Türkiye’nin ruhu portrelerinde saklı

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’nin ruhu portrelerinde saklı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2017 16:06

Sakıp Sabancı Müzesi’nin yeni sergisi ‘Feyhaman Duran - İki Dünya Arasında’, verimli, mütevazı ve kendine has ressam Feyhaman’ı tüm yönleriyle tanıtıyor. Sergide sadece onu ünlü kılan portrelerini değil, örnek bir sanatçı, aşık bir adam ve gürül gürül bir İstanbul bulacaksınız.

Haberin Devamı

Nazan Ölçer bir an durup düşünüyor… Tek bir kelimeyle Feyhaman Duran’ı anlatmak için. “Çelebi” diyor sonra… “Çelebi bir sanatçıydı o…” 

Memleket müzeciliğinin duayeni Ölçer’in yıllardır müthiş sergilerle Türk sanatseverleri buluşturduğu Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM) galerilerini dolaşıyoruz. Portreler, peyzajlar, nü’ler… Feyhaman Duran’ın neredeyse bütün işlerinin sergilendiği ‘İki Dünya Arasında’ isimli sergideyiz. Eserler arasında yürüyoruz; Ölçer, bir yandan bu münzevi ve verimli sanatçının, iki ayrı dünyayı, Doğu ile Batı’yı tualinde nasıl birleştirdiğini anlatıyor. “Uzun dönem Süleymaniye’de yaşamış; halen o eski konakların olduğu, geleneksel İstanbul’da… Kendini orada evinde hissetmiş. Hayal kırıklıklarına aldırmadan, aşkla üretmiş. Ama eğitimi Batı’dan. Abbas Halim Paşa’nın desteğiyle Paris’te Académie Julian’da okudu… Bakışı Batılı… İki dünyayla da barışık.”

Haberin Devamı

Türkiye’nin ruhu portrelerinde saklı

Hafta içi bir gün… Dışarıda yağmurlu, kasvetli, gri bir İstanbul. İçeride Türk sanatının rengi en çok seven ressamlarından, Batı’daki eğitiminde benimsediği izlenimciliğe kendi has bakışını katan Feyhaman Duran’ın eserlerinden doğan bir cümbüş… Daha da güzeli, sergiyi gezen cıvıl cıvıl ilkokul çocuklarının bu renklere büyülenmiş gibi uzun uzun bakmaları. Yeni tanıştıkları bu dev ressam hakkında öğretmenlerine soru sormaları.

KIRILMA ANININ SANATÇISI

Sadece çocuklar değil; çoğumuz Feyhaman Duran’la ya da eserlerini imzaladığı ismiyle Feyhaman’la bu denli yakından yeni tanışıyoruz. İstanbul Üniversitesi’ne bağışladığı eserler burada. Birçoğu bu sergiyle gün yüzüne çıkan eserlerini bir arada görme fırsatını ilk defa yaşıyoruz. Örneğin sanatçının İstanbul manzaralarını resmettiği yüzlerce poşadı (serbest fırça darbeleriyle hızlıca yapılan resimler) ilk defa ‘İki Dünya Arasında’ vesilesiyle sergileniyor. Dahası ölümüne dek evli kaldığı sanatçı eşi Güzin Duran’la bir başına yaşadığı mütevazı evi ve eserlerini verdiği atölyeyi orijinal haliyle yine burada görüyoruz. Sergicilik açısından nadir bir örnek.

Haberin Devamı

Türkiye’nin ruhu portrelerinde saklı

Feyhaman’ı tanımak için, içine doğduğu dönemi de bilmek lazım. Duran, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinin ressamları olarak tanınan 1914 Kuşağı sanatçıları arasında sayılıyor. Söz konusu kuşağın diğer temsilcileri İbrahim Çallı, Avni Lifij, Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail, Sami Yetik gibi isimlerle beraber, o da Cumhuriyet resminin kurucuları arasına girdi. Hepsinin ortak özelliği resim eğitimi almaları için Paris’e gönderilmeleri ve Birinci Dünya Savaşı’nın patlamasıyla beraber yurda geri dönmeleriydi. Nasıl bir rol üstlendiklerini Ahu Antmen ‘İki Dünya Arasında’ sergisinin kataloğunda anlatıyor: “1914 kuşağı sanatçıları, bu anlamda yeni bir kültürel olgunun yaygınlaşma sürecini tam anlamıyla sırtlanan kuşak olarak görünür. Müslüman-Türk-Osmanlı kimliği ile modern sanatçı kimliğini bağdaştırmak çabasını belirgin biçimde ortaya koydukları için, ressam kimliğinin öznesi olarak özellikle dikkat çekerler. Müslüman coğrafyada açılmış ilk güzel sanatlar akademisinin ilk mezunları olarak, zaten tarihsel bir kırılma noktasının temsilcisi sayılırlar.”

Haberin Devamı

SANAT NE ZAMAN ORJİNALDİR?

Ama bir de onu kuşağındaki diğer sanatçılardan ayıran özellikleriyle tanımak lazım. Fırtınalı bir hayatı yok; herkesten ayrı durmuş Feyhaman. Sanat tartışmalarına, kavgalara girmemiş. Kanaatkâr. Paris’te bile gıdım gıdım harcayarak, elinde kalan parayı İstanbul’a döndüğünde Avrupa’ya gitmesine yardımcı olan Abbas Halim Paşa’ya iade etmiş. İmkânsızlıklar içinde kendine ayakkabı dikebilmek için deri işlemeyi öğrenmiş…

Türkiye’nin ruhu portrelerinde saklı

Peki nasıl bu kadar sivrildi? Nasıl Türkiye’nin önde gelen portre ressamlarından biri haline geldi? Atatürk’ten İnönü’ye, Safiye Ayla’dan Süheyl Ünver’e yaptığı portrelerle bir dönemin ruhunu nasıl yakaladı? Ölçer anlatıyor: “Kuşağındaki pek çok sanatçı gibi sergi imkânı bulamadı, aldığı portre siparişleriyle geçiniyordu. Ama bu şekilde dönemin en önemli isimlerini de resmetti.

Haberin Devamı

Sadece portreler yok bu sergide… Şövalesini sırtlanıp Anadoluhisarı, Beylerbeyi sırtlarından İstanbul’a bakan, en güzel işlerini eşini resmederken yapan , “Sanatkâr, kendi işinin kaidesini kendi yaratabildiği zaman orijinaldir” diye hepimize pratik bir düstur bırakan bir sanatçıyı her şeyiyle tanıyacaksınız. Feyhaman Duran’ın, ‘o çelebi sanatçının’ yeni çağı başladı.

Türkiye’nin ruhu portrelerinde saklı

BU ESERLERDEKİ UMUT VE BİRLEŞTİRİCİLİĞE İHTİYAÇ VAR
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı

Uluslararası standartlarda bir kurum olan, 15’inci yaşını kutlayan Sakıp Sabancı Müzesi olarak da 2017’nin ilk sergisini bu topraklardan yetişen bir sanatçıya ayırmak istedik.  15 yıldır olduğu gibi, bu sergide de Müzemizin Direktörü Nazan Ölçer liderliğinde, tüm ekibimizin özverili çabaları ile eşsiz bir çalışma ortaya çıktı. Kendilerine sonsuz teşekkürlerimiz var. Bu sergiyi ayrıcalıklı kılan bir başka unsur ise, İstanbul Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi’ni buluşturması oldu. Ziyaretçilerimiz sergiye geldiklerinde Feyhaman Duran’ın yaşadığı farklı dönemler ve bu dönemlerin izlerini taşıyan sanat yolculuğu bize yeni pencereler açtığını görecekler. Eserlerin özündeki umut ve birleştiriciliğe bugün çok ihtiyacımız var. Özellikle içinde bulunduğumuz gibi zor dönemleri aşmanın tek yolunun da daha çok çalışmak ve üretmekten geçtiğine inanıyoruz. Biz ülkemizin her şeyin en iyisine layık olduğuna olan inancımızla, her zaman en iyiyi sunmaya önem veriyoruz ve özen gösteriyoruz. O nedenle de Kültür-sanat hayatında yavaşlamanın görüldüğü bu dönemde planlarımıza aynen devam ediyoruz.  Bu sergimizi de Sabancı Holding’in katkılarıyla hayata geçirdik ve en iyisi olması için hiçbir şeyi esirgemedik. Bu sergiye verdiğimiz emek ve çabanın değerini bulmasını ve herkese cesaret vermesini temenni ediyorum.

 

BAKMADAN GEÇME!