DURUMLAR Sözler sarfediyorum sizlerden kurtulmak için.Ve sizler sarfediyorumSözlerden kurtulmak için. Ä°çeride keman çalan biri var. Mutfakta altı yanan

Güncelleme Tarihi:

DURUMLAR Sözler sarfediyorum sizlerden kurtulmak için.Ve sizler sarfediyorumSözlerden kurtulmak için. İçeride keman çalan biri var. Mutfakta altı yanan
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 16, 2000 00:00

DURUMLAR Sözler sarfediyorum sizlerden kurtulmak için.Ve sizler sarfediyorumSözlerden kurtulmak için. İçeride keman çalan biri var. Mutfakta altı yanan barbun. Aman da aman çaÄŸrışım kurbanı yazar. Aman da aman aynacıklar. Hiç de yetiÅŸkin tarzına mecbur deÄŸilim bu aralar. Para da sarfetmeyeceÄŸim. Hiç hiç de çalışmayacağım üstelik bu aralar. Kendimi yavaÅŸ yavaÅŸ öldürmeden, nefes alacağım. Bir rüyalar.Öteki rüyalar.Dur ÅŸurdaki rüyaları eksik incelemiÅŸim. Hayatla baÄŸlantısı yorgun, ilgisiz kadın modeline geçiyorum. Nasıl güzel. Nasıl ilgisiz. Ä°lgim alakam yok yürüme bandında sallanan metaforumla ben. Sıfır septik, sıfır endiÅŸeli surat. Bol rüyalı akıcı metafor. AÄŸrısız sızısız bir durum. Ekranda soylu hislerin dışavurumu magazin programları. Mustarip slikonlar ve gergin hareketli kadınlar. MuhteÅŸem yavÅŸak, yavÅŸak bir durum. Anın durumları dökülürken, dökülürkenÇok hızlı yazıyorum mazaretleriArtık uyuyabilmek için İçeride keman çalan biri var. Saat 00:22. Çengelli iÄŸneyi içeriden yürütme yoluyla yerine takmaya üşendiÄŸim pantalonumun ipi çıkmış. Bir gün aranılıp da bulunması gereken her obje gibi, bağımlılığı biter bitmez kaybolmuÅŸ. Maddenin maddeye bağımlılığı durumu. Bu tür rasyonel sorunlar. Sahne tozu demli, tentürdiyot çay uslubunda bir entellektüel var öteki kanalda. MertliÄŸi yok eski yüzyılların. Artık entrikalar mektuba aç. Mürekkebe aç. Ekrana sığınıyorlar. Dört bir yana dağılıyorlar sonra. Postacıları nasıl da özlüyorlar. Entrikalar metal ve dual bantlı. Ya da nedir? Bir kaç kominikasyon harikası. Ve ÅŸimdi düşünüyorum da Ä°stanbul'un gökyüzü gerçekten pembe. Bir de bu tür absürdist hezeyanlar. Ben çok acıklı ve ıslak izmaritli, karışık kasetli, saklı gizli ÅŸiirler arardım bu saatlerde. Büyümeyi bilmezken. Biberlerin içine pirinç ve kıyma, makineye tabak çanak ve sarımsak aletini koymazken. Sonra bunlarn hepsi mecburen daha düzgün cümlelere dönüştü. Bir ajanda sayfasında. Sanal bir iÅŸ dünyası ve tanımadığım insanlar, artık hep daha düzgün cümlelerle oluÅŸtular. Ay, hiç sıkılmadımAy, hiç sıkılmadımBu çeÅŸitli durumlardan.. İçeride keman çalan bir adam var. Eski bir hatıraya dönüştürüyor saatleri. Anı dolabına eklemek için. Halbuki ÅŸimdi ÅŸiirler, baharatlı kaset ÅŸeritlerinde ancak vıcık bir üzüntü yaratıyorlar. Kelime tonlaması oluyorlar. Salonda ilk cümleyi mutlaka sonlarda tekrar eden, burnunu kapıya çarpmış bir kadın. Her sabah kendini yanlışlıkla döven. Sanıyorum bir yarışmaya katılması lazım. Yine yazabilmesi için ileride. Böyle oluyormuÅŸ iÅŸler. Edebiyat otoritelerinin ödül vermesi lazım. Belki sonraBelki sonra,Sadece anlatarak geçer zaman.Çok "yavÅŸak yavÅŸak" bir durum. Takılıyoruz abicim durumları. Yani ne kadar, ne kadar Çil çil bir durum. Muasır medeniyet. Dedim ya, sözler sarfediyorum sizlerden kurtulmak içinVe sizler…Sarf ediyorum sonraEda ALANSON - 16 Haziran 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!