Zorluklardan üreterek çıkmak herkese iyi gelir

Güncelleme Tarihi:

Zorluklardan üreterek çıkmak herkese iyi gelir
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2020 07:00

Damla Sönmez ve Ushan Çakır, tiyatronun dijital uygulamalarla iç içe geçtiği yeni projelerle karşımızda. Karantina döneminde ‘WhatsApp’ ve ‘podcast’ tiyatroları gibi yenilikçi yollarla sanat üretmeyi sürdüren nişanlı çift, “Enerjimizi korkulara değil, yeni fikirlere yönlendirdik” diyor.

Haberin Devamı

Bir yandan ev taşıyor, bir yandan yeni senaryolar okuyorlar. Oyuncu çift Damla Sönmez ve Ushan Çakır’ı bu yoğunlukları sırasında yakalıyoruz. Dört yıldır birlikte olan nişanlı çift, birlikte bir çalışmaktan da çok memnunlar. Damla Sönmez, “Birbirimizi iyi tanıyan iki insan olarak aynı mesleği yapmak çok avantajlı” diye anlatıyor hallerini. İkili yeni projeleri için de “Bu süreç hikâye anlatmanın yeni yöntemlerini deneyimleyebilmemize yol açtı” diyor.

Pandemi süreciyle birlikte tiyatronun dijitale evrilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

DAMLA SÖNMEZ: Aslında bunu bir evrilme olarak görmüyorum. Bildiğimiz anlamda tiyatro, sahne sanatları, süreçler normalleşince varlığını sürdürecek. Önemli olan bu dönemin nasıl gelişmelere yol açabileceği. Yeni yeni mecralar gösteri sanatlarıyla birleşiyor, bunların bir kısmı daha da gelişebilir, yeni alanlar açılabilir. Zorluklardan üreterek çıkmak uzun vadede hepimize iyi gelecek bir savunma sistemi.

Haberin Devamı

Salgın her şey değiştirdi, sanat da değişecektir

USHAN ÇAKIR: Adaptasyon insanın en önemli yeteneği. Bu durum dünyadaki birçok şeyi değiştirdiği gibi sanatı da hem üretici hem de tüketici için değiştirecektir ve her yeniye adapte olduğumuz gibi buna da olacağız, eminim. Şahsen umutsuz değilim.

Bu tip yeniliklerden oyuncu olarak korkuyor musunuz?

DAMLA SÖNMEZ: Belirsizlik içindeyken korkmak doğal bir duygu. Yeni fikirler, alanlar üretmeye çalışmak enerjinizi korku yerine hem size hem çevrenize daha iyi gelecek bir tarafa harcayabilmenize olanak sağlıyor.

Kulak tiyatrosuna başlıyoruz

Yakında bir de ‘podcast’ tiyatrosuna başlıyorsunuz. Nedir podcast tiyatrosu?

DAMLA SÖNMEZ: İsmi ‘Podacto’, bir kulak tiyatrosu aslında.

Nasıl yani?

DAMLA SÖNMEZ: Radyo tiyatrolarını hatırlarsınız; radyo tiyatrosu gibi, oyunları günümüz ses tasarımı imkânlarıyla birleştirip ücretsiz ve sınırsız bir şekilde seyirciyle paylaşacak, Nisan Ceren ve Faruk Özerten’in kurduğu bir oluşum. Birçok oyuncu, birçok metin okuyacak.

Siz...

DAMLA SÖNMEZ:Berkay Ateş’in ‘Hak’ isimli oyununu okudum, Ushan’la birlikte de Mike Bartlett’ın ‘Müdahale’ isimli oyununu seslendirdik.

Haberin Devamı

Bu oyunlar ne anlatıyor?

DAMLA SÖNMEZ: ‘Müdahale’ bize “Hangi noktada bir ülkenin ya da bir kişinin hayatıyla ilgili, nereye kadar müdahale etmeye hakkımız var?” sorgulamasını yaşatıyor. ‘Hak’ ise bir travma atlatma hikâyesi. “Bu savaşlar neden, insan nasıl bu hale geldi, ben niye ölmedim, neden o öldü, nasıl öldürebilir insan...” gibi sorgulamalar.

Sizin hayata karşı böyle sorgulamalarınız var mı?

DAMLA SÖNMEZ: Olmaz mı! Dünyada açıklayamadığım, anlayamadığım bir sürü kötülük var. Bu mizaç mıdır, sevgisizlik mi, insanın doğuştan getirdiği yanları mı, yetiştirilme mi, yaşanmışlıklara karşı tutulan kin mi? Sürdürülebilir bir sistem kurup bir arada yaşamayı öğrenmek zorundayız.

Haberin Devamı

Bazen yardıma bazen yalnız kalmaya ihtiyacımız oluyor

Bir ilişkiyi sürdürürken aynı mesleği yapmanın işinize etkisi nedir?

DAMLA SÖNMEZ: Birbirimizi iyi tanıyan iki insan olarak aynı mesleği yapmak, hele ki bu kadar duygularla ilgili bir meslekte, çok daha avantajlı geliyor bana. Bazen Ushan’la konuşmak fark etmeden yaptığım seçimleri anlamamı sağlıyor.

Birbirinize projelerinizde ne kadar destek olur, ne kadar müdahale edersiniz?

USHAN ÇAKIR: Bazen çok yardıma ihtiyacımız oluyor, bazen de yalnız kalmaya. Yaptığımız iş duygusal ve bireysel bir iş. Her iş de kendine has bir çalışma metodu gerektiriyor. Bu noktada bizim tek yapabileceğimiz, karşımızdakinin istediği kadar yardım edebilmek. Bu bazen her repliği ince ince değerlendirmek, üzerine çalışmak da olabilir, bazen de sadece kahvesini tazelemek...

Haberin Devamı

‘Tembellik hakkımı geliştiriyorum’

Karantinayı nasıl geçirdiniz?

USHAN ÇAKIR: Evde hiç bu kadar vakit geçirmemiştik. Başta çılgınca yemekler yapıyorduk, sonra gitgide ev işleri ağır gelmeye başladı. Buradan ebeveynime çok teşekkür ediyorum, vallahi zormuş bu işler (gülüyor).

DAMLA SÖNMEZ: Sürecin başındaki stresli dönemi atlattıktan sonra okuyamadığım kitapları okuyup izleyemediğim filmleri izledim. Bir yandan içsel disiplinim üzerine çalışıp kendi rutinlerimi yaratmaya çalıştım.

Yeni keşifleriniz oldu mu?

DAMLA SÖNMEZ: Zaman yönetimi çok önemli. Bu tarafımı geliştirmeye çalışıyorum.

USHAN ÇAKIR: Zaman yönetimi önemli. Tembellik hakkımı kullanmayı geliştirmeye çalışıyorum (gülüyor).

Haberin Devamı

Neleri sorguladınız?

DAMLA SÖNMEZ: ‘III. Dünya Savaşı’na gidiyor gibiydik. Bu süreçte bilime nasıl daha fazla önem vermemiz gerektiğiyle yüzleştik. Herkes bilim adamlarının ağzından çıkan iki cümleye muhtaç. Ne kadar kırılgan ve çaresiz olabildiğimizi gördük. Birbirimize ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu; bilim, eğitim ve üretime daha fazla önem vermemiz gerektiğini anlıyoruz.

USHAN ÇAKIR: Bu süreçte biz de çağımızda hâlâ hayatta olan filozofları dinledik ve okuduk. Aslında hepsinin ortak söylemi gibi bunlar...

Nedir o?

USHAN ÇAKIR: Doğa her seferinde kendisinden uzaklaşırsak bir bedel ödeyeceğimizi hatırlatıyor dünyaya. Örneğin küresel ısınmayı kimse umursamıyor ve hepimiz ‘Dreamer’s’ filminin son sahnesi gibi sokaktan atılan taş evimize girmeden harekete geçmiyoruz. Ne yazık ki!

“Birini dikizliyorum gibi hissettim” diyenler oldu

‘WhatsApp’ tiyatrosu fikri nasıl ortaya çıktı?

DAMLA SÖNMEZ: ‘Korona ve Juliet’, Nux Tiyatro’nun ilk oyunu. Karantina sürecinde hepimiz evlerimizdeyken, yönetmen ve yazar arkadaşımız Fuat (Mete) böyle bir fikirle geldi.

Oyun nasıl bir sistemle oynandı?

DAMLA SÖNMEZ: Uygulamada bir grup kuruyorsunuz, sadece yönetici konumunda olan üyeler konuşabiliyor. Bu özelliğinden faydalanarak kurgulanmış bir oyun. Seyirciler bir WhatsApp grubuna alınıyor. Ve üç gün boyunca canlı olarak bir arkadaş grubunun konuşmalarını, yani mesajlarını, takip ediyor. Video ve ses kayıtları devreye giriyor. Bizim dışımızda Gülce Oral, Görkem Kasal, Sinan Arslan, Ceren Koç ve Barış Kıralioğlu da oynadı. Yakında aynı sistemde yeni oyunlar olacak.

Bu ilk kez, sizin ekibin denediği bir yöntem mi?

DAMLA SÖNMEZ: Belçika’da üç hafta süren, yine aynı uygulama üzerinden sürdürülen ‘Emmi&Leo’ diye bir oyun var. Başka bir tiyatro topluluğu yakın zamanda ‘Zoom’ ve başka bir uygulama üzerinden izlenecek bir oyun tasarlıyor. Zor zamanlar her zaman yeni yaratıcı alanlar açıyor.

Sanal bir kulisteydik

Nasıl bir deneyimdi?

DAMLA SÖNMEZ: Enteresan ve keyifli. İki deneme yaptık. Çok yeni bir alan, o yüzden her tecrübe, her deneyim ilk deneyim gibi. Başka başka örnekleri yapıldıkça da gelişecek.

O üç gün telefonlarınız sürekli elinizde miydi?

USHAN ÇAKIR: Oyun esnasında hepimiz bilgisayarların ve telefonların başındaydık. Zaman zaman ‘Zoom’da sanki kuliste gibiydik. Sanal bir kulis gibiydi.

Bulunduğunuz duruma yabancılaştığınız oldu mu?

USHAN ÇAKIR: Tabii hepimiz bazı anlarda yabancılaştık. Zaten içinde olduğumuz absürt durum, kendi absürt anlarını yarattı.

Sahnede olmakla farkları neler?

USHAN ÇAKIR: Seyircinin orada olduğunu bilmek ama hissedememek enteresan bir durumdu. Aynı gariplik seyirci için de geçerli.

Seyircilerin tepkisi nasıldı?

DAMLA SÖNMEZ: “Mesajları biriktirip hikâye gibi okudum” diyen de var, “Yazıldığı anda canlı olarak takip etmek çok keyifliydi” diyen de... “Grubu izlerken birini dikizliyorum ve burada olmamam gerekiyor gibi hissettim” diyenler de oldu. “Keşke müdahale edebilir durumda olsaydık, ben de cevap yazmak istedim” diyenler de vardı.

Zorluklardan üreterek çıkmak herkese iyi gelir

 

BAKMADAN GEÇME!