Umut tacirlerine uyarı

Güncelleme Tarihi:

Umut tacirlerine uyarı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 1998 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

Dünya Kupası finalleri Türk futbolunu, Türk sporseverini nasıl etkilemeli? Buradan ne dersler almalıyız? Bence bunu enine boyuna düşünmeliyiz. Her zaman, her olaydan sonra yazılır, çizilir. Öneriler getirilir, alternatifler sunulur. Ama bu sadece ne yazık ki gazete sütunlarında ve televizyon ekranlarında kalır. Malesef gözüken ülke eksiklerini tamamlayacak sorumlular bu yetenekten, bu azimden tamamen yoksun kişilerdir. Önce şu konuyu inceleyelim. Dünya şampiyonu Brezilya neden kişiliğini kaybetmiş? Bırakın göze hoş gelen futbol oynamayı, futbolun gerektirdiği kuralları da sahada uygulayamayan bir ekip haline gelmiş. Ona bakalım. Pele'nin Paris'te iki üç tane basın toplantısına katıldım. Pele, hep şunu söyledi: ‘‘Zagallo yanlış yapıyor, Bebeto bu takımda oynamaz. Bu takımın fizik gücü hemen hemen yok gibi.’’ Sorulduğu zaman ‘‘Brezilya şampiyon olacak’’ diye iddia etti ama, sırtında formasını taşıdığı ekibinin eski Brezilya'dan çok ama çok farklı olduğunu biliyordu ve yaşıyordu.

ÖYLE GOLLER YENMEZ

Brezilya futbolunda kalecinin kolay yetişmediği gerçek. Bir Gilmar vardı. Ondan sonra birkaç kaleci geldi, geçti ama yok oldular. Sonra Taffarel Brezilya Milli Takımı'nın uzun yıllar kalesinde oynadı. Hiçbir zaman Brezilya'yı kalecisi kurtarmadı. Pele'ler, Garincha'lar, Didi'ler, Djalma Santos'lar, Carlos Alberto'lar ve onun gibi niceleri sahada hem samba yaptılar, hem gol attılar ve hem de kalelerini korudular. Şimdiki Brezilya'da bu takımdan eser yok. Haa denilebilir ki, Taffarel penaltılarla Brezilya'yı finale taşıdı. Bu doğru. Ama penaltı kurtarmak başka şeydir, bir kaleci özelliği ile oynamak ise bambaşkadır. Son final maçında Taffarel'in iki yan toptan, iki kornerden yediği golleri hep birlikte gördük. İddia ediyorum, Fransız kaleci Barthez bu golleri yemezdi. Belki de Brezilya o zaman şampiyon olurdu. Brezilya defansı göbekten çökmüş. Aldair ve Baiano'nun fizikleri güzel. Onlardan ne beklenir, hava toplarında gerçek üstünlük, değil mi? Gelgelelim Hollanda maçında, Fransa maçında, Şili maçında, kimbilir belki de unuttuğum birçok maçta Brezilya takımı havadan bir sürü gol yedi. Cafu ve Roberto Carlos çok iyi iki kanat oyuncusu. Fransa maçında karşısına Thuram ve Lizerazu gibi onların klasına iki oyuncu çıkınca, ikisi de hiçbir şey yapmadı. Ortalık boş olunca herkes at koşturur. Burada Fransız teknik direktörü Jacquet'in elini sıkmak lazım.

CLAİRE-FONTAİNE CENNETİ

Brezilyalı futbolcular oyun disiplininden kopmuşlar. Ronaldo çok güçlü, ama o kadar. Top tekniği yok. Rakibi ile ikili mücadelelerde iterek oynamak istiyor. İki futbolcu başına dikilince, Ronaldo yok. İşte işin özeti bu. Brezilya eğer şanslı olmasaydı, finale dahi çıkamazdı. Fransa ise tam aksine. Claire-Fontaine diye bir kamp yerleri var. Hatırlarsanız ilk gün size yazdım. Ben hayatımda böyle bir spor cenneti görmedim. Orman derseniz var, dağ derseniz var, kapalı salonlar derseniz var, antrenman sahaları derseniz var, bilgisayarla donanmış odalar var, her futbolcunun özel yatak odası var ve var, var var... Yani yok, yok.

Fransız Milli Takımı kökenleri değişik ülkelerden kurulu bir takım. Ama Fransa zaten bunu kabul etmiş bir ülke. Onları tenkit etmek gereksiz ve yersiz. Milli takım oyuncuları maç sonrası Champs-Elysees Bulvarı'nda Fransız bayrakları ile ulusal marşlarını söyleyerek dolaştılar. Yani ırkçılık diye bir şey ne oynayanlar tarafından, ne de ülkede yaşayanlar arasında bir fark oluşturmadı. İşte başarının da birinci nedeni buydu.

BAŞARIYAGİDEN YOL

İlk günden beri ‘‘Fransız Milli Takımı final oynayacak, son gün de Fransa, Brezilya'yı yenecek’’ dedim. Futbolda büyük bir mucize olmazsa kuralları yerine getiren, güçlü ve yürekli olan, terini forması için akıtmayı görev bilen takım kazanır. Nitekim de kazandı.

Haa şimdi gelelim biraz da bize... Türk Milli Takımı herhangi bir finale katılabilir mi, katılsa ne yapar? Futbolcularımızdaki ve kulüp yöneticilerimizdeki bu kafa değişmediği sürece asla ve asla torunlarımızın torunları bile Milli Takımımızın böyle bir başarısına şahit olamaz. Türk futbolcusunun yanındayım. ‘‘Yabancı futbolcu gelmesin’’ diye kulüp yöneticileriyle, futbol cahilleriyle savaşıyorum. Ama Türkiye'de olmayan futbolla ve futbolculara, ödenen astronomik milyon kere milyon dolarların da karşısındayım.

İRAN'DAN VAR BİZDEN YOK

Fransa futboluna bakalım. İngiltere'de, İtalya'da, İspanya'da ve Avrupa'nın değişik ülkelerinde oynayan 20'yi aşkın futbolcusu var. Tabii ki bu futbolcuların görgüsü, tecrübesi artacak. Enternasyonal seviyenin üstüne çıkacak. Bizlerin devrinde Avrupa'da oynayan 5-6 futbolcumuz vardı. Hepsi Türkiye'den daha iyi para kazanmak ve Avrupa takımlarında futbol oynamak üzere koşarak dışarı gittiler. Şimdi ise tam aksine. Avrupa futbolunun disiplinine uyamayan, Türkiye'de zaten her türlü maddi manevi imkanı bulan, bir eli yağda, bir eli balda Türk futbolcusu niye dışarı gitmeyi amaçlasın?

Şöyle bir kanı vardı: ‘‘Türk Milli Takımı finallerde şu, şu, şu takımları yenerdi.’’ İddia ediyorum, hiçbirisini yenemezdi. Hatta 1954'te 7-0 yendiğimiz Güney Kore'yi bile. İran Milli Takımı'nın üç oyuncusu Almanya'da oynuyor. Orada bile kalmayıp, başka ülkeler kapıyor. Bizden hangi futbolcuyu istediler? Sadece gazetelerde şişirme haberler okuduk. Kaldı ki, o paraları dış ülkeler futbolcularımıza ödemez. Sorarım size, dış ülkelerde top oynamayı istemeyen, dış ülkelerden onları da istemeyen bir ortamda Türk Milli Takımı'nın tesadüfler dışında Avrupa futboluyla mücadele etmesi düşünülür mü? Hayır düşünülemez. Kesin tavırlar koyalım ki, önlemlerimiz de kesin olsun.

FUTBOLUMUZUN HAİNLERİ

Gelelim yöneticilerimize...Bir veyahut iki yıllığına yönetici olmuş, o günü düşünen, cahil, tribünden alkış bekleyen, kulübünün paralarını sokağa döken, sonra da ödenemeyecek borçlar için de kulübünü, Türk futbolunu kuyunun dibine iten yöneticiler Türk futbolunun hainleridir, katilleridir. Bir de Futbol Federasyonumuz vardı, kulüpler üzerinde hiçbir etkinliği olmayan. Oysa, isterse, elindeki talimatnameleri uygularsa, kulüpleri maddi yönden çok iyi denetleyebilir. Hatta onları küme dahi düşürür. Bu yetkileri ve hakları var. Ama hangi federasyon bunu yapacak? Türk futbolu ne yazık ki, hiçbir aşama yapamayacak. Ve siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın, ‘‘O kafaları yerinden oynatamayacağınıza göre’’ boşuna ulusca kendimizi kandırmayalım.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!