Görenler pek güzelleştin diyor

Güncelleme Tarihi:

Görenler pek güzelleştin diyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2000 00:00

Haberin Devamı

8 aylık hamile olan Demet Akbağ hayatının en mutlu dönemini yaşıyor

ÇIPLAK FOTOĞRAF ÇEKTİRSEYDİM ÖNCEDEN YAPARDIM!

‘‘Demi Moore gibi fotoğraflar çektirmeyi düşünmem. Çektirecek olsam hamile olmayı beklemez, daha öncesinde de çektirirdim herhalde. Benim öyle fotoğraflarımı babası özel çekecek.’’

Para, ün, aşk, yakında anne de olacaksınız. Bir eksiğinizin kaldığını düşünüyor musunuz?

- Herşey bu kadar güzel güzel giderken, sevdiğim bir işi yapıp sevdiğim biriyle beraber olup bir de bebek sahibi olacakken, eksiğim var desem haksızlık etmiş olurum. Tabii ki herkesin gönlünde yatan aslanlar çok. Mutlaka daha iyisini isteriz ama çok şükür şimdiki hayatımdan memnunum.

Hamile olduğunuzu nasıl öğrendiniz, Zafer Bey'e nasıl haber verdiniz?

- Zafer'e doğumgününde haber verdim. 30 Ağustos'tu. Ben de aynı gün öğrendim zaten. İzmir'de turnedeydik. Çok yakın arkadaşlarımızla yemekteydik. Hemen orada küçük bir kutlama yapıldı. Şampanya patlatıldı. Zafer hayatımda alabileceğim en güzel doğum günü hediyesi diyor.

DUYGUSAL DEĞİŞİM

Erkek çocuk anneyi güzelleştirir derler. Kendinizde bir hoşluk hissediyor musunuz?

- Herhalde biraz da kilo alınca cildim gerildi. Her gören pek güzelleştin diyor. Bir de çok kilo almamakla da ilgisi var. 10 kilo aldım.

39 yaşındasınız. Çocuk doğurmak için geç bir yaş değil mi?

- Birkaç sene öncesine kadar bu işin bittiğini düşünüyordum. Çünkü ben babalı çocuk büyütmekten yanayım. Sonra Zafer'le tanıştık. Üstelik o çocuklara çok düşkün. Bir de düşündüm ki, bugüne kadar hep ‘‘aman nasılsa daha olur’’, ‘‘annelik yaşı da büyüdü’’ demişim, ama artık onun da sınırındaydım.

Ruhsal olarak değişiklikler oldu mu? Duygusallaştınız mı?

- Çok olumlu bir değişiklik oldu. Belki de bebek etkilenmesin diye o hızlı duygu iniş çıkışlarına pek izin vermedim. Geçen gün ilk defa bir filmin yarısında sinemadan çıktım. Çok gürültülü ve gerilimli bir filmdi. Sanki o da bu gürültüyü duyuyormuş, gerilimi hissediyormuş gibi geldi. Bir bebeğimin olacağı fikri çok fazla şeyi geriye itti. Günlük yaşamda kafama taktığım bir sürü şeyi düşünmez oldum. Terapi gibi birşey.

ZAFER UYUMLU

Anne babanın ayrı olduğu bir ailede büyüdünüz. Çocukluğunuzu da çok mutlu olarak tanımlamıyorsunuz. Ali'nin başına böyle bir şey gelir mi kaygısını yaşıyor musunuz?

- Bu her zaman olabilir. Hiçbir şeyin garantisi yok. Kaldı ki şu anda herşey iyi gidiyor. Birbirini seven bir annesi babası olacak, en azından yakın bir tarihte. Anne-babası tarafından istenen bir bebek.

İş arkadaşlarınızla çok iç içe bir yaşam sürüyorsunuz. Onların eşinizle arası nasıl?

- Biz ekip olarak kendi içimizde öyle bir hale geldik ki, iş arkadaşları aynı zamanda da dost olduğumuz için, kendi kendimizin dışında pek birşeylere gülemez olduk. O yüzden bizim dilimizi konuşabilen ve bize ayak uydurabilen insanlarla çok rahat ediyoruz. Zafer de bir mucize eseri bunlardan biri. Çok çabuk adapte oldu benim çevreme, arkadaşlarıma. Hatta diyebilirim ki, tiyatronun bir parçası gibi. Üç gündür uğramadı, herkes nerede Zafer Çika diye soruyor. Gün boyunca anlatacağım, paylaşacağım bir sürü şey birikiyor. Bunları onunla yapabildiğim için o çok farklı biri.

Eşlerin, sevgililerin önce oradan mı vize alması lazım?

- Bence öyle. Bunu aramızda da konuşuruz. Ekibe yeni katılan biri olduğu zaman, birinin sevgilisi ya da karısı, çok fazla dedikoduya girmeden bir not belirtiriz aramızda. Benim için de aynı şeyi yapmışlardır herhalde.

Bir röportajda ben de zor bir kadınım o yüzden de yürümedi evlilikler diyorsunuz. Sizin zorluklarınız ne?

- Ben biraz kendi istediğim gibi olsun istiyorum işler. Hayatım boyunca hep kendi kendimi idare ettim. Başkasını da idare etmeye kalkıyorum. Onun benim evimin düzenine ayak uydurmasını istiyorum. Ben ona ayak uydurmuyorum. Hem biraz paylaşsın, yardımcı olsun, hem de düzenimi bozmasın. Bu hep yalnız yaşamaktan kaynaklanıyor.

Zafer Çika düzeninize ayak uydurdu mu?

-O çok yumuşak, pozitif bir adam. Bir de fazla rahat. Öyle sempatiklikle altımdan girip üstümden çıkıyor ki, ne olduğunu anlamıyorum. Yoksa o dediğini yapıyor, istediği gibi yaşıyor. Beni yumuşatmasını biliyor. Zafer mesela çok unutkan. Ben unutkanlığa tahammül edemem, birşeyimi kaybettiğim zaman çok sinirlenirim. Uyduruk bir çakmak bile olsa, o benim sorumluluğumdaydı nasıl kaybettim olurum. Çocuk bunları değiştirecek herhalde. Yerlere yemek dökülecek, koltukların yüzleri değişecek.

BEBEĞE HAZIRLIK

Bebekle ilgili gelecek hayalleri nereye kadar uzanıyor? Kafanızda üniversiteleri filan bitiriyor mu?

- İlkokulu bile düşünemiyorum. Hiç hiç hiç. Bir kere zaten yaşlı anne baba olacağımız için Zafer'le müthiş şeyler kuruyoruz. Ne olur Allah aşkına biz şimdi bebekliğinin tadını çıkaralım, diyorum.

Bebeğe nasıl hazırlanıyorsunuz? Kitap mı okuyorsunuz? Güvendiğiniz tecrübeli annelere mi danışıyorsunuz?

- Kitaplarım var. Birini komşum hediye etti. ‘‘Bebeğinizi Beklerken Sizi Neler Bekler’’ diye çok güzel bir kitap. Her haftayı ve üç aylık dönemleri anlatıyor. Onun dışında kızkardeşim Sedef var. O yarı annem gibidir. Şimdi sürekli onunla konuşuyoruz.

Zafer Bey size çok yardımcı oluyormuş değil mi?

- Oluyor. Bakalım doğduktan sonra da olacak mı göreceğiz. Söylemesi kolay. Beni yanıltmazsın inşallah diyorum. Yalnızca sevdiği zamanlar kucağına alırsa fena. Ama o çok güveniyor kendine.

ALİ DOĞMADAN İŞ BULDU

Demet Akbağ'ın bir erkek çocuğu olacak. Adı bile şimdiden belli: Ali! ‘‘Çok önceleri hep bir kız bebeğim olsun isterdim’’ diyor. ‘‘Ama şimdi oğlan olmasından memnunum. Aslında çocuğum olacağını öğrendiğim andan itibaren böyle bir şey kalmadı. Sadece sağlıklı olmasını istedim o kadar. Cinsiyet önemini kaybetti.’’ Ali henüz dünyaya gelmedi ama, iş buldu ve jeneriğe adını yazdırdı! Bu, ekibin geleneklerinden biri. Şöyle anlatıyor Demet Akbağ: ‘‘Yılmaz'ın kızı Berfin ilk doğduğunda dizinin jeneriğine prodüksiyon yardımcısı olarak adını yazdık, uğur getirsin diye. Bir Demet Tiyatro ile Berfin'in doğuşu aynı sene. Sonra Necati'nin kızı Yağmur oldu. Yağmur Akpınar diye yazıldı. Şimdi doğan her bebek prodüksiyon yardımcısı olarak yazılıyor. O gün de Zafer'in annesi bizde misafir, dizinin ilk bölümünü seyrediyoruz. Bakın anne, Ali doğunca onu da ekleyecekler buraya dedim. Dizi bitti, jenerikte Ali'nin adı çıktı. Meğer bana sürpriz yapmışlar, daha doğmadan adını yazmışlar.’’

DOĞRU TEKLİFLER GEÇ GELDİ

Yılmaz Erdoğan'ın yazar olarak başarısı artık tartışmasız hale geldi. Onun dışında en iyi oyuncular sizin kumpanyada mı?

- Yo hayır böyle bir iddiada değiliz. Herkes kapasitesi ölçüsünde bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bir kere bütün oyuncular oynadıkları rolü çok seviyor. Hele bir de bulunduğu ortamı seviyorsa daha da iyi iş çıkıyor. Ben şuna hiç inanmıyorum: Sahnedeki adamla küs olsan da çıkar oyununu oynarsın, sonra da kulise gidip ceketini alır çıkarsın. Ben etkileniyorum.

Tiyatroya ortak mısınız?

- Hayır. Bir Demet Tiyatro'da, yani televizyon işinde ortağız biz.

Hak etiğim yere biraz geç geldim diyorsunuz. Şimdi hak ettiğiniz yerde misiniz?

- Bunun sebebi doğru tekliflerin bana biraz geç ulaşmış olmasıdır. 1987'den beri televizyondayım. Daha önce televizyonda parodiler yapan komik kız durumundaydım. Şimdi hak ettiğim yerdeyim diyebiliyorum. Ama geçmişime bakıp en azından hatırı sayılır iki üç tane filmim de olsun isterdim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!