‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’

Güncelleme Tarihi:

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 2024 07:00

Ekranda kısa sürede adını başrollere yazdırdı. Farklı projelerde birbirinden farklı karakterleri canlandırdı. “Belki de bir şeyleri bir anda yapmıyor oluşumu sevdiler. Benim yolum biraz daha kademeli ilerledi, o da sanırım samimi geldi” diyor. Bu hafta vizyona giren ‘Hatıran Yeter’ filminin başrol oyuncularından Sümeyye Aydoğan’la buluşuyoruz. Farklı şehirlerde geçen hayat hikâyesini, Beşiktaş’ta gezerken nasıl keşfedildiğini, hayallerini, aşkı ve yaşadıklarını konuşuyoruz.

Haberin Devamı


Sümeyye Aydoğan’la bu ilk gazete röportajımız. Duruşuyla, gülüşüyle etrafına yaydığı farklı bir aurası var. Sizi hemen ele geçiriyor. Onu ‘Duy Beni’, ‘Dönence’, ‘Magarsus’ ve ‘Gaddar’ dizilerinde canlandırdığı rollerden tanıyoruz. Biraz sohbet ettikten sonra objektifin karşısına geçiyor. Kalabalıklar arasında farklılaşan biri olduğunu hemen hissediyorsunuz. Sonrasında onu yakından tanımak için çocukluk yıllarından bugüne sohbete başlıyoruz...

Kariyer basamaklarını son bir senede adım adım tırmandın. Birbirinden farklı karakterleri canlandırdın. Başrol oldun. Ama seninle ilgili Google’da çok fazla bilgi yok. İnsanlar hayatını bilmiyor. Nerede başlıyor hikâyen?

İstanbul’da doğdum, 7 yaşıma kadar da İstanbul’da yaşadım. Sonra bir sene anne-babamın mesleği sebebiyle Kosova’daydım, ilkokula geçene kadar.

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’

Ne iş yapıyorlardı?

Haberin Devamı

Emniyetten emekliler, ikisi de polisti. Sonra Şark görevleri oldu. Beş sene Muş’ta yaşadım. Ardından Ankara... 6-7 şehir, bir sürü okul, bir sürü ev gezdik.

Zor muydu alıştığın anda bir yeri terk etmek?

Çocuk olarak çok zor geliyordu şehir değiştirmek, yeni bir ortama adapte olabilmek. Çünkü kendini sevdirmek istiyorsun. Birkaç sene sonra köklendiğin yeri terk etmek zorunda kalıyorsun. Şimdi geçmişe baktığımda iyi ki bir sürü yer gezmişim diyorum.

Polis çocuğu olarak büyük bir disiplin içinde mi büyüdün?

Aslında zor değildi, bana kattığı şeyler her zaman aynı saatte yemek yemek, aynı saatte uyumak oldu. Onlar işe gitmeden önce ben kahvaltı yapmak zorundaydım. Başarılı bir öğrenciydim. Annemin ve babamın bana kattığı disiplin şu anda çok işime yarıyor.

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’

Etrafında oyuncu yokken nasıl bu meslekle tanıştın?

Okulda tiyatro ve şiir kulüplerinde hep “Ben yaparım” diyen kişiydim. Ortaokul, lise öyle devam etti. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne gittim. Ama hayatımın gayesi oyunculuk değildi. Sahnede ön planda olmayı, insanların beni izlemesini hep seviyordum. İstanbul’da da karşıma fırsatlar çıktı ve yol beni buraya getirdi.

Haberin Devamı

İstanbul’a nasıl geldin?

İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazanıp geldim. Okul devam ediyor, dördüncü sınıfa geçtim.

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’

Nasıl keşfedildin?

Kampüsüm Avcılar’da. Beşiktaş’a, Taksim’e çok giderdik. Biri beni yolda keşfetti gibi bir şey oldu. Beşiktaş’ta bir gün gezerken bir ajans sahibi gelip çok tatlı bir dille “Bizimle çalışmak ister misin” dedi. Öğrenciydim, heyecanlıydım ve ihtiyacım da vardı. Bir hafta sonra bir reklam filmi oldu.

Hangi noktada “Bu benim mesleğim olur” dedin?

İlk başlarda setlerin heyecanıyla insan onu çok idrak edemiyor. Sanırım ‘Duy Beni’ ile şekillendi. “Evet, burada mutluyum” dedim. Ve başka bir meslek yapmak istemediğimi anladım.

Haberin Devamı

İyi bir kariyer çizmenin sırrı nedir?

Çok çabalamak diyebilirim. İnanmak başarmanın yarısıdır, doğru ama çalışmadan da bir yere gelinemeyeceğini düşünüyorum. Bu yolda emek sarf ettim çünkü yaptığım işi, burada olmayı, insanlara bir şeyler sunabilmeyi çok seviyorum.

Şans ne kadar etken?

Şans geliyorsa onu değerlendirmek elimizde. Hepimize hayatta şanslar denk geliyor, onları görmek ve harekete geçmek önemli.

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’
Sence neden insanlar seni bu kadar sevdi?

Belki de bir şeyleri bir anda yapmıyor oluşumu sevdiler.

Nasıl yani?

Diğerlerine de saygı duyuyorum ama benim yolum biraz daha kademeli ilerledi ve o da sanırım samimi geldi.

Haberin Devamı

Bu yolculukla ilgili hayalini kurduğun şey ne?

Sadece Türkiye içinde sınırlı kalmamak. Başka dillerde karakterler oynamak, duyguları ifade etmek...

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’


KÖTÜ KÖTÜYÜ ÇEKER

24 yaşındasın. Sürekli yeni isimler çıkıyor. Büyük bir sistem var. Bunun içinde tökezlemeden ayakta durmanın, marka olmanın yolu nedir?

Ben biraz Pollyanna’yım. Her şeye iyi tarafından bakmaya çalışıyorum. Kötü kötüyü çeker diye düşünüyorum. Ama boş veren biri de değilim. Herkesin bir yeri olduğunu düşünüyorum. Ne kadar kalabalık olursak olalım, dünyada veya sektörde hepimizin bir ekmeği, bir kapısı var. O yüzden alttan gelenler beni asla tedirgin etmiyor, hatta gelişiyor olmak beni mutlu ediyor. Rekabet olması da hepimizi kamçılıyor.

Hırslı mısın?

Haberin Devamı

Evet, çok belli etmemeye çalışıyorum. Kendimi yiyip bitirmesine de izin vermiyorum ama hırslıyım.

Sence birilerini rahatsız ediyor musun? Kıskanılıyor musun?

Yani umarım etmiyorumdur, niye edeyim? Kıskanılıyorsam da kötü niyet dönüp dolaşıp o insanın ayağına dolanır.

Bu yolculukta seni en şaşırtan ne oldu?

Ben güvenmeyi seviyorum. Güvenme konusunda biraz daha kendimi tutmamın gerekmesi beni şaşırttı. Bu işte çok minik çevren olması, çok az insanla konuşuyor ve paylaşıyor olman gerekiyor. Güven duygusunu tutmak beni bir tık şaşırtmış, zorlamıştı ama alıştım.

Bu dünyaya girdikten sonra hayatında neleri kaybettin?

Özel hayatımda arkadaşlarımla geçirdiğim vakti bir tık kaybettim. Bazen de uykularımı...

PANİK BİRİYDİM, DAHA SABIRLI OLMAYI KAVRADIM

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’
Aytaç Şaşmaz ve Sümeyye Aydoğan’ın oynadığı ‘Hatıran Yeter’ filmi cuma günü vizyona girdi.

Şimdi ‘Hatıran Yeter’ vizyonda...

O kadar heyecanlıyım ki... Leyla karakterini canlandırıyorum.

Leyla sağır ve dilsiz bir kız... Nasıl çalıştın role?

Proje geldikten sonra hemen eğitim aşamasına geçildi. İşaret dilini öğrenip öyle sete çıkmamız istendi. Her gün 8-10 saat Aytaç (Şaşmaz) ve ben hocamızdan eğitim aldık.

Zor muydu o karaktere girmek?

Evet, tamamen kendini adaman gerekiyor, farklı bir evrene giriyorsun. Başka düşünebilmeyi, başka hissedebilmeyi becermek gerekiyor. O sebeple özel hayatlarımızdan çok fazla fedakârlık ettik.

Duymayan bir insanın yerine kendini koyduğunda o sessizlik hissi sende neler uyandırdı?

Empati yapma güdüm çok arttı. “Bir saniye Sümeyye, şu an başka bir insanı öğreniyorsun, o yüzden karşı tarafı daha iyi anlamalısın” demeyi öğretti. Panik biriydim, daha sabırlı olmayı kavradım.

‘Dönence’de de asperger sendromlu bir kızın ablasını canlandırmıştın. Bu rolleri özellikle mi tercih ediyorsun?

Aslında ‘Duy Beni’den sonra tesadüfen denk geldi, şanslı biri olduğumu düşünüyorum. Etrafımdaki insanlara hep “Bir zorluğu olan karakteri oynamak istiyorum” derdim. Leyla karakterini biraz anlatmam gerekirse; aslında Baha’ya (Aytaç Şaşmaz) göre daha fazla kendini ifade edebilen, çok büyük eğitimlerden geçmiş, ağız okuyabilen bir kız. Daha fazla ses çıkarabiliyor. Baha’ya da bu yolculukta yardımcı oluyor. Aşkı da onunla tadıyor.

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’

Bu karakterlerin zorlu bir aşkı var, imkânsız aşka inanır mısın?

En azından kendi adıma çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum. O imkânsızlık da bir tat katıyor, karşı tarafı daha çok istememize vesile oluyor. İmkânsız diye bir şey yok gibi geliyor bana.

Aşk bütün engelleri aşar mı?

Aşktan ziyade sevgi bütün engelleri aşar. Aşk deyince insanların kafasında partnere duyulan aşk canlanıyor ama sevgi arkadaşa, aileye duyulan bir şey.

Sen aşkın için engel aştın mı hiç?

Evet, aşk için engel aştığım oldu. Mesela anlık şehir değiştirdim, mesafe aştım (gülüyor).

Başka projelerin var mı?

‘Gaddar’ devam ediyor. Aydan karakterini canlandırıyorum. Babasız büyümüş. Haksızlığa gelemiyor, mahalle kültürüyle yetiştiği için eril bir tarafı var ama bir taraftan da inanılmaz dişi. Hem tuttuğunu koparan, inatçı hem de yeri geldiğinde istediğini yaptırabilen biri.

Çağatay Ulusoy ile çalışmak nasıl?

Onunla çalışmak çok konforlu çünkü tecrübeli. İlk başta tabii stres ve panik oldum. Çağatay’la oynamaya başladıktan sonra çok rahatladım. Her şeyi konuşabiliyoruz, güzel gidiyor.

Sende gaddarlık var mıdır?

Bir tık kindarlık var bende, gaddarlık demeyelim. Unutmuyorum sadece ama intikam gibi bir duygum yok.

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’

ŞÖHRET BÜYÜK BİR KAVRAM, TANINIR OLMAK DİYELİM

‘Duy Beni’ sana sosyal medyada büyük bir takipçi ve hayran kitlesi getirdi. Tabii linç kültürüyle de tanıştın. Bunlar hayatını nasıl etkiledi?

‘Duy Beni’ zamanında ekipteki bütün oyuncular o kadar fazla linç yedik ki... O dönem çok fazla böyle deneyimim oldu ve üzüldüm. Tabii kötü yorum da olacak, kötü olmadan iyinin değerini bilemezsin ama alıştım sanırım biraz. Çok fazla takılmıyorum.

Şöhretin sana etkisi ne oldu?

Ben pek öyle hissetmiyorum, yani şöhret olmak büyük bir kavram, tanınır olmak diyelim. Ama tanınır olmanın da sorumlulukları var, değiştirmen gereken şeyler illâki oluyor.

Sen neleri değiştirdin?

Kendimi daha bireyselleştirdim. Önceden çok daha fazla dışarıda vakit geçirirdim. Şimdi setlerde çok kişiyle iletişim kuruyor, uzun saatler çalışıyoruz. Onun haricinde eve gidip tek başıma kalmayı çok seviyorum. Ama çok fazla şey de öğreniyorum.

Mesela...

Aynalama yapıyorum. Her gün bir şeyi daha fark ediyorum. Kendimi bulma yolumda iyi gidiyorum, o yüzden psikolojik açıdan da mutluyum.

MİSTİK ŞEYLERİ SEVİYORUM

Oyunculuğunun dışında adını duyanların aklına ilk ne gelir?

Mistik şeyleri seviyorum ve meditatif bir tarafım var, altıncı hissim kuvvetli. Ben de biraz fazla odaklandım o tarafa.

Seni hiç tanımayan birine kendini nasıl anlatırsın?

Çok planlıyım. Yemek yemeyi ve yapmayı çok severim. Tatlılarla aram iyi. Bu aralar glütensiz ve vegan şeyleri birleştirip, sete götürüp ikram ediyorum. Planlıyım, maceracıyım, yeni şeyler keşfetmeyi çok seviyorum. Enerjiğim, sabahları çok ekstrem bir durum yoksa yataktan “Evet, yeni bir gün” diye dinamik bir şekilde kalkarım.

Sence seksi misin sevimli misin?

İkisinin tam karışımı.

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’

Aynaya baktığında tam olarak ne görüyorsun?

Büyümüş, günden güne olgunlaşan birini.

Güzellik sence başarında ne kadar etken?

Türkiye oyunculuk sektöründe güzel veya yakışıklı olmak mühim, keşke olmasa. Benim için de etkendi belki ama nasıl göründüğümden ziyade oyunculuğum önceliğim olsun istiyorum.

Karşı cinste ilk neye bakarsın?

Gözler ve ifade benim için kıymetli.

‘Çok istedikten sonra aşkı oldurabileceğimi düşünüyorum’

Bütün bu yoğunluğun içinde aşk, hayatında nerede duruyor?

Aşk her zaman önceliklerimden, onu kaybetmek istemiyorum, aşk beni çok besliyor.

Atakan Hoşgören’le berabersin. ‘Dönence’ dönemi birlikteliğiniz başladı. Biraz ilişkinizi anlatır mısın?

İkimiz de ateş burcuyuz, ikimiz de çok hareketliyiz hem de çok eğlenceli tipleriz. O yüzden biz birlikte eğleniyoruz, hiç sıkılmıyoruz.

BAKMADAN GEÇME!