Eski menajerden kemoterapi şapkası

Güncelleme Tarihi:

Eski menajerden kemoterapi şapkası
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2007 00:00

Kansere yakalandıktan sonra kemoterapi gören ve bu yüzden saçları dökülen Nermin Ceri, hastalar için ürettiği şapkaların pazarlaması ile uğraşıyor.

Haberin Devamı

Meme kanserine yakalandıktan sonra menajerlik yapmayı bırakan Nermin Ceri, şimdi kemoterapi gören ve bu yüzden saçları dökülen hastalar için ürettiği şapkaların pazarlaması ile uğraşıyor.

21 yıl boyunca Ajda Pekkan’dan Sibel Can’a, Gülşen’den Serdar Ortaç’a kadar sayısız sanatçının basın danışmanlığını ve menajerliğini yapan Nermin Ceri, göğüs kanserine yakalandıktan sonra mesleğine veda etti. Geçtiğimiz yıl sağ göğsünü kaybeden Ceri, şimdi kemoterapi gören ve bu yüzden saçları dökülen hastalar için ürettiği şapkanın pazarlanması ile uğraşıyor. Ceri, "Amacım bu şapkanın tüm eczanelere girmesi. Oradan gelecek gelirle Türkiye’nin en ücra köşesine bile ultrason aleti alacağım" dedi.

Siz önce gazeteciydiniz, sonra menajerlik yapmaya başladınız. 21 yıldır da birçok ünlüyle çalıştınız, öyle değil mi?

Evet. Benim gazeteci olma sebebim de Ajda Pekkan’a ulaşmaktı. Çünkü ona hayrandım. Ajda Hanım’a ancak gazeteci olabilirsem ulaşabilirdim. Tesadüfen de oldum. Önce istihbarat muhabirliği yaptım, sonra Aykut Işıklar’ın yanında magazin muhabirliğine başladım. Koyduğum hedefte yavaş yavaş ilerliyordum. 23 Nisan 1991’de de Ajda Hanım’la tanıştım.

Haberin Devamı

n Vay be! Ä°ÅŸte fanatik hayran diye buna denir...

Öyle... Ajda Hanım’la tanışır tanışmaz birbirimize kanımız kaynadı. Zaten bir hafta sonra da bana asistanlık teklifinde bulundu. Ben o dönemde Amerikan Havayolları’nda güvenlik görevlisi olarak da çalışıyordum. Dört yıl boyunca hem orada hem de Ajda Hanım’la çalıştım. Belki Ajda Hanım’la çalışmayı seçmeseydim, şu an bu rahatsızlığı yaşamayacaktım. Çünkü sanatçıyla çalışmak çok stresli bir iş. Size ne zaman kalıyor ne de hayat. Neyse altı yıl Ajda Pekkan Üniversitesi’ni başarıyla geçtim ve Raks Müzik Yapım’a girdim. İlk sanatçım Serdar Ortaç oldu. Daha sonra Rafet El Roman, Gülşen, Yılmaz Morgül, Ebru Gündeş, Sibel Can’la çalıştım. 21 yılın içine Orhan Gencebay ve Seda Sayan da katıldı. Renkli fakat bir o kadar da yıpratıcı 21 yıl geçirdim.

- Kanser olmanızı bu kadar yıpratıcı çalışmanıza mı bağlıyorsunuz?

Doktorlar stres çok önemli diyor. Benim ailemde kanser hastası yok. Yani genetik miras sonucu kanser olmadım. Yanlış anlaşılmasın "Sanatçılar beni kanser yaptı" demiyorum ama ben o 21 yıl içinde hep "Önce canan, sonra can" dedim. Hayatımı hiçe sayarak kendimi onlara adadım.

Haberin Devamı

KIRGIN OLDUĞUM SANATÇILAR VAR

n  Şu an birlikte çalıştığınız sanatçılara en çok ne söylemek istiyorsunuz?

/images/100/0x0/55eb65f4f018fbb8f8be8f34

Onlar daha yolun başındayken, "Nermin beni meşhur et sana ev, araba alacağım" vaatlerinde bulundular. Ama bunu sadece dört duvar duydu. Bu vaatlerini teybe kaydetmiş olsaydım, şu an bu konuşmalarını önlerine koymayı çok isterdim. Bir de şu var, ben onlara geçmişlerini hatırlatıyorum. Onlar, o kötü günlerini anımsatan hiçbir şeyi görmek istemiyorlar. Vaatlerden de geçtim, benim beklediğim sadece kuru bir selamdı. Onu bile vermediler.

n Bunu sorgularken hiç hatayı kendinizde aradınız mı?

Benim hatam çok fazla verici olmaktı. Onlar da zaten bunu inkar etmezler. Dediğim gibi ben Ajda Hanım’a ulaşmayı istemeseydim belki bunları yaşamayacaktım. Çünkü ben hakikaten kaderimi yaşıyorum. Herkes kaderini yaşayacak.

Haberin Devamı

n Çalıştığınız bütün sanatçılara kırgın mısınız?

Kırgın olmamam mümkün değil ki. Bırakın geçmiş olsun demeyi, bir selamı bile çok görenler oldu. Ben onlara iyilikten, sahiplenmekten başka ne yaptım, bilmiyorum ki?

n Siz göğüs kanserine yakalandınız ve memenizin bir tanesini kaybettiniz. Ä°lk öğrendiÄŸinizde neler hissettiniz?Â

Benim yedi senedir fibrokistlerim vardı. Her ay reglden bir hafta sonra mutlaka kendim kontrol ediyordum. Bu

/images/100/0x0/55eb65f4f018fbb8f8be8f36
kontrollerimin birinde iki tane kitle geldi elime. Bir tanesi sağ göğsümün alt tarafında, deniz altı gibi uzunlamasına giden bir kitleydi. Cerrahım Prof. Dr. Tarık Akça, "Nermin yedi senedir almayalım diyordum ama bu kitleleri artık almamız lazım" dedi.

Haberin Devamı

n Yani fibrokistleriniz ÅŸekil deÄŸiÅŸtirmiÅŸ?

Evet. İşte fibrokist diyerek ihmal etmemek gerek. Rutin kontrol çok önemli. Ben zaten onların 15-20 gün içinde büyüdüklerini hissettiğim an, doktora gittim. Tümörler kötü huylu çıkınca da hemen ameliyat oldum. Göğsümü alacaklarını ilk söylediklerinde çok ağladım, kabullenemedim. Sonra hemen kendimi toparladım. Ve ben bunu grip olarak geçiriyorum dedim. Tıbbi anlamda ilk ameliyatı olduktan sonra ikinci ameliyatımda Doç. Dr. Akın Yücel tarafından silikon takıldı.

n Sizinki erken teÅŸhis o zaman?

Evet.. Ben kanseri, ikinci evresinin başında yakaladım. Daha ileriki evrelerde silikon takamıyorlar.

n Ve bu kemoterapi döneminde bu şapkayı üretmek aklınıza geldi...

Kemoterapi anında sanırım dördüncü evresinde saçlarım tamamen gitmişti. Kemoterapiden hemen sonra menopoza da girdim. Çok fazla terlemeye başladım. Tedaviden dolayı saçlarım da dökülünce başım da üşümeye başladı. İnsan psikolojik olarak kafasını örtmek istiyor. Çünkü kimsenin sizi öyle kel görmesini istemiyorsunuz. Hem aşırı terleme ve üşümemden hem de bu psikolojiden kurtulmak için kafamı örtmek istedim. Fakat benim taktığım şapkalar beni kamufle edemedi. Çünkü şapkalar kısa kalıyor, ense tarafımı kapatmıyordu. Sentetik olduğu için terlemeyi de engellemiyordu. Neyse uyku anında bana bir anda acaba havlu şapka var mı bu ülkede diye bir fikir geldi. İnternetten araştırdım ve olmadığını gördüm. Hemen patent ofisine müracaat ederek patent hakkını nasıl alabileceğimi araştırdım. Bu numuneyi hazırlayarak patenti aldım. Şu anda Türkiye patenti bende ama yurtdışı için

/images/100/0x0/55eb65f4f018fbb8f8be8f38
süresi dahilinde bunu dünyaya da dağıtacağım.                            Â

Bu şapkanın özelliği nedir

- Bir kere havlu ve antibakteriyel bir kumaş. Kemoterapi ile yola çıktığım için kel ve kafası çok terleyen insanlar için büyük bir ihtiyaç bu şapka. Saçım hiç kalmadığı zaman bu şapka benim hayatımı kurtardı. hem estetik açıdan beni çok rahatlattı, hem de kafamdaki terlemeyi, üşümeyi engelledi. Ömrümün sonuna kadar bu şapkanın ne kadar faydalı olduğunu anlatmakla geçecek yıllarım. Elimden geldiği kadar insanlara anlatacağım. Eczacılar da henüz bilmiyorlar ve benim bu röportajlarımla öğrenecekler, ayrıca bir sitem var www.nerminceri.com. Oradan da bu şapka hakkında bilgi edinebilirler.

Haberin Devamı

n Nerelerde satılacak bu şapka?

- Benim şu an tek istediğim bu şapkanın her eczaneye girmesi. Dağıtım firmaları ile görüştüm bir tanesi bana çok sıcak baktı. Bakalım, inşallah bu isteğimi de gerçekleştirebilirim.

n Ne kadara satılacak peki?

- 10-12 YTL arasında...  Benim öyle çok ciddi paralar kazanayım gibi bir derdim yok. Ama kazanmak da istiyorum. Buradan gelecek gelirle, önce meme kanserlilere ultrason aleti alacağım. Türkiye’nin en ücra yerinde bile bir ultrason aletinin olmasını istiyorum. Onlarla fikirlerimi ve şapkayı paylaşmak istiyorum. Ve kitap yazacağım. Kitabın bütün formatı kafamda belli. O kitabın bütün gelirini de meme kanserlilere bırakacağım. Bugüne kadar belki sanatçılar bana dua etmiştir ama bundan sonra belki de kanserli hastalar bana dua edecek. Tek isteğim bu.

n Eskiden selam vermeyen, sanatçı dostlarınız, arkadaşlarınız şimdi arıyor mu?

- Ben ameliyata girmeden önce Orhan Gencebay, Sibel Can ve Ajda Hanım’dan helallik almak istedim ve onları aradım. Onlar da sonrasında beni aradılar... Duyanlar arıyor. Teşekkür ederim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!