Çocuk yapmaktan korkuyorum

Güncelleme Tarihi:

Çocuk yapmaktan korkuyorum
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2007 00:00

Bu ay, önce Montreal Caz Festivali’nde, ardından da Alaçatı Babylon’da konserler verecek olmanın heyecanını yaşayan Nil Karaibrahimgil, InStyle dergisi için objektif karşısına geçti. Nil, "Çocuk çok farklı bir sorumluluk, henüz yapmaktan korkuyorum" dedi.

Yoğun bir tempoya girmeye hazırlanan Nil’le Riva’daki çiftlik evinde buluşuyoruz. Mor renkli Chrysler’inden indiğinde saat sabahın 09.00’u. Bahçenin köşesindeki parkta oynayan çocuklar Nil’i çizgi filmlerden birinin canlanan kahramanı sanıyorlar. İçinde bulunduğumuz ortam da, sanki Nil’le bizim dünyamızda değil de, onun yaşadığı çizgi filmde buluşmuşuz gibi...

Makyajı yapılırken, daha küçük bir çocukken şarkıcı olacağının sinyallerini verdiğini anlatıyor: "Ankara’da otururken arkadaşım Ceylan’ın odasında, aynanın önünde, elimde mikrofon yerine tuttuğum herhangi bir objeyle Sezen Aksu’nun Git şarkısını söylerdim."

Beş-altı yıl önce Özgür Kız olarak bir reklam filmiyle hayatımıza girene kadar, Boğaziçi Üniversitesi’nden yeni mezun olmuş; kendi bestelerini yapan bir müzisyen adayıydı Nil. Reklam filminin hayatını kolaylaştırdığını kabul ediyor ama işin zor tarafıyla da karşılaşmış: "Çok şanslıydım çünkü albümüm çıktığında insanlar beni zaten tanıyordu. Ama pek çok kişi beni, ’Hazır reklamla ünlü olmuşken, hadi şuna bir albüm yapalım,’ fikriyle albüm yapılan biri zannetti. Özgür Kız’ı Nil Karaibrahimgil’e çevirmem ve besteci kimliğimi oturtmam, Nil’in Dünyası diye bir dünya olduğunu göstermem neredeyse beş yılımı aldı."

RÜKÜŞ SEÇİLMEKTEN NEFRET EDİYORUM

Birkaç gün sonra, Bebek’teki Lucca’da yeniden bir araya geliyoruz Nil’le. Üzerinde, yerlere kadar uzanan sarı-turuncu desenli bir elbise var. Enerjisi müziğine, yaşam biçimine yansıdığı gibi giyiminde de bir bakışta fark ediliyor. Ancak asıl uzmanlık alanı alışveriş listeleri hazırlamak: "Bu iş için ciddi çalışıp listeler hazırlıyorum. Kıyafetlerimin beni yansıtması gerekiyor. Şarkı sözlerimdeki gibi bir insan olmam lazım."

Ve röportajın sorusu: "Özel hayatınızı bu kadar saklı tutmayı nasıl başarıyorsunuz?" Yanıtı şöyle: "O konuda ben de kendimi başarılı buluyorum. Üniversitedeyken, bir anda Akmerkez’de, otobüslerin üzerindeki reklamlarda, dergilerin kapaklarında kendimi görmeye başladım. Mütevazı bir hayat sürerken başlayan bu bombardımanı hiç sevmedim. Kendimi o ünlü olan insandan ayrıştırmayı kafama koymuşum. Zaten magazinde olmayı da hiç sevmiyorum. Beni rüküş seçmelerinden de nefret ediyorum. Kendimi magazin dünyasına ait hissetmiyorum."

Evlilik konusunda ise şunları söylüyor Özgür Kız: "Arada sırada aklıma geliyor evlilik fikri. Şu ana kadar topladığım donelerden, evliliğin çok şahane bir şey olduğu sonucuna varamadım. Bir de ben giyinmiş, hazırlanmış olarak bir erkeğin karşısına çıkmak istiyorum. Yani her halimle birinin gözünün önünde olmaktan hoşlanmıyorum." Çocuk sahibi olmak için hazır olma fikrine ise inanmıyor: "Çocuk çok farklı bir sorumluluk, üstelik çok seviyorum çocukları. Yetişkinlerden daha enteresan buluyorum. Ama henüz korkuyorum."

Konserinin olmadığı gün neler yapıyor

RUHUNU BESLİYOR "Bir şeyle meşgul olmadığım zaman kendimi yarım hissediyorum. Bütün gün kitap okuyabilirim."

AİLESİYLE VAKİT GEÇİRİYOR "Annem, babam ya da kardeşimle vakit geçirmek, şırıngayla sevgi almak gibi bir şey."

KOMŞUYA KAHVEYE GİDİYOR "Mazhar Ağabey ve Biricik’le muhabbet etmek bana her zaman iyi gelir. Mazhar Ağabey bir ansiklopedi gibi, ondan her zaman öğrenecek bir şeyleriniz vardır."

ALIŞVERİŞE ÇIKIYOR "İstanbul’da alışveriş yaptığım çok fazla yer yok. İkinci el dükkanlara giderim. Nişantaşı’na uğrayabilirim. Buralardan enteresan bir şey bulursam benim için kárdır."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!