Kültürazzi

Güncelleme Tarihi:

Kültürazzi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2012 00:00

Haberin Devamı

Hollandalı karikatürist ödül kazandığını öğrenemedi

Bu yıl 29’uncusu düzenlenen ve hafta içi sonuçlanan Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması’nda ilginç bir durum yaşandı. Finale katılan 15 karikatür arasından iki karikatür birinciliği paylaşırken diğer iki karikatür de ikinciliğe ve üçüncülüğe değer görüldü. Kazanan eserleri gazetelerde görmüşsünüzdür. Gerçi birinci seçilen karikatür kimin tarafından yapıldığı belli olmayan bir kadrajlamaya kurban gidip yayınlandı ama her neyse konumuz bu değil.
Yarışmada mansiyon kazanan karikatürlerin o ana kadar gizli tutulan çizerleri açıklanırken jüride bulunan Tan Oral’ın yüzünde bir acı belirdi. Duyduğu isim bir hafta önce ölüm haberini aldığı Hollandalı karikatürist dostu Bert M.L. Witte’ye aitti. Pek çok uluslararası ödülün sahibi 1943 doğumlu Witte burada mansiyonla ödüllendirilmişti ama ne yazık ki o bunu göremedi.

Haberin Devamı

Hürriyet Keyif kapağı koleksiyona girdi

Çizgi romanların orijinal ilk nüshalarının müzayedelerde nasıl rekor fiyata satıldığını sık sık okuyoruz. Geçen hafta da Paris’te düzenlenen bir müzayedede 1932’de yayımlanan ‘Ten Ten Amerika’da’ adlı çizgi romanın kapak sayfası 1.3 milyon Euro’ya (3 milyon lira) satıldı. Kapağı bu kadar değerli kılan, Ten Ten’in yaratıcısı Belçikalı çizer Herge’nin kaleminden çıkmış gerçek bir nüsha olmasıydı.
Daha sonra sanal müzayede portalı ebay’de dolaşırken bir sürprizle karşılaştım. Hürriyet Keyif’in Ten Ten vizyona girdiğinde yaptığı kapağı da 10 Sterlin’e satışa konmuştu.
80 yıl sonra o da iyi para edebilir, benden söylemesi.

Sanatseverin vicdanına nokta atışı yapan dolandırıcılar

Acı acı olmasa da münasebetsiz bir saatte telefonum çaldı. Karşımdaki genç kız bedensel engelli sanatçıların da rol aldığı bir oyunu haber vermek için arıyordu. Uzun uzun anlattı, oyunun geliriyle engellilere koltuk değneği, tekerlekli iskemle, vs. aldıklarını.
Önce gazeteci olarak bir yerlerden numaramı bulduğunu ve haber çıkması konusunda yardım istediğini düşündüm. Bültenlerini gönderirlerse ilgileneceğimi söylediğimde şaşırma sırası karşıdakine geçti. Anlamadı ne demek istediğimi. Demek ki beni bir gazeteci olarak aramıyordu. “Peki ne istiyorsunuz” diye sorduğumdaysa tanesi 50 liralık biletlerden yardım için iki tane satmak istediğini öğrendim. Dolandırıcıların akla hayale gelmeyen yollara başvurduğunu, özellikle de vicdanlarımıza nokta atışı yaptığını bildiğim için ilgilenmediğimi belirtip telefonu kapattım.
Sonra durumu çevremdekilerle paylaşınca aynı şekilde pek çok kişinin arandığını, hatta bir arkadaşımın iki ay arayla ikişer bilet aldığını öğrendim. Kimse de bu oyun gerçekten oynanıyor mu, böyle bir grup var mı araştırmamış. “Zamanım yok katılamam” diye de geçiştiremiyorsunuz. “Gelmeseniz de yardım için alabilirsiniz” diyorlarmış.
İki kez bilet alan arkadaşımı ikinci kez bilet satmak için “Üç koltuk değneği açığımız kaldı” diye ikna etmişler. Gerçekten yardım toplayanlar varsa onları tenzih ederim ama telefonla bilet satarak bu işin yapılması bana pek inandırıcı gelmedi doğrusu. Bir zamanlar eski Yeşilçam yıldızlarının adı kullanılıp yapılırdı bu dolandırıcılık. Telefon eden kişi özellikle sevilen ve zor durumda kalmış birinin adını verir, ünlü oyuncunun anıların yazdığını söyleyerek,  aslında hiç yazılmayan o kitaptan size satmaya çalışırdı.

Haberin Devamı

En değerli resim sizce hangisidir

İlkokul öğrencileri arasında, Türkiye’nin en eski resim yarışmalarından birini düzenliyor Pınar. Bu yıl yarışmanın 31’incisine tam 1 milyon 68 bin 440 resim katıldı. Sanırım bu bir rekor. Üstelik yarışmaya katılan her öğrenciye de bir sertifika gönderiliyor.
Yarışmanın jürisinde yer alan arkadaşımdan dinlediğim bir olayı anlatayım size... Geçen aralıkta şirket yetkilileri o yıl yarışmaya katılan bir öğrenci velisinden iç burkan bir telefon alıyor. Telefonun diğer ucundaki anne, kızının Keşan’dan yarışmaya katıldığını, sertifikası gelince de çok sevinip duvarına astığını söylüyor. Ancak bir kaza sonucu kızının vefat ettiğini gözyaşlarıyla anlatıyor. Tek bir ricası var: Kızının yaptığı resmin mümkünse iade edilmesi.
Pınar yetkilileri bu trajik istek karşısında depolara girip o yıl yarışmaya katılmış 768 bin 286 resmi tek tek elden geçirip bulmuş minik ressam Gözde’nin resmini.
Ve bir yetkili resmi çerçeveletip, üzüntülü aileye bir teselli kaynağı olabilmek için Keşan’a gitmiş. Acılı anne ve babayla bir araya gelerek, resmi bizzat teslim etmiş.
Kızlarının hayallerini çizdiği o tabloya bakarak teselli olmaya çalışan bir aile için daha kıymetli bir başka resim düşünebilir misiniz?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!