Doktor beni baştan yarat

Güncelleme Tarihi:

Doktor beni baştan yarat
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 1998 00:00

Haberin Devamı

Estetik ameliyatlar herkes için aynı anlama gelmiyor; kimi küçük istiyor, kimi büyük...

Bütün dillerde, üç heceli, kısa bir sözcük olan ‘‘Estetik’’ bugün, tüm dünya kadınları için, aynı ‘sihirli’ anlamı taşıyor: Kısaca, kadınların beğenmedikleri bir organlarıyla ilgili, ‘Güzelleşme operasyonu’... Türkçede, uzun uzun ‘Estetik ameliyatla düzeltilmiş’ açıklaması yapmak yerine, yanlış bir sözcük kullanılarak ‘estetikli’ deniyor.

Bu yazı her ne kadar kadınlar ve estetik ilişkisini ele alsa da plastik cerrahi artık erkekleri de yakından ilgilendiriyor. Beğenmedikleri yerleri değiştirmek, düzelttirmek için plastik cerrahlara başvuran erkeklerin sayısı her geçen gün artıyor.

Estetik ameliyatları, tüm insanlar için aynı anlamı taşıyor denebilir. Yine de ülkelere göre farklılıklar gösteriyor. Özellikle beğenilmeyen yerlerin ne yönde değiştirileceği noktasında! Çünkü çoğu organ, ülkelere göre ‘‘Ters yönde’’ değiştirilmek isteniyor. Mesela Türk kadınları ve Japon kadınlarının düzelttirmek istedikleri organlarının başında burun geliyor. Ama Türk kadınları burunlarının küçültülmesini, Japon kadınları da büyütülmesini istiyor. Aynı şekilde, İsveçli kadınlar memelerinin büyütülmesi için plastik cerrahlara başvururken, Brezilyalı kadınlar küçültülmesi için ameliyat masasına uzanıyor.

Sonuç olarak, hangi organ için olursa olsun, her ülkeden kadının ve erkeğin gündemine büyük bir hızla giriyor estetik. Ve tıp teknolojisindeki, dolayısıyla estetik cerrahideki gelişmelerin akıl almaz boyutlara ulaşması, kadın vücudunda ve yüzündeki düzeltmelerin bütün dünyada hızla yayılmasını sağlıyor.

PSİKOLOJİYİ ETKİLİYOR

Kadınların pek beğenmedikleri organlarına estetik müdahale yaptırmaları, psikolojilerini de olumlu yönde etkiliyor. Bu konuda uluslararası ün yapmış olan Estetik Cerrah Prof. Dr. Onur Erol, ‘‘Estetik ameliyatlar, kadının sadece güzelliğini değil, psikolojik sağlığını da etkiliyor. Kadının kendisi ile barışmasını sağlıyor ’’ diyor. Türkiye'de ilk olarak ayakta tedavi sağlayan, Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği'ni kuran Prof. Erol, bu konudaki sorularımıza, şu yanıtları veriyor:

‘Kadın milleti' en çok hangi organının güzel olmadığından yakınıyor?

- Bu yaşa ğöre değişiyor. 30 yaşa kadar olan gruplar, daha çok burundan şikayetçiler. İkinci sırayı vücut şekli alıyor. Bölgesel yağ toplanmalarından şikayet ediliyor. Üçüncü sırayı meme alıyor. 30-45 yaş arasındaki kadınlarda ise göz kapakları, şakak bölgeleri, kaşların sarkması gibi sorunlar öne çıkıyor. Bu yaşlardaki bütün kadınlar, ikinci olarak, ‘aslan olukları’ denilen, burun kanatları ile dudakların kenarları arasında oluşan oluklardan şikayetçi. Bu olukların doldurularak, tedavi edilmesini istiyorlar. Bunların, kendilerini yorgun ve yaşlı gösterdiğini söylüyorlar. Üçüncü sırada, yine meme geliyor. Genelde, doğumdan sonra sarkan veya içi boşalan memelerini düzelttiriyorlar.

Bu durum ülkelere göre nasıl değişiyor?

- Amerika'da son üç yıla kadar, yüzlerini gençleştirmeye büyük önem veriyorlardı. Şimdilerde ise vücudu şekillendirme ön sıraya oturdu. Artık, Amerikalı kadın, vücudunu düzelttirip fazla yağlardan kurtulup, incelmek istiyor. Vücudunun güzelliğini, yüzünden daha fazla önemsiyor. Avrupalı kadın ise bunun tam tersini yaşıyor. Onun için, birinci sırada yüz gençleştirme, ikinci sırada vücut şekillendirme, fazla yağlardan kurtulma geliyor. Brezilyalı kadın, birinci sırayı vücut şekillindirmeye, ikinci sırayı meme düzeltmeye veriyor. Her üç ülkede de burun üçüncü sırada. Oysa, Türkiye'de burun birinci sırada yer alıyor. İsveçli kadın için, meme büyütme öncelik taşıyor. Diğer kuzey ülkeleri ve İngiliz kadınları için de durum aynı. Japonya'da, göz kapağı ameliyatları büyük önem taşıyor ve birinci sırada yer alıyor. Bunu burun ve meme ameliyatları izliyor. Japonlar, oryantal göz dediğimiz, bir kıvrım şeklinde olan göz kapaklarını değiştirip, Avrupalılar gibi göz kapaklarına sahip oluyorlar. Bunun için, Amerika ve Japonya'da geliştirilmiş olan özel teknikler uygulanıyor. Ayrıca, Japonya ile birlikte, Tayland, Kore, Çin gibi ülkelerde burun büyütülüyor. Burnun sırtına kıkırdak konup, yüksekliği sağlanıp, burun deliklerinin yayvanlığı gideriliyor. Sarı ırkta ve siyahlarda yara izleri kolay kapanmadığı için, meme amiyatlarında benim geliştirdiğim ve dünyaca benimsenen ‘izsiz yöntem’ rağbet görüyor. Bu yöntem, beyaz derililerde, göze çarpacak kadar bir iz bırakmıyor.

YUVARLAK HAT OUT!

Yüz güzelliği anlayışı, milletlere, ırklara göre değişiyor mu?

- Çok değişiyor. Örneğin Afrikalılar dudaklarını, burunlarını, kocaman halkalar takarak yassılaştırıyorlar. Onlara göre güzellik anlayışı bu. Fakat televizyon bütün dünyaya yayıldıkça, kadınların güzellik anlayışları da değişiyor. Bu değişim ülkemizde de yaşanıyor. Bir zamanlar gözde olan yuvarlak hatlı kadınların yerini, artık, ince, zarif hatlılar almış bulunuyor. O zamanlar, hiç güzel olmayan kadın tipleri şimdi ideal durumda. Bütün ülkelerin güzellik anlayışları hızla değişiyor. Örneğin, çıkık elmacık kemikli, göz kapakları belirgin, şakakları ve göz çevresi gergin, canlı bakan bir tipe güzel deniyor. Mankenler, fotomodeller bu tiplerden oluşuyor. Yorgun bir bakış kabul edilmiyor. Yüzde canlı, diri, mutlu bakış aranıyor.

Erkeklerin baskısı ile estetik ameliyata gelen kadınlar var mı?

- Böyle bir olay yok. Kadın, sadece, kendisi istediği için ameliyat oluyor. Estetik ameliyatla güzelleşiyor, kendine daha fazla güven duyuyor. Duyduğu güvenle çevresi ile iletişimi, etkinliği ve başarısı da artıyor. Yakınlarına olan sevgisi artıyor. Kendisi ile barışık yaşıyor. Kadın, herşeyden önce vücuduna, organlarına sahip olma özgürlüğü ve hakkının bilincinde... Organları ile ilgili bir değişikliğe ancak kendisinin karar vereceğini söylüyor. İstediği zaman da bunu uyguluyor. Anne, baba, koca, nişanlı istediği için değil, ancak kendi istediği zaman bunu gerçekleştiriyor. Bunun aksi de söz konusudur. Eğer bir kadın, herhangi bir organı yüzünden, kendini mutsuz ve rahatsız hissediyorsa, o zaman yakın çevre, onun bu isteğine saygı duymalı, ona yardımcı olmalıdır.

Bir kadına aynı zamanda birden fazla estetik ameliyat yapılması konusunda ne düşünüyorsunuz?

- Son 10-15 yılda, modern plastik cerrahide anestezinin çok ilerlemesi sayesinde, tek bir anestezi ile birçok düzeltme yapılabiliyor. Böylece hastaya hem maddi ve hem de manevi yarar sağlanıyor, zaman kazandırılıyor. Karın germe, meme, vücut iyileştirme veya şakak, göz kapağı gerdirme, boynu inceltme, lazerle yüz derisini yenileştirme ameliyatları bir arada bir defada gerçekleştiriliyor. Modern anestezi cihazları, denge anestezisi, çok az anestezi ilacı ile bu ameliyatlar yapılıyor ve hasta sarsılmıyor.

Aynı organ üzerinde birden fazla ameliyat oluyor mu?

- Yüz gerdirmenin geçerliliği 5-10 yıl sürüyor. Bu 3-4 kez tekrarlanabiliyor. Şimdi yeni teknolojik gelişmelerle, yüz gerdirmeye ihtiyaç olmadan, doku enjeksiyonu ile benim geliştirdiğim ‘doku kokteyli’ ile küçük müdahalelerle yüz düzeltiliyor. İyi yapılmış bir burun için tekrar bir ameliyat gerekmiyor. Ancak, ileri yaşlarda esneyen burun kıkırdaklarına lazerle takviye yapılabiliyor.

Erkek de memesini düzelttiriyor

Bir insana ilk kaç yaşında estetik ameliyat yapılabiliyor ve hangi organa?

- Beş yaşında kepçe ya da yelken kulaklara izsiz ameliyat yapılıyor. 16 yaşındaki kızların kalça ve bacaklarında şekillendirme gerçekleştirilebiliyor. 17 yaşında da meme büyütme operasyonu uygulanıyor.

Estetik ameliyat, vücudun nerelerine kadar uzanabiliyor?

- Saçlı deriden ayak bileğine kadar uzanıyor. Saç ekiliyor, ayak bilekleri inceltilip kalınlaştırılıyor. Erkeklere yeni penis yapılıyor. Kadınların büyük olan dış genital organları küçültülüyor.

Erkekler arasında da büyük artış gösteren estetik ameliyatlar, hangi yaşlarda, hangi organlarda yoğunlaşıyor?

- Erkeklerde 18-25 yaş grubu arasında burun ameliyatları birinci sırada. İkinci sırada meme yağlarının alınması geliyor. 25-40 yaş arasında da, belde, karında toplanan yağlar aldırılıyor. Böylece, erkek daha dinamik, daha sportif bir yapıya kavuşuyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!