Fonksiyonlar akıllandı

BİRKAÇ dakikalığına daktilo teknolojilerinin hızla geliştiği yıllara dönelim. 1965 yılında en popüler elektrikli daktilo üreticisi Flexowriter Programatic, modellerinde daha fazla işlem yapılabilmesini sağlamak amacıyla ‘fonksiyon’ tuşlarını kullanmaya başladı. O dönemde oldukça dikkat çeken bu tuşlar, daktilo klavyesinin en üst sırasında F1’den F12’ye kadar uzanıyordu. Daktilolardan bilgisayarlara sıçrayan fonksiyon tuşları, günümüzdeki tüm bilgisayarlar da hâlâ yer alsa da yavaş yavaş tarihe karışmaya başladı. Bunun ilk sinyali ise Apple’ın üst segmentte yer alan dizüstü bilgisayar modeli MacBook Pro ile geldi.

İNCE UZUN BİR EKRAN

‘Touch Bar’ adında yeni bir deneyim teknolojisi geliştiren Apple, fonksiyon tuşlarının yerine yaklaşık 1 cm kalınlığında mini bir dokunmatik OLED ekran ekledi. 45 derecelik açıda en keskin görüntüyü sunan bu ekranın en büyük özelliği ise fiziksel olan fonksiyon tuşlarının yerine sınırsız bir işlem kabiliyeti vermesi. Yani Touch Bar ekranı gerçekleştirdiğiniz işleme göre farklı fonksiyon seçenekleri sunuyor ve birçok işleme tek bir dokunuşla ulaşmanızı sağlıyor. En basitinden bir örnek paylaşalım; elleriniz klavyede ve bir yazı yazıyorsunuz. Yazının bir kısmını kalın harflerle yazmak istiyorsunuz. Bunun için önce klavyeden elinizi çekmeniz ve daha sonra ekranda üzerinde kalın harf simgesine giderek basmanız gerekiyor. Touch Bar özelliğiyle ise yazı yazarken mini ekranda bir kalın harf simgesi beliriyor. Hatta bunla kalmıyor, renk, italik, çizgili, paragraf sütunu belirleme ve kelime tahmini gibi seçenekleri de sunuyor. Farklı uygulamalarda ise Touch Bar ekranı tamamen değişiyor. Örneğin, Photoshop uygulaması kullanıyorsanız, en sık kullandığınız araçlar Touch Bar’da yer alıyor. Veya DJ’lik yapıyorsanız, ses efektleri arasında geçerken bu mini dokunmatik ekranı kullanabiliyorsunuz.Touch Bar’ın dikkatimizi çeken diğer bir özelliği ise kişiselleştirilebilir bir deneyim sunması. Uygulamalar açıkken ekranın en üstünde yer alan ‘görüntü’ seçeneğinin altında “Touch Bar’ı özelleştir” seçeneği çıkıyor. Touch Bar’da yer almasını istediğiniz tuşları sürükle-bırak yöntemiyle taşımak mümkün. Touch Bar, aynı zamanda uygulamaya göre kullanıcıların sık kullandığı seçenekleri de öne çıkarıyor. Örneğin, bir e-posta gönderirken kişi yazmanıza gerek kalmıyor. Çünkü, Touch Bar en sık e-posta göndereceğiniz kullanıcıları tahmin ediyor ve mini ekran üzerine isimlerini çıkarıyor. Böylece tek dokunuşla e-posta gönderebileceğiniz kişiyi seçebiliyorsunuz. Touch Bar’ın en sağında ise bir parmak izi okuma sensörü yer alıyor. Bu sensör sayesinde şifre girmeden parmak iziyle bilgisayarı açabilmek ve hatta önümüzdeki dönemde kredi kartı bilgisi girmeden alışveriş yapabilmek mümkün olacak.

7 BİN 199 TL’DEN BAŞLIYOR

MACBOOK Pro modelleri, video, fotoğrafçılık veya DJ gibi profesyonel alanlarda çalışıp, parasını bilgisayar üzerinde kazananlar tarafından daha çok tercih ediliyor. Bu yüzden MacBook Pro modellerinde performans en üst seviyede tutuluyor. Doğal olarak bu da fiyata yansıyor. Yeni MacBook Pro modelleri Touch Bar’lı ve Touch Bar’sız olmak üzere iki farklı seçenekte sunuluyor. Touch Bar özelliğine sahip olan modellerin satış fiyatları 13 inç ekranda 7 bin 199 TL’den başlıyor. 15 inçlik en güçlü modelin satış fiyatı 11 bin 99 TL. Touch Bar özelliği olmayan MacBook Pro modeli ise 5 bin 999 TL’lik satış fiyatına sahip.

ARTISIYLA EKSİSİYLE YENİ MACBOOK PRO

+

Touch Bar özelliğiyle yeni bir deneyim sunması.
Parmak izi sensörü sayesinde şifre girmeden kullanım.
İki kat kadar büyüyen ‘track pad’.
4 adet USB-C girişinin olması ve istenilen girişten şarj edilebilmesi.
Hız ve batarya performansı Malzeme kalitesi ve ince yapısı.

-

Klavyede yazı yazarken yanlışlıkla Touch Bar’a dokunulabilmesi.
Touch Bar destekleyen uygulama sayısının şu anda az olması.
Mıknatıs yapılı şarj girişinin olmaması.
Şarj adaptörünün büyümesi.
USB-C’den başka bir girişin bulunmaması ve adaptör alma zorunluluğu.
Yüksek satış fiyatı.