Doğumdan sonra 20 kilo verdim

Güncelleme Tarihi:

Doğumdan sonra 20 kilo verdim
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2013 09:14

Bihter Dinçel, yeni bir televizyon dizisi ve hamilelik konulu “Gebelere Balon” kitabıyla suskunluğunu bozuyor. Bir yıl önce anne olan ve o zamandan beri zamanının büyük bölümünü oğlu Yağmur Ali’ye ayıran oyuncu, hem hamilelik ve doğum sonrası yaşamını hem de yeni projelerini e-bebek’ten Bebek dergisine anlattı.

Haberin Devamı

Uzun zamandır ortalarda gözükmüyorsunuz, neler yapıyorsunuz?        

- Oğlum doğduğundan beri onunla ilgileniyorum. Bu arada bir arkadaşımla beraber bir de kitap yazdık. Her ne kadar evde çocuk baksam da aktif olarak çalışmalarıma devam ediyordum. Yazın bir sinema filmi çektik. Bunun dışında ocak ayı itibariyle yeni bir televizyon dizisine başlıyorum.

Ne üzerine bu kitap?
     
- Hamilelik üzerine... Adı da “Gebelere Balon”.

Kitap fikri nasıl doğdu?

- Elif Ezgi Uzmansel ile üniversiteden arkadaşız. O benim bir alt sınıfımdı ama çok yakındık. Üniversiteden sonra o Mersin’e, ben de İstanbul’a yerleştim. Tesadüf, ikimiz de hemen hemen aynı dönemde hamile kaldık. Bu süre içinde Ezgi’yle mektuplaştık. Mail falan değildi, bildiğiniz mektuplaştık. Tabii bu kitap olacak kadar çok değildi. Oğlum doğduktan sonra “90’larda Genç Olmak” kitabını basan yayınevi, elimizde başka bir kitap çalışması varsa bizimle çalışmak istediğini söyledi. Biz de Ezgi’yle kolları sıvayıp bu mektupları kitaba çevirmeye karar verdik. Hamile olduğumuzu öğrendiğimiz günden doğumhaneye girdiğimiz ana kadar her şeyi birbirimize mektupla anlattığımız bir kitap oldu.

Kitabın alt metninde bir şeyler var mı?

- Evet, alt metnimiz hamilelik hurafeleri! Hamilelik döneminde kötü haberler yayan, sürekli olumsuz şeyler anlatan ablalara, teyzelere inat bir kitap aslında. Çünkü hamilelik dünyanın en muhteşem duygusu.

Doğumdan sonra arkadaşınızla karşılaştığınızda neler hissettiniz?

- Doğumdan dört ay sonra görüştük, Ezgi’nin oğlunun adı Rüzgar Ali, benim oğlumun adı da Yağmur Ali. Karşılaştığımızda yaşadığımız en güzel şey, birbirimizin oğlunu emzirmemiz oldu. Eski, geleneksel ve güzel bir duyguyu ikimiz de yaşamış olduk. Çocuklarımız da süt kardeş oldular.

O KADAR EKŞİ YEDİM Kİ DİŞETLERİM DÜZELMEDİ

Hamileliğiniz nasıl geçti?

- Çok rahat... Yakın çevremde öyle hamilelikler gördüm ki, çok şükür benim hamileliğim çok iyiydi. İlk zamanlar biraz bulantım ve kokulara karşı bir hassasiyet vardı sadece, onun dışında bir sıkıntı yaşamadım. Yazın bolca yüzdüm, bu da beni fazlasıyla rahatlattı.

O dönemde “Geniş Aile” dizisini çekiyordunuz değil mi?

- Evet. Hamileyken sete gitmek, insanlarla birlikte olmak bana inanılmaz iyi geliyordu. Oturup kendimi dinlemiyordum o sayede. Sorunlu hamilelik geçirmeyen herkese çalışmaya devam etmelerini tavsiye ederim. Çünkü siz mutlu olduğunuzda ve kendinizi iyi hissettiğinizde bu bebeği de olumlu etkiliyor.

O dönemde canınız en çok çekiyordu?

- Ekşi olan her şeyi yiyordum.

Bu yüzden de herkes kız beklediğinizi düşündü.

- Evet. Canım sürekli ekşi istiyordu, bu yüzden dişetlerim hâlâ kendine gelebilmiş değil.

Siz ne istiyordunuz peki, kız mı, erkek mi?

- Ben tüm hamilelerin hangi cinsiyette ve kaç kilo doğuracağını yüzde 99 bilirdim. Ancak kendi hamileliğimi tutturamadım. Çocukluğumdan beri hep bir kızım olacağını düşünürdüm, dişeti hassasiyeti sorunuyla da karşılaşınca kesin kızım olacak diye düşündüm. Ultrasona gittiğimizde doktorum tahminlerimizi istedi. Barış’la aynı anda “Kız” dedik, ama doktor oğlumuzun olacağını söyledi. O ana kadar bir oğlumun olabileceğini hiç düşünmemiştim. Ama oğlum olacağını öğrenince o kadar çok sevindim ki, anlatamam. Arkadaşlarımızın çoğunun tahmini de erkekti, bu yüzden sette çok ciddi iddiaya girip, kaybedenler oldu.

EŞİM BENDEN DAHA HEYECANLIYDI

Doğum nasıl geçti?

- Normal doğum yapacaktım ama son anda sezaryen oldu. Aslında doğuma gitmemin çok komik bir hikayesi var.

Nasıl?

- Doğumdan bir gece önce içimden artık doğurmak istiyorum diye geçirmiştim. Sabaha karşı uyandığımda farklı bir şeyler hissettim ve “Yaşasın doğuruyorum” diye düşündüm, sonra tekrar uyudum. Sabah 9’da uyandığımda salona gidip “Hey millet, ben doğuruyorum” dedi.

Barış Bey doğuma girdi mi?

- Hayır girmedi. Dışarıda stresli bir şekilde bizi bekledi. O benden daha çok heyecanlıydı.

Hamilelikte kaç kilo almıştınız?

- 17 kilo aldım ama sonrasında 20 kilo verdim.

Nasıl?

- Hiçbir şey yapmadım. Tek yaptığım çocuğuma kendim bakmak ve emzirmekti. Herkese de tavsiye ederim.

Sütünüzü artırmak için neler yediniz mesela?

- Baklava, börek yemek yerine her gün 6, 7 litre su içtim. Zaten emzirmeye başladığım anda dilim damağım kuruyordu. Bu yüzden ister istemez su içiyordum. Doğumdan eve geldiğimde 5,5 kilo vermiştim, devamında her hafta 200 gr. daha verdim. Altıncı aya kadar böyle devam etti ve hamile kalmadan önceki kiloma indim. Sonra da zayıfladım çünkü emzirmeye devam ediyordum. Hiç diyet yapmadım; tatlı da yiyordum, tuzlu da. Ancak ağır tatlıları yemekten kaçındım, daha çok sütlü ya da irmikli tatlıları tercih ettim.

İlk günler nasıl geçti, zorlandınız mı?

- İlk 40 gün annem yanımdaydı, sonra anneme “Sen git bakalım, biz tek başımıza neler yapabileceğiz bir görelim, öğrenelim istiyorum” dedim. Annem gittikten sonra Barış’la birlikte baktık. Her şeyiyle ikimiz ilgilendik. Benim yaptığım her şeyi Barış da yapıyor, bir tek emziremiyor. Bunun dışında Yağmur Ali’yi bebekliği boyunca göğsümde uyuttum. Herkes böyle uyumaya alışacağını ve kopamayacağını söylüyordu ama zamanı geldiğinde kendi yatağında uymak istediğini fark ettik. Yedi aylık olduğunda odasını ayırdık, her şey olması gerektiği gibi oldu yani. Geçtiğimiz yaz üç kişilik bir aile olarak tatil yaptık, yanımıza yardımcı falan almadık. Gezip tozmamızdan da geri kalmadık.

Haberin Devamı

DİZİ SETLERİNE DÖNÜYOR

Yeni bir dizi çalışmanız varmış.

- Evet, dizimizin adı “Ali Ayşe’yi seviyor”. Senaryoyu çok beğendim, ertesi gün gidip el sıkıştım. Çok yaratıcı bir yazar kadromuz ve çok iyi bir yönetmenimiz var. Güzel bir iş olacak bence. Evlenmek için yanıp tutuşan orta yaş insanlarının ve onların çocuklarının hikayesi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!