Zor ikna oldu, hayatı kurtuldu

Güncelleme Tarihi:

Zor ikna oldu, hayatı kurtuldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2007 00:00

BÖBREK nakilli 2 çocuk babası 43 yaşındaki Ahmet Eser, rutin kontrolünde karın aortasında (aortun karından geçen bölümünde) 6.5 santim çapında “patlamaya ve öldürmeye hazır” (anevrizma) balonlaşma saptanınca şoke oldu.

Yüzde 70 oranında belirti vermeyen bu hastalığın saptanmasını doktorları büyük şans olarak değerlendirirken, defalarca ölüm korkusu yaşayan Eser, neştersiz yönteme bile “ya bağışla kavuştuğum böbreğimi kaybedersem” korkusuyla yanaşmadı. Patladığı an öldürücü olabilecek aort anevrizmasıyla 3 ay geçiren Eser sonunda ikna edildi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde ‘yama’ yöntemiyle ameliyatsız kurtulan 100'üncü hasta olan Eser, “Yarım yamalak etraftan duyduklarımla reddettiğim yöntem hayatımı kurtardı, ölüm korkusunu da attım” dedi.

15 yaşında Eylem Ece ve 10 yaşında Gökçe adlı iki kızı olan SSK emeklisi Ahmet Eser'e 2002'de yüksek tansiyona bağlı böbrek yetmezliği tanısı konuldu. Bir süre diyet uygulanan Eser, 2003'te dialize mahkum kaldı. Haftada 3 gün ortalama 4 saat dializ makinesine bağlanan ve hayatının en kötü günlerini geçiren Eser umutla bağış böbrek bekledi. Pekçok hastadan daha şanslı çıkan Eser'in hayali 25 Mayıs 2005'te gerçekleşti. Eser, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde yapılan nakille yeniden özgür yaşama kavuştu. Ancak aksilikler peşini bırakmayan Eser'i hayata bağlayan yeni böbrek damarında daralma tespit edildi. Bu daralma da stent konularak açıldı.

RUTİN KONTROLDE ÇIKTI

Rahat bir nefes alan Eser 3 ay önce rutin kontrol için hastaneye geldi. Bu kez karın içinde aort damarında 6.5 santimetre çapında balonlaşma tespit edildi. Nefrolog Doç. Dr. Ali Çelik bu teşhisini Kalp Damar Cerrahisi Kliniği'nden Doç. Dr. Özalp Karabay ve Girişimsel Radyoloji'den Doç. Dr. Yiğit Göktay ile paylaştı. Eser'in böbrek nakilli hasta olması yüzünden açık ameliyatta risk olduğunu karar verilip neştersiz operasyon önerildi.

Kasığından açılacak iki santimlik kesikten kataterle girilerek balonlaşmış damarın içine suni bir damar yerleştirilerek bu dertten kurtulabileceği söylenen Eser, yönteme kaygılı yaklaştı, karar veremedi. Doktorlarının her an anevrizmanın patlayıp ölümüne yol açabileceği, yöntemin ise risk taşımadığını söylemesine karşın kararını üç ay sonra verebildi.
3 gün önce kendini Doç. Dr. Karabay ve Doç. Dr. Göktay'ın ellerine bırakan Eser, 1 saat sonra hayatını tehdit eden patlamaya hazır bombadan kurtuldu. Eser, “En büyük korkum vücudumun böbreğimi atmasıydı. Tekrar makineli günlere dönmek istemiyordum. Çünkü makineli yaşamda çok çekmiştim hem de o kadar çok böbrek bekleyen vardı ki bana yeniden bir şansın gelmesi imkansız gibiydi. Yarım yamalak sağdan soldan duyduklarımız yüzünden öyle korkmuştum ki hemen ikna olamamıştım. Şimdi ise kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum” dedi, sevincini eşi Birsen Eser'le paylaştı.

100'ÜNCÜ VAKA OLDU

Öte yandan Eser, DEÜ Hastanesi'nde ‘Abdominal aort anevrizmalarının endovasküler stent- gref implantasyonu ile onarımı’ ya da ‘Damariçi kılıflı stent uygulaması’ denilen yöntemin uygulandığı 100'üncü hasta oldu. Hastanın kaygılarının doğal olduğunu belirten Doç. Dr. Karabay şöyle konuştu:

“Biz de kaygılıydık, çünkü böbrek nakilli bir hastaydı. O yüzden her şey çok iyi planlandı. Nakil böbrek soldaydı, operasyonu sağ taraftan bir saatlik süreçte gerçekleştirdik. Tam sağlıklı olarak 3'üncü günde de taburcu ettik. Hastamızın anevrizması çok büyüktü ve müdahale edilmeseydi her an patlayıp ölümüne yol açabilirdi. Bu rahatsızlığın yüzde 70'i belirti vermiyor, ancak rutin kontrollerde ortaya çıkıyor. Aort anevrizması ileri yaşta, yüksek tansiyonu olan, sigara içen, kronik akciğer hastalığı olan özellikle erkek hastalarda görülüyor. O nedenle bu risk grubuna rutin ultrason tetkiki yaptırmalarını öneriyoruz.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!