Çağa uyamadık hazineyi erittik
Güncelleme Tarihi:
Celal Demirbilek
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2008 00:00
Grekoromen güreşçilerimiz FILA’nın yeni kurallarına ayak uyduramadı. Bir seansta en çok 3-4 maçın oynanması bizim gibi yaşlı takımların tükenmesine neden oldu.
Halterde rakipler izlenmemiş. Gerekli kilo istihbaratları alınmamış. Doping korkusu, Cafer Topcu ve Enver Türkileri ile yolların ayrılması teknik kapasiteyi etkiledi.
GÜREŞ ve halter, olimpiyatlarda madalya depomuzdu. 1948 Londra Olimpiyatı ile başlayan minder zenginliğimiz, Naim Süleymanoğlu’nun gelişi ile zirve yapan halter patlaması ülkemizin olimpiyatlarda hep gururu oldu.
Pekin’de ise işler ters gitti. Ne oldu da bu madalya hazinesi güreş ve halterimiz dibe vurdu. Sıkıntı neredeydi? Nerelerde kimler ne hatalar yaptı? Bu başarısızlığın gerisinde neler yaşandı? Çin’de Atina’nın madalya rekorunun kırılacağını beklerken, halterde peş peşe gelen ’0’ çekmeler, ata sporumuz dediğimiz güreşte yaşanan hayal kırıklıklarının gerisindeki gerçekleri gözler önüne serelim.
Son yıllarda FILA, kurallarla öylesine oynamaya başladı ki, güreşin seyir zevki ve popülaritesi düştü. Hatta bir ara IOC oyun zengini grekoromen güreşi kapatıp, minderin serbest stilde devamı bile gündeme geldi. IOC şimdilik ikna edildi, greko kurtuldu. Güreş her yıl yeni kurallarla yönetilmeye başlandı.
Bağımlı kaldık
Son kural değişikliği, ayakta tempo zayıflığına karşın yer güreşinde künde ve supleksi çok iyi yapan güreşçilerimiz için büyük şanstı. Ancak 30 saniyede bir güreşin durdurularak parter pozisyonuna geçilmesi ve kura faktörü güreşin dengelerini bozdu. Bu kurallarla yönetilen güreş bizim gibi yaşlı takımlara yaramadı.
Bu kurallar 25 yaş altı genç güreşçilerin iştahlarını kabarttı. Olimpiyatta her siklette 20 güreşçi sınırlaması olması nedeniyle bir seansta 3-4 maçın oynanması bizim gibi yaşlı takımların tükenmesine neden oldu. Greko minderinde patlama yapan Fransızlar, gençleştirilmiş bir kadro ile gelen Ruslar ve Azeriler, Çin’in coğrafik yapısına uygun bölgelerde hazırlanırken biz katıldığımız diğer branşlarda bu uygulamayı neden yapmadık?
Son 15 yıldır grekoda kilolar hep tek kişilere bağımlı kaldı. Mindere alternatif sporcular kazandırılmadı. Hep aynı isimlerin peşinden gidildi. Zaten önü kapalı güreşçi kamplarda "idmancı"dan öteye gidemedi. Gelecek, zirvedeyken düşünülmeliydi. Hamza Yerlikaya, Nazmi Avluca, Şeref Eroğlu, Hakkı Başar, Ercan Yıldız, Bayram Özdemir’in yerlerini alacak güreşçiler var dense de bunun için uzun yıllar beklemek bir gerçekti.
Minderde olmayacak
Nazmi Avluca’nın sağlam bacağı ile finali kaçırıp, bastonluk bacağı ile bronz madalyayı getirmesi bir minder olayıydı. Ama aynı şey Mehmet Özal için söylenemiyordu. Minderden topallaya topallaya indiği günün ertesinde Pekin’de gezintiye çıkması hoş olmadı. Özal buraya açılış töreninde bayrak taşımaya mı gelmişti?
Pekin vizesini son eleme turnuvasında alabilen ve oksijen kabininden mindere çıkan Şeref Eroğlu’na 2.5 aylık olimpiyat hazırlık kampı yeterli gelmemişti. Oksijen tedavisi Türkiye’de randıman verirken, Pekin’de Şeref’e aynı tedavinin devamı için gireceği bir "vurgun odası" bulunamamıştı.
Bilal Tabur ve ekibi başta Salih Bora olmak üzere grekonun tükendiği bir dönemde bir nesil yetiştirmişti. İşte o nesil, yarından itibaren minderlerde olmayacak artık...
WADA korkusu
Türkiye’nin doping belasından bir yıl cezalandırılması, Halil Mutlu’nun idrarından gelen kötü haber ve olimpiyata gelmeme kararı sporculara olumsuz yansıdı.
![/images/100/0x0/55ea9280f018fbb8f888c240]()
HALTERCİLERİ ise doping korkusu sardığı bir gerçek. Korkulu rüya WADA baskınları belli ki konsantrasyonları bozuyor. Sadece bizim mi? İşte dünya halterinin patron ülkeleri Yunanistan ve Bulgaristan burada yoklardı. Yunanlı komşularımız sadece 3 sporcu ile gelmişlerdi.
Pekin Olimpiyatı, Türk halteri için bir hezimetti. Oysa bir önceki Atina’da 3 altın, 1 bronz ile Çin’in ardından ikinci gelmekle ne kadar mutluyduk. Türk halterinde çöküş Pekin’de değil, Atina sonrası başladı. Türkiye’nin yine doping belasından bir yıl cezalandırılması motivasyonu bozdu. Bunun üzerine halterin lokomotifi Halil Mutlu’nun idrarından gelen kötü haber ve olimpiyata gelmeme kararı diğer sporculara da olumsuz yansıdı. Haltere zirve yaptıran Cafer Topcu ve Enver Türkileri ile yolların ayrılması belli ki teknik kapasiteyi oldukça etkilemiş.
Beklenmeyen tablo
Bu yanlış bir karardı. Ayrıca sızan haberlere göre kamp çalışmalarının yeterliliği bir olimpiyat yılına yakışmamış. Çok çalışmanın değil, doğru çalışmanın geçerli olduğu sporda Nurcan Taylan, Taner Sağır ile İzzet İnce ve Sedat Artunç’un sıfır çekmeleri işte bu beklenmeyen tabloyu gözler önüne seriyordu.
Bir kere rakipler izlenmemiş. Gerekli kilo istihbaratları alınmamış.
GÜREŞ ve halter, olimpiyatlarda madalya depomuzdu. 1948 Londra Olimpiyatı ile başlayan minder zenginliğimiz, Naim Süleymanoğlu’nun gelişi ile zirve yapan halter patlaması ülkemizin olimpiyatlarda hep gururu oldu.
Pekin’de ise işler ters gitti. Ne oldu da bu madalya hazinesi güreş ve halterimiz dibe vurdu. Sıkıntı neredeydi? Nerelerde kimler ne hatalar yaptı? Bu başarısızlığın gerisinde neler yaşandı? Çin’de Atina’nın madalya rekorunun kırılacağını beklerken, halterde peş peşe gelen ’0’ çekmeler, ata sporumuz dediğimiz güreşte yaşanan hayal kırıklıklarının gerisindeki gerçekleri gözler önüne serelim.
Son yıllarda FILA, kurallarla öylesine oynamaya başladı ki, güreşin seyir zevki ve popülaritesi düştü. Hatta bir ara IOC oyun zengini grekoromen güreşi kapatıp, minderin serbest stilde devamı bile gündeme geldi. IOC şimdilik ikna edildi, greko kurtuldu. Güreş her yıl yeni kurallarla yönetilmeye başlandı.
Bağımlı kaldık
Son kural değişikliği, ayakta tempo zayıflığına karşın yer güreşinde künde ve supleksi çok iyi yapan güreşçilerimiz için büyük şanstı. Ancak 30 saniyede bir güreşin durdurularak parter pozisyonuna geçilmesi ve kura faktörü güreşin dengelerini bozdu. Bu kurallarla yönetilen güreş bizim gibi yaşlı takımlara yaramadı.
Bu kurallar 25 yaş altı genç güreşçilerin iştahlarını kabarttı. Olimpiyatta her siklette 20 güreşçi sınırlaması olması nedeniyle bir seansta 3-4 maçın oynanması bizim gibi yaşlı takımların tükenmesine neden oldu. Greko minderinde patlama yapan Fransızlar, gençleştirilmiş bir kadro ile gelen Ruslar ve Azeriler, Çin’in coğrafik yapısına uygun bölgelerde hazırlanırken biz katıldığımız diğer branşlarda bu uygulamayı neden yapmadık?
Son 15 yıldır grekoda kilolar hep tek kişilere bağımlı kaldı. Mindere alternatif sporcular kazandırılmadı. Hep aynı isimlerin peşinden gidildi. Zaten önü kapalı güreşçi kamplarda "idmancı"dan öteye gidemedi. Gelecek, zirvedeyken düşünülmeliydi. Hamza Yerlikaya, Nazmi Avluca, Şeref Eroğlu, Hakkı Başar, Ercan Yıldız, Bayram Özdemir’in yerlerini alacak güreşçiler var dense de bunun için uzun yıllar beklemek bir gerçekti.
Minderde olmayacak
Nazmi Avluca’nın sağlam bacağı ile finali kaçırıp, bastonluk bacağı ile bronz madalyayı getirmesi bir minder olayıydı. Ama aynı şey Mehmet Özal için söylenemiyordu. Minderden topallaya topallaya indiği günün ertesinde Pekin’de gezintiye çıkması hoş olmadı. Özal buraya açılış töreninde bayrak taşımaya mı gelmişti?
Pekin vizesini son eleme turnuvasında alabilen ve oksijen kabininden mindere çıkan Şeref Eroğlu’na 2.5 aylık olimpiyat hazırlık kampı yeterli gelmemişti. Oksijen tedavisi Türkiye’de randıman verirken, Pekin’de Şeref’e aynı tedavinin devamı için gireceği bir "vurgun odası" bulunamamıştı.
Bilal Tabur ve ekibi başta Salih Bora olmak üzere grekonun tükendiği bir dönemde bir nesil yetiştirmişti. İşte o nesil, yarından itibaren minderlerde olmayacak artık...
WADA korkusu
Türkiye’nin doping belasından bir yıl cezalandırılması, Halil Mutlu’nun idrarından gelen kötü haber ve olimpiyata gelmeme kararı sporculara olumsuz yansıdı.
HALTERCİLERİ ise doping korkusu sardığı bir gerçek. Korkulu rüya WADA baskınları belli ki konsantrasyonları bozuyor. Sadece bizim mi? İşte dünya halterinin patron ülkeleri Yunanistan ve Bulgaristan burada yoklardı. Yunanlı komşularımız sadece 3 sporcu ile gelmişlerdi.
Pekin Olimpiyatı, Türk halteri için bir hezimetti. Oysa bir önceki Atina’da 3 altın, 1 bronz ile Çin’in ardından ikinci gelmekle ne kadar mutluyduk. Türk halterinde çöküş Pekin’de değil, Atina sonrası başladı. Türkiye’nin yine doping belasından bir yıl cezalandırılması motivasyonu bozdu. Bunun üzerine halterin lokomotifi Halil Mutlu’nun idrarından gelen kötü haber ve olimpiyata gelmeme kararı diğer sporculara da olumsuz yansıdı. Haltere zirve yaptıran Cafer Topcu ve Enver Türkileri ile yolların ayrılması belli ki teknik kapasiteyi oldukça etkilemiş.
Beklenmeyen tablo
Bu yanlış bir karardı. Ayrıca sızan haberlere göre kamp çalışmalarının yeterliliği bir olimpiyat yılına yakışmamış. Çok çalışmanın değil, doğru çalışmanın geçerli olduğu sporda Nurcan Taylan, Taner Sağır ile İzzet İnce ve Sedat Artunç’un sıfır çekmeleri işte bu beklenmeyen tabloyu gözler önüne seriyordu.
Bir kere rakipler izlenmemiş. Gerekli kilo istihbaratları alınmamış.