Ofsayt kalkmalı!

Ateş BAKAN yazdı...

Haberin Devamı

Milyonlarca dolarlık futbol endüstrisinin en temel kurallarından birini “kaldıralım”, diyorum…
Yüzlerce futbol endüstrisi ekonomistinin, planlamacının, strateji uzmanının çalıştığı bir ekonomide, en temel kural hakkında ahkâm keseceğim…
O nedenle yazıma “bence”, diyerek başlayayım…

***
Futbol, basketbol ve voleybol en saf hali ile mahallede oynanır…
İzlemesi de, oynaması da zevklidir…
Tüm oyunların oyunun akışını etkileyen ana kuralları, mahallede ve profesyonel allananlarda aynıdır…
Futbol hariç!
Endüstriyel futbolun en temel kuralı ofsayt, mahallede uygulanmaz…
Uygulanamaz…
O nedenle mahalle futbolu daha güzeldir…

***
Futbolun giderek seyir zevki azalıyor…
Ya da bana öyle geliyor…
Oyun çok duruyor… Alanlar daralıyor…
Fizik mücadele, rakibi oynatmama, çıkarken top kaptırmama, hazırlıksız yakalanmama ve duran top, giderek değer kazanıyor…
Çalım atabilen, oyuncular ise giderek yok oluyor.
Birden fazla oyuncuyu geçebilen oyuncu ise hiç yok…
Top süren oyuncu kalmadı.
Sanmayın ki oyuncular yeteneksiz…
Eskiden efsane diye anlattığımız, Pele, Eusebio, Puskas, Metin Oktay, Lefter Küçükandonyadis, bugün oynasalar, nefes alamazlardı…
O çok sevdikleri meşin yuvarlak ile buluşamazlardı…
Eski fizik güçleri ile efsane oldukları oyunlarını sergileyemezlerdi…
Şimdiki oyuncular çok daha fazla çalışıyorlar, yetenekleri de onlardan hiç de az değil…
Ancak yeteneklerini sergileyecekleri alan bulamıyorlar…

Haberin Devamı

***
Düşünün bir dans gösterisini izlemeye gidiyorsunuz, adamların yeteneklerini göstermesi için gereken alanı daraltıyorsunuz… 100 dansçıyı, 10 metrekare alanda oynatıyorsunuz…
Veya bir orkestrayı dinlemeye gidiyorsunuz… Müziğin sesini kısıyorsunuz…
Ofsayt kuralını ben buna benzetiyorum…
Ofsayt kalkarsa alan daralamayacak.
“Eskiden de ofsayt vardı”, diyeceksiniz…
Vardı ama futbolcular bu kadar koşmuyorlardı. Bu kadar toplu hareket etmiyorlardı… Korumaya yönelik sistemler, bu kadar gelişmemişti…
Bol gol izliyorduk… Çok çalım ve şov görüyorduk… Bireysel yeteneklerini sergileyen insanlar başarılı oluyorlardı… Şimdi bireysel yeteneğini göstermek isteyenler, büyük çoğunlukla başarısız oldukları için “bencil” diye adlandırılıyorlar…

Haberin Devamı

***
Dünya Kupası gösterdi ki, futbol hata oyunu oldu…
“Daha az hata yapan”, kazanıyor…
“Daha az hata yapanın kazandığı oyunu”, ben niye izliyeyim ki?
Çok izlemek istersem satranç izlerim…
Ben istiyorum ki, “oyuna güzellik katan”, kazansın!
“Daha çok gol atan kazansın”!

***

Bir küçük parantez açayım…
Köşemi sürekli takip eden arkadaşların;
“Çelişkiye düşüyorsun Ateş Bakan! Bütün bir sezon boyunca Aykut Kocaman’ı övgü ile anlattın. Biz zaten Fenerbahçe’den bunu istiyorduk. Şimdi ne diyorsun?”
Dediklerini duyar gibiyim…
Arkadaşlar:
Aykut Kocaman, oyunu kuralına göre oynuyordu… Çağdaş futbol neyi gerektiriyorsa, onu yapıyordu… O kurallar çerçevesinde doğrusunu yapıyordu… Dünya Kupası onun doğruları yaptığını gösterdi…
Ben bu yazımda, “kural değişsin”, diyorum…

Haberin Devamı

***
Günümüz futbolunda 11 oyuncu, bu alana fazla geliyor…
Ofsayt kuralı kalktığında alan daralamayacak… Bir hücum oyuncusu gidip rakip ceza alanında beklediğinde başına minimum iki oyuncu konmak zorunda kalınacak… Alanlar genişlediğinde yetenekleri sergilenmesi kolaylaşacak…
Rakip defansın iki santim önündeydi, çal düdüğü… Durdur oyunu da kalkacak!
Yandaki iki hakem de rahatlayacak…

**

Ronaldo’nun Portekiz’i gitti…
Messi’nin Arjantin’i,
James Rodríguez’in Kolombiya’sı,
Lozano'yanın Meksika’sı,
Luis Suarez’in Uruguay’ı…
En son;
Neymar ve Coutinho’nun Brezilya’sı kaybetti…
İnsanlar Rusya’ya, bunları izlemek için gitti,
“Oyunu oynamak isteyenler”, kaybetti…
“Kazanmak için oynayanlar, sistemli oynayanlar, taktik disipline uyanlar, az hata yapanlar, sona kaldı”…
Ben çok disiplinli düz adamların oynadığı, her hareketi planlanmış oyunu sevmiyorum…
Biraz doğaçlama, yetenek görmek istiyorum…
Ben dar alanı sevmiyorum…
“Açık alanda kimin ne becerisi varsa göstersin ve oynasın”, diyorum…
Messi’yi izlemek için televizyonun başına oturuyorum…
Maksimum iki dakika top ile oynayabiliyor…
Maç boyu on kez top ile bulaşabiliyor… Sekizinde rakibi ona o kadar yakın ki, sarı kart almadan devirebiliyor…
Bir kere geçerse, onu televizyonlar yüzlerce kez gösteriyor…
Deli misiniz arkadaş?
Adam geçebiliyorsa bir maç boyuna, 10 kez geçsin…
Bizler de keyifle izleyelim…
Niye daraltıyorsunuz alanı?

***

Haberin Devamı

Bir de taç atışlarını sevmiyorum…
Neden “hazır ol duruşunda” atılır, bu taç atışları?
-------Anlamıyorum…
Maksat, top oyunda kalsın değil mi?
Topu dışarı çıkmaması için, dışarı atanı cezalandırmak lazım…
Tam tersine ödüllendiriyoruz… Daha doğrusu “esas duruşta taç attırarak”, taç atanı cezalandırıyoruz.
Bırakın adam istediği gibi kullansın.
İster tek eli ile gülle atar gibi… İster basketbolda pas atar gibi… İster ayağı, iste kafası ile…
Yeter ki yerinden ve hızlı kullansın…

***
Futbol bence radikal kararlar almalı!
Seyir zevki giderek düşüyor…
Bir futbol maçı izlerken, sosyal medya aktif biçimde kullanıla biliniyor…
Bence kuralı koyan Avrupalılar;
Oyunun kurallarını, kendi becerilerinin daha fazla olduğu alana göre devşiriyor…
Taktik disiplin, az hata yapmak ve mekanik oyun disiplini, duran top çalışması gibi üstün oldukları yetenekler, futbolun özüne hâkim oluyor…
Latin Amerikalıların ve Afrikalıların oyuna estetik katan çalımları, süratleri, topu sevip okşamaları, gibi oyunu güzelleştiren becerileri, değerini yitiriyor…
Bence futbol değerini yitiriyor…
Kazanmak için oyunu bozuyorlar…
Devam ederlerse oyunu kaybedecekler…
Oyunu yok edecekler…

 

 

Yazarın Tüm Yazıları