Eski orkestra anlayışı geri döndü İstanbul 12

Güncelleme Tarihi:

Eski orkestra anlayışı geri döndü İstanbul 12
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2012 02:17

Türkçe’nin yanında İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Arapça, Rumca, Rusca, İbranice ve Balkan dillerinde söylüyorlar. Vals, Napoliten, Çigan, Chanson, Tango, Kanto, Rock & Roll, müzikal ve pop şarkısı hep onların kalemi. 2003’te 12 kişiyle kurulan İstanbul 12 Orkestrası’ndan bahsediyoruz. Bunca zaman geçmesine rağmen geçen haftalarda ‘İlk’ adıyla ilk albümünü çıkartan ekip adına Emre Oktayoğlu’yla konuştuk.

Haberin Devamı

- İsim olarak ‘İstanbul 12 Orkestrası’nı seçmenizin nedeni nedir?
- İstanbul, farklı kültürlerin birleştiği bir yer olarak repertuvar zenginliğimizi yansıtıyor. Orkestra kurulduğunda birçok dünya müziğini kendine göre yorumlamak üzere yola çıkmıştı. Çeşitliliği ve farklı tarzları yorumlamak en önemli felsefemiz. Buna, seslendirdiğimiz şarkıların çok dilde olması eklenince İstanbul bizi en iyi tanımlayan imge haline dönüşüyor. 12’ye gelince, kuruluş günümüz 12 Aralık’tı ve 12 kişiydik. Bu kadar çok 12’nin bir arada olduğunu görünce de açıkçası ‘İstanbul 12’ ismi kaçınılmaz oldu.

- Orkestra nasıl bir araya geldi?
- 2003’te Cahit Lü’nün kuruculuğunda, Doruk Onatkut ve Ali Arslan Kızılçay’ın da destekleriyle kurulduk. O zaman 12 kişiyken sonradan müzikal ihtiyaçlarla beraber 15 kişiye çıktık. Ekipte davul, bas gitar, keyboard ve perküsyonun yanı sıra keman, viyola, üç trompet, iki flüt ve kanun var. Ayrıca üç ana solistimizle beraber enstrüman çalıp şarkı söyleyen dört solistimiz daha mevcut.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/563d530ef018fb32c8ee638f

- Fikir nasıl ortaya çıktı? Çıkış amacınız ve hedefiniz neydi?
- Felsefemiz eskilerin ‘orkestracılık’ anlayışını ve disiplinini günümüze yansıtabilmekti. Türkiye’de ve dünyada orkestracılık anlayışı zamanla yerini akustik enstrümanlardan bağımsız elektronik öğelerle desteklenmiş bir müzik anlayışına bıraktı. Bu türü reddetmesek de duygu yoğunluğunun fazla, enstrüman ve vokal zenginliğinin yoğun olduğu orkestra müziği bizce daha samimi. Tüm bu düşüncelerin bir araya gelmesiyle ekip olarak kurulduğumuz günden bu yana İstanbul 12 sound’unu oluşturarak güzel müzik yapmak en önemli hedefimiz. Hâlâ bu felsefe doğrultusunda ilerliyoruz.

SAHNEDEN DE ÖRNEKLER VAR

- İlk albümünüzde repertuvarı nasıl oluşturdunuz?
- Üç yıl önce albüm çıkartmaya karar verdik. Kendi şarkılarımızın çoğunlukta olduğu bir albüm istedik. Bu yüzden orkestrada beste yapan ve söz yazan herkesin ortaya koyduğu şarkıları dinledik, içimize en çok sinenleri belirledik. Sekizi yeni, iki versiyon ve iki cover olmak üzere toplamda 12 şarkı seçildi. Albümün açılış parçası ve ilk klip şarkımız ‘Bile Bile’, Latin bir şarkı. Bundan sonra albümde bir bossa nova da klasik kemençe girişli alaturka motifli bir şarkı da dinleyebiliyorsunuz. Ayrıca Fransızca ve İspanyolca sözlü bestelerimiz de var. Sahne performanslarımızda sıklıkla seslendirdiğimiz Mozart’ın ‘Türk Marşı’nı ve Hair Müzikalinden ‘Let the Sunshine In’i de orkestranın cover yapma özelliğini göstermek için ekledik.

Haberin Devamı

- Sizce sizi diğer orkestralardan ayıran nedir?
- Uzun süredir değişmeyen kadromuz ve haftalık düzenli provalarımız sayesinde sürekli geliştirdiğimiz repertuvarımızla fark yarattığımızı düşünüyoruz. Sahnede güzel müzik yapmayı hedeflemenin yanında küçük koreografilerle bu performansı renklendiriyoruz. Bizim için ilk albümümüz ‘İlk’in asıl amacı kendimizi insanlara ifade etmekti. Bu yüzden dinleyenlerimizin konser/albüm farketmeksizin aynı enerjiyi hissetmelerini istedik ve aranjmanları sahne performansını düşünerek yaptık.

- Dünyada nerelerde konser verdiniz? En ilginci hangisiydi?
- Yurtdışındaki Türk derneklerinin organizasyonları, protokol geceleri ve yerel festivaller Türkiye ve yurtdışında çok farklı yerlerden davet alarak konserlere çıktık. Kanada ve Amerika’da gerçekleştirdiğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Baloları bizim için en gurur verici olanlarıydı.

Haberin Devamı

Zümra Lü Oktayoğlu
EV KONSERVATUVAR GİBİYDİ

Cahit Lü, orkestranın kurucusu, kemanda annem Nilgün Lü, flütte ben ve perküsyonda kardeşim Alpar Lü var. Tahmin edebileceğiniz gibi evimiz bir konservatuvar gibiydi. En tecrübelimiz annem, bir odada benim flüt çalışmama yardımcı olurken bir yandan babamın kontrbas çalışmalarına bakıyordu. Sonradan Alpar da konservatuvarın vurmalı sazlar bölümüne girince ev tam bir konservatuvara döndü.

KÜNYE

- İstanbul 12 Orkestrası, 2003’te Cahit Lü tarafından kuruldu.
- Vokallerinde Lizet Rofe, Julide Özçelik ve Cenk Rofe, davul ve perküsyonlarda Emre Yenson ve Alpar Lü, bas gitar ve vokalde Soner Şeker, piyano ve vokalde Emre Oktayoğlu, yaylılarda Başak Elkutlu, Nilgün Lü, trompetlerde Şenova Ülker, Volkan Coşkun ve Halil Yiğit, kanun ve vokalde Güniz Yılmaz ile flütlerde Nihan Şeker ve vokal de yapan Zümra Oktayoğlu yer alıyor.
- İlk klipleri ‘Bile Bile’ye çekildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!