‘Tanıdık bir binada gizli odalar keşfetmek gibi...’

Bu yıl 28’incisi gerçekleşecek olan İstanbul Caz Festivali müzisyenlerin özel projelerine de ev sahipliği yapacak. Bu projelerden biri de Mabel Matiz ve Hollandalı müzisyen Niels Broos’u bir araya getiriyor. 24 Eylül Cuma, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Mabel Matiz en sevilen şarkılarını söylerken enerji dolu synth-pop aranjmanlarıyla Niels Broos, sürpriz bir kadroyla ona eşlik edecek. Matiz’in sözleriyle ‘synth-pop, Anadolu pop ve elektronik caz tınılarının birbirine karıştığı, tatlı ve serin bir gece’ yaşayacağız.

Birçok müzisyen ve müziksever için İstanbul Caz Festivali özel bir anlam taşır. Dönüp baktığınızda festivalle ilgili gözünüzde hangi anılar canlanıyor?

Benim ilk aklıma gelen Antony and the Johnsons’ın, sahnede Bülent Ersoy’u andığı, eski Şan Tiyatrosu’nun yerinde gerçekleşen efsane konseri oldu. Yine yıllar önce İstanbul Modern’de gerçekleşen Patrick Wolf konserinden de çok etkilendiğimi hatırlıyorum.

Niels Broos, son dönemin en yaratıcı müzisyenlerinden. Kendisiyle nasıl bir araya geldiniz?

Teklif ve fikir İstanbul Caz Festivali Direktörü sevgili Harun İzer’den geldi. Birlikte festivale özel bir işbirliği, yeni bir proje hayal ettik. Niels Broos da yine Harun’un önerilerinden biriydi. Niels, oldukça yetenekli ve kafası açık biri. Müziğini dinleyip çok beğendim. İlginç bir ikili olabileceğimizi hissettim.

Pandemide projeye hazırlık sırasında nasıl bir yöntem izlediniz?

Yaz başından beri çevrimiçi görüşmeler yapıyoruz. Niels, ortak direktif ve hissiyatımız doğrultusunda şarkıları yeniden düzenliyor. Sonra birlikte üzerinden geçiyor ve sayısız revize yapıyoruz. Bunu yaparken birbirimize oldukça geniş bir alan tanıyabildik. Sanırım bu önemliydi. Ortak bir sound ve referans havuzumuz var. Zevklerimizin kesiştiği, zaman zaman da ayrıldığı noktalar var. Bu ay içinde yüz yüze gelmeyi ve canlı provalarımızı gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

Şarkılarınızın yeni düzenlemeleri size ne hissettirdi?

Üretimime farklı perspektiflerden bakmak çok ilham verici. Tanıdık bir binada gizli odalar keşfetmek gibi. Çok hoşlandım şarkıların bu yeni hallerinden. Müziğimin ve şarkı yazarlığımın her yöne çekilebileceğini, pek çok farklı türe uygun olduğunu bir kez daha deneyimliyorum. Dönüşüme açık ve müsait olmak özgürlüğü de beraberinde getiriyor.

O gece size sürpriz bir kadro eşlik edecek. Hürriyet okurları için o
sürprizle ilgili ipuçları verir misiniz?

13-14 şarkıdan oluşan, yaklaşık 70 dakikalık bir performans hazırlıyoruz. Bazı şarkılar Niels’in klavyesinde bambaşka şeylere dönüştü, bazılarınıysa orijinal hallerine yakın tuttuk. Ekipte Hollanda’dan bazı caz müzisyenleri var, davulda Jamie Peet, basta Mark Schilders bizimle olacak. Gitar, perküsyon ve vokallerde Türkiye’den müzisyenler eşlik edecek. Ama bazı isimler sürpriz kalsın.

FESTİVALİN PROGRAMINDAN KAÇIRILMAYACAK ÜÇ KONSER...

AFRİKA’DAN LONDRA’YA UZANACAĞIZ

Festivalde vereceği konserde gösterişli kostümleri ve ritimleriyle bizi dünya turuna çıkaracak Angélique Kidjo. Son albümü ‘Mother Nature’da Batı Afrika’nın yaratıcı müzisyenleriyle güçlerini birleştiren Kidjo, şarkılarında iklim değişikliği, Black Lives Matter hareketi gibi güncel konuları işliyor.

6 Eylül 21.30, The Marmara Esma Sultan Yalısı

KENAN DOĞULU’NUN CAZ HALİ

‘Sahne canavarı’ Kenan Doğulu, 2016’da ilk caz projesi ‘İhtimaller’i yayımlayarak hem kendi kariyerinin hem de Türk caz tarihinin önemli albümlerinden birine imza atmıştı. Şimdi o albümün konseriyle tekrar Açıkhava sahnesinde olacak. Bu arada repertuvarda sürpriz bir şarkı da var... 

15 Eylül 21.00, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu

YARALARA MERHEM OLACAK

BaBa ZuLa’nın solisti olarak tanıdığımız, müzisyen ve söz yazarı Melike Şahin, bu yıl yayımladığı ilk albümü ‘Merhem’ ile eleştirmenlerden tam not aldı. İlhamını her şeye rağmen hayatta kalabilme niyetinden alan albüm, poptan rock’a, arabeskten elektronik müziğe uzanan müzikal çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. 

8 Eylül 21.15, Göztepe Özgürlük Parkı Sahnesi