Kadın halleri

Güncelleme Tarihi:

Kadın halleri
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2008 00:00

8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaştı... Madame Figaro dergisi de kadın meselelerini, hayatımıza renk katan kadınlarla konuşmayı seçti. İşte ünlü kadınların gözünden kadın halleri...

DÜNYAYI KADINLAR YÖNETSE DAHA AZ SAVAŞ OLUR

n Kadın-erkek eşitliği kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Kadın-erkek eşitliğini, terazinin iki kefesinin aynı ağırlığı gibi düşünmemek gerekir. Kadının kendi doğasına uygun olarak, kendini iyi ifade etme imkanı bulduğu ortam, eşitlik duygusunu yaşayabileceği ortamdır.

n Şarkılarınızda nasıl bir kadının olduğunu anlatır mısınız?

- Gerçek ve var olan bir kadın var. Seviyor, terk ediyor, terk ediliyor, ağlıyor ve gülüyor. Kısacası tüm duygularını coşkuyla yaşıyor. Ve saklamıyor, dışa vuruyor.

n Bu kadar başarılı olmanızın sırrı nedir?

- Eğer gerçekten başarılıysam bunu, her başarı kriterini yakaladığımda çıtayı biraz daha yükseltmeme, kendime yeni hedefler koymama, kimseyi taklit etmememe ve disiplinli bir şekilde çalışmama borçluyum. Ama belki de en önemlisi işimi ve hayranlarımı çok sevmem.

n Mesleğinizde kadın olmanın avantajları ve dezavantajları var. Bu anlamda kadın olmanın zorluklarını yaşadınız mı?

- Bir erkeğe dayanmadan şöhret olmak ve bunu korumak kolay değil. Yeri geldi müthiş bir dişi oldum, yeri geldi tam bir erkek gibi davranmam gerekti. Dışarıdan çok modern görünmeme rağmen iç dünyamda çok muhafazakarım. Bu nedenle hayatımın bazı dönemlerinde zorluklar yaşadım. Güzel ve çekici bir kadın olmak ve aynı zamanda muhafazakar bir yapıya sahip olup kendini korumaya çalışmak oldukça zor bir şey.

n Birçok kadının örnek aldığı ve olmak istediği bir kadınsınız. Bunu neye bağlıyorsunuz?

- Sanıyorum bunun en büyük nedeni reformist bir kadın olmam ve sürekli kendimi yenilemem, kadınların içinde uyuyan o dişiyi ortaya çıkarmam. Aynı zamanda da sürekli imaj tazelemem ve Türkiye’nin batıya dönük yüzünü yansıtan bir kadın olmam.

n Dünyayı kadınlar yönetiyor olsaydı, nasıl olurdu?

- O zaman daha az açlık ve savaş olurdu. Ama yine de güç gerektiren işlerde erkeklere ihtiyaç duyuyor olurduk.

n Erkek olsaydınız nasıl bir kadına aşık olurdunuz?

- Bence aşkın tanımı ve kuralı yok. Kadınların ve erkeklerin yaşamında bazı evreler vardır. Genç erkekler güzel kızlara aşık olur. Orta yaşlı erkekler iyi bir ev kadını, eş ve anne olacak bir kadına aşık olurlar. Şu anki bilgeliğimle bir erkek olsaydım, kendimi koşulsuz sevgiye teslim ederdim.

8 MART GÜNÜNE PRİM VERMİYORUZ

n 8 Mart sizin için ne ifade ediyor?

Deniz Özerman:
Çok klasik olacak ama benim için her gün kadınlar günü. Ama eğer 8 Mart, erkeklerin kafasına vura vura kadınları hatırlatıyorsa bile yeterli. Onun dışında bir şey ifade etmiyor. Tamamen ticari bir gün.

n O zaman yapılan kutlamaları da anlamsız buluyorsunuz?

D.Ö:
Şimdiye kadar hiç kutlamadım bu günü. Eğer kutlanacaksa, her kesimden kadını kapsamalı bu kutlamalar. Örneğin o gün her kadın maddi açıdan özgür olmalı, mesela ev kadınlarının market alışverişleri ücretsiz olsun. Dünya Tiyatrolar Günü’nde tiyatrolara girişin ücretsiz olduğu gibi... Ya da erkekler o gün kadınlar yerine evleri temizlesinler. O gün kadınlara her şeyin ücretsiz olması güzel bir fikir! Bu hoşuma gitti.

- Binnur Hanım bu özel günün sizin için ne ifade ettiğini düşündünüz mü?

Binnur Kaya:
Genelde özel olarak kabul edilen ve herkesin birlikte belli bir şekilde kutladığı günlerin benim için pek bir anlamı yoktur. Anneler, babalar, Sevgililer Günü... Bunların hepsi tüketime yönelik günler. Günü olmayan, tarih verilmemiş bir sürü önemli şey var. Dolayısıyla böyle günlere pek prim verdiğimi söyleyemeyeceğim.

- Şahika ne derdi bugün için?

B.K:
Şahika çok feci coşardı kadınlar günü olduğu için. Hatta o günü tamamen üstüne alınabilirdi. "Bugün kadınlar günü, seni günümle döverim" diye söylenirdi.

- Peki duruşuyla, yaptıklarıyla gurur duyduğunuz, kadınların yüz akı, medarı iftiharı diye düşündüğünüz isimler var mı?

D.Ö:
Angelina Jolie. Sürekli doğuruyor ve bir yandan da evlat ediniyor.

B.K: Sabiha Gökçen’e karşı öyle bir duygu besliyorum. Dünyadaki ilk savaş pilotu. Gurur deyince aklıma ilk onun ismi geliyor.

n Günümüzden bir isim var mı?

B.K:
Şu an içinde bulunduğum için çok kolay söyleyebilirim. Dışarıdan durumun zorluğunun farkında değildim. Gülse Birsel. Bir senaryo ekibi olmadan her hafta 90 sayfa yazıyor ve oynuyor. İnsanlık dışı bir durum. Bir de kimlere gülersiniz sorusuna Seyfi Dursunoğlu’nu ekleyebilir misiniz?

n Hasibe Hanım, sizin 8 Mart ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Hasibe Eren:
Anneler Günü, Sevgililer Günü gibi günlerden farklı bir yere oturuyor bugün benim için. Onların çoğu tüketime yönelik. Ama 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü benim için. Bir sürü kadın çalışıp didiniyoruz ve bu gün bize bunu hatırlatıyor. Fabrikada, kuaförde, tiyatroda çalışan kadın bugün kendini daha iyi hissediyorsa, birileri gelip "Bugün senin günün" diyerek yanaklarından öpüyorsa ya da tek bir çiçek vererek yüzünü gülümsetiyorsa, tamamdır!

n Sizin yüzünüzü gülümseten isimler kimler peki?

H.E:
Ben de bizim ekipteki herkese çok gülüyorum. Gazanfer Özcan, Hümeyra... Ayrıca Charlie Chapline ve Cem Yılmaz.

n Kendinizi şanslı hisseder misiniz?

H.E:
Evet. Bir "Sıdıka" olabilirdim. Farklı bir ülkede ya da sosyal ekonomik açıdan farklı bir ailede doğmuş olabilirdim. Çok şanslıyım bu yüzden. Hayatta şunları istiyorum ve yapacağım diyebildiğim için kendimi kesinlikle çok şanslı hissediyorum.

n Makbule’nin Kadınlar Günü yorumu ne olurdu acaba?

H.E:
Kek, börek, pasta yapacağız ve çok eğleneceğiz sanırdı. Kabul günü olarak algılayabilirdi. "Altın günü yapalım anacııım, buluşalım evde" diyebilir.

NURSEL KÖSE:

HER YERDE ERKEKLER KADINLARI EZİYOR

n Uzun yıllardır Almanya’da yaşıyorsunuz. Oradan bakınca burası nasıl görünüyor? Son günlerdeki türban tartışmalarını takip ediyor musunuz?

- Özgürlük çok göreceli bir kavram. Bazen birinin özgürlüğü diğerinin cehennemi anlamına da gelebilir. Ben başörtüsü yasağının kalkıp kalkmadığı ile ilgilenmiyorum. Çünkü önemli olan insanların başlarının içindeki örtü. Eğer başının içinde o örtü varsa saçı açık ya da kapalı, hiç önemli değil. Önemli olan insanın başının içinin açık olması. Türkiye’de bu örtü kızlara doğuştan takılıyor. Gelenek, göreneklerle, sosyal baskılarla kadının beynine bir başörtüsü takılıyor. Mesela Almanya Başbakanı Angela Merkel, şu an Türkler’le hiç iyi anlaşmıyor görülüyor. Oysa bence iyi anlaşıyor. Çünkü o da kafasının içinde başörtüsü olan kadınlardan. Gericilik bir ideoloji olarak tüm dünyada yükselişte.

n Peki kadın-erkek eşitliği çerçevesinden bakarsak, Avrupa’daki kadınlar buradan daha mı iyi durumdalar?

- Dünyanın her yerinde kadınlar erkekler tarafından eziliyor. Orada da kadınlar şiddet görüyor. Belki burada kocasından dayak yiyen kadın gider komşusuyla bunu paylaşır. Avrupa’daki kadın ise gözlük takarak gözündeki morluğu saklamaya çalışır. Kadına karşı şiddet dünyanın her yerinde var. Şiddetin olduğu yerde zaten kadının özgürlüğü kısıtlanmış demektir. Kadınlar küçük yaşlardan itibaren sistemli bir şekilde sindiriliyorlar.

n "Yaşamın Kıyısında" filmindeki rolünüzle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ’En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ ödülü aldınız. Bu filmde bir fahişeyi canlandırıyordunuz...

- Fatih Akın daha senaryo bile ortada yokken gelip kafasındaki projeyi ve benim için düşündüğü rolü söyledi. Canlandıracağım kadının bir sürü özelliği vardı ve fahişelik yapıyor olması bu özelliklerinden sadece biriydi. Fahişelik dünyanın en zor işi. Hiçbir kadın bu işi yapmak istemez. Filmin çekildiği yer orijinal mekandı. Orası başlarında bir erkek olmadan 30 ve 70 yaş arası kadınların çalıştığı bir sokaktı.

n Oynadığınız karakter nasıl bir kadındı?

- Bir Anadolu kadınıydı.

n Sizce Anadolu kadını nasıldır?

- Bir kere Anadolu kadını savaşçıdır. Güçlüdür, gururludur, namusludur, ailesi için her şeyi yapar, sabırlıdır. Bir yere kadar yutar, sabır gösterir. Ama bir yere geldiğinde aslan kesilir. Evladı için hayatını hiçe sayar. Oynadığım karakterde tüm bu özelliklerin olmasını istedim. Onu sadece bir fahişe özelliği ile sınırlamak istemedim. Fahişe, öğretmen ya da garson olarak gördüğümüz kişilerin arkasında bir insan var. Benim derdim o insan yanını ortaya koymaktı.

n 8 Mart Kadınlar Günü size anlamlı geliyor mu?

- Geliyor tabii. Bir gün de olsa kadının hatırlanmasını sağlıyor 8 Mart.

n Sizce insan hakları yerleşirse kadın hakları sorunu da çözülmüş olur mu?

Buna inanmıyorum. Kadınlar kendi haklarına ancak kendileri sahip çıkabilirler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!