Ali İpar: Büyük Türk playboyunun yaşamı ve ölümü

Güncelleme Tarihi:

Ali İpar: Büyük Türk playboyunun yaşamı ve ölümü
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2015 01:05

Hızlı yaşadı, hızlı tüketti, çok konuşuldu, uzakta öldü... Geçen hafta Brezilya’da yaşamını yitiren işadamı Ali İpar, Türkiye’nin Muhteşem Gatsby’siydi... Hollywood davetlerinin aranan ismiydi, dönemin yıldızlarıyla aşk yaşadı. Sonra birdenbire gözden kayboldu, kendini unutturdu.

Haberin Devamı

Kenarda bir mini caz orkestrasının çaldığı görkemli bir salon... Duke Ellington’ın ‘Take the A Train’inden, Glenn Miller’in ‘Moonlight Cocktail’inden notalar havada salınıyor. Kadınlar Christian Dior, Guccio Gucci elinden çıkma elbiselerinin içinde, erkeklerin kol düğmeleri ışıldıyor. Dudaklar kıpkırmızı, parfümler birbirine karışmış. 1940’lar... ABD savaşta ama Hollywood partileri tam gaz devam ediyor. Dünyanın hayranlıkla seyrettiği aktörler, aktrisler, işadamları gülüşüyor, eğleniyor, dedikodu yapıyor. Cary Grant, Rita Hayworth, Humphrey Bogart, Bette Davis, Ava Gardner...

Ali İpar: Büyük Türk playboyunun yaşamı ve ölümü

Rita Hayworth ile 1941’de bir film çekiminde tanıştı.

Haberin Devamı

Aralarında bir Türk de genci var. Sinema dünyasına ufak ufak ısınan, stüdyo patronlarıyla tanışıp kaynaşan, dahası o baş döndüren kadınlarla flört eden bir adam... Ali İpar... Ailesinin okuması için ABD’ye gönderdiği bu genç, Hollywood partilerinin aranan ismi. Temposu hiç düşmüyor. Sadece Hollywood partilerinde değil, çalkantılarla geçen tüm yaşamında. Ta ki geçen hafta Brezilya’da 94’ünde yaşamını yitirene dek...

MEMLEKETİN MUHTEŞEM GATSBY'Sİ

Ali İpar: Büyük Türk playboyunun yaşamı ve ölümü

İlk eşi, Hollywood yıldızı Virginia Bruce ile.

Ali İpar, bir dönem Türk basınında herhangi bir gazetenin hemen her departmanını meşgul eden bir simaydı: Siyaset, ekonomi, yaşam, spor, magazin... Türkiye’nin şeker kralı Hayri İpar’ın oğluydu; mültimilyoner bir işadamıydı. Kurduğu denizcilik şirketiyle tanındı. Gemi satın alımında usulsüzlük iddiasıyla 1960 darbesi sonrasında Yassıada’da yargılandı, hapis yattı. 1980’lerde Banker Kastelli’ye satılması olay olan ve bir dönem tatlı hayatın, gücün simgesi olarak tanınan İpar Köşkü’nün (Çiftehavuzlar’daki Topuzlu Köşkü) sahibiydi.

Sinemacıydı; Hollywood’da senaryolar yazdı, yurtiçinde, yurtdışında filmler çekti. Türkiye’nin ilk renkli Türk filmi (Salgın) de onun elinden çıkmaydı. Sporcuydu; futbol oynadığı, atletizm yaptığı Fenerbahçe Kulübü’ne başkan olması için adı geçti. Jet-set’in tanınan bir simasıydı. ABD, Avrupa, Türkiye arasında mekik dokudu. Hapisten sonra bir davet üzerine Brezilya’ya gitti, önce inşaat işine sonra Rio sosyetesine girdi. Şoförlerle, hizmetçilerle dolu tatlı hayata orada devam etti. Brezilya’dan üstün hizmet nişanı aldı. Ölene kadar da orada kaldı.

Haberin Devamı

Ali İpar: Büyük Türk playboyunun yaşamı ve ölümü

İpar’la tanıştığı dönemde Veronica Lake, femme fatale rollerin aranan ismiydi.

Ama her şeyden önce çapkındı... Bizzat anlattıklarına dayanacak olursak, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarılı playboyuydu. “Beraber oldum” diye saydığı isimler onu bu konuda dünya çapında da rahat rahat listelere sokardı. Brezilya yıllarından önce evli kaldığı Virginia Bruce, Hollywood’un o dönemdeki en ünlü yıldızlarındandı.

25 Kasım 1984’te Milliyet’ten Emin Çölaşan’a verdiği röportajda, “Bir centilmen bunları asla açıklamaz” dese de Hollywood’da kimlerle beraber olduğunu tek tek açıklıyordu: “Mesela Linda Darnell vardı. Rita Hayworth vardı. Bunlar bir filmde birlikte oynuyorlardı (1941’deki Kan ve Kum) ve birbirlerinin rakibi olmuşlardı. Sonra ikisiyle de çok şey olduk yani... Eh epey tanıdığımız vardı işte. Ester Williams vardı. Lana Turner vardı. Ava Gardner’la İsviçre’de birlikte olduk. Veronica Lake vardı... İyiydi yani.”

Haberin Devamı

Ali İpar: Büyük Türk playboyunun yaşamı ve ölümü

Lana Turner 1940’larda ‘Postacı Kapıyı İki Defa Çalar’ ile şöhretinin zirvesine çıkmıştı.

ABD’deki denizcilik şirketinde yanında çalışan Armin W. Becker anılarında (A Lucky Survivor From a Lost Land), İpar’ın o dönem Rita Hayworth’la çıktığını yazıyor. Dahası da var. Becker’e göre, İpar Hollywood’la o kadar içli dışlıydı ki 1960 sonrası hapis yatarken, Hollywood’daki yakınları onu kurtarmak için organize olmuştu. Hatta sırf bu iş için şirkette bir kriz masası kurulmuş, Tarzan filmlerinin yapımcısı, Frederick Stephani şirkete gelerek operasyonu bizzat yönetmişti.

Bir yandan siyasi çalkantı, ekonomide zirvelerden yere çakılma... Skandallar, dedikodular, aile hikâyeleri... Bir yandan da partiler, davetler, aşklar, ışıltılı hayatlar... Amerikan yazar F.Scott Fitzgerald’ın ‘Muhteşem Gatsby’den çıkma bir karakterinkine benziyordu İpar’ın yaşamı. Brezilya’daki ölümüyle de tıpkı o karakterler gibi gizemli kaldı.

Haberin Devamı

Ali İpar: Büyük Türk playboyunun yaşamı ve ölümü

İpar, Ava Gardner ile İsviçre’de birlikte olduğunu anlatmıştı.

ALİ İPAR'DAN HOLLYWOOD'DA
ÇAPKINLIK DERSLERİ
(25 Kasım 1984’teki röportajından)

Dokuz dil biliyorum. İngilizce, Fransızca, Almanca, Portekizce, İspanyolca, İtalyanca, Rumca, Rusça hatta biraz da Macarca. Bazılarını pratikten öğrendim mecburen. Mesela Rusçayı. Hiç Rusya’ya gitmedim ama bazı Rus hanımlar tanımıştım.

Cumhuriyet’in ABD’de muhabirliğini yapıyordum. Bu vesileyle Hollywood stüdyolarına girmeye başladım. Sonra prodüktörlerle ve bazı prodüktör hanımlarla ahbap oldum. Beni çok sevdiler bu hanımlar. Hollywood’da en önemli şey bir kere davetlere çağrılmayı başarmaktır. Bir defa girdiniz mi, o oradan davet eder, öbürü öbür taraftan davet eder.
Valla ben iyi bir çapkın olduğumu hiç iddia etmedim ama çok güzel günlerim geçmiştir. Bir kadının benden hoşlanmadığını anladığım zaman üzerine gitmem. Oltayı atıp sabırla beklerim. Günün birinde konuşmamı beğenir ya da beni ata binerken beğenir. Bir işinizi ya da dans etmenizi beğenebilir. Sonra dostluğu ilerletmeye bakarım. Sabır önemlidir. Daima kollayacaksınız bir eskrimci gibi. Boşluğu buldunuz mu hemen atak yapacaksınız.

Haberin Devamı

Mesela Amerikalı kadınlar sanıldığının aksine çok muhafazakârdır. Alman ve İskandinav kadınlar arkadaşlık konunda çok daha serbesttir. Ama bana hep sorarlar: “Hangi ülkelerin kadınları daha iyidir” diye. Ben de derim ki: Yastığın altında pasaportla yatmıyorsun ki!

Lisan bilmek önemliydi. İyi spor yapardım. Zaten o davetlerde, sporla ilgili çok insan olurdu. Sonra ben çok iyi dans ederdim. Bu da büyük bir meziyettir. Allah vergisidir.

Efendim ben hiçbir zaman yakışıklı olmadım. İnsan hiçbir zaman kendini övmez ama çok iyi laf yapardı ağzım. Aslında bu gibi işlerde erkeğin çok güzel olması şart değildir. Herhalde muayyen bir seksapelim vardı. Bir de çok atak insandım.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!