Medya maymunlarından sonra mikrodalga şöhretler çıktı

Güncelleme Tarihi:

Medya maymunlarından sonra mikrodalga şöhretler çıktı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2010 01:00

Uzun bir sessizlikten sonra “Pir Sultan” oyunuyla tiyatro sahnelerine dönen Cem Özer, röportajımızın ikinci bölümünde de korkusuz ve iddialı açıklamalar yapmaya devam etti.

Haberin Devamı

Bu sivri dilden Hülya Avşar da aldı nasibini, ünlülerin buluşma noktası haline gelen Lucca da...

Sen bir motosiklet tutkunusunuz. Motosikletinden vazgeçemeyen insanlar için özgürlüğün önemli olduğunu söylerler. Sen özgürlüğüne düşkün müsün?
- Evet.
Peki özgürlüğüne bu kadar düşkün bir insan nasıl mutlu bir evlilik yürütebilir?
- Benim dediğim şey, zihinsel bir özgürlük. Hiçbir sürüye ait olmamak. Mesela bir derneğe girdiğin zaman, o derneği eleştirme hakkın elinden alınıyor. Ya istifa edeceksin ya eleştirmeyeceksin. Evlilik beni kısıtlayıcı bir şey değil, istediğimi yapıyorum zaten. Tabii üretim anlamında...
ıki oyunculuğun evli olması nasıl bir şey?
- Valla faydasını görüyoruz. Mesela ben bir bankacıyla evli olsam, beni hiç ilgilendirmeyecek şeylerden bahsedecek evde. Bana ne ya! Ben anlatacağım, o anlamayacak. şimdi gayet güzel ortak şeylerden bahsediyorsun, dedikodu oluyor, kimi çekiştireceğini biliyorsun, üretirken birbirine danışıyorsun.
Evliliğin kadın ve erkek starların üzerindeki etkisi farklı mı?
- Evliliğin kattığı kadar aldıkları da var, dolayısıyla birbirini dengeler. Bu nasıl bir evlilik olduğuyla da ilgili tabii...
Hayranlar açısından değerlendirdiğinde?
- Ben şu an bekar olsam ne olacak, evli olsam ne olacak? Gençlikte belki olabilir ama seni bir oyuncu olarak hayatlarına almışlarsa, özel hayatın onları ilgilendirmez. Mesela Kıvanç Tatlıtuğ ya da Kenan ımirzalıoğlu için böyle bir şey söz konusu olabilir. Çünkü onların adı geçince “Aman ne yakışıklı çocuk” diyorsun. Ama mesela Uğur Yücel için ya da şener şen için böyle bir şey düşünmezsin. Önce “oyuncu” dersin. Çünkü insanlar onlara oyunculuğundan dolayı hayran, fiziğinden değil.

HÜLYA’NIN JÖNLE ışı YOK ARTIK ANNEYı OYNAMALI

Kadın oyuncular belli bir yaştan sonra lig dışında kalıyor, ama erkekler için bu söz konusu değil. Sen ne düşünüyorsun?
- Erkekler, son kullanma tarihi uzun yaratıklar. Çünkü erkekler bebek olarak dünyaya gelir, sonra çocuk olur, delikanlı olur, erkek olur, olgun erkek olur. Bir kadın ise kadın olarak doğuyor ve kadın olarak ölüyor. Çok mantıklı. Duygu olarak kadınlıktan bahsediyorum. Kadınların 35’inde yaşadığı şeyleri erkekler 65’inde denk getiriyor. ınsan buruş buruş bir erkeği seyretmekten rahatsız olmuyor ama vaktiyle seyrettikleri çok güzel bir kadını yaşlı görmek istemiyor. Mesela Brigitte Bardot’u yaşlı bir kadın rolünde seyrederken acırsın, ama Sean Connery’ye acımıyorsun. “Zamanın James Bond’u bak ne hale geldi” demiyorsun. Ancak oyunculuğuyla ön planda olan kadını hiç ara vermeden sinemaya devam ederse yıllarca seyredebilirsin. Mesela Türkan şoray...
Tabii yaşına uygun rollerde olmak önemli.
- Tabii. Mesela Hülya Avşar “Türkiye’de jön yok” diyor. Ya sana ne? Sen jöndam değilsinki artık. Senin anne oynaman gerekiyor. Böyle saçma bir şey olur mu?
Medya maymunu lafının patenti sana ait öyle değil mi? Hikayesini anlatır mısın?
- Evet, o benim icat ettiğim bir laf. Geçmişte magazinciler haber uğruna insanlara maymunluk yaptırıyorlardı. Balık tutturuyorlar, yok işte şuradan atla abi, yok şu yerleri sil abi falan... Bir röportajda bana da yaptırmaya kalktılar böyle şeyler, ben de “Bana maymunluk yaptırmayın, ben medya maymunu değilim” dedim. “Kim o zaman medya maymunları” diye sordular, bende bir sürü isim saydım. Onların içinden bir isim seçip “Cem Özer şu kişiye medya maymunu dedi” diye haber yaptılar. Ama böyle bir olgu kabul gördü ki medya maymunu lafı literatüre girdi. Bana sansasyonla gelip de kalıcı olmuş bir isim söyler misin? Ne kadar hızlı geliyorsa, o kadar hızlı gidiyorlar. Sansansyonla bir yere gelenlere “mikrodalga şöhretler” diyorum. Aynı mikrodalgada ısıtılan yemekler gibi çabuk ısınıp çabuk soğuyorlar. Bir anda parlayıp sönüyorlar.

BARDAN SARHOş ÇIKMAM DEğıL ÇIKMAMAM HABER

Neden Nurgül’le evlisin?
- Biz de anlamıyoruz biz neden evliyiz. Ama başkalarının bize yakıştırdığını giymek zorunda değiliz.
Birlikte olan iki insana önce ne zaman evleneceklerini sorarlar. Evlendikten sonra ne zaman boşanacaklarına takarlar kafayı. ınsanoğlunun kötülüğü müdür bu?
- Kötülük değil aslında bu. Mesela gündüz programları var şu an. Mahallede yapılan dedikodular artık ekranda yapılıyor. Biz ünlü olamanın bedelini özel hayatımızda çok fazla ödüyoruz. Herhangi birisi gider, bir yerde sarhoş olur, kavga çıkartır, şemsiyesi ile birilerini döver, hiçbir şey olmaz. Ama biri gelip bize çarpsa, biz adamı dövsek, “Cem Özer kavga çıkardı” olur. Ya da “Cem Özer bardan sarhoş çıktı” derler. Ya nasıl çıkacağım bardan? Sarhoş çıkmasam haber, çünkü adama “Manyak mısın, niye gittin o zaman?” derler!

LUCCA’DAN NEFRET EDıYORUM AMA ış GEREğı ORADAYIM

ış gereği bulunmak zorunda olduğun ve nefret ettiğin bir yer var mı?
- Lucca. Av ve avcıların oluşturduğu bir yer gibi geliyor bana. Maskeli balo gibi bir yer orası.
Hangi konuda güçlü hissediyorsun kendini?
- Hayatla kavga konusunda. Felsefem Muhammed Ali gibi. Yumruk atmak, yumruk yemekten daha çok yorar boksörü. Dolayısıyla en çok yumruk atan değil, yumruğa en çok dayanan boksor kazanır maçı. Benim kaderimde sürekli bir kavga var hayatla.
Peki sabırsızlıkla beklediğin bir şey var mı?
- Oyuncu okulu projem var. ıki bölümden oluşacak. Birincisi yeni başlayanlar için, ikincisi zaten oyuncu olanlar için. Sinan Çetin’le ortak bir şeyler yapacağız. Adı ADA; Academic of Dramatic Art. Ocak ayında mülakatlar başlayacak. Yaş sınırlaması olmayacak çünkü 40 yaşında oyuncuya da ihtiyaç var. Buraya gelen insanlar benimle usta-çırak ilişkisine girecek.

Haberin Devamı

BıR SOKAK KÖPEğı EVLAT EDıNDıM

Bahçende dünya güzeli bir köpek var. Evi de sahiplenmiş, gelen geçene havlıyor. Yollarınız nasıl kesişti bu hanımefendiyle?
- Ben almadım, kendi buldu beni. Adı Paspas. Ben alışverişe gidiyorum, girdiğim her dükkanın önünde yere yatıp bekliyor beni. Akşam da eve yolcu ediyor sonra gelip tekrar yatıyor burada. Seviyorum köpekleri, kedileri, onlar da beni seviyor.

Haberin Devamı

SANATÇININ UÇAK KAÇIRDIğI HıÇ GÖRÜLMEDı

Peki bu duruda kendini çok baskı altında hissediyor musun?
- Hayır alıştım artık umursamıyorum. Tabii ki sarhoş çıkacağım kimseye hesap vererek yaşamak zorunda değilim. Ama bazı yerlerde pozitif ayrımcılık istiyorum. Örneğin THY’de kontuara geldiğimiz sıra “Cem Bey kimliğinizi görebilir miyiz” demesin bana. Beni tanıyorsan neden kimliğimi istiyorsun? Beni tanımak zorunda değilsin, ama o zaman “Beyefendi kimliğinizi gösterir misiniz?” dersin. Havaalanında kontrolden geçerken donumuza kadar arama. Daha hiçbir sanatçının uçak kaçırdığı görülmedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!