MaaÅŸları kestik, Norveç ElçiliÄŸi’ne verdikleri 20 bin Euro’yu iade ettik

Güncelleme Tarihi:

Maaşları kestik, Norveç Elçiliği’ne verdikleri 20 bin Euro’yu iade ettik
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 21, 2005 00:00

Halime Güner, 1996’dan bu yana, kadın sorunları konusunda duyarlılığı, kadın örgütleri arasındaki iletiÅŸimi arttırmak için çalışan Uçan Süpürge’nin Genel Koordinatörü. Adına bakıp Uçan Süpürge’nin cadılarla dolu olduÄŸunu düşünmeyin; gayet güleryüzlü, fedakar, heyecanlı insanlar çalışıyor orada.Türkiye’yi kent kent gezerek kadınlarla ve kadın örgütleriyle iÅŸbirliÄŸi yapıyorlar. Ä°ki ayda bir Uçan Haber’i yayınlıyor, radyo ve TV programları hazırlıyor, www.ucansupurge.org sitesinde kadınları ve kadın kuruluÅŸlarını buluÅŸturuyorlar, Yerel Kadın Muhabirler Ağı, Türkiye’nin her yerinden ‘kadın haberciliÄŸi’ yapıyor. Uçan Süpürge, gölge raporlar hazırlıyor, Ankara’da tüm resmi kurumların kadın gündemini izlemesine aracılık ediyor, Türkiye’nin dört bir yanından bilgi belge akışını saÄŸlıyor. 1998’den bu yana Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivalinin de sahibi Uçan Süpürge. Ancak maalesef, bu baÅŸarı listesiyle deÄŸil de haziran ayında Ankara’da patlak veren diplomatik skandalla ünlendiler. Kadınlar açısından reform niteliÄŸi taşıyan pek çok deÄŸiÅŸikliÄŸin olduÄŸu Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) yürürlüğe girmesi nedeniyle Ankara sokaklarına astıkları billboardlarda dört elçiliÄŸin adı geçiyordu ve bu bazılarına göre yabancıları içiÅŸlerimize karıştırmaktı! Ä°ÅŸin aslı böyle miydi, Uçan Süpürgeciler bu suçlamayı hak etmiÅŸler miydi, kimse bilemedi. Çünkü onların yaptığı açıklamalar fazla yer bulmadı medyada. 4 Eylül’de yeni bir proje için yine Anadolu yollarına dökülecek olan Halime Güner’le iÅŸin aslını konuÅŸtuk...TCK’da kadınlara yönelik, bazıları devrim sayılabilecek pek çok iyileÅŸtirme yapıldı ve bu büyük ölçüde Uçan Süpürge’nin de içinde olduÄŸu onlarca kadın örgütünün oluÅŸturduÄŸu TCK Kadın Platformu’nun üç yıllık çalışması sayesinde gerçekleÅŸti. Ä°ÅŸler nasıl gelip de diplomatik skandala dayandı?- Biz Medeni Kanun deÄŸiÅŸiklikleri de dahil, yasaların deÄŸiÅŸmesi için kadın örgütleri olarak çok mücadele verdik. Ä°mzalar topladık, toplantılar yaptık, tasarılar, tavsiye kararları çıkardık. Bütün bunlar gönüllü çalışmalardı, kimseden tek kuruÅŸ destek alınmadı. Buna özellikle dikkat edildi, hatta herkes cebinden harcadı. Sonunda yasa çıktı, çok sevinçliydik, artık yasanın duyurulması ve uygulanmasının saÄŸlanması gerekiyordu. Çünkü 1998’de çıkan Ailenin Korunmasına Dair, yani kadını ve çocuÄŸu ÅŸiddetten koruyan kanun, duyurulmadığı için yeterince uygulanmıyor. TCK için bu olmasın diye çalışmalar baÅŸladık, 55 kentten yerel yöneticilere bu yasa nasıl duyurulur’u anlattık. Ancak broşür, billboard, afiÅŸ, CD gibi materyal için desteÄŸe ihtiyacımız vardı. Bu destek yerli ve yabancı çok kurumdan istendi. Dört elçilik (Danimarka, Kanada, Ä°sviçre, Norveç) destekledi. Biz de etik kural olduÄŸunu düşünerek, hazırladığımız billboardlara isimlerini yazdık. Bu iÅŸlerde böyledir, kim destek verirse, adı yazılır.Bu nasıl ‘içiÅŸlerine karışmak’ olarak deÄŸerlendirildi peki?- Yapılan çalışmanın içeriÄŸiyle materyali için alınan destek arasında hiçbir alaka yok. Medya bunu karıştırdı. Sanki kadın örgütlerinin TCK’daki deÄŸiÅŸiklikler için yıllardır verdiÄŸi mücadele, böyle bir destekle yapılmış gibi gösterildi. En acı kısmı bu. Oysa böyle deÄŸil. Yani olabilecekleri kestiremediÄŸiniz, bir tür taktik hatası yaptığınız, profesyonel davranmadığınız söylenebilir mi?- TCK için üç yıldır çalışan Kadın Platformu dışında, Ankara’da 25 örgüt ayrı bir TCK Kadın Platformu oluÅŸturdu. Yasanın yürürlüğe girdiÄŸi 1 Haziran günü Ankara Hilton’da kampanyayı basına tanıtan bir toplantı yaptık. Bütün gazeteler, televizyonlar, baÅŸbakanlık, baro temsilcileri oradaydı ve afiÅŸler, billboardlar asılıydı. Kimse fark etmedi. Uyarılsaydık, bir gün sonra sokaklara asmazdık. Sivil toplum kuruluÅŸu diplomasi eÄŸitiminden geçmek zorunda deÄŸil. Buna acemilikten çok amatör ruhunu kaybetmemek diyorum ben. Bir hafta da sokaklarda kaldı, süresinin dolmasına iki gün kala Emin ÇölaÅŸan yazınca olay patladı. Bizi en üzen ÅŸey, herkesin ‘eyvah yasalarımızı onlar deÄŸiÅŸtirdi’ hissine kapılması. 30 MADDE BÄ°ZÄ°M SAYEMÄ°ZDE DEĞİŞTÄ°, ELÇİLÄ°KLERÄ°N DEĞİLBu fikre kapılanlar belli bir kesim mi? - Türkiye kritik bir dönemden geçiyor. AB karşıtı yaklaşımlar, milliyetçi akımlar var. Sadece Türkiye’de deÄŸil, hangi ülkede olursa olsun milliyetçi akımlar güçlendiÄŸinde, kadınlar ve üreme saÄŸlığı konusunda geri adımlar atılır. Kadınlar güçleniyor Türkiye’de, TCK Kadın Platformu 36 madde deÄŸiÅŸikliÄŸi istedi, 30’u istediÄŸimiz ÅŸekilde deÄŸiÅŸti. Artık kadına karşı iÅŸlenmiÅŸ bir suç, topluma karşı deÄŸil, kadının vücut bütünlüğüne karşı iÅŸlenmiÅŸ sayılıyor, bundan daha önemli bir deÄŸiÅŸiklik olamaz. Bu kadınların mücadelesi sayesinde oldu, elçiliklerin deÄŸil. Ben de onurlu bir kadın olarak onların içiÅŸlerimize karıştığını söylemeyi kendime yediremem. Biz bu kadar özgüvensiz miyiz? Kadın çalışmalarının heyecanını öldürdüler, baltaladılar. Skandal patlamasaydı, biz Türkiye’nin her yerinde TCK’yı anlatıyor olacaktık. Ama her yerde kötü kadınlar, rezil kadınlar, diye çıktı. Kötü kadın?- Ankara Ticaret Odası BaÅŸkanı Sinan Aygün, televizyona çıkıp ‘Bu hain kadınlar kim, arıyorum’ dedi. Hemen bir yazı yazıp, kendisini yedi bölgede, yedi sivil toplum örgütü ve yedi yerel muhabirimizle yaptığımız Patikalardan Yollara projemizin finaline çağırdım. Kim olduÄŸumuzu görsün, bizi bulsun diye.Sonuçta kime yaradı bu tartışma?- AB karşıtlarına ve Norveç ElçiliÄŸi’ne. Türkiye’nin Norveç’ten helikopter alması gibi projeler olduÄŸu için, bundan rahatsız olup gazetelere ‘biz imzamızı çekiyoruz’ gibi yazılar gönderdiler. Aradım, ne yapıyorsunuz, biz bunu kaldıramayız, paranızı iade edeceÄŸiz, dedim. En çok onlardan almıştık; 20 bin Euro. Ä°ade ettik. 20 bin Euro’nuz var mıydı?- Yıllarca çalışmalarından ödül almış bir kuruluÅŸ olarak paramız yok. Biz masraflarımızı projelerden karşılıyoruz. Ben zaten Uçan Süpürge’den para almıyorum, gönüllüyüm. Uçan Süpürge’de çalışanlarla bir toplantı yaptık. Bir baÅŸka projemizden destek alacağız ama kimse maaÅŸ almayacak diye karar verdik. Dokuz profesyonel çalışan üç aylık maaşından vazgeçti. Elektrik, su sıkıntılarımız var ama onları da aramızda çözeceÄŸiz. Onuncu yılımıza giriyoruz, sadece son bir yıldır AB’den para alıyoruz. Her sivil toplum kuruluÅŸu bunu yapıyor. Ama dondurma da sattık, kermes de düzenledik. Mesela bu yıl Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’ni Eczacıbaşı’nın, Nivea’nın desteÄŸinde yaptık. Geçen yıl 54 milyar lira festival açığımız vardı, maaÅŸlardan kısmadık ama bir eleman üç projede çalıştı. Kadın örgütlerine verilen fonları da kesti Maliye Bakanlığı. Ä°nanılmaz zorluklarla yapıyor kadınlar her ÅŸeyi. Bir de baltalanıyorlar. Bundan sonraki çalışmalarınız etkilenecek mi?- Köprüler Kuruyoruz projesi için 2003’ten beri 55 ilde belediyelerin desteÄŸiyle binlerce kadınla buluÅŸtuk. Vali, emniyet müdürü, belediye baÅŸkanı, hepsi iÅŸin içinde. Kadınlar sorunlarını anlatıyor, hayal kuruyor. Åžimdi 26 ile daha gidip 81 ili tamamlayacağız. Eminim yine kadınlar salonları dolduracak. Ama bu yazılardan etkilenenler olabilir. SaÄŸdan soldan bir ‘satma’ lafları geliyor. Bu inanılmaz bir haksızlık. 4 Eylül’de yola çıkacağız ama daha coÅŸkulu bir tepki beklerken, ÅŸimdi ne oldu bize, olduk. Çok iÅŸtahlı deÄŸiller ya da biz alınganız öyle sanıyoruz, iade-i itibar istiyoruz. Sonuçta bu ucuz politika. Bir gün özür dileyeceklerini umuyorum.BU ÃœLKEYÄ° BENÄ° HAÄ°N Ä°LAN EDENLERDEN DAHA ÇOK SEVÄ°YORUMHalime Güner, Ä°zmir Dokuz Eylül Ãœniversitesi Sosyal Bilimler mezunu. Çalışma Bakanlığı’nda çalıştı, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nda danışmanlık yaptı, Turizm Bakanlığı’ndan emekli oldu. Ancak hayatı, yanda görüldüğü gibi, Türkiye’nin her yerinde gönüllü kadın çalışmalarıyla geçti. Åžimdi isyan ediyor: ‘Büyük haksızlığa uÄŸradık, eÄŸer mesele ülkeyi sevmekse, ben bizi hain ilan edenlerden daha çok seviyorum, var mı!’ELÇİLÄ°KLER GELÄ°P GEÇİCÄ°, BU YASALAR BÄ°ZE ÖMÃœRBOYU LAZIM1977 yılında Türkiye’de kreÅŸ kampanyaları yapılıyor, Halime Güner hamile, kanaması var. Ankara’dan Ä°stanbul’a gelip, saat beÅŸte, ÅžiÅŸli’de bildiri dağıtıyor. Polis baskınına uÄŸruyorlar. Yüksek bir duvardan atlıyor ve kızını erken doÄŸuruyor, sonra SSK’da kreÅŸler açılıyor. Ankara’da kadın sığınmaevi için bir yıl çalışan Güner, Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı’nda altı yıl danışmanlık yapıyor. Yani 50 yaşında, yaşının yarısından fazla zamandır, film festivalinden yasa deÄŸiÅŸikliklerine, kitap çevirmekten tavsiye kararı hazırlamaya, kadınlar için koÅŸturuyor. Küçük arabasıyla doÄŸuya gidiyor, yollardan önce mayınları temizliyorlar sonra onlar geçiyor. ‘Bütün bunlardan sonra, elçiliklerle devleti satıyorsunuz sözlerini duymanın acısını en fazla ben duyardım. Öyle oldu. Oysa bu elçilikler gelip geçici ama bu yasa bize ömürboyu lazım. Bu suçlamaları yapanların kızlarına da lazım olacak’ diyor.KÖPRÃœLER KURUYORUZBu proje için gittiÄŸimiz kentlerde duyuru yapılıyor cami hoparlöründen: ‘Bilmemkimin annesi vefat etmiÅŸtir, cenazesi... Beyaz arabayı ÅŸuradan kaldırın... Uçan Süpürge ilimize gelmiÅŸtir, sinema bedavadır.’ Salonlarda toplanıyoruz. Film gösteriyoruz, kız çocuk doÄŸurduÄŸu için mutsuz edilen, tecavüzcüsüyle evlendirilen kadınlar konuÅŸuyor. Amacımız kadınların konuÅŸtuklarını belgeselleÅŸtirmek.Ä°LK AB FONUNU TRT İÇİN ALDIKSaÄŸlık Bakanlığı üreme saÄŸlığıyla ilgili proje istedi bizden, para önemli deÄŸil dedi. Biz de saÄŸlığın bizim konumuz olmadığını ancak baÅŸkasına yaptırırlarsa, yayınlarımızla destekleyeceÄŸimizi söyledik. Çok alındılar, hálá söylüyorlar. Ä°lk AB fonunu TRT’ye yaptığımız Kadın 2004 radyo programı için aldık. TRT çok memnun kaldı. Ama bir daha aramadılar, ben gittim, neden AB’den destek isteyelim, biz hazırız, dedim. Kadın 2005’in 26. bölümünü geçen hafta bitirdik. Kitabını da yaptık. Ama tüm masrafları biz karşılayarak. Bir elçilik ÅŸu yasayı deÄŸiÅŸtir, sana para vereceÄŸim dese, o yoksullukta devletin önerisini reddeden Uçan Süpürge, bunu kabul eder mi?KADIN ÖRGÃœTLERÄ°NÄ°N SAYISI Ä°KÄ° YILDA 311’DEN 473’E ÇIKTIUçan Süpürge Türkiye’deki kadın örgütleriyle ilgili bir de veri tabanı oluÅŸturdu. 1924’te Türk Kadınlar BirliÄŸi ile baÅŸlayan kadın örgütlenmesi, 1980’lerde kadın hareketiyle birlikte arttı ve 1990-2001 arasında 229 yeni kadın örgütü kuruldu. 2003’te farklı alanlarda çalışan 311 kadın örgütüne ulaşıldı. Son iki yılda sayı 473’e çıktı. Bazı ÅŸehirler kadın örgütü sayısını ikiye katladı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!