İsviçre'yi dövdük de ne oldu

Güncelleme Tarihi:

İsviçreyi dövdük de ne oldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2006 00:00

"Bu sözlerimden tabii ki İsviçreliler’i dövdüğümüz anlamı çıkmasın, ama maçtan sonra çıkan olayları tüm dünya seyretti. Özellikle Avrupalı futbolcular, bu yaşananlar yüzünden Türkiye’ye gelmek istemiyor."

LEVENT Kızıl, genç yaşına rağmen Türk futbolunda sözü geçen, önemli şahsiyetlerden biri. 1966 doğumlu Kızıl, 1993 yılında Bursaspor’un Sosyal İlişkiler Sorumlusu olarak adım attığı futbol yöneticiliğinde 13’üncü yılını doldurdu. Bu zaman zarfında Futbol Federasyonu’nda da çeşitli görevler üstlenen Kızıl, 1 yılı aşkın süredir de Bursaspor Kulübü Başkanlığı yapıyor. Son 13 yılını futbolla iç içe geçiren biri olarak, ’çok şey söyleme hakkına sahip olan’ Levent Kızıl’la Türk futbolunu ve Bursaspor’u konuştuk...

Kızıl, sohbetimiz sırasında öncelikle, Bursaspor taraftarlarının Beşiktaş’a duyduğu öfkeden hareketle Türk futbolundaki şiddete değindi. Başta Avrupalılar olmak üzere yabancıların Türkiye’ye iyi gözle bakmadığını ifade eden Kızıl, bu durumu yakın geçmişte yaşadıkları bir olayla örnekledi:

Türkiye’ye iyi gözle bakmıyorlar

"Sezon başında İngiltere’nin Crystal Palace takımında oynayan Finlandiyalı ön libero Aki Riihilahti’ye talip olduk. Fiyatı 300 bin Euro’ydu, bu parayı vermeyi kabul ettik, ama adam gelmek istemedi. Teklifimizi 50 bin Euro daha artırtık, yine gelmedi. Sebebini sorduk, bize Türkiye-İsviçre maçında yaşanan olayları anlattı,
"Türkiye’de şiddet var, gitmem" dedi. Acı ama gerçek, dünya Türkiye’yi böyle tanıyor. Şimdi ben ilgililere soruyorum; İsviçre’yi dövdük de iyi mi ettik. Bu sözlerimden tabii ki İsviçreliler’i dövdüğümüz anlamı çıkmasın, ama maçtan sonra çıkan olayları tüm dünya seyretti. Haklı ya da haksız, bu olaylar bizim sahamızda çıktı. Özellikle Avrupalı futbolcular bu yaşananlar yüzünden Türkiye’ye gelmek istemiyor. Veya gelirse de ikinci sınıf futbolcuları geliyor."

Taraftarımız Beşiktaş’a kin besliyor

Beşiktaş ile oynayacakları lig maçında olaylar yaşanmaması için çeşitli önlemler aldıklarını kaydeden Kızıl, şunları söyledi:

"Bursaspor taraftarları takımın İkinci Lig’e düşmesinden Beşiktaş’ı sorumlu tutuyor. Siz ne kadar aksini söyleseniz de hepsi buna inanıyor; ’Beşiktaş, Sebat’a yenilmeseydi, küme düşmezdik’ diyorlar.

İşin kötüsü bu öfke Bursaspor’a şimdiden çok büyük zarar verdi. Taraftarlarımız her maçta Beşiktaş’a küfür ettiği için 150-200 bin YTL’ye yakın para cezası verdik. Önceden Beşiktaşlılar bu öfkeyi önemsemiyordu, ama son Beşiktaş-Ankaragücü maçında çıkan olaylardan sonra onlar da Bursaspor’a cephe aldı. CSKASofya ile yaptıkları maçta sürekli Bursaspor’a küfür etmişler.

Beşiktaş ile oynayacağımız maçlarda olay çıkmaması için tedbirler aldık. İki maçın da cuma günü oynanmasını sağlayacağız. En önemlisi de maçlara deplasman takımı seyircisi alınmayacak. Ayrıca, ek polisiye önlemler de alınacak.

Buradan Bursaspor taraftarına bir kez daha seslenmek istiyorum... Geçmiş geçmişte kaldı. O zamanki Beşiktaş’la şimdiki arasında çok fark var. O takımdan hemen hiçbir futbolcu ve yönetici kalmadı. Eğer bir şey yapılmışsa, o zamanki takım yapmış, şimdikilere kabahat yüklemek yanlış. Bizim yapacağımız tek şey var, sahada kazanmak. Onun haricinde vurmakla kırmakla kimse bir şey kazanamaz."


Çulcu’yu artık kimse dinlemez

LEVENT Kızıl, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’un Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK) işine karışarak, Kuddusi Müftüoğlu’nu FIFA listesine aldırmasına sert tepki gösterdi. Ulusoy’un bu davranışıyla federasyona ve MHK’ye duyulan güveni kökünden sarstığını vurgulayan Kızıl, şöyle konuştu:

"Mustafa Çulcu başkanlığındaki MHK gerçekten çok iyi çalışıyordu. Özellikle geçen sezonun ikinci yarısında hakemlerin gösterdiği performans müthişti. Bu sezon da fena gitmiyordu, fakat Haluk Ulusoy’un durduk yere FIFA listesine karışması her şeyi alt üst etti. Ulusoy böyle yapmakla, iyi giden bir tekere çomak soktu. MHK Başkanı Çulcu’ya duyulan güveni kökünden sarstı. Artık hiçkimse Çulcu’yu dinlemeyecek. Niye, çünkü insanlar artık Mustafa Çulcu’nun sözünün geçmediğini, işlerin Haluk Ulusoy’da bittiğini düşünüyor. MHK’nin istemediği bir adam zorla FIFA listesine alınıyor. Bu durum, teknik direktör tarafından kadro dışı bırakılan bir futbolcunun, kulüp başkanının kararıyla kadroya alınmasına benzer. Bir başkan böyle bir şey yaparsa, o kulüpte futbolcular teknik direktörün sözünü dinler mi?

Ulusoy esasında Kuddusi Müftüoğlu’nu da zor durumda bıraktı. Herkes şimdi Müftüoğlu’na
’başkanın adamı’ gözüyle bakacak. Müftüoğlu’nun bundan sonra yöneteceği her maç kulüpler tarafından yakın takibe alınacak. O da doğal olarak rahatsız olacak, maçları diken üstünde yönetecek.

Federasyon görev yapmıyor

BURSASPOR Kulübü Başkanı Levent Kızıl’ın, sohbetimiz sırasında en çok söz ettiği isimlerden biri Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy oldu. Bir dönem federasyonda birlikte çalıştığı Ulusoy’un çok değiştiğini ifade eden Kızıl, şunları söyledi:

"İnsan olarak Haluk Ulusoy’u çok severim. Ancak, Bursaspor Başkanı olarak, Ulusoy’un yönetimini beğenmediğimi ifade etmek zorundayım. Ulusoy, geçmiş yıllardaki federasyon başkanlığı sırasında kulüplerin her işine koşar, kimin ne ihtiyacı varsa elinden gelen her şeyi yapardı. Hepsinden önemlisi dışarıya karşı bir duruşu vardı. Maalesef o duruş şimdi yok. Bu federasyon Türk futbolu için hiçbir şey yapmıyor. Ulusoy, üçüncü kez başkanlığa geldikten sonra ne yaptı, biri bana söyleyebilir mi, söyleyemez. Çünkü, ortada yapılan bir iş yok. Mesela bu İddaa gelirlerinin paylaşımında yaşanan anlaşmazlığa kulüplerden önce Futbol Federasyonu’nun el atması lazım, ama Haluk Ulusoy ve ekibi ortada yok. Onların yapması gereken bir işi, kulüp yöneticileri olarak biz yapmak zorunda kalıyoruz ve biz kötü oluyoruz. Bu federasyon sırtını Milli Takım’a dayamış... Milli Takım iyi giderse, onlar da iyi. Başarısı tamamen Milli Takım’a endekslenmiş bir federasyondan icraat beklemek de zaten yanlış olur."

Esas kıyamet mayısta kopacak

Levent Kızıl, mayıs ayında yürürlüğe girecek yeni vergi yasasının, kulüpleri daha da zor duruma düşüreceğini öne sürdü. Kızıl, "Türk futbolunda esas kıyamet mayıs ayında kopacak. Kulüplerin ödediği stopaj vergisi mayıs ayından itibaren yüzde 15’ten yüzde 40’a çıkacak. Bu, milyon YTL’lerin döndüğü futbol piyasası için çok büyük bir oran. Kulüplerin çoğu zaten güç bela ayakta duruyor. İddia ediyorum, bu yeni vergi yasası pekçok kulübün kapısına kilit vurulmasına yol açacak. Futbol Federasyonu bu konuda bir an önce harekete geçmeli. Diğer konularda olduğu gibi bu olayda da bir şey yapmazlarsa, Türk futbolu felakete sürüklenir" dedi.

Fener’den aldığımız Edmar, yıldız olacak

Fenerbahçe’nin ’tecrübe kazanması için’ kendilerine kiraladığı Edmar de Souza’ya da değinen Levent Kızıl, büyük bir iddiada bulundu.Kızıl, "Biz ona inanmasak zaten almazdık. Müthiş yetenekli bir futbolcu. Oyunun hücum yönünü çok iyi oynuyor, ama defansif yönden eksikleri var. Bu eksiğini de Raşit Çetiner hocamız ve ekibinin çalışmaları sayesinde giderecek. Edmar, bu sezon değil ama gelecek sezonun sonunda tüm Avrupa’nın konuştuğu bir yıldız olacak" dedi.

İlahi adalet, asıl futbolda var

1993 yılından bu yana yönetici olarak Türk futboluna hizmet verdiğini belirten Levent Kızıl, "Bu süre içinde edindiğim tecrübeler bana şunu öğretti. İlahi adalet, asıl futbolda vardır. Herkes yaptığını ödüyor. İyi yaptıysanız kazanıyor, kötü yaptıysanız kaybediyorsunuz. Bu, değişmez bir kural" yorumunu yaptı.

3 ayrıcalıklı kulübü ’istikrar’la geçebiliriz

LEVENT Kızıl, Türkiye Ligi’nde haksız rekabet yaşandığını öne sürerek, "Kendilerine 3 büyükler diyen 3 ayrıcalıklı kulüp, toplanan paranın aslan payını alıyor. Bir Anadolu takımının bunlarla boy ölçüşebilmesi için istikrarlı bir yönetim şekline kavuşması lazım. Eğer istikrar olmazsa başarı tesadüflere kalır, tıpkı bizim yaptığımız gibi, Fenerbahçe’yi ancak 37 yılda bir yenersin" diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!