Son 36 yılda yayınlanan ölüm ilanlarını araştırdı

Güncelleme Tarihi:

Son 36 yılda yayınlanan ölüm ilanlarını araştırdı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2008 00:00

Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doçent Murat Ergin, ölüm ilanlarının sosyolojisini araştırdı. Bu araştırmaya başlamasına neden olan da bir ölüm ilanıydı. Bir kanser hastası, kendi ölüm ilanını yazmış, 10 yıl cebinde saklamıştı. 2004’te vefat eden Gülcan Demirci’nin verdiği ilan aynen şöyleydi:

"Şu anda Tanrı’ya teslim etmiş olduğum ruhumu, ömrümce tüm sevdiklerin için mükemmeliyetçilik adına çok hırpaladım. Kendimi sevecek ve özgürlük tanıyacak vaktim olmadı. Bilmem o çok uğraştığım "özel biri" olabildim mi? Rahatsızlık vermekten her zaman çekindiğim sizleri bugün öğle namazını müteakip Erenköy Galippaşa Camii’nde beni uğurlamanız için bekliyor, hepinizi çok seviyorum."

Murat Ergin, bu ilanı okuduktan iki yıl sonra araştırmasına başladı. 1 Ocak 1970 ile 31 Aralık 2006 arasında Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmış ölüm ilanlarını taradı, tasnifledi ve çalışmasını başlattı. İşte çarpıcı sonuçlar.

BEN O KİŞİYİ TANIYORUM MESAJI

Ölüm ilanları dörde ayrılıyor. Duyuru (Ölümü haber vermek), başsağlığı ve teşekkür (üçüncü kişilere jest ve dayanışma), ritüel (mevlit ve ölüm sonrası yapılan ayinler), anma (duygusal deşarj). 1980’lere kadar, ilanların amacı duyuruya yönelik; 1980’lerde başsağlığı ve teşekkür ilanları ağırlık kazanmaya başlıyor. Bu ilanların en önemli özelliği, başınız sağolsun derken, aynı zamanda "o kişiyi tanıyorum" mesajının da birlikte verilmesi: Üçüncü kişilerin verdiği başsağlığı ilanları 1970’lerde yüzde 14’lerdeyken, 2000’lerde yüzde 40’a çıkıyor.

KADINLAR YÜZDE 28 ERKEKLER YÜZDE 72

İlanlarda müthiş bir kadın-erkek eşitsizliği var. Murat Ergin "Diğer ülkelerde yapılan araştırmalarda da kadınların ölümüne daha az yer verildiği görülüyor" diyor. Türkiye’de yayınlanan erkek ölüm ilanları yüzde 70 civarındayken, kadınların ilanları yüzde 28. Aradaki farkın zamanla azalması beklenirken tam tersi bir sonuç ortaya çıkmış. 1970’lerde kadın ölüm ilanları oranı yüzde 33 iken, 1980’lerde yüzde 23, sonra tekrar dengelenerek yüzde 30’lara çıkıyor. 2000’lerde bile bu oran yüzde 28. Yani 1970’lerin oranından düşük.

GAYRİMÜSLİMLERİN İLANLARI NÜFUSLARINA GÖRE ÇOK FAZLA

Gayrimüslümlerin ölüm ilanları, nüfusa oranlarına göre çok daha fazla. Murat Ergin, bu sonucu küçük cemaatlerin birbirlerinden haberdar olma refleksi olarak yorumluyor.

Müslüman ilanlarının yarısında meslekten bahsedilirken, gayrimüslim ilanlarda hiç bahsedilmiyor. Ergin, "Gayrimüslim ilanları çok mesafeli ve belli bir standardın dışına çıkmıyor" diyor.

Müslüman ilanlarında meslekten bahsetme iş insanlarında yüzde 30, memurlarda yüzde 8, askerlerde yüzde 3.5, geriye kalanlar ise belirtilmemiş.

Erkek ilanlarında işten bahsetme ihtimali, kadınlara göre 8 kat daha fazla.

ÖLÜM GERİDE KALANLAR İÇİN HİÇ EŞİTLİKÇİ DEĞİL

Ölüm eşitlikçi olabilir ama dünyada kalanlar için hiç de eşitlikçi değil. İlanlar özellikle 1980’lerden sonra tüketim toplumunun öne çıkmasıyla, ölümü ilan etmekten öte bir yere geçmiş ve sembolik bir anlam yüklenmiş. Sadece bir duyuru değil, statü ve toplumdaki konumu gösteren, başkalarına mesaj veren bir hale gelmiş.

PREMODERN, MODERN VE POSTMODERN İLANLAR

Murat Ergin, ölüme yaklaşım biçimi olarak da ilanları premodern, modern ve postmodern olarak üçe ayırıyor:

Premodern ilanlarda "Rahmete kavuşmak, gittiği yerde huzur bulmak" gibi daha çok dinsel temalı cümlelere yer veriliyor.

Modern ilanlarda dil çok mesafeli. Ölüm neredeyse bilimsel anlatılıyor. Ne dinsel temalara, ne duygulara yer veriliyor. Sadece kişi vefat etmiştir ibaresi yer alıyor.

Postmodern ilanlarda "Acı kayıp ya da aramızdan ayrıldı" gibi kişisel acı ifade eden kavramlar ağırlıklı. Ölen kişinin gittiği yerden çok "Aramızdan ayrılması" ve bizden kopması önem kazanıyor. Bu ilanların özelliği, duygusal ifadelerin daha sık kullanılması.

Premodern ilanların oranı yüzde 22.2, postmodern ilanlar yüzde 27.4, modern ilanlar ise yüzde 44.9. Kadın ölümleri daha çok premodern, erkek ölümleri postmodern ilanlarla veriliyor.

TANRI’NIN YERİNİ ALLAH ALDI

Araştırmada, ilgi çekici başka bir sonuç da, "Tanrı, Allah, Mevla, Hak ve Rab" kavramlarının kullanış sıklığı. Araştırmaya zemin olan 2554 ilandan yüzde 53’ünde, bu kavramlar kullanılmış. 1970’lerde bu kavramların kullanış sıklığı yüzde 45 iken, 1990’larda yüzde 61.5’e kadar çıkmış. Bir dönem ilanlarda "Tanrı" kelimesi hakimken, 2000’lerden sonra "Allah" daha fazla kullanılmaya başlanmış.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!