Brezilya’dan dizi alırdık şimdi dizi satıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Brezilya’dan dizi alırdık şimdi dizi satıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2017 15:24

“Filinta”, “Payitaht: Abdülhamid” dizileri, “Osmanlı Subayı” ve “Rumi” gibi ses getiren filmlerin yapımcılarından Yusuf Esenkal, değişen dizi sektörünü anlattı...

Haberin Devamı

◊ Es Film’in ortak yapımcılarındansınız. Bize bu macerayı özetler misiniz öncelikle?
- Pazarlama kökenliyim. Yüksek lisansımı da pazarlama üzerine yaptım. İnternetin girişimlerinin arttığı yıllarda ünlüleri hayranlarıyla buluşturan bir site kurmuştum. Daha sonra büyük bir markanın Ortadoğu’da yapmak istediği bir kampanyada, Songül Öden ile hayran-ünlü buluşmasını biz ünlü-reklam buluşmasına çevirdik. Ardından diğer reklam prodüksiyon çalışmalarımız geldi. Devamında dizi de yapabileceğimize inandık ve “Bir Osmanlı Polisiyesi: Filinta” projesiyle çıkış yaptık. Ardından dönem-komedi işimiz “Zeyrek & Çeyrek” ve “Payitaht: Abdülhamid” geldi. “Osmanlı Subayı” filmi ve “İsimsizler” dizisiyle devam ettik. Bir de Kore uyarlaması olan “Aslan Ailem” dizisi var. Şimdi Mevlana’nın hayatını konu alan “Rumi” filmine hazırlanıyoruz.

◊ Kore uyarlamaları bu ara çok revaçta. Nedeni biraz daha muhafazakâr olmaları mı?

- Kore’nin aile ve drama bakış açısı bize çok yakın. Eskiden Brezilya dizilerini alıp izleyen toplumken daha sonra kendi çektiği dramaları dünyaya satan bir ülke olduk. Fakat hikaye noktasında, büyük bir kaynağımız olmasına rağmen dramatik kurguları ithal etmek zorunda kaldık. Asıl dramatik kurgular Kore’deydi.
Şimdi Japonya gibi yeni pazarlardan yeni ithalatlar yapıyoruz.
Hatta Brezilya ve Arjantin gibi eski pazarlarla da bu alışverişi yapmaya başladık.
Ama biz bunları daha çok senaryonun kurulumu olarak alıyoruz. Koreliler belki en çok senaryo formatı satan ülke ama çektikleri dizileri satamıyorlar. Biz çekip satabiliyoruz.
◊ Neden...
- Çünkü birçok ülke bizim görüntü kalitemizi beğeniyor, ayrıca ünlülerimize aşina.

◊ Bir de Amerikan dizisi uyarlamaları var.

- Biz bir işi Amerika’dan uyarladığımızda, bütçelerimiz ve süremizden ötürü onlara yetişemiyoruz. Onların işi bizimkinden daha iyi çıkıyor haliyle... Ve bizim yeniden çektiğimiz diziler, kendilerine orada yer bulamıyor. Bizim en büyük avantajımız verdiğimiz duygu ve yerellik hissidir.

◊ Abdülhamid’in hayatını kurgusal da olsa anlatmak zor değil mi?

- Bizim işimizin diğer tarihi işlerden daha zor olmasının sebebi, çok yakın bir tarihi drama olarak canlandırmak...

Haberin Devamı

Brezilya’dan dizi alırdık şimdi dizi satıyoruz



“İSİMSİZLER”İN İKİNCİ 
SEZONU YENİ DİZİ GİBİ

◊ Bir de “İsimsizler” var.
- Evet... Hem de birinci sezonla ikinci sezon arasında büyük bir konu farkı var. Aslında birinci ve ikinci sezon iki ayrı dizi gibi... Konsept değişikliğinin böylesine sert yapıldığı iş nadiren çıkar. Buna rağmen birinci bölümden itibaren artan bir ilgi var. Erkek işlerinin yoğun olduğu çok zor bir dönemdeyiz. Çok fazla kırılma yaşanmasına rağmen bu dizinin hâlâ ilgi görüyor olması bizi mutlu ediyor. Gerçekten zor bir iş yapıyoruz.
◊ Tarihi dizilerin ardından yeni trend asker dizileri. Bunun nedeni nedir?
- Tarihi projeler, çok ciddi bütçeler gerektiriyor. Bu işler ancak yurtdışı satışlarıyla para kazandırıyor ya da ancak kendini finanse edebiliyor. “Muhteşem Yüzyıl” buna güzel bir örnektir. Yurtdışında o kadar çok izleniyordu ki, son dönemlerde Türkiye’de eskisi gibi izlenmemesine rağmen devam etti. Asker temalı erkek dizilerinin artma nedenine gelince... Ülkenin son dönemdeki psikolojisi, bölgenin durumu ve insanların milli duygular anlamında hassas olması en önemli etkenler. “Dağ 2” filminin yaptığı gişe de televizyonları benzer işlere teşvik etti. Bu tema, halkın ilgisine dayalı bir popülerlikten ötürü ilgi görüyor.

BİZİM AVANTAJIMIZ BU İŞİ BİLMİYOR OLMAKTI

◊ Birçok yapım şirketinin arasından sıyrıldınız, yükseldiniz. Nasıl gelişti bu durum?
- Sektöre farklı açıdan bakmayı başararak fark yarattık. Biz “Filinta”yı yaparken Kudret Sabancı gibi bir yönetmenle çalışmaktık. Aynı zamanda “Lost”, “Prison Break”, “Fringe”, “Grey’s Anatomy” gibi dizilerin yönetmeni Bobby Roth’u da danışman olarak getirdik. Stil danışmanımız yine Hollywood’dandı. Dövüş koreografilerimiz için “Örümcek Adam 2”de de oynamış Çek danışmanımız Dusan Hyska vardı. İlk işimiz de gelmiş geçmiş en büyük prodüksiyonlardan biri oldu. O iyi referansla da işimize devam ettik.
◊ O isimleri burada çalıştırmak da iyi cesaret.
- Aslında avantajımız, bu işi pek bilmiyor oluşumuzdu (gülüyor). Şu an o cesarette olamayabilirdik. Sektörün kalıp ve kabullenmelerini kendimize rehber edinmeyip devamlı “neden olmasın”ı sorarak başarıya ulaştık.
◊ Sonra ne oldu?
- Başarı hep bir diğerini getirdi. Reyting alırsanız işinize devam edebilirsiniz.
Yurtdışı satışında da başarılıysanız iş almamanız için sebep göremiyorum.

Haberin Devamı

Brezilya’dan dizi alırdık şimdi dizi satıyoruz

Es Film’in ortakları Serdar Öğretici ile Yusuf Esenkal

“RUMİ”YE OSCAR’LI SENARİST İMZASI

◊ Cannes’daki MIPCOM’da Türk dizileri her yıl büyük ilgi görüyor.
- MIPCOM’un en büyük katkısı, hem “Osmanlı Subayı” hem de “Filinta”nın Netflix’te yayınlanmasını sağlamak oldu. Amerikan Yayıncılar Birliği’ne üye seçildik. Akademi Ödülleri’nde de oy verebiliyoruz. Bu oluşumun içinde yer alan ve sayısı bir elin parmağını geçmeyen Türk yapımcılardan biriyiz. Tabii bu da bizim için ayrı bir mutluluk ve gurur kaynağı.
◊ “Osmanlı Subayı”ndan sonra yeni bir film geliyor mu?
- Mevlana’nın hayatını konu alan “Rumi” adlı bir sinema projesinin hazırlıklarına başladık. Senaristi David Franzoni. “Gladyatör”ün Oscar’lı yazarı. Franzoni Türkiye’ye geldi, senaryoyu tamamladı. Önümüzdeki yıl çekimlerine başlamayı planlıyoruz. Henüz oyuncu seçmelerine sıra gelmedi. Yönetmen ve stüdyo görüşmeleri ise sürüyor.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!