“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

Güncelleme Tarihi:

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2024 13:08

Müzisyen ve oyuncu Erdem Yener yeni şarkısı ‘Dört Duvar’ı yayımladı. Televizyon programları ve reklamlarda izleyiciyi güldüren oyuncu, bu defa melankolik bir şarkıyla yalnızlıktan dem vuruyor. “İnsanın yalnız olması, güçlü olması, bir birey olarak kişinin kendi kendine yetebilmesi üzerinden çok şey pompalanıyor ama bence çok karşılığı yok. Biz sürüyüz, sürü hayvanıyız, bir arada olduğumuz sürece bir şeye benziyoruz.”

Haberin Devamı

Erdem Yener geçen hafta yeni teklisi ‘Dört Duvar’ı yayımladı. Televizyon programlarının yanı sıra reklamlardan da tanıdığımız oyuncu müzik kariyerini de sağlam adımlarla inşa ediyor. Pek çok kişinin ‘Güldür Güldür Show’ ile tanıdığı Yener 2009’dan bugüne kadar ‘Kirli’, ‘Çıplak’ adında iki, ‘Film Olmuş Şarkılar’ ismiyle bir cover albüm ve birçok tekli yayımladı. Yener yeni şarkısı ‘Dört Duvar’da yalnızlıktan dem vuruyor. Yener’le Etiler’de buluştuk. Oyunculuk ve müzik kariyerinin yanı sıra günümüz insanının dört duvar arasına sıkışmış yalnızlığını konuştuk.

- İnternette arama motoruna Erdem Yener yazınca Wikipedia'da sizin için müzisyen diyor ama birçok kişi oyuncu olarak tanıyor. Müzisyen yönünüzden çok oyunculuğunuzla tanınmanızı neye bağlıyorsunuz?

Haberin Devamı

Yani bence ana akım ve alternatif müziğin farkı bu. Normalde müziğimle ulaşamayacağım, beni hiç tanımayan insanlar oyunculuk sayesinde tanıyor oldu. Ama işte herkes rock müzik sevmiyor ama herkes gülmeyi seviyor gibi çok basit bir yerden açıklayabilirim bunu. Kedi Müzik isimli yapım şirketinde çalışırken bir yandan da harçlık çıkarmak için ve hayatımda müziği finanse etmek için bir sürü şey yaptım. Onlardan biri olarak da reklam filmlerinde reji asistanlığı yapmaya başlamıştım. Kastını yaptığım bir işte beni istediler. Ben de asistan kaşesi üzerine bir de oyuncu kaşesi gelecek, para kazanırım deyip başladım. Günün sonunda o reklamda ben oynadım, o da çok ilgi gördü o sene. Derken böyle teklifler gelmeye başladı. Ama benim daha önce aklımda yoktu. O sene çok ilgi görünce bir iki sene sonrasında Avea reklamlarından teklif geldi.

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

 

‘REKLAMDAN PARA KAZANDIM’

 -Ve biz bayağı yoğun bir dönem reklamlarda gördük sizi değil mi?

Maruz kaldınız (gülüyor). O maruz kalmak artık yani. 4 yılda çok enteresan bir rekor kırıldı. Sanıyorum tarihte benzeri yok. Bir daha nasıl olur onu da bilmiyorum. Şirket yeni, oyuncu yeni… Herkes bir ataktaydı, dolayısıyla çok agresif bir pazarlama yürüttüler. Bir de ciddi bir rakip vardı karşısında. Bir o çakıyor, bir o çakıyor, böyle 70'in üzerinde spot çekmişiz 4 senede.

Haberin Devamı

-Reklam sektörü bahsedildiği kadar çok kazançlı mı? Siz çok birikim yaptınız mı bugüne kadar?

Birikim yaptım nispeten. Tabii ki reklamlardan para kazanılır. Bence sektörde genel olarak bir şey anlatıp bir şeyler çekiyorsak en pahalı kısmı reklamdır. Evler, arabalar aldım diyemem ama tabii ki parasız hayalleri olan bir rock’çı için fazla paralardı. En azından müzik yaparak kazanılır mıydı o paralar emin değilim.

-‘Dört Duvar’ şarkınızın sizin için özel bir yeri, özel bir hikâyesi var mı?

Yani şu kişi bana böyle yaptı, böyle oldu, böyle hissettim, bunun neticesinde bunu kaleme aldım gibi bir karşılık veremiyorum. Öyle değil ama bir dönemi tarif ediyor, vakit geçiyor, yaşlanıyoruz. Günün sonunda en nihayetinde yalnız olduğumuzu fark ediyoruz. Bu süreçle barıştım ya da barışıyorum diyelim. Bir duyguyu tarif ediyor ‘Dört Duvar’.

Haberin Devamı

-Kendinizi yalnız hissettiğiniz bir süreç mi bu?

E çok çalışıyorum, çok çalışınca kendimi yalnız hissediyorum açıkçası. Çünkü hep böyle bir şey yapma hali gibi oluyor. Artık hayatımızda durduğumuz, etrafımıza baktığımız, insanlarla birlikte ne yapabiliriz, birlikte bir şey ortaya çıkarabilir miyiz? Sohbet dahil, bir şey dahil ne olduğunun önemi yok. Birlikte bir şeyi yapmakla ilgili çok geri kalıyoruz. Çünkü hepimiz çok çalışıyoruz, çok koşuyoruz, birlikte bir şey yapmıyoruz.

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

 

 

‘BİZ SOSYAL HAYVANLARIZ’

-Birlikte güzel vakit geçirmek adına mı bir şey yapmıyoruz…

Evet, güzel vakit geçirmek, birlikte üretmek. Yani birlikte olmanın, komün olmanın tadını çıkarmalı insanlar. Ama bundan gittikçe uzaklaşıyoruz. Mevcut ortam da zaten buna çok elverişli değil. Sosyal medya, sosyal yaşam, gruplaşmalar, insanların kendi meşreplerinde değilse herkese ‘tu kaka’ dedikleri bir dönem. Birliktelikler ortadan kalksın, bireysellik öne çıksın gibi bir pompalama var gibi hissediyorum. Ama biz sosyal hayvanlarız yani çok bireysel değiliz. İnsanın yalnız olması, güçlü olması, bir birey olarak kişinin kendi kendine yetebilmesi üzerinden çok şey pompalanıyor ama bence çok karşılığı yok. Biz sürüyüz, sürü hayvanıyız, bir arada olduğumuz sürece bir şeye benziyoruz. O bireyselleşme insanları sokakta saldırgan hale getiriyor. Herkes kendi çıkarını korur hale geliyor. O zaman toplumsal bir çıkar olmuyor ve bu da insanları yalnızlaştırıyor. Bu kısmen benim yaşadığım, kısmen yaşananlara tanık olduğum. Şarkıda da o duyguyu tarif etmeye çalıştım.

Haberin Devamı

-Siz arkadaşlarınızlayken neler yapmayı seviyorsunuz?

Ben sohbet adamıyım, sohbet etmekten hoşlanırım. Ama yani konuşulsun istiyorum diye değil, insan sevdiğinin yanında sessiz de kalabilir. Ben daha çok yanında kendimi kollamak zorunda hissetmediğim arkadaşlarımla olunca, onların yanında ne yaptığının önemi kalmıyor. Yani o huzur ortamını yaşamayı daha keyifli buluyorum.

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

-Yalnız kaldığınızda nasıl vakit geçirir, neler yaparsınız?

Ya enstrümanları açıp ses kovalıyorumdur ya da PlayStation ya da iPad'den, bilgisayardan da olur, oyun oynamayı severim. İş gereği zaten çok fazla da yalnız kalamıyorum ama yalnız kaldığımda birazcık açıkçası kafa boşaltma çabasıyla geçiyor.

Haberin Devamı

-Oyuncu ya da müzisyen olarak sahnede olmak. Bu ikisinin hissi sizde başka mı?

Müzik benim müziğim, cover’sa da benim yorumum. İcra ettiğim eserleri nasıl paylaşmak istediğimin kontrolü bende. Ama oyunculuk öyle değil. Oyunculukta kocaman bir ekibin bir parçasıyım ben. ‘Güldür Güldür’de 20 oyuncu var. Kaldı ki 10 küsur yazarı var, reji grubu var, yapım grubu var. Onun uzantısı olarak o bütün o performanslardan sadece biriyim ben. Sorumluluğum da ona göre yerim de ona göre. Dolayısıyla orada kolektif bir iş yapıyoruz. Ama öbürü çok daha bireysel bir mevzu. Dolayısıyla stresi de fazla. Pozitif geri dönüşlerde hazzı da fazla.

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

-Tekli sonra bir albüme dönüşecek mi?

Evet, zaten geçtiğimiz sene deprem ve seçim derken üzerine konuşma fırsatı bulamadığım birkaç şarkım daha oldu. ‘Ateşler’, ‘Vursun’, ‘N’olur Git’in ardından ‘Dört Duvar’ da aslında o şarkıların devamı. Ben daha sık çıkarırım diye düşünüyordum ama işte ülke gündemi, hayat derken birazcık arayı açtık gibi oldu.

- Türkiye'deki anaakım müzik bugün rap, arabesk ağırlıklı. Rock şarkılar yapıp onları dinletmeye çalışmak riskli gelmiyor mu yani?

Bu iş zaten para kazanmak için yapılacak bir iş değil. Sanatın hiçbir alanı öyle değil zaten, para kazanmak için yapamazsın. Yapmadan yaşayamadığın için yaparsın. Şanslıysan günün birinde birçok şey bir araya geldiği için çok ünlü olabilir veya para kazanabilirsin. Ama hedefin oysa yandın! Bir sanatçının üretimdeki sürdürülebilirliği bana kıymetli geliyor. Her şarkının bir dönemi olabilir. Her artistin de bir dönemi olabilir. Bu arada her şeyin hayrını görme zorunluluğumuz yok.

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

 

‘TEOMAN’A BAKTIĞIM ZAMAN ROCKSTAR GÖRÜYORUM’

-Şu an rock müzik dönemi mi sizce?

Değil, rock ara ara eser, 10 senede bir gelir. 1-2 sene bir hatırlanır ama yani hiç gitmez, hep vardır. Her zaman daha az rafine, niş bir kitlesi vardır. Bütün müzik türlerine nazaran muhafazakâr bir kitlesi vardır. Bir sevdiğini hep sever, hep dinler. Bazen o, bazen o olmaz. Yani popüler müzik günceli kovalamak zorundadır. Rock müzik zamansızdır. O yüzden 20 sene, 30 sene, 40 sene bir şekilde hep müzik yapmaya devam edersem, tutarlı ve sürdürülebilir olursam o zaman o sürecin tamamı bir kıymete dönüşüyor. Benim hedeflediğim şey o. 2020'lerin rock günleri gelmedi henüz. Ama rock müzik her 10 yılda bir yükselir. Benim öngörüm 2025 itibarıyla 2028'e kadar rock dönemi olacak gibi.

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

-Sizce Türkiye'de rock bayrağını kim taşıyor?

Rockstar deyince tabii Teoman, Hayko Cepkin akla geliyor. O biraz davranışsal bir tavır. Alternatif birçok insan var ama o insanlar görünür değiller. Hani hepimizi farkında olmadan eğiten insanlar vardır ya, hayranı olduğumuz. Teoman’ı da eğitenler gerçek rockstarlar. Tabii ki günün sonunda ana akım bir şarkıcı olarak hep rock değil, çoğunlukla pop yapmıştır ama Teoman’a baktığım zaman rockstar görüyorum.

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

 

 

‘AMERİKAN SERVİSTE, EVİNE GELEN FATURANIN ÜZERİNDE FOTOĞRAFIN VAR’

-Hayatınızda ‘Keşke şunu yapsaydım’ dediğiniz şeyler var mı?

2010’larda bir dönem var, 3 sene üst üste aynı dönem iki ay film çektim. Sonra televizyon, film çek, Avrupa turnesi, 2 ay tatil. Bundan 3 tane yaptım. Bu 3 senede müzikle ilgili hiçbir üretim yok ve oyunculukla ilgili çok popüler olup orada uzun süre durduğum bir dönem. O benim aslında yaptığım şeylerle ilgili çoklu konuşmayı elimden aldığım bir dönem oldu. Keşke o dönem bu multidisipliner sanatçı halini insanlarla daha iyi paylaşsaydım. Daha çok müzik yapsaydım, daha çok konu yazsaydım. Yani her an bir şey öğretmek zorunda değiliz ama iletişimle birbirimizi anlıyoruz konuşunca. Çok kabuğuma çekilip o kadar çalışmayıp daha çok iletişim kursaydım iyi olurdu. Tamamen yoğunluktan ev görmedim o dönem.

“Rock 10 senede bir gelir ama aslında hiç gitmez”

-Bu bahsettiğiniz reklamların olduğu dönem mi?

O zaman reklamlar tabii yayında, gösterimde çok ciddi bir yoğunluk var. Hani önüne gelen Amerikan serviste fotoğrafın var, evine gelen faturanın üzerinde var. İşte bina giydirme var, otobüs geçiyor onda var, televizyonlar, metrosu… Senede 20 tane film çekmişsin çok büyük rakam. Bir yandan çalmaya devam ediyordum. Hayal Kahvesi'nde aylık konserlerimiz oluyordu, oralardan besleniyordum. Ama sonra film, televizyon falan olunca ne ev gördüm ne bir şey. O kadar çok boğmayaydım iyiydi kendimi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!