Kör atlet

Güncelleme Tarihi:

Kör atlet
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2007 00:00

42 kilometre 195 metrelik maratonu koşabilmek öncelikle sağlam bir fizik kondisyon gerektirir ama gözleriniz görmüyorsa bundan fazlasına ihtiyacınız var.

ODTÜ Kamu Yönetimi Bölümü mezunu Necdet Turhan, hem tam zamanlı işte çalışıyor hem de lisanslı görme engelli birkaç Türk atletinden biri. 16 Şubat’ta Mısır’daki Luksor Maratonu’nu tamamladığında 5 kıtada 5 maraton koşan atlet sıfatını kazandı. Şimdi hedefi 5 kıtada 5 zirve tırmanışı! İşte engel tanımayan bir atletin öyküsü.

Necdet Turhan’ın (50) serüveni cümle aleme hayat dersi. İlgilenmediği alan, başarmadığı iş kalmamış. Bursa Nilüfer Belediyesi’nde Engelliler Danışma Masası’nı yönetiyor. Engellileri ve yakınlarını eğitim, maaş gibi yasal hakları konusunda yönlendiriyor, moral veriyor. Ekran okuma programı sayesinde mükemmel düzeyde bilgisayar kullanıyor. İnternette sörf yapıyor, e-mail kullanıyor. Bu haber için eski maraton fotoğraflarını yardımsız seçti, CD’ye kaydetti.

Matematik öğretmeni ablasıyla yaşadığı ev, atletizmden kazandığı madalyalarla dolu. İşe yürüyerek gidip geliyor. Memur çocuğu olan Turhan, Balıkesir’de doğmuş ama "Bursa’da gözümü açtım" diyor. Lise son sınıfta kornea sorunu tedavi edilemeyince karanlıkla tanışmış: "Hiç şikayet etmedim, mantıklı olan bu koşullarda yaşamı başarmak. Ankara’daki körler rehabilitasyon merkezinde eğitimimi 1987’de tamamladım. Liseyi 1988’de dışardan bitirdim. İlk tercihim ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazandım, Kamu Yönetimi Bölümü’ne yatay geçiş yapıp buradan mezun oldum."

DAĞ KEÇİSİ GİBİYDİM

Spor, dağlar ve doğaya hep ilgiliydi. "Gençliğim Uludağ’da, dağ keçisi gibi geçti. Derede alabalık avlardım. ODTÜ’de dağcılık koluna girdim. İlk kez görme engelli dağcıyla karşılaştılar. İlk etkinliklerde koluma girdiler. Zor parkurlarda, götüremeyiz, yapamazsın, dediler. Yapamazsın sözünden çok rahatsız olurum. Soru, nasıl yapabilirsin, olmalı!"

Duygusal, alıngan bir kişiliğe sahip olsa da, arkadaşlarına tepki göstermedi. Dağcılık eğitimlerine, antrenmanlara gitti, haftada üç gün koştu. Bir yıl sonra Ilgaz Dağları yürüyüşüne katılmak için arkadaşlarını ikna etti. "Rota tehlikeli, kamp alanında beklersin" dediler. Fakat arkadaşı Murat Özdemir, filmde gördüğü yöntemi denedi. Sopa verdi eline. Sesime doğru gel, dedi. "Zaten kardaki ayak sesinden gittiği yönü takip edebiliyordum. Dünyalar benim oldu. Dönüşte seslenmelerine gerek kalmamıştı. Çamurlu zeminde ses kesiliyordu. Arkadaşın ayağına çan taktık. Ertesi yıl kaya eğitimine giderken yine beni götürmek istemediler. Kulüp başkanına, beni de götürün, kayaya çıkamasam da elimi süreyim, dedim."

Arkadaşlarını çok şaşırttı: Alçak kayalardaki yan geçiş egzersizinde başarılıydı. Ardından ilk ciddi deneyimi geldi. Ekibini ikna etti, Beydağları’nda yaklaşık 100 kilometreyi bir haftada geçti. Tahtalı zirvesine ODTÜ flamasını dikti. Sonraki yıllarda parkuru iki kez daha geçti. "Arkadaşlarımın ilk endişesini anlıyorum. Görme engelli dağcı görmemişlerdi. Bildiğim kadarıyla, sadece İtalya’da görme engelli dağcı ve maratoncu var; dünyada ikisini birden yapan yok."

SAÇ LASTİĞİNE TUTUNDU

Turhan 1994’te ODTÜ’den mezun oldu ama hálá Dağcılık Kolu’nun onur üyesi. 2000’de Bursa Atatürk Stadyumu’nda antrenman yaparken Avrasya Maratonu’na hazırlananlarla tanıştı. Önerileriyle, 15 kilometrelik halk koşusuna katıldı. Kategorisindeki ilk görme engelli oldu. Maratona artık her yıl katılıyordu. Koşarken bir arkadaşının kolunu tutuyordu. Sonra serçe parmaklarına ayakkabı bağı bağlamayı denediler. Canları yandı. Saç lastiği ve sonunda 50 santimlik sicimi iki ucundan tutma yöntemini geliştirdiler. Şimdi bu ipe, dostluk mesajı için Türk ve gittiği ülkenin bayrağını asıyor.

Necdet Turhan, 35 yaş üstü atletleri tanımlayan "master" kategorisinde yarışıyor. 42 kilometrelik maratonu, dört saatin altında koşuyor. Yine de Türkiye’deki maratonlarda sorun yaşıyor. Nedeni, organizatörlerin görme engelli kategorisi açma zahmetine katlanmaması. Turhan, en son Konya ve Trabzon’da bu sorunla karşılaştığını, ilgilileri ikna etmek zorunda kaldığını anlatıyor.

Neyse ki yurtdışında kapılar açık. 2002’de Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu’nca New York Maratonu’na gönderildi. Sakar koşu rehberince düşürüldü, ikinci rehberin kondisyonu yetmedi. Yine de yarışı 4 saat 44 dakikada bitirdi: "Çok duygulandım, çünkü Türkiye’yi yurtdışında temsil eden ilk görme engelli atlet oldum. Türkiye Türkiye, diye bağıra bağıra bitirdim. Dönüşte düşünmeye başladım: O yaz Ağrı’ya tırmanmıştım. Neden 5 kıtada 5 maraton ve 5 zirve yapmayayım, dedim. Arkadaşlarım büyük hayallerin hüsranla biteceğini söyledi. Oysa önemli olan hayal etmekti, hedefe yürümek bile yaşamımı değiştirdi, beni mutlu etti."

DÖRT YILDA ÜÇ KITA

Aradan iki yıl geçti. Nilüfer Belediyesi 2004’te Turhan’ı, Atina Klasik Maratonu’na gönderdi. 30 kilometresi yokuş, zor bir parkurdu. Turhan, 3 saat 53 dakikada koşuyu tamamladı. İşte, iki kıta bitmişti bile. 2005’te bu kez federasyon, Japonya’daki Dünya Körler Maratonu’na gönderdi. 3 saat 54 dakikada koştu. 4 saatin altında bitiren 9 görme engelliden biri oldu.

Dördüncü maratonu Avustralya’nın Sydney kentindeydi. 2006 Eylül’ünde e-mail ile başvurduğu maraton yöneticisi Graeme Hannan www.necdetturhan.com sitesini inceleyince gerisi su gibi geldi. "Hiç rastlamadığım hassasiyeti gösterdi. Belediye, Öger Tours, ODTÜ’lüler destek verdi. Maratonu 3 saat 52 dakikada tamamladım. Türklerin tezahüratı, radyo ve gazetelerin röportajları beni çok gururlandırdı."

Hedefin son adımı için 16 Şubat 2007’de Mısır’daydı. Luksor Maratonu’nu 3 saat 53 dakikada tamamladı. "Halk ve maraton yöneticileri bana çok ilgi gösterdi. Gala yemeğinde özel hazırladıkları bir plaketi törenle sundular."

Tüm bunları başarmasını yaşam felsefesiyle açıklıyor: "Evimizin salonu antrenman alanım, mobilyalar jimnastik aletlerim. Saat 05.00’te yeşil çay ve elmayla güne başlarım. Tasavvuftan da etkilenerek geliştirdiğim tarzda yoga yaparım. Nefes çalışmasını iki saat esneme germe izler. Sabah 9’da işe varırım. Son dönemlerde ney üflemeye başladım. Ders alıyorum. Maraton öncesi haftada altı gün antrenman yaparım. Haftada 4-5 gün akşamları tempolu koşarım."

Turhan tüm bunları yaparken aynı sloganı tekrar ediyor: "Engelimiz bize engel değil" Gerçekten de "yapamazsın" diyenlerin dışında hiçbir engeli olmadığı aşikar.

Necdet Turhan, geçen 16 Şubat’ta Luksor Maratonu’nu 3 saat 53 dakikada tamamlarken kendisine Milli atlet Bülent Uzun rehberlik ediyordu.

Yeni hedefi 5 zirve. İlk kez 2002’de Ağrı Dağı’nda tırmanmıştı. Şimdi, Nevzat Öntaş liderliğindeki ODTÜ’lü bir ekiple Afrika’da, Amerika’da, Avrupa’da ve Avustralya’daki zirvelere tırmanmayı hedefliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!