Dünyadan en güncel haberler, Türkiye'den sondakika haberleri, ekonomi dünyasından en flaş gelişmeler için Hürriyet'in uygulamalarını kullanabilirsiniz.
Ebru Şallı'ya yapılanlar... Biz ne ara bu kadar gaddar olduk?
Eski manken ve sunucu Ebru Şallı 9 yaşındaki oğlu Pars’ı lenfoma nedeniyle toprağa verdi.
Yazdır
A
Yazı Tipi
Yazdır
A
Yazı Tipi
1
Pars’ın mezar taşındaki “Ponçik sen benimlesin” yazısı yürek burkarken acılı anneye sosyal medya üzerinden destek ve bir o kadar da nefret mesajı yağdı. Akıllardaki soru şu: Biz ne zaman insanların acısı ile beslenen kötü kalpli insanlar olduk?
2
Türkiye Kadın Dernekleri Başkanı Canan Güllü, Ebru Şallı’nın yaşadığı büyük acının ardından atılan ‘Hak ettin’ minvalindeki sosyal medya mesajlarının toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yansıması olduğunu söylüyor.
3
Annenin acısını anne anlar
Güllü “Bu erkek egemen kültürün bir hesaplaşması. Geleneksel kültür içindeki yerleşik eril düzen, kendisine karşı gelen bir kadını, oğlunun acısı üzerinden linç ediyor. Neden öldürülüyor kadınlar? Mutsuz oldukları ve kocalarından boşandıkları için. Geleneksel toplum ne diyor peki? ‘Kol kırılır yen içinde kalır’. Yani, siz kadın olarak, erkek egemen düşünceye itaatsizlik yaparsanız linç edilirsiniz” diyor.
4
Güllü, içtenlik, acıyı paylaşmak, birlik olmak gibi birçok özelliğimizi kaybettiğimizi belirterek şöyle devam ediyor: “Allah hiç kimsenin evladına vermesin. Ancak böyle bir hastalığın başa gelmesinin kadının seçtiği yaşam tarzı ile alakası ne? İkisi arasında bir bağ kurmak insan olma erdeminden uzak. Kadının birey olarak görülmediği sadece ‘annelik’ gibi vasıflar üzerinden değerlendirildiği toplumlarda sosyal medyaya yansıyan dil bu maalesef.
5
Sosyolog Esra Köten: “İnsanlar kendilerinden farklı hayatlar yaşayanlara karşı öfke duyuyorlar. Bunu sisteme, eşitsizliklere karşı duyulan tepkinin nesneleştirilmiş bir kişiye yansıtılması olarak okuyabiliriz. Kendi yaşamında olmayanı, olmayacak olanı görüyor ve bunun öfkesini karşısındaki kişiye yönlendiriyor. Bu kişilerin kimliğine saldırarak kendi insanlığını, kadınlığını, erkekliğini, anneliğini, babalığını oluşturan öğeleri yeniden onaylıyor.
6
Buna en elverişli ortam sosyal medya. İnsanlar yüz yüze iletişimde söyleyemeyeceklerini, örneğin kültürel olarak ayıp olarak görülen sözleri, özellikle sosyal medyadaki anonim kimliklerin arkasında rahatça söyleyip rahatlıyor. Sosyal medya bu anlamda toplumsal olarak meşru kabul edilenin sınırlarını yeniden çiziyor. Ayrıca, sosyal medya erişilmez olanı erişilebilir kılıyor.
7
Reel dünyada karşı karşıya gelmesi mümkün olmayan toplumsal ve kültürel sınıflar burada kolaylıkla bir araya geliyor. Eğitim almamış olanın profesörle, popüler kültür tüketicisinin ünlü bir simayla, bir hastanın doktorla konuşabilmesine, ona söz söyleyebilmesine olanak sağlıyor. Buna ‘etkileşim’ de eklenince kendini yok sayılmış ve görünmez hissedenler, yaptıkları paylaşım ve yorumlarla görünürlük elde ediyor, yok sayılanlar bu sayede var oluyor.”
8
Avukat Dr. Cahit Suluk, klavye kahramanları için yapılacakları 3 maddede sıraladı:
9
Sözün bittiği nokta
Uyar-kaldır sistemi: En pratik ve kullanılır olanı. Mesela Ebru Hanım’a yapılan bu hakaretler, sosyal medyada duruyor. Kaldırılması için sulh ceza hâkimliğine müracaat edilmesi yeterli. Hâkim anında kaldırtabiliyor. Peki yazana bir yaptırım var mı? Hayır, yok.
10
Manevi tazminat davası: Basın-sosyal medya yolu ile kişilik haklarının ihlaline dayalı olarak manevi tazminat davası açılabilir. Ünlü birine en çok 50 bin liralık bir tazminat çıkıyor.
11
Ceza davası açılabilir: Ceza hukukuna göre hakaret suçtur. Basın yoluyla yapılan hakaretin cezası ise 1 yıldan başlıyor.
12
Avukat Suluk şöyle devam ediyor: “Gerçek hayatta uyar-kaldır sistemi başarıyla işlemekte. Ancak karşı tarafa, yaptığından ders çıkarmasını sağlayacak kadar dahi, manevi tazminat cezası verilmiyor. Avukat masrafları gibi faturaları da mağdur ödüyor. Ceza tarafı ise daha kötü. 2 yılın altındaki cezalar genellikle erteleniyor. İnanın, 1 ay, bu siber suçluları cezaevine alsak bir daha kimse yapamaz.”