Gönül rahatlığıyla çikolata yemek

Güncelleme Tarihi:

Gönül rahatlığıyla çikolata yemek
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 1999 00:00

Aylin Livaneli
Haberin Devamı

alivaneli@aol.com

(John Hopkins

Üniversitesi'ne göre çikolata)

ÇİKOLATA sevmeyenleri anlamıyorum.

Onlar, bana bu dünyadan değillermiş gibi geliyor.

Her can sıkıntısında, her keyiflendiğinizde, televizyonun karşısında, sinemada, yemekten sonra, yemekten önce çikolata yemek...

Aşkın yerini alıyormuş diyorlar.

Bu doğru mu bilemem ama kesinlikle aşktan daha mutlu ediyor.

Çünkü ihtiyacınız olduğu zamanlarda hep yanınızda.

Sizi üzmez, kırmaz, aldatmaz, çeşitli oyunlar oynayarak aklınızı karıştırmaz, garip esprileriyle rahatsız etmez.

Sadece orada onu istemenizi bekler.

Ve istediğiniz anda da sizindir.

Ağzınıza attığınız her lokmada içinizi ferahlatır, güveninizi yerine getirir, rahatlatır.

(Bir an için kendimi kaybettim özür dilerim ama böyle tuhaf bir aşk ilişkisi var çikolatayla aramda.)

*

İşte John Hopkins Üniversitesi'ne göre, çikolatanın bilmediğimiz yönleri:

1. Çikolatada insanın kendini iyi hissetmesini sağlayan Cannabinoid adlı bir kimyasal madde bulunuyor. Ama bundan tam olarak etkilenmek için bir oturuşta büyük miktarda çikolata yemek gerekiyor.

(Her çikolata yiyişimde kendimi neden o kadar iyi hissettiğim şimdi anlaşılıyor.)

2. Çikolatanın erime noktası 32 derece. Yani vücut ısısından daha düşük. Bu nedenle hemen ağızda eriyor.

3. Orta boy bir paket çikolatada ortalama 9 miligram kafein bulunurken, 1 fincan kahvede ortalama 11 miligram kafein var. (İşte, gördünüz mü? Kahveden daha az zararlı!)

4. Çikolatada, doymuş yağ oranı epeyce yüksek ama bu yağlar, kolesterolü etkilemeyen stearik asit içeriyor.

Hatta bazı araştırmalara göre çikolatada, kolesterolü düşüren pheonelik asit bulunuyor. Ama çikolatadaki yüksek kalori oranı kilo almayı sağladığından sonuçta kolesterolü yükseltiyor. (Biraz azaltsam iyi olacak.)

5. Çikolata, inanılanın aksine, sivilce yapmıyor.

6. Çikolatadaki şeker, dişlerin çürümesine yol açıyor ama bazı araştırmalar, kakao yağının dişleri kaplayarak zarar görmesini engellediğini gösteriyor.

7. Çikolata sevenler ve yiyenler, sevmeyenlerden ortalama 1 yıl daha fazla yaşıyor. (Sağlığımla ilgili doğru bir şey yaptığımı biliyordum.)

8. Sanılanın aksine çikolata, çocuklarda hiperaktiviteye yol açmıyor.

(Anneciğim, eskiden sana yaşattığım cehennem hayatının sorumlusu çikolata değilmiş!)

Yani çikolata çok ‘‘cıss’’ bir şey değil.

Abartmamak şartıyla yenebilir.

Zevkli bir şey yaparken insanın vicdanının rahat olması ne güzel.

Oscar’ın sahne arkası

OSCAR'ları büyük ihtimalle izlediniz.

Gazetelerde çıkan yorumları da okudunuz.

Peki törenden önce, tören sırasında ve sonrasında sahne arkasında neler olduğunu biliyor musunuz?

İşte size Oscar gecesinin kulis dedikoduları.

‘‘Bu, Whoopi Goldberg'in Oscarlar'ı son sunuşu!’’

Geceyi düzenleyenlerin ortak fikri bu.

Goldberg, yaptığı ‘‘soğuk’’ (bence çoğu iyiydi) ve ‘‘açık saçık’’ esprileriyle geceye katılanların çoğunu çileden çıkardı. Oscar'ın ağırlığını bozduğu söylenen Goldberg, bayağılıkla suçlandı. (Bence tam tersine, yapmacılıktan uzak ve doğal haliyle geceye müthiş bir dinamizm kattı.)

*

Whitney Houston, Mariah Carey'le yaptığı ‘‘When You Believe’’ düetinin hiçbir provasına katılmadığı gibi, törene de gelip gelmeyeceğini bildirmediği için geceyi düzenleyenler son ana kadar telaş içinde onu beklediler.

Houston, son anda geldi ve görevlilere rahat bir nefes aldırdı.

Kulağının rahatsızlandığını, bu nedenle provalara katılamadığını söyleyen Houston, Oscar gecesinde play-back yapmayı teklif edince kıyamet kopmuştu.

Carey'le söylediği şarkı bitince yerine oturan Houston, Whoopi Goldberg'in esprilerine avaz avaz gülerek ve ikide bir de ‘‘Amen’’ diye bağırarak ve ‘‘Uh huh’’ gibi sesler çıkararak yanındakileri epey rahatsız etmiş.

*

‘‘Shakespeare In Love’’ filmindeki 8 dakikalık Kraliçe Elizabeth rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar'ını alan Judi Dench, tuvalete gitmek için salondan çıktıktan sonra, bir sonraki reklam arasına kadar içeri alınmadığından kendi oynadığı filme verilen ödüllerin bazılarını koridordaki ekrandan izlemiş.

*

1950'lerde, McCarthy'nin komünist avı sırasında kara listeye alınanlardan biri, yazar ve yönetmen Abraham Polonsky, Elia Kazan'ın onur ödülü almasıyla ilgili, ‘‘Onu izleyeceğim. Vurulmasını umarak...’’ demişti ama Kazan vurulmadı, ayakta alkışlandı.

*

Türkiye'de Oscar'larla ilgili gazetelerde çıkan haberlerin çoğunu okudum.

Bazılarında küçük yanlış bilgiler vardı.

Haddim olmayarak bunları düzeltmek istiyorum.

Yanlışlıklar şunlar:

1. Bir gazetede, Steven Spielberg ve Jack Nicholson gibi birçok ünlünün Kazan'ı alkışlamadığı yazıyordu. Oysa tüm Amerikan basınının da belirttiği gibi, alkışlamayan iki ünlü göze çarpıyordu yalnızca: Ed Harris ve Nick Nolte.

Spielberg ayağa kalkmadı, ama alkışladı.

2. İtalyan yönetmen ve aktör Benigni'nin o gece 3 Oscar aldığı ve üçüncü ödül için sahneye çağırıldığında İngilizcesi yetmediğinden İtalyanca konuştuğu yazıyordu. Benigni, En İyi Aktör ve ‘‘Hayat Güzeldir’’ filmi için En İyi Yabancı Film Oscarı olmak üzere 2 Oscar aldı ve 2. kez sahneye çıktığında ‘‘Bildiğim bütün İngilizceyi kullandım, ben şimdi ne söyleyeceğim?’’ diyerek İtalyanca ülkesine selam yolladı. Sonra yine uzun bir süre İngilizce konuşmaya devam etti ve müthiş sempatisiyle, ‘‘Bu sevgiyi nasıl anlatacağımı bilmiyorum, hepinizle sevişmek istiyorum’’ gibi kimsenin tam olarak anlayamadığı bir şeyler söyledi.

(Ukalalık sanılmasın. Başak burcuyum işte. Perfeksyonist ve detaycı. Huyum kurusun. Düzeltmeden yapamadım. Benim hatalarımı da düzeltecek kişiler vardır nasıl olsa.)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!