‘Sürdürülebilir yaşam için kesintisiz enerjiye muhtacız’

Güncelleme Tarihi:

‘Sürdürülebilir yaşam için kesintisiz enerjiye muhtacız’
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2022 07:00

Fütürist Ufuk Tarhan, yeni kitabı ‘Yarının İşini Yarına Bırakma’da uzak gelecekte dünyada neler yaşanacağını anlatıyor. Diğer gezegenlerle iletişim, çipler, genetik takviyeler, ölümsüzlük, metaverse sigortacıları ve dahası… Ama Tarhan’a göre her şeyin ötesinde insanlık sürdürülebilir yaşam için sınırsız enerji kaynağı bulmalı.

Haberin Devamı

Fütürizm üzerine yaptığı çalışmalar, sürdürülebilir geleceğe dönük tasarladığı iş modelleri
ve uygulamalarıyla tanınan fütürist, ekonomist ve sivil toplum gönüllüsü Ufuk Tarhan ikinci kitabı ‘Yarının İşini Yarına Bırakma’yı yayımladı.
Pandemiyle geleceğe yönelik daha karamsar, umutsuz bir bakış açısı geliştirdiğimizi düşünen Tarhan insanları yarınlar için yeniden düşünmeye teşvik ve motive etmek için bu kitabı yazdığını söylüyor.

* Yeni kitabınız ‘Yarının İşini Yarına Bırakma’ çıktı. Kitapta geleceğe dair neler anlatıyorsunuz?
Artık ufak bir çocuk bile 20-30 yıl içinde robotlarla, yapay organlarla, uzay seyahatleriyle, android varlıklarla bazı zamanları ‘metaverse’te geçen dünyada nasıl yaşayacağını bir çırpıda anlatıyor. Ben 15-16 sene önce anlattığımda çoğu insan bunları uçuk kaçık buluyordu. Şimdi herkes geleceğe alıştı. 2050’lere kadar ‘yarınları’ enikonu bilir hale geldi. Peki, tüm bunları yapacağız da ne olacak? Pandeminin hızlandırıcı etkisi, ardından gelen ekonomik, siyasal krizlerle bir karamsarlık dönemine girdik. Bir anlamda hepimiz gelecekten yorgun düştük, bazılarımız gelecekten ümidini kesti. İşte bu nedenle insanlara
‘Yarınlar için yeniden düşünmeye, yepyeni kurgular yapmaya başla. Hadi tempoo!’ demek için bu kitabı yazdım.

* Kitapta diğer gezegenlerden, varlıklardan bahsediliyor. Uzaylıların olduğuna ve bir gün onlarla iletişim kuracağımıza inanıyor musunuz?
İnanç demeyelim de biliminsanlarının aktarım ve uzgörülerine dayanarak şunu söyleyebilirim: Evet, Tip-1 Uygarlık seviyesine geçtiğimizde diğer gezegenlerle iletişime, etkileşime geçeceğimiz konusunda ikna oluyorum. Evrende 100 milyar galaksi, her galakside ortalama 200 milyar yıldız bulunduğu varsayılıyor. O halde bizden milyarlarca yıl uzakta Dünya’ya tıpatıp benzeyen başka gezegenlerin ve oralarda başka varlıkların olduğunu varsaymak
hiç de saçma değil. Ve biz onlarla eninde sonunda karşılaşacağız.

Haberin Devamı

Kitapta fütürist Kurzweil’in uzgörüleri de var: “Gelecekte nanorobotlar vücudumuzda gezecek ve DNA’mıza müdahale ederek bizi hastalıklardan koruyacak.”

* 2100’e kadar Tip-1 Uygarlık seviyesine ulaşmak zorundayız, diyorsunuz. Nedir Tip-1 Uygarlık?

Rus fizik ve matematik bilimleri uzmanı Dr. Nikolai Kardashev 1964’te bir medeniyetin gelişmişlik seviyesinin enerji üretimiyle ölçülebileceğini ileri sürerek üç seviyeli bir sistem geliştirmiş. 1’inci seviyeye ‘Gezegensel Uygarlık’ da deniyor. Tip-1 Uygarlık, komşu yıldızlardan kendisine ulaşan enerjiyi (bizim için bu Güneş) kullanma ve depolama yetisine sahip. Ayrıca havayı, depremleri, volkanları, yani toprağa bağlı tüm enerjileri kontrol edebilir ve değiştirebilirler. Biz bu seviyede değiliz.

* Buna ulaşmak neden bu kadar kritik?
Çünkü insanlık henüz tüm yaşamın özü olan, temel ihtiyacı ‘sınırsız enerji’ kaynağını bulamadı. Sürdürülebilir yaşam için ‘kesintisiz enerjiye, elektriğe ve internete’ muhtaç. Bu yüzden Tip-1 Uygarlık seviyesine ulaşmak en büyük gelecek hedefimiz olmalı. 2100’lere kadar bu seviyeye gelemezsek
sürdürülebilirliği sağlayamayız.

* Tüm bu gelişmeler olurken geleceğe nasıl hazırlanmalıyız?
Her şeyden önce fütürist bakış açısına sahip olmalısınız. Yazdığım iki kitapta da aslında tam olarak bu soruya cevap vermeye çalıştım. Maalesef
bu birkaç satırda izah edilebilecek basitlikte bir soru değil. Sadece bilmek, fark etmek, sindirmek gerekiyor.

Haberin Devamı

‘Atatürk’le konuşmak isterdim’

* Dijital ölümsüzlüğe erişebilirsek teorik fizikçi Michio Kaku, Albert Einstein’la konuşmak istediğini söylüyor. Siz kiminle iletişim kurmak isterdiniz?

Atatürk’le. Eğer bize kalan kaynaklar, onun olduğu belirtilen ifadeler doğruysa, ki öyle olduğunu düşünüyorum, müthiş bir beyin. Çağının çok ama çok ötesinde bakış açısına sahip farklı bir kafa. Fütürist tanımının hayat bulmuş hali. Dünyanın daha iyiye, sürdürülebilirliğe dönüşümü için fikirlerini almak üzere onunla sohbet etmeyi çok isterdim.

‘Sürdürülebilir yaşam için kesintisiz enerjiye muhtacız’

Tarhan: “Dünya’ya tıpatıp benzeyen gezegenlerde başka varlıklar olduğuna inanmak saçma değil.”

Haberin Devamı

Organ tasarımcısı, robot hukukçusu

* Gelecekte hangi alanlar, meslekler bizi bekliyor?

Gelecekte gezegenimizin sürdürülebilirliğini sağlayacak, doğanın, insanlığın ve diğer canlı-cansız varlıkların ihtiyaçlarını giderecek alanlarda yepyeni iş ve meslekler türeyecek. Mal ve hizmetler, daha sade, yalın ve gerektiği kadar üretilecek, tüketilecek. Tüm meslekler ileri seviyede teknoloji, yapay zekâ, robot desteğiyle, bunlara uygun olarak neredeyse sil baştan yeniden şekillenecek. İnternet sitemde (ufuktarhan.com) ‘Geleceğin meslekleri’ diye bir sekme açtım; orada da görebilirsiniz: Duygu mühendisi, hologram teknisyeni, organ tasarımcısı, metaverse sigortacısı, yapay zekâ optimizatörü, robot hukukçusu/avukatı gibi yüzlerce yeni iş, meslek türeyecek.

Haberin Devamı

‘Sürdürülebilir yaşam için kesintisiz enerjiye muhtacız’

Kitap, Ceres Yayınları’ndan çıktı.

‘Ölümlü olup olmamayı seçebileceğiz!’

Kitapta teorik fizikçi Michio Kaku ile fütürist, girişimci Ray Kurzweil’in gelecekle ilgili görüşleri de var.

* Michio Kaku: “Hücrelerin yaşaması ve kanser konularında gelecek 20-30 yılda önemli başarılar elde edilecek. Ölümlü olmak ve olmamak arasında hür irademizle seçim yapabilir hale geleceğiz. Azaltılmış kaloriyle beslenen deney fareleri ve solucanların ömürleri yüzde 30 artmış. Bu, insan ömrü için 25-30 yıl ediyor. Dijital ölümsüzlük sandığımızdan daha yakın ama kesintisiz enerji şart!”

* Ray Kurzweil: “İnsan beyni günümüz koşulları için oldukça yavaş kaldı. İnsan yeteneklerinin mutlaka inorganik beyin ve organlarla güçlendirilmesi gerekiyor. Uzak olmayan bir gelecekte nanorobotlar vücudumuzda gezmeye başlayacak ve DNA’mıza müdahale ederek bizi hastalıklardan koruyacak. Zihin ve vücudun ölümsüzlüğüne doğru önemli adımlar atacağız. 2029 ve sonrasında insan duygularını anlayabilen makinelerimiz olacak. 2030’da biri kafatasımızda, diğeri bulutta iki beynimiz olacak, inorganik aklımızın desteğiyle hibrit düşünerek kararlar vereceğiz.” (Kurzweil tüm bu devrimsel dönüşümü kaçırmamak için 2029’dan önce ölmemeye kararlı; bunun için günde 100 ilaç içtiği söyleniyor.)

Haberin Devamı

Merkeziyetsiz eğitim

* Kitabın önemli bir kısmını ‘eğitim devrimi’ konusuna ayırmışsınız. Sizce gelecek nesilleri eğitme şeklimiz ne yönde değişecek?
Yakın gelecekte her yaştaki organik insan eğitiminin ‘merkeziyetsizleşeceğinden’ ve kitapta da bahsettiğim ‘SOLE’ prensipleriyle farklı bir yapıya dönüşeceğinden adım kadar eminim. Ancak bu yetmeyecek; ileri seviyede ve belirleyici sorumluluk üstlenen insanlara mutlaka çip takılacak ve genetik takviye yapılacak.

SOLE nedir?
“Self-Organized Learning Environment (Kendi Kendine Organize Öğrenme Ortamı)

Prof. Sugata Mitra’nın geliştirdiği bir model. Prof. Mitra bu noktaya gelinceye kadar pek çok deney yapmış ve çocukların bir kaynak olduktan sonra, kendi kendilerine öğrenebildiklerini ortaya koymuş. SOLE esas olarak internet bağlantısı olan bir bilgisayar, öğrenmeye hazır öğrenciler ve minimum seviyede moderasyon yapan bir öğretmenin (ya da liderin) dünyanın farklı yerlerindeki öğrencilerle buluttan buluşarak işbirliği içinde büyük sorulara yanıt bulma çabası. Bu sorular öyle büyük olmalı ki yanıtlanması imkânsız gibi görünen unsurlar içermeli. Prof. Mitra’nın deneyleri öğrencilerin bu ortam sağlandıktan sonra pek çok soruya, soruna çözüm üretebileceğini gösteriyor. İşte yeni neslin
yeni öğrenme biçimi bu olacak.”

 

BAKMADAN GEÇME!