl hocalığı” yaparak gençlere yön vermek isteyeniydi. Kendi bildiğinden vazgeçmeyen biriydi. Her daim öyle oldu, öyle yaşadı, o şekilde ışık saçtı. Huzur içinde uyusun.
- Ömür Gedik: Herkesin, hepimizin sevgide ortak paydasıydı. Hem çok değerli bir modacı hem de güzel bir ruhtu. Mekanı cennet olsun.
- Savaş Özbey: Moda dünyasından, sivil toplum camialarından, ünlüler ve medyadan ne çok hayran biriktirmiş hayatta. Tanıyan herkesin onun vakitsiz gidişiyle beraber bir yanının da eksik kaldığı o kadar belli ki yapılan paylaşımlarda. Sessiz kreasyonlarına yazdığı birer şiir de iliştirirdi güfte olarak. İşte önüme düşen bir tanesi: “Geçicilik üzerine kurulu bu hayat / Aldığımız nefes geçici / Sayısı belli...”
- Orkun Ün: Ne değerli, ne kıymetli biriymiş Bahar Korçan. Huzur içinde uyusun. Neredeyse tüm ünlüler onun arkasında çok güzel sözler sarf etti. Gittikten sonra kubbede hoş bir seda bırakmak çok önemli.

 

 

BAKMADAN GEÇME!