‘Sosyal medyadan yapılan yardım çaÄŸrılarının ne kadar iÅŸe yaradığı görülüyor’

Güncelleme Tarihi:

‘Sosyal medyadan yapılan yardım çağrılarının ne kadar işe yaradığı görülüyor’
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 11, 2023 07:00

Sosyal medya en etkili haberleşme araçlarından. Kriz anlarında önemi daha da ortaya çıkıyor. Son depremde de gördük ki bu mecraları doğru kullanarak ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmak mümkün.

Haberin Devamı

Yaşananlar yeni iletişim teknolojilerinin afet durumlarında ne kadar önemli hale geldiğini bir kez daha ispatladı. Özellikle enkaz altında kalanların sosyal medya üzerinden yardım çağrısında bulunması, bu teknolojilerin doğru kullanıldığında hayat kurtarabildiğini gösterdi. Dezenformasyon, sahte hesap ve yalan gönderiler olsa da uzmanlar toplumun hızlı ve sağlıklı bilgilendirilmesinin önemine dikkat çekiyor, hızlı şekilde bir sosyal medya koordinasyon merkezi oluşturulması ve depremde sosyal medya kullanım rehberinin hazırlanması gerektiğinin altını çiziyor.

Prof. Dr. Süleyman İrvan, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı

‘Kötü örnekler üzerinden bu platformları susturmak doğru değil’

* Afet zamanlarında yurttaşlar olan biteni bir an önce öğrenmek istiyor. Bu gibi durumlarda toplumun hızla ve doğru biçimde bilgilendirilmesi önem kazanıyor. Eğer sağlıklı bilgi akışı yoksa devreye komplo teorileri, söylentiler giriyor. Bu da toplumda panik havasına yol açabiliyor.

Haberin Devamı

* Benim önerim, hızla bir sosyal medya koordinasyon merkezi oluşturulması ve yapılan çağrıların doğruluğunun teyit edilmesini sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulması. Sosyal medyayı kısıtlamak yerine daha faydalı hale getirebiliriz.

* Depremle yaşamayı öğrenmemiz gerektiği gibi afet zamanlarında sosyal medyayı nasıl kullanmamız gerektiğini de
öğrenmeliyiz. Bu konuda bir rehber hazırlanması faydalı olabilir.

* Resmi açıklamalar da sosyal medya mecralarından kesintisiz biçimde yapılmalı ve yurttaşların sağlıklı bilgilere ulaşması sağlanmalı.

* Sosyal medya ‘normal’ dönemlerde olduğu gibi, deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde de en önemli haber kaynağımız haline geldi. Bu depremde nerelerde binaların yıkıldığını, nerelerde yurttaşlarımızın göçük altında kaldığını sosyal medya paylaşımlarından öğrendik.

* Kuşkusuz bu depremde de yanlış bilgi ve görüntü paylaşanlar, sahte ihbarlar yapanlar oldu. Ama sadece bunları göz önüne alarak sosyal medyanın olumlu etkisini değersizleştirmeyelim. Özellikle göçük altından tweet paylaşarak yardım isteyenlerin birçoğunun bu sayede kurtarıldığını gözardı etmeyelim.

Haberin Devamı

* Sosyal medya bu depremde yardım toplanması açısından da çok önemli bir rol oynuyor.

* Bu süreçte sosyal medyanın kısıtlanmasını çok yanlış buluyorum. Asıl yapılması gereken tam tersine internet altyapısını güçlendirecek çabalar içine girilmesiydi. Binlerce paylaşımdan birkaçı dezenformasyon içeriyor diye, kötü örnekler üzerinden giderek bu platformları susturmak doğru değil.

Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi

‘Teyit platformaları takip edilmeli’

* Telefonların acil durum bildirimleri açılmalı. İletişim için SMS ve çevrimiçi platformlar tercih edilmeli.

* Zorunlu hallerdeki telefon görüşmeleri kısa tutulmalı ve mobil araçların şarjlarını boşa harcamaktan kaçınılmalı.

Haberin Devamı

* Güvenilir kurumların, resmi kaynakların hesapları; teyit ve doğrulama platformları takip edilmeli.

* Hassas içerikler barındıran görüntüler paylaşılmamalı.

* Manipülatif, yanıltıcı ve hatalı bilgilerin, sahte haberlerin, halkı paniğe sürükleyecek içeriklerin yayılmasına aracı olmaktan kaçınılmalı.

* Belirli bir bölgeden gönderilen tweet’leri, Google Haritalar üzerinden coğrafi koordinat bularak aratabilirsiniz.

Gülin Çavuş, doğrulama platformu teyit.org’un eş kurucusu, vizyon ve strateji sorumlusu

‘Eski tarihli görüntüler, yanıltıcı bilgilere dikkat etmek gerekiyor’

* Kriz anlarında eski tarihli görüntüler, kutuplaştıran paylaşımlar, yardımlara ilişkin yanıltıcı bilgiler sıklıkla yayılıyor.

Haberin Devamı

* Burada ekibimizin kriz anlarına dair tecrübesi önemli. Görüntüleri ve hangi olayda nelerle karşılaşabileceğimizi tespit etme konusunda hafızamız güçlü. Örneğin 6 Şubat depremine ait olduğu söylenen bir görselin İzmir depreminden olduğunu hızlıca tespit edebildik.  

* Hakaret, nefret söylemi veya komplo teorisi içeren paylaşımların yaygınlaşmasına izin vermemek dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta.

* Doğruluğundan, güncelliğinden emin olmadığımız bilgileri paylaşmak, sosyal medya paylaşımlarındaki yoğunluk ve karmaşanın artmasına, yardım taleplerinin yeterli dikkati çekemeyip karmaşada boğulmasına neden olabilir.

Umut Fırat Eroğlu, Hürriyet Ekler teknoloji yazarı

Haberin Devamı

‘Önümüze gelen her şeyi paylaşmamalı, yayımlayanlara kaynağını sormalıyız’

* İngilizcede sosyal medyanın karanlık yanı için kullanılan ‘doomscrolling’ şeklinde bir tabir var. ‘Doom’ kıyamet, ‘scroll’ kaydırma-sürükleme anlamına geliyor. Negatif haberlere kapılmak, kötü hissettirse de bırakamamak anlamına geliyor. Ekranı kaydırdıkça ‘kıyamete sürüklenmek’ demek özetle... Bizler bugün maalesef mecazi anlamını değil, kendisini yaşıyoruz; dışarısı gibi sosyal medya da mahşer yeri... Normal şartlarda ‘doom-scrolling’ bir tercihtir, yarı bilinçli. Bizim durumumuzsa farklı, bilgi akışından kopmamak ve yardım edebilme dürtüsüyle sürekli sosyal medyadayız. Bununla birlikte, bilimsel gerçeği göz ardı etmemekte yarar var: 2019 yılında Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi (NAS), sürekli ‘doomscroll’ yapmanın akıl ve ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dair bir rapor yayımladı. İngiliz Sussex Üniversitesi, yapılan deneylerde psikolojik problemleri olanların bundan çok daha fazla etkilendiğini gösteren bulgular elde etti.

* Afet zamanlarında hayatta kalanların, yardım etme imkânı bulunanların ruh sağlığını ve metanetini koruması, sağduyulu kararlar verebilmesi ve aksiyon alabilmesi için gerekli. Bilgi kirliliği yaratmamak ve önümüze gelen her şeyi paylaşma refleksinden arınmak önemli.

* Paylaşımların güvenilirliğini kontrol etmekse bir başka konu… Bir yardım çağrısından emin olabilmenin ilk pratik adımı, yayımlayan kişiye kaynağını sormak.

* Tanıdığımız insanlar adına yardım çağrısı yapacağımız durumlarda yakınlık derecemizi belirtmek kendi yakın çevremizi harekete geçirmek açısından etkili olabilir.

* Doomscroll’un olumsuz etkilerini azaltmak adına, her şey sıcağı sıcağına yaşanırken sosyal medyaya hiç girmemek vicdani yönden pek mümkün değil. Ancak karşınıza gelecek içerikleri kontrol altına alabilirsiniz.

* Gerçeklikle tuhaf bir kontrast yaratan ve ‘junk’, yani çerçöp tabir edilen içeriklerin anlamsızlığı şimdi daha iyi seçilebiliyor. Böylesi hesapları takibi bırakmak için iyi bir fırsat.

* Kimi ünlülerin ve fenomenlerin ‘ne kadar duyarlı olduklarını’ göstermeye çabaladıkları, duygu sömürüsüyle beslenen, duygusal yığıntı yaratan hesaplarını da bir süre sessize almanızı tavsiye ederim.

* Afet çalışmalarında aktif rol almıyorsanız, ‘doomscroll’ etkisini azaltmak için sabah gözünüzü açar açmaz sosyal medyaya girmeyin. Beyin dalgalarınız uyanıklığa adapte olamadan negatif haberlere dalmak gün içinde uyuşukluk, depresif ve gerçeklikten kopuk haller yaratabilir.

* Son olarak pozitif bir tavsiye: Doğa görselleri, sakinleştiren video, müzik ve sesler gibi paylaşımları, hesapları takibe alın. Doğal yoldan serotonin ve endorfin salgılatan bu paylaşımlar, ekranı kaydırırken nefes almanıza, girdaptan çıkmanıza yardımcı olacaktır.

Â

‘Sosyal medyadan yapılan yardım çağrılarının ne kadar işe yaradığı görülüyor’

‘Sosyal medyadan yapılan yardım çağrılarının ne kadar işe yaradığı görülüyor’

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!