Şair Naşide

Güncelleme Tarihi:

Şair Naşide
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 1998 00:00

Haberin Devamı

‘‘Yüreğim Rehin’’ adlı albümüyle müzik dünyasında yorumcu kimliğiyle tanınan, farklı ses rengi ve tarzıyla dikkat çeken Naşide Göktürk, yıllardır yazdığı şiirleri albümüyle aynı ad altında toplayarak edebiyat dünyasına da adım attı.

Duygularını ‘‘İlk kitap, ilk korku, ilk heyecan, ilk panik’’ diye anlatan Naşide Göktürk, edebiyatı ciddiye alıyor ve işi kurallarına göre yapmaktan yana... Geçtiğimiz aylarda üçüncü albümü ‘‘Kan Kırmızı’’yı piyasaya çıkaran Naşide, albümüyle aralarında bir ay olan ilk kitabı ‘‘Yüreğim Rehin’’le kısa sürede büyük bir satış potansiyeline ulaştı. Kitabı iki ay içinde tükenen sanatçı ikinci baskının yapıldığının müjdesini verirken, yazarlığının sevenleri tarafından hemen benimsenmiş olmasının gururunu yaşıyor.

Aslında yıllardır şiir yazıyor Naşide. Sayısını unuttuğu şarkıları, şarkı sözleri var. Ama nedense kitap bir türlü gerçekleşmemiş. Yedi yıldır kitap düşleriyle yatıp kalkan Naşide, ilk başlarda gazete okuma oranının dahi çok düşük olduğu bir ülkede şiir yazmanın tedirginliğini hissetse de ekonomik kaygılar taşımadığı kitabını sonunda bir okur-yazar azınlığına yazmaya karar vermiş.

‘‘İstanbul hep aynı

denizinde mavi

kızılında gelincik saklı

beni sorma

hâlâ sana sevdalı’’

........

‘‘Zaman eskisi gibi değil

sanki ben de biraz

ki bana en acısı sen de biraz değiştin’’

‘‘Konserlerden, festivallerden edindiğim izlenimlerim, beni bir şarkıcı ya da kitabı olan bir insan değil, her şeyden önce bir vatandaş olarak rahatsız ediyor. Gazete bile okumayan bir ülkede, kitap yazmaya kalkıyorum. Buna rağmen düşündüğümün çok ötesinde bir kitap tüketimi oldu’’ diyen Naşide, kitabını ‘‘Hayatın bir özeti gibi. İçinde ağaç da, çiçek de, ayrılık da, annem ve çocukluğum da var’’ diyerek özetledi.

İki ay gibi bir sürede yeni bir şair olarak ortaya çıkıp, insanlara kendini sevdirmenin çok uzun vadeli ve zorlu bir yol olduğunu kabul eden Naşide, sanatçı oluşunun bu çabuk gelen başarıda büyük payı olduğunu da itiraf ediyor. Yine de ‘‘Ünlü olmasaydım da bu kitabı yazacaktım’’ diyen Naşide, son zamanlarda sanatçıların şiir ve edebiyata yönelip kitaplar yazmasının ‘pop’ ya da ‘nostalji’ gibi popüler yeni akımlar doğurmayacağına inanıyor. Ticari kaygılar nedeniyle şiirin şarkılar kadar rağbet görmeyeceğini söyleyen Naşide, şairliğin yine azınlıkta kalacağına inanıyor.

Aklı başında kitlenin sanatçısı

‘‘Kitap kaset gibi değil. İnsanlar müzik dinledikleri oranda kitap okumuyorlar’’ diyen sanatçı, dinleyicilerinin ve okuyucularının farklı bir tabakaya ait olduğunu söylüyor. ‘‘Gerçek anlamda benim yaptıklarımı beğenen, benim ulaşabildiğim insanlar beni çok iyi algılıyor. O insanlar 900'lü hatları arayan ya da canlı bağlantılarda abukluklar yapan insanlar değil. Benim daha bilinçli, aklı başında, değer yargıları oturmuş bir dinleyici kitlem var. Hayatlarında çarpık şeyler olmayan insanlar. Bunların fazla gece hayatları da yoktur zaten. Magazin programalarına da fazla rağbet göstermezler. Aklı başında bir kitlenin sanatçısı olduğumu kabul ediyorum. Bu birazcık ukalalık belki, ama böyle bir ukalalığı da hak ediyorum galiba’’ diyen Naşide, kendi deyimiyle elinden geldiğince ‘‘medya şaklabanlığından’’ uzak durmaya çalışıyor.

‘‘Ben Televole'den merhaba diyemem. Denize atlarken eteği açıldı diye yapılan haberlere malzeme olamam’’ diyen sanatçı, kendisini bu camianın ortamından uzak tutmaya çalışırken, insanlarla ilişkisinin de giderek kopmaya başladığını kabul ediyor. Çok içine kapanık yaşadığını itiraf eden sanatçı, Sarıyer sırtlarına taşınarak kendisini şehir ortamından biraz dana uzaklaştırdı. Gecelerini yazmakla geçiren Naşide, gündüzleri ise yazdıklarını okuyup, düzelterek temize geçirmeyi tercih ediyor. Daha çok gece duygulanabildiğini anlatan Naşide, tam bir bilgisayar tutkunu da olsa bütün şiirlerini kağıt kalemle yazmayı tercih ediyor. Temize geçerken de yine bilgisayardan uzak kalıp daktilonun tıkır tıkır sesiyle mest olmayı yeğliyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!