Kitap

Güncelleme Tarihi:

Kitap
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2013 01:35

Haberin Devamı

Sekizinci Seksek / Aytaç Ars / Marjinal Kitap / Roman

Bunca gürültü arasında hem Aytaç Ars’ın sesini hem de Sekizinci Seksek adlı romanının kahramanı Halis’in ve diğerlerinin sesini duyamayabilirsiniz. Daha fazla geç kalmadan kulak kesilin... Söylenecek ilk şey, dumanaltı olmuş gündem içinde biraz mola verip bu kitaba gereken önemi verin demek olur. Neden mi, ‘genç nesil’den bir yazarın ne yazdığını ve daha da önemlisi nasıl yazdığını göreceksiniz de ondan!
Sekizinci Seksek, tam bir ‘fırlama roman’. Var mı öyle bir tür bilmiyorum, yoksa da önemli değil. Aytaç Ars yazmış işte. Attığı tüm zarlar gele gelmiş, güvendiği dağlara kar yağmış, sevdiği tüm kızlar ona ‘âşık olmanın’ ne pis bir şey olduğunu ispat için yarışa girmiş, biricik annesi televizyonun sunduğu realiteyi biricik evladının hakikatine tercih etmiş bir kahramanın günlüğü... Bir isyan biçimi olarak torpil patlatmayı tercih eden, ama cebinde taşıdığı torpiller elinde patlayan bir ‘çocuğun’ tüm güneş sisteminin düzenini bozacak isyanı Sekizinci Seksek. Alabildiğine ironik, sağlam kelime oyunlarıyla dolu ve bir o kadar da ‘şakası’ yerinde bir isyan bu. Aytaç Ars, günlük olarak yazdığı romanında öyle bir anlatım kullanıyor ki, Oğuz Atay’ın okura seslenirken kullandığı alaycı ses tonunun aynısını duyuyorsunuz kitabın sonunda. Sadece Atay değil, göreceksiniz, başka ustalardan da el almış yazar. Öyle hızlı geçişlere imza atıyor ki, afallatıyor sizi şizofrenik sıçramalar; güneş sisteminin hele ki bu dünyanın çivisinin iyiden iyiye çıktığını ispatlıyor. Herkes birbirinden fırlama. Herkes daha seri sayıklama yarışına girmiş gibi. Ve herkes bir diğerine daha sert tokat atmak için kıyasıya bir mücadele içinde. Çok iyi anlatıyor hepsini Aytaç Ars. Aşk olsun diyorsunuz. Kıskanıyorsunuz zaman zaman, çünkü hakkını verdiğine tanık oluyorsunuz. Elbette “daha iyi olabilirdi” dediğiniz bölümler yok değil. Ama bunun sebebi, onun çok daha iyi yazacağını bilmenizden kaynaklanıyor. Bu, iyi ilk kitabı hemen okuyun. Yüzünüzü kara çıkartmayacak!

Haberin Devamı

Zaytung - 2012 Almanak / APRIL Yayıncılık

Haberin Devamı

Türkiye’de ‘ahlaksız’ haberin açıksözlülükle tescilli ilk ismi Zaytung’un 2012 yıllığı yayımlandı. Gerçi son aylarda yetkili/yetkisiz mikrofon başına geçenlerin yaptığı açıklamaları, attığı tweetleri okuduğumuz zaman zaten Zaytung’un içinde yaşadığımızı görüyoruz. Melih Gökçek’in Zaytung’un haberini gerçek sanıp tweet atması bile bunun bir ispatı. ‘Zaytung.com’da yayınlanan; gerçek gündeme veya kendi yaratıcılıklarına göre yaptıkları ve en çok ilgi gören haberler bir araya getirilmiş kitapta. Okuduğunuz kimi ‘şakalar’ın bugün gerçek olduğunu göreceksiniz!


Kutadgubilig Türkçenin Felsefe-Bilim Sözlüğü / Teoman Duralı / Dergâh Yayınları

Felsefeci Teoman Duralı bu titiz sözlük çalışmasında mühim bir işe imza atıyor. Varlık öğretisi, Bilgi öğretisi, bilim felsefesi, mantık, anlam, ahlâk ile din felsefeleri gibi felsefe alanlarına ve biyoloji, coğrafya, fizik, kimya, matematik, toplum ve insan araştırmaları gibi bilimlere ait Türkçedeki belli başlı terimleri sıralayarak bunların anlamlarını tarif ediyor. Aynı zamanda Arapçadan Yunancaya, Latinceden Farsça, Fransızca, İngilizce hattâ Rusça ve zaman zaman da Osmanlı Türkçesine kadar önemli kültür dillerindeki karşılıklarını da belirtiyor.

Haberin Devamı

Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak / Yahya Araz / Kitap Yayınevi

Bugünün Türkiyesi ‘çocuk’la ilgili meselelerde ciddi arızalara sahip. Tecavüzden çocuk işçisine, ihlal edilen çocuk haklarından eğitime kadar! Peki dünün Osmanlısı’nda çocuk nasıldı? Yahya Araz 16’ncı yüzyıldan 19’uncu yüzyıl başına kadar belgeler ve sosyal yaşantı üzerinden ‘Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak’ neymiş onu gösteriyor. Evvelâ Avrupa tarihinde çocuğun ve tarihçilerin çocuğa yaklaşımını ele alıyor. Daha sonra Osmanlı tarihinde çocuğun yerini irdeleyip, aynı zamanda tarihçilerin ‘çocuk tarihi’ne yaklaşımını da değerlendiriyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!