Mülteci değil işadamıyız

Güncelleme Tarihi:

Mülteci değil işadamıyız
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2017 20:41

Türkiye’deki 3 milyon Suriyeli arasında fabrikalarını bırakıp sıfırdan başlayan işadamları da var. Gaziantep’i yeni merkezleri yapan Suriyeli işadamları burada olmaktan memnun ama ‘mülteci muamelesi’ görmekten şikayetçi. Suriyelilerin bölge ekonomisine etkisiyle ilgili Türk işadamları arasındaysa iki karşıt görüş var.

Haberin Devamı

SURİYELİ işadamları, 2012’den itibaren fabrikalarını arkada bırakıp Türkiye’ye müşteri portföyleriyle ve iş bilgileriyle gelmeye başladı. Sorunlarına ortak çözümler bulabilmek amacıyla çeşitli dernekler de kurdular. Bunlardan biri Suriyeli İşadamları Derneği (SİAD). Üç şubesi olan derneğin 230 üyesi var.

SİAD Başkanı Khaled Bablli, Halep’te inşaat sektöründeymiş. Bablli, Türkiye’ye gelme ve iş yapma sürecini şöyle anlatıyor: “Suriye savaştan önce gelişiyordu. Sanayi bölgeleri açılmıştı. Ancak savaştan sonra pek çok işadamı Türkiye’ye geldi. Burası kalbimize yakın ama iş yapmak zor. Derneği bu sebeple açtık. Amacımız işadamları arasında ilişki kurmak, üretilen malları Türk ve Arap piyasasına tanıtmak. Gaziantep, halıları ve ayakkabılarıyla meşhur. Suriyeli işadamları buradakilerle işbirliği yaparak halı fabrikaları açtı. Türkiye’ye daha önce olmayan hasır sanayini getirdik. Şimdi hasır işi yapan 20’ye yakın firma var. Ayrıca Arap dünyasında bilinen Suriye markaları Türk ortaklarla artık burada üretilip dünyaya gönderiliyor.”

Haberin Devamı

CİROM 1.5 MİLYON ÇIKIŞIM YASAK

Suriyeli işadamları ‘mülteci muamelesi’ görmekten şikayetçi. Saadplast Dış İlişkiler Müdürü Saad Şuveyhne bunlardan biri. Halep’ten gelen Şuveyhne’nin inşaat şirketi 14 ülkeye ihracat yapıyordu. Savaşta fabrikaları bombalanan Şuveyhne, Türkiye’de sıfırdan başladıklarını şöyle anlatıyor: “Savaşın bitmeyeceğini anlayınca şirketimizin tüm yönetim kurulu üyeleri bir araya geldik ve çalışma yaptık; Mısır, Lübnan, Yunanistan ve Romanya’ya baktık. Sonunda Türkiye’nin iş kurmak için en iyi yer olduğuna karar verdik. Pişman değiliz. İçerideki ve dışarıdaki müşterilerimizden sermaye alıp yeni bir iş kurduk. Şu an 1.5 milyon dolarlık ciromuz var. Artık Türkiye’den 10 ülkeye ihracat yapıyoruz. Hem Suriyeli hem Türk çalışanlarımız var. Türkiye’de iş kurmak zor. Ama burada iş kurmayı başarırsanız dünyanın her yerinde başarılı olursunuz. Yurtdışındaki fuarlara Türk şirketleri olarak katılıyoruz. Ancak vatandaşlık alabilirsek çok daha iyi iş yapabiliriz. Suriyeli olduğum halde pek çok Arap ülkesini ziyaret edemiyorum. Başka ülkelerden gelen iş davetlerine gidemiyoruz. Bankalarla sorun yaşıyoruz. Tüm Suriyeliler yardıma ihtiyacı olan mülteciler değil. Bu yanılsama yatırımcıların işlerini engelliyor.”

Haberin Devamı

İKİ ODA İKİ GÖRÜŞ

HAKSIZ REKABET YAŞATIYORLAR
SURİYELİLERİN sınır bölgesinde ekonomiye etkisiyle ilgili iki görüş var. Antakya Ticaret Odası’nın kayıtlı 7 bin üyesinin 300’ü Suriyeli. Antakya Ticaret Odası Başkan Hikmet Çinçin, bölgede ihracatın bitmesiyle büyük sıkıntı yaşandığını belirterek, “Suriyeliler daha çok gıda ticaretiyle uğraşıyor. Hem ihracat yapıyorlar hem de iç piyasaya üretiyorlar. Savaştan önce Suriye Arap pazarına açılan kapımızdı. Yılda 600-700 milyon dolara yakın nakit Hatay’a giriyordu. Bu rakam sıfırlandı. Burada yaşayan 500 bin Suriyeli nüfusun yüzde 33’ünü oluşturuyor. Hatay’a getirdikleri sosyal sorunlar var. Mesleki eğitime tabi tutulmaları ve Türkçe öğrenmeleri gerekiyor. Suriyeliler işyeri açıyor ama vergi kaydı olmuyor. Haksız rekabet yaratıyor” diyor.

Haberin Devamı

KARDEŞLERDİ ORTAK OLDULAR
Gaziantep’teyse bakış farklı. 17 bin üyesi olan Gaziantep Ticaret Odası’na kayıtlı Suriyeli üye sayısı savaştan önce 12 iken, şimdi 976. Suriyeli işadamlarının dil, finansmana erişim, şirket kurma gibi çeşitli sorunlarının çözümüne yardım için çalışıyorlar. Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Beyhan Hıdıroğlu, Suriyelilerin pazara ivme kattıklarını söyleyerek şöyle konuşuyor: “Halep Ticaret Odası’yla Gaziantep Ticaret Odası kardeşti. Biz onlar vesilesiyle Arap pazarına, onlar da bizim sayemizde Avrupa pazarına ulaşırdı. Antep’in en büyük sanayi alanı ayakkabıda ciddi yol aldılar. Organize sanayi ve inşaat sektöründe de çalışıyorlar. Ben tüccar gözüyle bu değeri nasıl paraya çevireceğime bakıyorum. Şehrin istihdamına katılması için projeler geliştiriyoruz. Ortak yaşam kültürünü nasıl oluştururuz diye bakıyoruz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!