Çaycı baÅŸrol oyunuyor

Güncelleme Tarihi:

Çaycı başrol oyunuyor
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 10, 2007 00:00

"Ölümle Dans"taki tecavüz sahnesiyle adından söz ettiren Deniz Akkaya, daha ilk filminde Yeşilçam'ı çözdü.

Haberin Devamı

Ölümle Dans filminden fotoğraflar için tıklayın

Deniz Akkaya fotoğrafları için tıklayın

Tecavüz sahnelerinden fotoğraflar için tıklayın

Çaycı başrol oyunuyor
Hello! dergisine konuşan Akkaya, "Hollywood'da herkes ne yaptığını biliyor. Bizde ise sete çaycı giren başrol oynuyor" dedi.

Tecavüz sahnesi için koça danıştı

Deniz Akkaya, film teklifini kabul etmeden önce tecavüz sahnesi ile ilgili olarak oyuncu koçuna danıştığını söyledi: "Elif Dağdeviren beni aradı. Nesim Hason'nun benimle görüşmek istediğini, Amerikan filminde rol alıp almak istemediğimi sordu. Ve Nesim Hason'la tanıştım. Nesim'in tek endişesi filmdeki tecavüz sahnesiydi. Drama eğitimi aldığım tiyatrocu hocama da danışıp rolü öyle kabul ettim."

Haberin Devamı

Kendimi yıldız gibi hissettim

Çekimleri Teksas'ta tamamlanan bu film sayesinde kendini yıldız gibi hissettiğini belirten Akkaya, Hollywood ile Yeşilçam'ı da kıyasladı: "Orada sadece oyunculara değil, tüm set ekibine insan olduğunu hatırlatan bir ortam var. Aslında oradaki ışıkçı da kendini star gibi hissediyor. Herkes ne iş yaptığını biliyor. Bizde çaycı olarak girersin sete, sonra başrol oyuncusunun rolünü kaparsın."

Bizde sete çaycı giren başrolde oynuyor

"Ölümle Dans" filminde birlikte rol alan Deniz Akkaya ve Yelda Reynaud, Hollywood deneyimlerini Hello! dergisine anlattı. Akkaya, "Hollywood’da herkes ne yaptığını biliyor. Bizde sete çaycı giren başrolde oyunuyor" diyor.

kinizin bu filmle buluşması nasıl oldu?

- Yelda Reynaud: Deniz’i sette tanıdım. Projeye dahil oluşum yapımcı Nesim Hason sayesinde oldu. Düşünmeden ’tamam’ dedim. Çünkü bir Amerikan filminde oynamak hayalimdi.

- Deniz Akkaya: Elif Dağdeviren beni aradı. Nesim Hason’nun benimle görüşmek istediğini, Amerikan filminde rol alıp almak istemediğimi sordu. Ve Nesim Hason’la tanıştım. Nesim bana, buradaki hayatından kopmadığını ve kendi ülkesinin insanına bir şans vermek istediğini söyledi. Nesim’in tek endişesi filmdeki tecavüz sahnesiydi. Drama eğitimi aldığım tiyatrocu hocama da danışıp rolü kabul ettim.

Haberin Devamı

n Oynarken Hollywood filmi olduÄŸunu hissettiniz mi?

- Y. Reynaud: Michael Madsen’i ve diğerlerini görünce hissettim. Sete gittiğimizde baktık herkes saatinde geliyor, işlerine ilgi gösteriyorlar. Kendimi star gibi hissettim.

- D. Akkaya: Sadece oyunculara değil, tüm set ekibine insan olduğunu hatırlatan bir ortam var. Aslında oradaki ışıkçı da kendini star gibi hissediyor. Herkes ne iş yaptığını biliyor. Bizde çaycı olarak girersin sete, sonra başrol oyuncusunun rolünü kaparsın.

n Başka teklifler var mı?

- D. Akkaya: Hason bana bir senaryo daha verdi. Sakin kafayla okuyacağım. Ama zamanım uymazsa buradaki TV programını bırakıp oraya gitmem. Benim için hayat; rahat ve mutlu olduğum yerdir. Para kazanıyorum, mutluyum. Ben bir hayalimi gerçekleştirdim. Hayalimin devamını getirmeyi tabii ki, istiyorum ama rolü beğenmezsem illa oynayacağım diye bir şey yok. İnsanlar benim için ’Görelim bu sefer kıvırabilecek mi?’ diye düşünüyorlar. İnsan bazen bir köşeye çekilip hiç çalışmamak da istiyor.

Haberin Devamı

n Yelda Hanım, Deniz Akkaya’yı oyuncu olarak nasıl buldunuz?

- Y. Reynaud: Deniz’le makyaj masasında tanıştık. Magazin izlemediğim için hakkında önyargım yoktu. Onun tecavüz sahnesinden çıkışını hatırlıyorum; ilk gördüğümle oradan çıkan Deniz çok farklıydı. Çok etkilenmişti.

n Bir kerede çekildi değil mi o sahneler?

- D. Akkaya: Böyle sahneler 10 kere çekilemez, duygusunu kaybedersiniz. Ben 10 kere çekemem, beceremem zaten.

TECAVÜZÜ YAŞIYORSUNUZ

n Sinir bozukluÄŸu oldu mu?

- D. Akkaya: Bir şey yaşıyor gibi yapmıyorsunuz, yaşıyorsunuz. Yaşanan şey çok sinir bozucu. Bu noktada kapıdan çıkınca ’hadi eğlenelim’ ruh haline tekrar geçmeniz için en azından iki saat gerekiyor. Tiyatro sahnesinde bu geçerli değil belki ama benim böyle bir vakte ihtiyacım var. Hazırlanmam da kolay olmuyor.

Haberin Devamı

n Altından kalkamayacağınız bir rol olabilir mi?

- D. Akkaya: Herhalde olur.

- Y. Reynaud: ’Problem yok, çözüm var’ diyerek bakıyorum hayata. Tedirgin olabileceğim roller vardır. Bazı rollere çok daha uzun hazırlandım tiyatroda. Bir film çeksem bazı roller için amatör oyuncu kullanırım ama "Guguk Kuşu" filmindeki Jack Nicholson’ın rolünü hiçbir amatör oyuncu oynayamaz. Bazı roller zordur.

- D. Akkaya: Ben sesimi yeterince kullanamadığım için şu an şan dersi alıyorum. "Kaset mi çıkaracaksın?" diye soruyorlar. Alakası yok. Topluluklara hitap ediyor, oyunculuk yapıyorsan kendini geliştirmek zorundasın.

n Ölümden korkuyor musunuz?

- D. Akkaya: Ne ihtiyarlık ne ölüm korkusu... Korktuğum tek bir şey var; sakat kalmak. Başkalarına muhtaç olmak beni ürkütüyor.

Haberin Devamı

- Y. Reynaud: Benim bir dönem korkularım vardı ama artık yok. Son zamanlarda hayat üzerine çok şey öğrendim.

n Deniz Hanım ne kadar cesursunuz?

- D. Akkaya: Yeterince.

- Y. Reynaud: Ben de Deniz’i çok cesur buluyorum.

n Hem hayata hem oyunculuÄŸa sahip olabilir mi insan?

- Y. Reynaud: Rolünü içselleştirip başka biri oluyorsun. Zaten yapmazsan şizofren olursunuz. Dün akşam sevgilim; "İyi ki oyuncu oldun, yoksa her yıl meslek değiştirirdin" dedi. Bu şekilde her şeyi yaşayabiliyorsun; arkeoloğu da oynarsın, cerrahı da.

n Yelda Hanım gerçek hayatta nasıl birisiniz?

- Y. Reynaud: Benim için başarı toplumsal değil, içsel bir şey. Kendi duruşumla galip çıkmak istiyorum. Bize en çok zarar kendimizden geliyor.

n Yeni projeleriniz var mı?

- D. Akkaya: "Magazin Mahkemesi"ni sunuyorum ve yakında "Ünlüler Sirki"ne başlayacağım.

- Y. Reynaud: Fransız ortaklarla "Başıbozuk" adında bir yapım ÅŸirketi kurdum. Başıbozuk olarak çocuklarla ilgili güzel bir projem var. En eleÅŸtirdiÄŸim ÅŸey, oyuncularda tembelliktir. Oyuncular, sanatçılar içinde en tembel olanlardır. Ben tiyatro eÄŸitimime baÅŸladığımda, 19 yaşındayken Rus okulunda beÅŸ yaşındaki çocukların yanında bale eÄŸitimi aldım. Bir balerin olmak için günde sekiz saat çalışmak zorundasınız. n Eda DOÄžAN       Â

Angelina Jolie’yi kıskanıyorum

n  Hayatını kıskandığınız biri var mı?

- D. Akkaya: Angelina Jolie’nin hayatını çok kıskanıyorum. Dünyanın en yakışıklı adamına sahip olduğu ve ondan çocuk yaptığı için değil. İşini hayatının eksenine koymuyor. Hayatı işin etrafında dönmüyor, bu çok önemli. Hayat, mesleklerimizden ibaret değil. Birinin yüzünü güldürmek kadar tatmin edici bir şey görmedim hayatımda. Angelina Jolie’nin güzelliği, kocası, ailesi tabii ki, bunlar özenilecek şeyler. Ama önemli olan oyunculuğunun nereye hizmet ettiği.

n  Siz de çocuk evlat edinmek ister misiniz?

- Y. Reynaud: Ben kesin isterim.

- D. Akkaya: Bir gün anne olmayı becerebilirsem evlat edinmeye o zaman hazırım demektir. Ben birine bağımlı olmak istemiyorum. Düşünün, o da bana bağımlı olacak. Bundan daha ürkütücü bir şey olabilir mi?

- Siz düşünüyor musunuz?

Y. Reynaud: 35 yaşındayım. Hiç çocuk sahibi olmayı düşünmedim. Dünyada o kadar çok annesiz-babasız çocuk var ki, yeni bir çocuk dünyaya getirmenin anlamı yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!