‘Dünya aşk için, senin aşkın için haykırıyor’

Güncelleme Tarihi:

‘Dünya aşk için, senin aşkın  için haykırıyor’
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2022 07:00

Müziğin dev ismi Nick Cave ve grubu The Bad Seeds bugün Parkorman’da konser verecek. Her konserinde izleyicisiyle özel bir bağ kuran Nick Cave, bir süredir bu birlikteliği The Red Hand Files adlı sitede hayranlarından gelen sorulara yanıt vererek sürdürüyor. Yedi yıl arayla iki oğlunu kaybeden sanatçı, kendisine yöneltilen yas süreci, hayatın anlamı, varoluş ve aşk üzerine soruları tüm bilgeliğiyle cevaplıyor.

Haberin Devamı

istanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) 50’nci yılını özel bir konserle kutluyor. Nick Cave&The Bad Seeds bugün Parkorman’da sahnede olacak.
Nick Cave özel bir müzisyen. Aşkı yücelten, varoluşu sorgulayan, kederden mutluluğa ve şefkate her türlü duyguyu en derinine inerek kelimelere döken, sahnede şarkılarını hipnotize edici bir güçle dinleyicileriyle paylaşan bir isim.

2015’te 15 yaşındaki oğlu Arthur’un Brighton’da kayalıklardan aşağı düşerek hayatını kaybetmesi hayatının en büyük trajedilerinden biriydi. Yedi yıl sonra, geçen mayıs ayında bu kez en büyük oğlu Jethro Lazenby’nin ölüm haberiyle sarsıldı.

Hayranlarının en büyük endişesi müzisyenin bu acılarla nasıl başa çıkacağıydı. Cave en iyi bildiği yolu seçti ve müzik yapmaya devam ediyor. Kişisel trajedisini müthiş bir enerjiye ve duygu yoğunluğuna dönüştürüyor. Cave bir yandan da kurduğu The Red Hand Files adlı sitede, arada moderatör olmadan hayranlarından gelen soruları yanıtlıyor. Bugüne kadar 50 binin üzerinde sorunun iletildiği siteye girdiğinizde sanatçının uzun uzun kaleme aldığı metinlerle karşılaşıyorsunuz. Film izleme platformu MUBI’de yayımlanan ‘This Much I Know to Be True’ adlı belgeselde Cave sorulara hemen yanıt vermediğini, düşünmek için birkaç güne ihtiyaç duyduğunu anlatıyor: “Hemen cevap verdiğimde mizacımın daha iyi tarafıyla cevap veremiyorum. Kişinin ne söylediği üzerine düşünüp bunu içselleştirmek ve soran kişinin halini anlamak birkaç günümü alıyor.”

Haberin Devamı

“Kişinin ne söylediği üzerine düşünüp bunu içselleştirmek ve soranın halini anlamak birkaç günümü alıyor.”


Siteye soru gönderen hayranlarından İrlandalı Kev “Zor zamanlarımda akıl sağlığımı koruduğu için müziğine minnettarım” dedikten sonra soruyor: “Merak ediyorum; müziğin, sözlerin, takım elbiselerin, kederin, şefkatin, utancın, suçluluğun ve neşenin ardındaki sen kimsin?” Nick Cave yanıt veriyor: “Kendimi son birkaç yıldır müzik yapan ve bir şeyler yazan bir eş, bir baba ve vatandaş olarak görüyorum.”

Bugün Parkorman’a gidenler belki bambaşka bir Nick Cave ile karşılaşacak. Biz de konser öncesi The Red Hand Files’tan seçtiğimiz sorular ve yanıtlarıyla Cave bilgeliğinin peşine düştük.

Haberin Devamı

‘Umut, bilindik acılardan doğan ve sönmeyen bir kıvılcımdır’

* “Umudunuz var mı?” (Anna, Almanya)
* “İyimser misiniz?” (Raymond, ABD)

Sevgili Anna ve Raymond,
Umut ve iyimserlik farklı iki şey olabilir, hatta neredeyse birbirine zıt iki güç... Umut, bilindik acılardan doğar ve sönmeyi reddeden, karşı duran, muhalif bir kıvılcımdır. Diğer yandan iyimserlikse bu acının inkârıdır. Karanlıkla yüzleşmekten korkmaktır. Farkındalık noksanlığıdır. Gerçek karşısında bir çeşit körleşmektir. Umut, gözünün açık olmasıdır, itaat etmemektir. İyimserlik korku dolu ve yanlış olabilir. Yine de iyimserliğin başka bir formu da vardır. Bir çeşit radikal iyimserlik. Bu iyimserlik dünyanın bütün acılarını tecrübe etmiştir ve umudun başkaldıran doğasına inanır. Ve banal bir kötümserlikle, alaycılıkla ve nihilizmle ebedi bir savaş içindedir.

Haberin Devamı

‘Ne kadar virajlı olursa olsun yoluna devam et’

* “Doğru yolda olduğumu nasıl anlarım?” (Lottie, İngiltere)

Çevrene şöyle bir bak. Eğer aynı yönde hareket eden başkaları varsa ve sana benziyorlarsa, senin gibi hareket ediyorlarsa, hepsi aynı şeyleri seviyorsa, aynı şeylerden nefret ediyorsa, aynı şeylere sinirleniyorsa ve aynı şeyler hakkında isyan ediyorlarsa, yanlış yolda olma ihtimalin çok yüksek.
Vazgeçip başka bir yol izlediğinden hep aynı şeyleri düşünen, aynı şeyleri söyleyen, aynı şekilde davrananlar belki sana bakacaklar, seninle dalga geçecekler hatta seni tehdit edecekler. Yine de ne kadar belirsiz ve virajlı olursa olsun yoluna devam et. Bu en kolay ya da en iyi yol da olmayabilir. Ama en ilginç, en öğretici ve en aydınlatıcı yol olacaktır. Bu senin yolun, bu yolda istediğin kişi olursun, söylemek istediklerini dile getirirsin ve istediğini seversin.
Kendi yolundayken bunun huzurunu yaşarsın. İrkilebilir, heyecanlanabilir, parlayabilir, alev alabilirsin. Ama hâlâ oradasındır. Başından beri o senin yolun. Senin yolun...
Sevgiler, Nick

Haberin Devamı

‘Aşka direnmek yaşamın kendisini reddetmektir’

* “17 yaşındayım, bana aşk hakkında ne söyleyebilirsiniz?” (Mauro, Belçika)
* “Kalbimin kırılmamasını nasıl sağlayabilirim?” (Jenny, Fransa)

Sevgili Mauro ve Jenny,
Kırık bir kalpten kaçınmanın en kesin yolu hiçbir şeyi ve hiç kimseyi sevmemek. Eşini, çocuğunu, anne veya babanı, kardeşlerini, arkadaşlarını, komşunu, köpeğini veya kedini, futbol takımını, bahçeni, büyükanneni ve işini... Seni aşka çeken şeylerden -müzik, sanat, edebiyat, sinema, felsefe, doğa ve inanç- uzak dur. Kalbini daralt; katı, alaycı, yenilmez, aşılmaz ol; azıcık bile olsa nezaket ve merhamet gösterme. Bu davranışlar kalbini genişletir ve seni aşka duyarlı hale getirir. Çünkü Neil Young’ın çok açık ve acı verici bir şekilde dile getirdiği gibi: “Sadece aşk kalbini kırabilir.” Kısacası aşka diren; çünkü gerçek aşk çok tehlikelidir ve kesinlikle kendi yıkımına doğru yol alır.
Yine de Mauro, aşka direnmek ve kendini kalp kırıklıklarına karşı aşılamak yaşamın kendisini reddetmektir. Sevmek senin öncelikli insani işlevin. Becerebildiğin her şekilde sevmek görevin. Aşkın üzerine cesaretle yürü. Derinden, tehlikeyi göze alarak ve pervasızca... Ve dünyayı merakınla yeniden inşa et. Dünya aşk için, senin aşkın için haykırıyor. Buna ihtiyacı var. Yoksa hayatta kalamaz...

Haberin Devamı

‘Sen benim oğlumsun ve şimdi yanımdasın dedim’

* “Sevgili eşim ve erkek kardeşim COVID-19 yüzünden yaşamını yitirdi. Size sorum şu: Oğlunuzu kaybettikten sonra hayatınıza nasıl devam ediyorsunuz?”
(Matti, İsveç)

Sevdiği birini kaybeden kişiye yardımı dokunması için söyleyebilecek çok az şey vardır. Bu benim deneyimim. Kelimeler, yaşanan uçsuz bucaksız kederin karşısında kifayetsiz kalır. Benim için endişe duyan, iyi niyetli arkadaşlarımın kederimle ilgili söylediklerinin hiçbir anlamı yoktu. Bana oğlumun kalbimde yaşadığını söylüyorlardı ama bunun gerçekten ne ifade ettiğini anlayamıyordum. Çünkü kalbime baktığımda kaos ve çaresizlik dışında bir şey bulamıyordum.
Yine çaresizlik hissettiğim bir sabah, olabilecek en basit şeyi yaptım. Sessiz bir yere oturdum ve oğluma ismiyle seslendim. Onu bedenimden çıkardım ve yanıma yerleştirdim. “Sen benim oğlumsun ve şimdi yanımdasın” dedim. Bu birkaç kelimenin güçlü bir etkisi oldu. Ve bu basit hayali davranışım beni dünyaya geri döndüren sürecin ilk adımıydı. Bu şekilde davranarak bana huzur vermeyen acımasız dünyadan geçici de olsa kurtuldum. Ve kaybettiğim oğlumla ruhani anlamda güçlü bir ilişki kurabileceğim, imkânsız bir âleme geçtim. Onun varlığını hissetmeye başladım. Onunla konuştum. O benimle konuştu. Gittiğim her yere onu da götürdüm. Sahneye çıkarken bana eşlik etti. Onun tasarlanmış ya da kim bilir belki de gerçek varlığı bana cesaret verdi. Derin kederimde bana eşlik etmesine izin verince güçlendim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!