Arda Turan, Marca'ya konuştu! Diego Simeone, Luis Enrique, Fatih Terim, Atletico Madrid, Çağlar Söyüncü...
Güncelleme Tarihi:
Trendyol 1. Lig'e fırtına gibi giren Eyüpspor'da teknik direktör Arda Turan, Marca'ya bir röportaj verdi. İspanya'da Atletico Madrid ve Barcelona formaları giyen ve büyük başarılar elde eden Turan, teknik direktörlük tarzını oluştururken etkilendiği isim ve felsefeleri anlattı. Diego Simeone, Luis Enrique ve Fatih Terim'den bahseden Arda Turan, Çağlar Söyüncü'nün Atletico Madrid'e transferinde milli futbolcuyla yaptğı konuşmaları da anlattı.
Futbol kariyerini noktaladıktan sonra, geçen sezonun bitimine yakın bir tarihte Eyüpspor'un başına geçen Arda Turan, takımını Süper Lig'e çıkarmanın eşiğinden dönmüştü. Eyüpspor, Arda Turan yönetiminde yeni sezona da iddialı bir giriş yaptı.
İlk 4 maçı kazanan ve 11 gol atıp kalesinde yalnızca 1 gol gören Eyüpspor, 12 puanla lider konumda 5. haftaya giriş yapıyor.
Eyüpspor'un genç teknik direktörü Arda Turan, İspanya basınından Marca'ya özel bir röportaj verdi. Turan, teknik direktörlük felsefesi, kendisini etkileyen teknik direktörler ve futbola bakış açışı ile ilgili konuştu.
"YOLUN BAŞINDAYIM, ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR"
Arda Turan'ın açıklamaları şu şekilde:
Futbol, hayatımın en önemli kısmını oluşturuyor. Çocukluğumdan bu yana elde ettiğim başarıyı, mutluluğu ve hayalleri futbola borçluyum. Futbol sahasında bütün duyguları yaşadım ama iş antrenörlüğe geldiğinde bunun tamamen farklı bir dünya olduğunu gördüm. Her şeye sıfırdan başlamış gibiyim. Teknik direktör olarak hedefim, futbolcu olarak yakaladığım başarılardan daha fazlasını elde etmek. Saha kenarında olmak, sahada olmaktan çok farklı. Kariyerim boyunca edindiğim bütün tecrübeyi, bu alanda başarılı olup hayallerime kavuşmak için harcayacağım. Kariyerim boyunca çok önemli teknik direktörlerle çalıştım, hepsinden bir şeyler öğrendim. Şimdi bu tecrübeleri futbolcularıma aktarma zamanı. Uzun bir yolun başındayım ve öğrenecek çok şeyim var. Şu ana kadar yaptıklarımdan mutluyum, umarım böyle devam eder.
Geçen sezon göreve geldiğimde ligin bitmesine az bir zaman kalmıştı. Futbolcularınıza oyun felsefenizi anlatmak için zamana ihtiyacınız var. Az zamana rağmen bunu bir ölçüde başardığımı düşünüyorum. Kulübü ve takımı tanıdım, neler yapabileceğimizi gördüm. O kısa zaman, bu sezona hazırlık açısından işime yaradı. Yeni sezona çok iyi hazırlandık. Takımda herkesin mutlu olmasını, sonuna kadar savaşırken yaptığı işten de keyif almasını istiyorum.
"SABAH TESİSE GİDİP SAATLERCE MAÇ İZLİYORUM"
Saha içinden saha kenarına geçtim ama hayallerim değişmedi. Futbolcuyken de kazanmak istiyordum, hocayken de bunu istiyorum. O zaman da asla vazgeçmedim, şimdi de vazgeçmiyorum. Futbolcuyken kendimden sorumluydum, şimdi herkesten sorumluyum. İnandığım bir futbol felsefem var ve her gün bunu geliştirmek için çalışıyorum. Sabah tesise geliyorum ve saatlerce maç izleyip notlar alıyorum. Yardımcı antrenörlerimle uzun konuşmalarımız oluyor. Futbol dinamik bir spor. Her gün yeni görüşler ortaya çıkıyor ve ben de bunları takip edip kendi felsefeme dahil etmek için çalışıyorum.
"SIMEONE VE ENRIQUE'DEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"
Diego Simeone ve Luis Enrique'den çok şey öğrendim. Simeone'nin defansif bakış açıma etkisi çok büyük. Enrique'den de hücum aksiyonları ve saha yerleşimi ile ilgili önemli bilgiler edindim. Taktiğin yanı sıra bu iki isimden futbolculara karşı olabildiğince açık olmanın önemini öğrendim. Beni en çok etkileyen bu olmuştu. Tekrar taktiksel olarak konuşursak Simenoe'den takımın pozisyon alması, sağlamlığı, savunmada birlikte hareket etmesi, pres yapması, 4-4-2'de rakibi karşılaması, bloklar arasındaki pas akışı ve toplu oyun organizasyonu gibi konularda çok şey öğrendim. Luis Enrique'den ise takımı nasıl konumlandıracağımı, rakip savunmaya karşı nasıl çözüm bulacağımı, farklı durumlarda sahaya nasıl yerleşip oyuna tepki vereceğimi öğrendim.
Simeone'nin beni en çok etkileyen yanı oyuncularına krşı çok dürüst ve açık olmasıydı. Ne istediğini direkt olarak söyleyebiliyordu. Ben de oyuncularımla konuşmalarımda onun gibi açık olmaya çalışıyorum.
"SIMEONE VE FATİH TERİM'İN ORTAK ÖZELLİĞİ..."
Cholo (Simeone) aynı zamanda oyunu yaşayan bir teknik adam. Burada Fatih Terim'i de örnek verebilirim. Kenarda maçı yaşıyorlar. Onların takımında oynuyorsanız, kenara baktığınızda maçı kazanmayı ne kadar istediklerini görüyorsunuz. Bu her zaman futbolcuyu olumlu etkiler. Ben de kenarda oyunu yaşamayı seviyorum. Enerjimi oyuncularıma aktarmaya çalışıyorum.
"ATLETICO BENİM İÇİN ÇOK ÖZEL"
Atletico Madrid'in bende yeri çok ayrı. Ülke dışına ilk çıkışımdı. Aile olduk ve büyük işler başardık. Hayatım boyunca unutmayacağım şeyler yaşadık. Geçen sezon beni stadyumda konuk edip plaketle onurlandırmalarını asla unutmayacağım. O gün bir kez daha, dünya futbol tarihinin en özel takımlarından birinin parçası olduğumu anladım. Çok özel bir aile.
"EYÜPSPOR ÇOK PROFESYONEL BİR KULÜP"
Takımım Eyüpspor'u bilmeyenler, yeni öğrenenler olabilir. Kulüpte inanılmaz bir profesyonellik var. Kulüp başkanımızdan aşağı doğru bu profesyonellik devam ediyor. A takımın yanı sıra altyapı takımları için de fırsatlar yaratılıyor. Sadece bugünü değil, geleceği de düşünen bir kulüp. Aslında geçmişi 100 yıla dayanan bir kulüp. Başarı geldikçe sadece biz değil, taraftarlarımız da yeni duygular yaşıyor. Bu duygular bizi daha da yukarı çıkarıyor.
"ATLETICO, ÇAĞLAR İÇİN DOĞRU YER"
Benden önce Avrupa'da başarılı olan Türk futbolcular oldu. Ben de onların açtığı yoldan yürüdüm. Şu anda Avrupa'da çok sayıda Türk futbolcu var. Benden çok daha başarılı olacaklarına eminim. Çağlar Söyüncü çok iyi bir futbolcu. Sadece yeteneğiyle değil, karateriyle ve futbol sevgisiyle de fark yaratan bir oyuncu. Atletico'nun onun için doğru yer olduğunu düşünüyorum. Çok şey öğrenip daha da gelişecektir. Çağlar'a Atletico'nun sadece bir kulüp değil, bir aile olduğunu söyledim. Simeoe'den futbolcu olarak değil, insan olarak çok şey öğrendiğimi anlattım. Hatta ona Madrid'deki iyi restoran veya gezilecek yerler önerebileceğimi de söyledim.